Şanlıurfa'ya düz hakim olarak atanan Hrant Dink Davası hakimi Rüstem Eryılmaz kararının arkasında: En doğru kararı verdik, Dink cinayetinde örgüt yoktur.
Hrant Dink Davası’nda “Örgüt yoktur” kararı vererek tartışmalara konu olan eski özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Rüstem Eryılmaz, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından Şanlıurfa’ya düz hakim olarak atandı. Eryılmaz, yakın geçmişte Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının yürütüldüğü Beşiktaş Adliyesi’nde görev yaptığı için böyle bir karar alınmış olabileceğini söyledi. Dink kararının arkasında olduğunu ifade eden Eryılmaz, “Biz kararımızın arkasındayız. En doğru kararı verdiğimi düşünüyorum. (Cinayetin) Arkasında kanıtlanmamış örgütler olabilir ama şu an kanıtlanmış bir şey yok” dedi.
İsmail Saymaz'ın Radikal'deki haberine göre, Hakim Rüstem Eryılmaz, önceki HSYK döneminde mahkeme başkanlığına atandığını ifade ederek, görev yerinin değiştirilmesine anlam veremediğini ifade etti. Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının yapıldığı eski Beşiktaş Adliyesi’nde görev yapmış hakim ve savcılara yönelik bir tasarruf olduğunu vurgulayan Eryılmaz, “Beklemiyordum desem yanlış olur. Beşiktaş’ta çalışmış olduğumuz için böyle karar verildi diye düşünüyorum. O dönemki soruşturmalarda ucundan kenarından da olsa bizler de görev yaptık. Nöbetçi olarak… Aslında ne Ergenekon’da ne Balyoz’da ben görev yaptım. Biz kanunlar çerçevesinde hareket ettik. Mevzuata aykırı iş yapmadık. Müfettiş denetimleri mevcuttur. Çoğu dinleme kararında hayır dedik, hepsine evet demedik. Ama insanların canı tehlikeye girmesin diye, memleketin güvenliği için dinleme kararları verdik” diyor. Hrant Dink Davası’ndaki “Örgüt yoktur” kararının da arkasında olduğunu kaydeden Eryılmaz, şöyle dedi:
“Ben Dink kararının bu tayinde etkili olduğunu tahmin etmiyorum. Bir karar verdik. Neticede, Yargıtay bizim kararımızı önemli ölçüde onadı. Bazı teferruatlarda bozma kararı verdi. Biz tabi kararımızın arkasındayız. Dosya kapsamına göre en doğru kararı verdiğimi düşünüyorum. Bize ‘terör örgütü davası’ diye açılmıştı. Hatta bizim mahkeme, ‘hangi örgüt olduğunu belirtin’ diyerek, ilk iddianameyi iade etmişti. Yargıtay’ın bahsettiği, adi çete türünde bir örgüttür. ‘Terör örgütü olmasa da üç beş kişi bir araya gelmiş, örgüt kurmuş’ şeklinde bir değerlendirmedir. Örgütün devam eden eylemlerinin olması gerekir. Öyle bir eylem hali de bulunmuyor. Beş yıl yargılama yaptık. Arkasında kanıtlanmamış örgütler olabilir ama şu an kanıtlanmış bir şey yok.”