"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Davutoğlu'ndan düşürülen Rus uçağı hakkında flaş açıklama

27 Temmuz 2016, Çarşamba 12:19
Eski Başbakan AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu gündeme dair açıklamalarda bulundu.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Rus uçağını düşüren iki pilotun da tutuklandığı açıklanmıştı.

Davutoğlu, Rus uçağının düşürülmesine ilişkin 'Emri ben verdim' eleştirileriyle ilgili soruya da cevap verdi. Davutoğlu eleştirilerle ilgili olarak, “Düşünün ki 17-14 saniye süren bir hava sahası ihlalinde, Başbakanın o spesifik olay için emri vermesi mümkün mü?” derken, “Ben herhangi bir şey varsa siyasi sorumluluğu üstlenme konusunda hiç geri adım atmam” ifadelerini kullandı.

NTV’de konuşan Davutoğlu şunları söyledi:

15 Temmuz gecesi, güvenli bir eve gittik. Ben yine de zor bir gece olduğu için gideceğimiz evi sorun, kendisinin rızası varsa deyin dedim. Sayın cumhurbaşkanımıza başbakanımıza ulaşmak için çabamız oldu. Ardından beş yerli, dört yabancı kanala demeçler vererek, ilk tweeti attık. Belli olan bir husus vardı, bu bir kader gecesiydi. Herkes kader gecesinde doğru yerde olmak zorundaydı. Özellikle yabancı kanallarda izahat yanlışı görünce, yabancı kanallara bağlandım. Ben burada bütün medyaya, görünür olmak risk getirir ama siz bunu üstlendiniz. O gece bizim için onur gecesiydi. Allah bir daha öyle karanlık gecesi göstermesin.

RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİYLE İLGİLİ OLARAK “EMRİ BEN VERDİM” SÖZÜNÜZ ELEŞTİRİ İÇERİKLİ OLARAK SİZE YÖNLENDİRİLDİ.D AHA SONRA DÜŞÜRENLERİN GÖZALTINA ALINMALARI ELBETTE BU YAPIYA BAĞLI OLMALARI DÜŞÜNCESİNİ UYANDIRDI. AMA EMRİ BEN VERDİM SÖZÜNÜZ TARTIŞILIYOR.

Bu sözden hareketle hükme varanlar devlet işleyişini bilmeyenler ya da art niyetlilerdir. Devlette bu şey nasıl yürür? Düşünün ki 17-14 saniye süren bir hava sahası ihlalinde, Başbakanın o spesifik olay için emri vermesi mümkün mü? Pilot duracak, silsile var. Hava kuvvetleri komutanı, genelkurmay başkanını arayacak, o da beni arayacak ben de vurun diyeceğim…

Burada kesin art niyet var. Kendince birileri geçmişi böyle saptırarak anlatma, bazıları da dış politikayı sorgulama şeyi var. Burada olan şey şudur. 19 Haziran 2012 uçağımız düştüğü zaman, silahlı kuvvetlere, o zaman başbakanımız, şimdi cumhurbaşkanımız Erdoğan, benim de katıldığım toplantıda değerlendirdik. Artık bundan sonra Suriye’den ülkemize yaklaşan uçak tehdit olarak görülmeli ve vurulmalı dendi. Yani Suriye’den uçan, hava sahası ihlali olmasa bile tehdit olsa dendi.

Eylül 2015’te Rusya sahaya girip, arka arkaya hava sahası ihlali yapınca, MGK’da istişare ederek bu angajman kuralını değiştirme ihtiyacı ortaya çıktı. 10 Ekim 2015 tarihinde, bu anlamda talimatı ben verdim diyorum. Genelkurmay başkanına yeni talimat verildi, sadece Suriye uçakları değil, hava ihlali yapan uçaklara angajman kuralları uygulanır dedi. Nihayetinde başbakan imzasıyla verildi.

11 Ekim’de de genelkurmay başkanımız hava kuvvetleri komutanına, o da filo komutanına verir. Yoksa Rus uçağı olduğunu bilip, başka ülke uçağı da olabilirdi. Alanda meçhul bir uçakta olabilirdi. Ama talimat istişareler sonucu, benim de verdiğim talimat, pilotlarımız şu şu şartlarda ihlal eden uçağı vurur.

Burada 24 Kasım günü, sonra da üç dört uçak oldu. Cumhurbaşkanımız Putin’i nazikçe uyardı, söylendi. 24 Kasım günü, o gün ben hükümeti kuracağım, 11’de cumhurbaşkanımızla buluşacağız. Genelkurmay başkanımız bilgiyi bana aktardı. Siz dışişleri bakanımızı, mit müsteşarımızı alın, tedbirleri geliştirin dedim. Cumhurbaşkanımızla görüştük, bu arada bunu da konuştuk. Cumhurbaşkanımız da o zaman öğleden sonra tekrar buluşalım dedi. Ben de bakanlar kurulunu açıkladım. Sonra bir araya geldiğimizde, tedbirleri geliştirdik. Sayın cumhurbaşkanımızın Putin ile görüşme talebine olumlu yanıt vermedi.

Ben herhangi bir şey varsa siyasi sorumluluğu üstlenme konusunda hiç geri adım atmam. Angajman kuralları uygulanması konusunda kimse sorumlu addedilemez.

Bu arada bu pilotla ilgili bazı şüpheler, kamuoyunda bazı tartışmalar vardı. Genelkurmay başkanımızın tetkik etmesini istedim. İrtibat tespit edilmedi. O arada hava sahası ihlal edilen ülke biziz. Biz suçlu değiliz.

Peki bu uçak başka uçak olsa, İskenderun’u bombalasa, hesaba çekilmez miydik hepimiz? Siyasi sorumluluktan kaçınmam. Ama şu anda yürütülen Rusya politikası doğrudur.

İLK İHBAR, HAKAN FİDAN'A SUİKAST ŞEKLİNDE GELDİ

 

Eski Başbakanlardan AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, darbe girişiminin alçakça bir saldırı olduğunu söyledi. Darbe ile ilgili kendisine gelen ilk ihbarın MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a suikast yapılacağı şeklinde olduğunu aktaran Davutoğlu, "Bir darbe şeklinde değil de helikopterle gelip Hakan Fidan'a yapılacak eylem şeklinde" ifadelerini kullandı.

Özel bir televizyon kanalına konuk olan Davutoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminde yaşadıklarını ve sonrasındaki süreç hakkında açıklamalarda bulundu. Geçmişe dönük bakıldığında bir istihbarat bilgisi olduğunu ancak kendisinin geç ve doğal yollardan bilgi sahibi olduğunu anlatan Davutoğlu, "Sabah tablo netleşinceye kadar hepimiz ayaktaydık. Zor bir geceydi. O gece bizim için bir onur gecesiydi" dedi.

Davutoğlu, "Günler vardır bir asra bedel. 15 Temmuz öyle bir gündü. Bu gece karanlık olabilir ama yarın Türkiye aydınlık bir güne uyanacak demiştim. O gün üst üste iki düğüne katılmak üzere Ankara'daydık. Sonra olağanüstü haberler bize de intikal etmeye başladı. Koruma müdürümüze güvenlik tedbiri alması talimatı iletildi. Güvenlik koruma amirimizin tanıdığı bir eve gittik. Cumhurbaşkanı ve Başbakanımıza ulaşmak için çabalarımız oldu. TV kanallarına gece boyunca demeçler verdik" diye konuştu.

İLK İHBAR, HAKAN FİDAN'A SUİKAST ŞEKLİNDE GELDİ

Darbe sonrasındaki istihbarat zaafiyeti tartışmalarına değinen Davutoğlu, "Doğrudan bilgiye sahip değilim ama ilk ihbar Hakan Fidan'a yapılacak bir suikast şeklinde geliyor. Bir darbe şeklinde değil de helikopterle gelip Hakan Fidan'a yapılacak eylem şeklinde" ifadelerini kullandı.

BİR DAHA DEVLETTEN SÖZ ETMEK SÖZ KONUSU OLMAZDI

Askeri kalkışma karşısında insanın aklına ilk önce "Ya Rabbim bu ülkeyi koru geliyor" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Biz tarihte çok isyan gördük; Osmanlı'daki yeni çeri isyanları da cumhuriyet dönemindeki darbeler de dahil. Ama milletin kendisine saldıran alçakça bir darbe olmadı. Halk nezdinde devletin kaybettiği itibar öylesine olabilirdi ki bir daha devletten söz etmek söz konusu olmazdı."

BİR NUMARADA CUMHURBAŞKANIMIZ, İKİ NUMARADA BEN VARDIM

Dışişleri Bakanlığı görevi döneminde ofisinin dinlediğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

"Dinlemenin faillerini o zaman çok araştırdık, bakanlık içerisinden olduğu kesindi. Şüpheli isimleri pasif göreve getirdik. Görevden aldığınızda mahkeme kararıyla geri dönüyordu. Bu nedenle kontrol altına alıyorduk. Bunu dinleyen alçak yapının hedefi çok açıktı. Suriye bağlamında Türkiye'yi suçlu yerine oturtmak ve Şam rejimini aklamaktı. Geçen gün bu yapıya bağlı bir hakimin çekmecesinden çıkan iddianamede eğer darbe olsaydı bir numarada Cumhurbaşkanımız, iki numarada ben vardım. İçişleri Bakanımız, MİT Müsteşarı vardı. Suçlama terör örgütlerine yardım. Bu aylar öncesinden hazırlanan bir kumpas."

ARADAN 8 AY GEÇİNCE BİR ŞÜPHE OLUŞTURMAK DOĞRU DEĞİLDİR

"Rus uçağının düşürülme emrini ben verdim" sözlerini hatırlatan Davutoğlu, şu bilgileri paylaştı:

"Bu söz çok tartışıldı. Bunun bir arka planı var. Burada kesin bir art niyet var. Suriye'de uçağımız düştüğü zaman silahlı kuvvetlere bundan sonra Suriye'de ülkemize yaklaşan her uçak tehdit olarak görülmeli ve vurulmalı kararı alındı. Bu uygulandı, bir helikopter düşürüldü. Eylül 2015'te Rusya arka arkaya saha ihlali yapınca istişare ederek bu angajman kuralını değiştirme durumu ortaya çıktı. Bu anlamda talimatı ben verdim diyorum. Genelkurmay Başkanı'na yeni talimat verildi, sadece Suriye uçakları değil hangi ülkenin uçağı olursa olsun vurulmalı denildi."

Davutoğlu, düşürülen Rus uçağının özel bir durum olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Bu başka bir ülke uçağı da olabilirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız hava sahası ihlalleri konusunda Putin'i uyardı. Burada devlet ortak olarak hareket edilmiştir. Kurallar içinde yapılması gereken yapılmıştır. O angajman kuralları uygulanması konusunda kimse suçlu adledilemez. Orada hava sahamız savunulmuştur. Aradan 8 ay geçinde bir şüphe oluşturmak doğru değildir. Açıklamayı angajman kuralları çerçevesinde yaptım."

Okunma Sayısı: 5874
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • burak

    27.7.2016 19:17:04

    Devlet adamı demek sorumlu kişi demektir.herşeyin hesabını vermeli.İki gariban pilotu haksız olarak suçlayıp günü kurtaramaya çalışmaz

  • ahmet

    27.7.2016 18:12:09

    ahmet hocam dürüstsünüz haksızlık karşısında susmadınız ve hakkaniyet üzere başbakanlık yapmaya çalıştınız kısa süre de olsa.fakat dürüstlük batıyordu bazılarına bir genelge yayınladınız şeffaf olacağız, herkes mal varlığını belirtecek aniden meydana gelen mal artışları araştırılacak diye.bunun üzerine hedefe koydular sizi ve sonunda kovdular basının kirallık kalemleri, bununla yetinmediler daha önce başbakanım diye elpençe dduranlar sizi hain diye yazdılar.belli ki yanar dönerler her mevsimde varmış.düşenin dostu olur mu ahmet hocam

  • CESUR ADAM

    27.7.2016 13:53:58

    OMURGALI DURUŞ BUYSA BİRDE OMURGASIZ DURSALAR acaba nerelere girecekler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı