Anayasa Mahkemesi (AYM), cezaevlerindeki mahkûmlara süreli yayınların (gazete ve dergi) teslim edilmemesi dolayısıyla açılan dâvâda, ifade hürriyetinin ihlâl edildiğine hükmetti. AYM oy çokluğu ile aldığı kararla, gazete ve dergilerin mahkûmlara verilmemesinin ifade hürriyetinin ihlâli anlamına geldiğini hükmederek her başvurucuya 500 TL tazminat ödenmesine hükmetti.

AYM’den yapılan açıklamada ‘yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında bulunan başvurucuların satın aldıkları dergi ve gazete gibi süreli yayınların çeşitli nüshaları, infaz kurumu eğitim kurullarının aldıkları kararlar uyarınca başvuruculara teslim edilmemiştir. Bu süreli yayınlar hakkında verilmiş bir toplatma ya da el koyma kararı bulunmamaktadır’ denildi. Açıklamanın devamında “Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26’ıncı maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlâl edildiğine karar vermiştir” ifadeleri yer aldı. Bazı cezaevlerinde gazetemize yönelik benzer keyfi uygulamaların olduğunu belirten avukatımız Mustafa Özbek, AYM kararının emsal olacağını söyledi.

Farklı ve keyfî uygulamalar mevcut

“Başvurucular, ücretini ödeyerek abone oldukları ya da satın aldıkları süreli yayınların keyfî ve gerekçesiz olarak kendilerine teslim edilmemesi dolayısıyla anayasal haklarının ihlâl edildiğini ileri sürmüşlerdir” denilen AYM’nin kararında şu cümlelere yer aldı; “Süreli yayınların ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülere teslim edilip edilmemesinde keyfiliği engelleyecek, aynı hukuki durumda bulunanlara aynı uygulamanın yapılmasını sağlayacak, açık, yol gösterici ve istikrarlı idari uygulamaları garanti edecek bir mekanizmanın bulunmadığı kanaatine ulaşmıştır. Sonuç olarak, süreli yayınların ceza infaz kurumlarına kabulüne ilişkin uygulamada Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılayan yeknesak değerlendirmeler yapılamadığı görülmüştür.”

İfade hürriyeti ihlâl edildi

“Öte yandan Anayasa Mahkemesince bugüne kadar aynı konuda çok sayıda ihlal kararı verilmiş olmasına karşın bu nitelikteki müdahaleler ve bunlara karşı yapılan bireysel başvurular devam etmektedir. Süreli yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmesine ilişkin mevcut sistemde uygulamadan kaynaklanan bir yapısal sorun bulunduğu görülmektedir. Süreli yayınların yeknesak, hakkaniyete uygun ve Anayasa Mahkemesinin öngördüğü kriterleri karşılayan bir yöntemle mahpuslara tesliminin sağlanması için etkin bir düzen kurulmadığı takdirde söz konusu yapısal sorunun devam edeceği ve bunun Anayasa’nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüğünün devamlı ihlali anlamına geleceği açıktır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.”

Haber Merkezi