Avrupa Birliği, Türkiye’nin İlerleme Raporu’nu açıkladı. Raporda temel haklar, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğünde gerileme gerekçeleriyle eleştirilen Türkiye’den bu konularda acil adım atması istendi. Cevap veren AB Bakanlığı, bazı tespitlerin özgürlük-güvenlik dengesini göz ardı ettiğini ifade etti.
AB Bakanlığı'ndan cevap
İlerleme raporlarının ‘doğası gereği eleştirel’ olduğunu belirten AB Bakanlığı, “Raporun içerisinde yer alan haklı ve makul eleştiriler dikkatle not edilecektir. Ancak katılmadığımız ve haksız olduğunu düşündüğümüz tespitler Komisyonun dikkatine getirilecektir” dedi. Bakanlık, hukukun üstünlüğü, yargı sistemi ile ifade, toplanma ve basın özgürlükleri konusundaki eleştirilere itirazlarını açıkladı:
“Raporda bu alanlarda yer alan bazı tespitlerin ülkemizin reform çalışmalarını yeterince yansıtmadığı, haksız, hatta yer yer ölçüsüz olduğu ve demokratik hukuk devletlerinde olması gereken özgürlük-güvenlik dengesini göz ardı ettiği değerlendirilmektedir.
Yargı süreci devam eden davalara ilişkin olarak genellemelere dayalı yorum ve tespitlerde bulunmanın en başta yargının bağımsızlığı ilkesine ters düşeceği açıktır. Türkiye bağımsız ve tarafsız yargı erkini ve ifade özgürlüğünü güçlendirmek için son yıllarda altı Yargı Reformu Paketi çıkarmıştır. Bu sene güncellenen Yargı Reformu Stratejisi de bu husustaki çalışmaların artarak devam edeceğinin en açık göstergesidir.
Ayrıca ilk kez halkoyuyla doğrudan seçilen Sayın Cumhurbaşkanımızın Anayasa’nın kendisine verdiği yetkileri kullanmasına ilişkin değerlendirmelerin kabul edilmesi mümkün değildir.
Türkiye, milli güvenliğini tehdit eden, kamu düzenini bozan ve yargının iç bağımsızlığını zedeleyen, iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten bu yapıya karşı yürüttüğü mücadeleyi kararlılıkla sürdürecektir. Bu itibarla AB’nin paralel yapı ile ilgili gerçekleri doğru okumasını ve hukuk dışı bu yapıya ve faaliyetlerine karşı gerekli hassasiyeti göstermesini bekliyoruz.
Ülkemiz siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar alanında reform çalışmalarını sürdürecektir.
Raporda, terörle mücadele alanında, PKK’nın terör örgütü olduğunun AB tarafından vurgulanmış olması önemli olmakla birlikte, Türkiye’nin PKK, DHKP-C, DAEŞ ve diğer terör örgütlerine karşı mücadelede ayırım yapmaksızın attığı kararlı adımların AB tarafından yeterince anlaşılamadığı görülmektedir.
Kıbrıs konusunda, Raporda, Ada’da taraflar arasında BM gözetiminde sürdürülmekte olan görüşmelere yönelik desteğimize atıfta bulunulmakta; ancak Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm için çabaların yoğunlaştığı bir dönemde, AB beklentilerin aksine tek taraflı bir bakış açısı sergilemeye devam etmektedir.”