Kaz Dağları’ndaki katliama yönelik konuya ilgili meslek örgütleri tarafından yapılan açıklamada, “Atıkların nasıl bertaraf edileceği, olası bir kamusal zararda kimler tarafından tazmin edileceği hiç tartışılmamakta” denildi.
Çanakkale sınırları içerisinde Balaban Tepesi’nde Kanadalı şirket Alamos Gold’un sahibi olduğu Doğu Biga Madencilik’in yürüttüğü altın madenciliği faaliyeti, AKP cephesinden aksi görüşlere rağmen Kaz Dağları ekosistemine zarar verecek olmasıyla gündemdeki yerini koruyor. Kaz Dağları’ndaki millî parka 40 kilometre uzaklıktaki maden sahasına ilişkin resmî açıklamalarda, altın arama faaliyeti dolayısıyla tabiî hayata zarar verilmeyeceği vurgulanıyor.
Atık bertarafı hiç tartışılmamakta
Konuyla ilgili meslek örgütlerinin yaptığı ortak açıklamada, “200-300 hektarlık bir alanda doğal örtüyü tamamen kazıyarak maden işletmesi kurulmasıyla, üstelik kimyasal metodlarla üretim yapılacağından dolayı doğa doğrudan zarar görecektir” denildi. Açıklamada, cevher atık oranı en yüksek madencilik işletmeciliğinin altın madenciliği olduğuna da işaret edilerek, tabiatı en olumsuz şekilde etkileyeceği kaydedildi ve “Atıkların nasıl bertaraf edileceği, olası bir kamusal zararda kimler tarafından tazmin edileceği hiç tartışılmamakta” denildi. Ayrıca Edremit Körfezi’nde deniz kıyısındaki suya Kazdağları kaynaklı yeraltı su kaynaklarından sular karıştığı ve ihtimal dahilindeki bir felakette madenden çıkarılacak maddi değerlerle geri kazanım sağlanamayacağı vurgulandı.
DEPREM RİSKİ TAŞIYOR
Türkiye Ormancılar Derneği 2. Başkanı Hüsrev Özkara meslek örgütleri adına hem ortak açıklamayı okudu hem de değerlendirmelerini paylaştı. Özkara, maden sahası Kazdağları’na sadece 40 kilometre uzakta olduğundan, topraktaki geçirgenlik ve fay hattı göz önünde bulundurulduğunda, siyanür kullanımının tabiatt tahribata yol açılacağını söyleyerek, herhangi bir deprem durumu söz konusu olması halinde çok daha fazla risk oluşacağını dile getirdi. Özkara, ayrıca, “ÇED Raporu’nda 6 yıl kalınacak yazıyor ama Alamos Şirketi’nin açıklaması ise 15 yıl. Sahanın büyüklüğü üzerinde ciddi farklılıklar var. Kesilen sahanın önümüzdeki yıllarda daha da genişletilebileceğini düşünerek çok ciddi kaygılar taşıyoruz” ifadeleriyle de ayrıntılara dikkat çekti.