28 Şubat davasında aralarında İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın da bulunduğu 21 sanık müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Davada 68 sanığın beraatına karar verildi.
28 Şubat davasında 103 sanıktan aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz'ün de bulunduğu 21'i müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Yüklenen suçları işledikleri sabit olmaması nedeniyle 68 sanığın beraatine hükmedilirken 10 sanık hakkındaki dava zaman aşımının dolması, 4 sanık hakkındaki dava ise ölmüş olmaları nedeniyle düşürüldü.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar, müdahiller ve tarafların avukatları katıldı.
Tarafların salondaki yerlerini almasının ardından mahkeme heyeti, duruşma salonuna geldi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy, "Yüce Türk milleti adına yargılama yapmaya yetkili ve görevli mahkememizce, hukukun üstünlüğüne bağlı kalınarak, tarafsız ve bağımsız olarak dosyada mevcut, hukuken geçerli kabul ettiğimiz belge, beyan ve delillerin hukuki değerlendirmesi sonucunda, heyetimizce tüm hususlarda oy birliğiyle vermiş olduğumuz kararı açıklıyorum." dedi ve hükmü açıkladı.
Buna göre, sanıklardan dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, dönemin Genelkurmay MEBS Başkanı ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Hayri Bülent Alpkaya, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal, dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Aydan Erol, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanı Cevat Temel Özkaynak, dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Çetin Saner, Genelkurmay İstihbarat ve İKK Daire Başkanı emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, dönemin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri emekli Orgeneral İlhan Kılıç, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı Çetin Dizdar, eski YÖK üyesi emekli Korgeneral Erdoğan Öznal, dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı Hakkı Kılıç, dönemin Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Plan Şube Müdürü İdris Koralp, dönemin Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Başkanı ve Başbakan Askeri Başdanışmanı Kenan Deniz, dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muhittin Erdal Şenel, dönemin Genelkurmay Plan Prensipler Başkanı Vural Avar, dönemin Genelkurmay Personel Başkanı Yıldırım Türker ve dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehlerine olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 147. maddesi uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye ve devirmeye iştirak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
Ancak mahkeme, sanıkların yargılama sürecindeki tutum ve davranışlarını takdiri indirim nedeni kabul ederek, cezalarını müebbet hapse çevirdi.
21 sanığa adli kontrol şartı
Mahkeme, sanıkların yaş ve sağlık durumları ile ölçülülük ve orantılılık ilkelerini de birlikte değerlendirerek, adli kontrol kapsamında yurt dışına çıkışlarını yasakladı, ayrıca her ayın ilk günü ikametlerine en yakın güvenlik birimlerine imza verme şartı getirdi.
Mahkeme, adli kontrol hükümlerine uyulmaması halinde tutuklanabilecekleri konusunda sanıklara ihtarda bulundu.
Yargılama sürecinde hayatını kaybeden Teoman Koman, Eser Şahan, Salih Eryiğit ve Tevfik Özkılıç hakkındaki dava, ölmüş olmaları nedeniyle düşürüldü.
Mahkeme, 765 sayılı TCK'nin 147. maddesindeki "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye ve devirmeye iştirak" suçundan dava açılan sanıklardan Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Metin Yaşar Yükselen, Orhan Yöney, Refik Zeytinci, Şevket Turan, Şükrü Sarıışık ve Yücel Özsır'ın eyleminin, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye ve devirmeye iştirak"a ilişkin "gizli ittifak" suçu kapsamında kaldığına hükmetti.
Bu suça ilişkin 765 sayılı Kanun'da 10 yıllık asli zaman aşımı süresi bulunduğuna dikkati çeken mahkeme, bu sebeple sanıklar hakkındaki kamu davasını zaman aşımından düşürdü.
68 sanık hakkında beraat kararı
Mahkeme, 68 sanık hakkında ise yüklenen suçları işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verdi.
Bu sanıklar şunlar:
"Abdullah Kılıçarslan, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu, Adem Demir, Ahmet Dağcı, Ahmet Aka, Ahmet Atalay Efeer, Ahmet Nazmi Solmaz, Ahmet Ziya Öztoprak, Alican Türk, Arslan Daştan, Aslan Güner, Aydın Karaşahin, Ayhan Cansevgisi, Bahaddin Çelik, Berkay Turgut, Celalettin Bacanlı, Cemal Hakan Pelit, Cengiz Koşal, Cengiz Çetinkaya, Doğan Temel, Engin Alan, Erdal Ceylanoğlu, Ergin Celasin, Erkan Yaykır, Ertuğrul Gazi Özkürkçü, Fuat Büyükcivelek, Hamza Özaltun, Hüsnü Dağ, İbrahim Selman Yazıcı, İsmail Hakkı Önder, İsmail Ruhsar Sümer, İsrafil Aydın, İzzettin İyigün, İzzettin Gürdal, Kurtuluş Öğün, Lokman Ekinci, Mehmet Başpınar, Mehmet Aygüner, Mehmet Ali Yıldırım, Mehmet Cumhur Yatıkkaya, Mehmet Şinasi Çalış, Mehmet Faruk Alpaydın, Metin Keşap, Metin Yavuz Yalçın, Mustafa Köseoğlu, Mustafa Bıyık, Mustafa Babacan, Mustafa Özbey, Mustafa Hakan Bural, Mustafa İhsan Tavazar, Mustafa Kemal Savcı, Necdet Batıran, Oğuz Kalelioğlu, Orhan Nalcıoğlu, Osman Bülbül, Osman Atilla Kurtay, Ruşen Bozkurt, Sedat Arıtürk, Serdar Çelebi, Seyfullah Sönmez, Sezai Kürşat Ökte, Ümit Şahintürk, Ünal Akbulut, Veli Seyit, Yahya Cem Özarslan, Yahya Kemal Yakışkan, Yüksel Sönmez ve Ziya Batur."
Sanık avukatları, kararı temyiz edeceklerini bildirdi.
Müebbet hapse çarptırılan askerlerin rütbeleri sökülecek
Mahkeme, müebbet hapis cezasına çarptırılan 21 sanıktan eski YÖK Başkanı Gürüz ile suç tarihinde TSK'den emekli olmuş, görevini YÖK üyesi olarak sürdüren Öznal dışındakiler hakkındaki karar kesinleştiğinde, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 30. ve 31. maddelerinin uygulanmasına hükmetti.
Buna göre, karar kesinleşirse 19 asker sanık rütbelerini kaybedecek.
1632 sayılı Kanun'un 30. maddesi, "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası" başlığını taşıyor ve maddede "taksirli suçlar hariç olmak üzere" kimi suçlardan mahkumiyet halinde kişinin TSK ile ilişiğinin kesileceği belirtiliyor.
Kanunun "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği ve sonuçları" başlıklı 31. maddesinde ise "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliğinin, hükümlünün Silahlı Kuvvetlerle ilişiğinin kesilmesi olduğu" kaydedilerek, "Bu ceza, ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın; askeri rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi, subay, astsubay, uzman jandarma ve devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme sonuçlarını doğurur." ifadelerine yer veriliyor.
Yargılama gideri ödeyecekler
Öte yandan, yine hükmün kesinleşmesi halinde haklarında mahkumiyet kararı verilen sanıklardan sebep oldukları yargılama giderleri ayrı ayrı tahsil edilerek, Hazine'ye irat kaydedilecek.
Aynı sanıklar, davaya müdahil olup kendilerini avukatla temsil ettiren kişilere de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4 bin 360'ar lira ödeyecek.
Sanıkların tutuklanması talebi
28 Şubat davasının bazı müdahilleri, mahkumiyetine karar verilen 21 sanığın tutuklanması talebiyle üst mahkemeye itirazda bulundu.
Davanın müdahillerinden Deniz Dilmen ve Gülsüm Peker Alpay'ın avukatları Mehmet Alagöz ve Necip Kibar, ilgili ağır ceza mahkemesine gönderilmek üzere Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe verdi.
Davada hüküm kurularak 21 sanık hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve ilgili maddeleri uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren düşürmeye ve devirmeye iştirak" suçundan müebbet hapis cezası verildiği, ancak sanıkların "yaş durumları ve sağlık sebepleri" gerekçe gösterilerek, tutuklama kararı verilmediği, adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına hükmedildiği anımsatılan dilekçede şunlar kaydedildi:
"Sanıkların müebbet hapis cezasına mahkum edilmelerine rağmen tutuklanmamaları açıkça hukuka aykırı olup, sanıkların tutuklanmaması kamu vicdanını zedeler niteliktedir. 28 Şubat postmodern darbesini gerçekleştiren illegal Batı Çalışma Grubu'nu faaliyete sokan ve Türkiye'nin her alanında bütün vatandaşlarını etkiler nitelikte hukuka aykırı faaliyetler icra eden sanıkların mahkeme kararıyla da suçluluğunun tescil edilmesine rağmen tutuklanmamaları usul ve esas açısından hukuka aykırıdır.
Türkiye'de yakın tarihte 15 Temmuz hain darbe girişimi de söz konusu olup, bu davalardaki yargılamalar da devam etmekteyken, tüm darbecilere cesaret verir mahiyette karar verilerek sanıklar hakkında ceza kararı verilmesine rağmen tutuklama kararı verilmemesi açıkça hatalı olup, bu hatadan bir an evvel dönülmesi için tutuklamama kararına itiraz etmekte ve mahkemece müebbet hapse mahkum edilen sanıkların tutuklanmalarına karar verilmesini talep etmekteyiz."
AA