Elli yıl önceki Risale-i Nur Talebelerindeki şevk, heyecan ve hissiyatlarını birinci ağızdan dinlemek nasip oldu. Müstesna bir gecede müstesna bir programa şahit olduk.

Risale-i Nur hizmetlerinde ayrı bir dönem olan 1960’lı, 70’li yıllardaki şevk ve heyecanı zaman zaman İzmitli saff-ı evvel ağabeylerle yaptığımız çay sohbetlerinde ve okuma prog- ramlarında dinler ve heyecanlanırdık. Gündüzleri esnaf ziyaretleri, akşamları muhabbetli Nur dersleri ile geçer, Kur’ân hakikatlerini bir başkasına ulaştırmak en büyük bir vazife olarak bilinir, üniversitede okuyanlar dâvâsını anlatmak için yeri gelir prof. ile ilmi münâzaralar yapar, sosyalistlere insanın ve kâinatın mahiyetindeki sırları ispat edilir, merak ile soru soranlara tatmin edici cevaplar verildikten sonra kaynak ile buluşturulurdu. Mutlaka bir küçük risale cepte hazır bulundurulur ve müştaklara hediye edilirdi.

Kısıtlı imkânlar ile yapılan bu iman-Kur’ân hizmetleri takdire şayan hadiselerdi. Adeta İhlâs Risalesi’nde Üstadın dediği gibi ‘’madem bu müthiş zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde ve şiddetli tazyikat karşısında ve savletli bid’alar, dalâletler içerisinde bizler gayet az ve zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde, gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’âniye omuzumuza ihsan-ı İlâhî tarafından konulmuş.’’ (Lem’alar, 21. Lem’a, yeni tanzim s. 274) hakikatini bizatihi yaşamışlar.

O yıllarda her sahada iman hizmeti yapılıyor ve Âlem-i İslâmda ilklerin öncüsü Risale-i Nur Talebeleri oluyordu. Nur Talebeleri basın yolu ile daha geniş kitlelere Risale-i Nurlar’ı neşretmek istiyorlardı. Aynı zamanda ehl-i dalâlet Nur Talebelerine attıkları çirkin iftiraları kartel medya ile ilân ediyorlardı. Gerçekleri kamuoyu ile paylaşmak gerekiyor ve Üstadın prensiplerini ilân etmek gerekiyordu. Bu maksatla haftalık gazeteler çıkarılmaya başlandı. Bun- ların başında İhlâs, Zülfikar ve İttihat gazeteleri geliyordu.

2010 yılındaki bir ‘Hizmet Rehberi’ dersinde Mehmet Kutlular Ağabey günlük gazete ihtiyacını şu şekilde özetlemişti: Her gün Nur Talebeleri hakkında çeşitli iftiralar atılıyor. ‘Nurcular ayin yapılırken basıldı. Göz altına alındı. Mahkemeye çıkarıldı’ vb… Ehl-i dünya kartel medyası ile sürmanşetten bu ve benzeri haberler ile akıllarda çirkin istifhamlar bırakmaya çalışıyorlardı. Zübeyir Ağabey Üstad ve Risale-i Nurlar ile ilgili iftiralara karşı çok hassastı. Ehl-i dalâlet her gün menfi pro- pagandasını yapıyor ve biz haftalık çıkardığımız gazeteler ile cevap veriyorduk. Yeterli gelmiyordu ve günlük bir yayın organı ile mukabelede bulunmak gerekiyordu. Bundan ötürü günlük gazeteye ihtiyaç vardı. Üstad ve Nur Talebelerine atılan çirkin iftiralara cevabı aynı anda vermek gerekiyor ki safi zihinlerde şüphe kalmasın. Bütün bu maksatlar için Zübeyir Gündüzalp ‘’Kardeşim lahana yaprağı kadar da olsa günlük gazete çıkarmalıyız!‘’ tesbiti, öngörüsü ve ferasetinin ne kadar yüksek olduğu bugünlerde daha net anlaşılıyor.

24 Ekim 1967 yılında yayın hayatına başlayan İttihat Gazetesi bu manaları kapsıyordu. Tarihler 21 Şubat 1970 yılını gösterdiğinde bu sefer bayrağı Yeni Asya Gazetesi devraldı. Risale-i Nurlar’ın medyadaki dili oldu.

Kendi bölgemizde yaptığımız bu İttihad buluşması bir çok yeniliklere de vesile oldu. 

Bizim müşahede ettiklerimiz şunlardır:

· 1963 yılından itibaren aktif hizmet etmiş ağabeylerden canlı hatıraları dinlemek,

· Bu vesileyle yıllardır derslere gelemeyen ağabeylerin buluşması,

· Farklı kulvarlarda iman hizmeti yapanların birlikteliğinin ve ittihadın sağlanmış olması,

· İttihat Gazetesi’nde fiilî olarak çalışan ağabeyler ile tanışmak,

· İttihad Gazetesi ile Yeni Asya gazetesi çalışanlarının birlikteliği,

· Yarım asırdır tavizsiz istikrar çizgisinin ilk günkü gibi muhafaza edildiği,

· İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa illeri ve ilçelerinden gelen saff-ı evvel ağabeyler ile kucaklaşmak ve muhabbet etmek,

· Seksen yaşını geçmiş olan İttihat kahramanlarının yaşlandıkça artan enerjileriyle iman hizmeti iştiyakını gözlemledik.

Küllî manada Risale-i Nur hizmetine vesile olan bu ittihat buluşması şeytan ve avanelerini rahatsız edecektir. Hiçbir ehemmiyeti ve tesiri yok. Yarım asırdır Nur kardeşlerin arasına ekilen ihtilâf tohumları Yeni Asya okuyucularının İttihat buluşmaları ile yerle yeksan olmuştur. Artık zaman ittihad zamanıdır.

“Ey kardeşlerim! Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır mânileri olur. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır. Bu mânilere ve bu şeytanlara karşı ihlâs kuvvetine dayanmak gerektir.” (Lem’alar, 21. Lem’a, s. 275)

Biz kendi mahallimizde ittihad buluşmasını gerçekleştirdik. Bu birlikteliğin hayırlara vesile olmasını ve umumî manada ittihadı Nura küllî manada ittihadı İslâma vesile olmasını Hâkim-i Mutlaktan niyaz ediyorum. Biz kendi vazifemizi yaparız. Cenâb-ı Allah’ın vazifesine karışmayız. Gayret ve hizmet bizden, muvaffakiyet Tevfik-i İlâhiden.