Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin Türkiye için vazgeçilmez bir hedef olduğunu belirtti.
Bilecik, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneğinin (ANSİAD) 2018 Faaliyet Yılı 19. Olağan Toplantısı, 2017 Vergi Rekortmenleri ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler Ödül Töreni'ne katıldı.
Toplantıda konuşma yapan Bilecik, Türkiye olarak "Yarınlara hazır mıyız?" diye sorulması gerektiğini ifade etti.
Hayatı iki kelimeyle "Devam ediyor" şeklinde özetlediğini dile getiren Bilecik, gelecekte karşılaşılacak riskleri ve fırsatları iyi değerlendirmek gerektiğini söyledi.
Türkiye için varılacak hedefler ve yakalanacak yepyeni başarılar olduğunu vurgulayan Bilecik, "Bundan en ufak bir şüphemiz yok. Gidilmesi gereken yol çok net. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, özgürlük ve sosyal ilerleme yolunun yolcusu olarak ilerlemeyiz." dedi.
Dünyanın karışık bir dönemden geçtiğini dile getiren Bilecik, ABD ile Çin arasında başlayan ticaret savaşlarının pek çok ülkeyi etkilemeye devam ettiğini, ancak dünyada ticaret savaşlarının asla kazananının bulunmadığını kaydetti.
"Bunlar özlediğimiz tablolardı"
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkinin bu yıl çok ciddi şekilde gerildiğini ancak son dönemde pozitif gelişmeler yaşandığını ifade eden Bilecik, şöyle konuştu:
"Bunlar özlediğimiz tablolardı. Birkaç yıldır görmek istediğimiz tablolar oluşmaya başladı. ABD'nin özellikle İran'a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye'ye muafiyet tanıması bizim için milli piyangonun en önemli armağanı gibiydi. ABD ile ilişkilerin onarılmasının ekonomik çıkarlar açısından hepimize olumlu yansımaları oldu. Ülkeler arasında yapılan bütün ilişkilere bakıldığı zaman dostluk ve düşmanlıkların geçici ama çıkarların daimi olduğunu kabul etmek gerekiyor."
AB konusunda da Bilecik, "AB üyeliği vazgeçilmez bir hedeftir. AB sürecinde olmamızın ekonomi, teknoloji, diplomasi, hukuk alanlarımızda ülkemize çok şey kazandırdığı kesin. AB üyeliği küreselleşme sürecine baktığımız zaman bölgesel bir cazibe merkezi olmamız için muazzam bir imkandır. AB açısından da bakıldığı zaman etki alanı ve dönüştürücü gücünün dünya haritasında genişlemesi anlamına geliyor. Türkiye'nin AB üyeliği çift taraflı kazan-kazan formülüdür." ifadelerini kullandı.
Dış ilişkilerde her adımın etkisinin ekonomide de eşit bir tepki yarattığını anlatan Bilecik, "Uluslararası ilişkide güç sahibi olmak ekonomide de söz sahibi olmak demektir. Türkiye'nin başarısı demokrasi, hukuk devleti, özgür toplum, yüksek nitelikli eğitim, teknolojik üretim, AB entegrasyon sürecinin hızlanmasıyla orantılıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Gemiyi tekrardan yüzdürebiliriz"
Bilecik, nakit sıkışıklığının her sektörde öne çıktığını, finansmana erişimin eskisi kadar kolay olmadığını kaydetti.
Küresel rüzgarların kendilerini bir miktar nefes aldıracağı bir dönemden geçtiklerini anlatan Bilecik, şöyle devam etti:
"Hepimiz aynı gemideyiz. Gemiyi tekrardan yüzdürebiliriz. Artık uzun vadeli kararları daha fazla almamız ve arkasında durmamız gerekiyor. Türkiye isterse her hedefine ulaşır, bu çok net. Bütün tarihi öykümüze bakıldığı zaman bunu defalarca tekrarlayan Türkiye Cumhuriyeti var. Uluslararası yatırımcılar için önemli gösterge olan Dünya Bankası iş yapma kolaylığı endeksine göre Türkiye 17 basamak yükseldi. Çok muazzam bir gelişme. Bu elde ettiğimiz başarı bir hedef etrafında iş dünyasının, kamu kurumlarının bir araya geldiğinde, siyasi iradeyle birleştiğimizde ne kadar hızlı, etkin sonuçlar alabildiğimizi gösterdi."
Türkiye'nin hedefinin büyük ekonomi olduğunu vurgulayan Bilecik, tek yürek Türkiye'nin önünde duracak hiçbir gücün bulunmadığını sözlerine ekledi.
AA