İMSAD’ın sektörü ele aldığı ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısında konuşan Erdoğan, dış politikadaki gelişmelerin inşaat sektörünü doğrudan etkilediğini söyledi.
İMSAD’ın sektörü ele aldığı ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısında konuşan Erdoğan, dış politikadaki gelişmelerin inşaat sektörünü doğrudan etkilediğini anlattı.
Körfez, Rusya ve Irak pazarlarındaki daralmalardan sonra AB’yle ilişkilerin ‘yeni bir risk unsuru’ olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: “Dış politikamız bizi ciddi etkiliyor. Libya’da yüzde 79, Rusya’da yüzde 67, Irak’ta yüzde 54, İran’da yüzde 40, BAE’de yüzde 32 küçülmüşüz. Suudi Arabistan ve İngiltere’de de iç dinamikler nedeniyle küçülmüşüz. Bu ülkelerin toplamındaki kaybımız 2014-2016 arasında 3 milyar dolar civarında. Tek artan yer Katar. O da bu yaraya bir çare değil.”
‘Katar darboğazı’
Körfez krizinin işlerini etkilediğini aktaran Erdoğan, Körfez’de inşaat sektörü atılım halindeyken Katar’a sıkışmanın kendilerini ‘ciddi darboğaz’a sokacağını ifade etti. İMSAD başkanı şöyle devam etti: “Rusya’yla ilişkiler normalleşmeye başladı ama inşaat sektörü ciddi etkilenmiş vaziyette. Irak ciddi kan kaybettiğimiz bir pazar. Kuzey Irak’taki referandum da çok yakından takip ettiğimiz bir başka sorun.” Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, sektör ihracatı son birkaç yılda 21.8 milyar dolar seviyesinden 15.1 milyar dolara gerilerken; bu yılın ilk altı ayında yüzde 3 civarı artışla 8.1 milyar dolar oldu.
‘Almanya’dan uzman gelmiyor’
İMSAD yönetim kurulu üyesi ve Almanya merkezli BASF’ın Türkiye CEO’su Buğra Kavuncu, Almanya-Türkiye krizine değindi: “Son üç-dört ay içerisinde işimizin devamlılığını sağlayacak Almanya’dan beklediğimiz bazı uzmanların seyahatlerinin iptal edildiğini gördük. Belki 10-15 seyahat iptal oldu. İşimizin ticari anlamda bir sekteye uğraması söz konusu değil. Kısa vadede çok büyük bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Fakat uzun vadede yaşananların hem ülke ekonomisini hem bizleri yıpratmaması için gerginliğin bir an önce gitmesi lazım.”
AB çıtasını çok sağlam tutmamız gerekiyor
Programda konuşma yapan E. Büyükelçi Hakkı Akil, “Bizim bir olay karşısında verdiğimiz tepki ile Batılıların verdiği tepki çok farklı. Örneğin Suriyelilere yaptığımız harcama GSMH’nin yüzde 1’ini geçti. Türkiye’de hiçbir zaman bu önemli bir konu haline getirilmedi. Bizim politikacılar da bunu seçim malzemesi olarak kullanmadı çünkü halkın prim vermeyeceğini biliyorlar. Batıda ise değerler daha materyalisttir. Fransa’da sadece 2 bin Suriyeli mülteci vardı. Fransa’da gündem Suriyeli mülteciler oldu. Dünyada, ABD’den sonra ikinci insani yardımı yapan (5.7 milyar dolar) ülkeyiz. Batılı ülke, aynı gayreti gösterse ülke ayağa kalkar. Her kültürün kendine özgü değerleri var. Batının birçok değerini paylaşıyoruz. Artık onları içimize sindirdik. Halkımız bunlara alıştığı için bu değerleri arıyor. Bunlara sıkı sıkıya sarılalım. Ama bizi AB’ya almayacaklarını ve bir denge politikası uygulayacaklarını düşünüyorum. Bizim müzakereleri sürdürmemiz, treni AB rayında tutmamız ve istasyona geldiğimizde halkımıza sormamız gerekiyor. AB’nin katı kuralları nedeniyle İtalya 10 sene sıfır büyümeyle yaşadı. Bizim AB çıtasını çok sağlam tutmamız, reformaları yapmamız ve mümkün olduğu kadar müzakereleri açarak treni rayında tutmamız gerekir. AB üyeliğinin ne getirip getireceğini en sonunda halkımızla değerlendirmeliyiz.”
Haber Merkezi