Ekonomistler, sokağa çıkma yasağı ilÂn edilmediği takdirde salgın arttıkça ekonomik faturanın çok büyük olacağını söylüyor.
Koronavirüs salgını bütün dünyada sağlık sistemlerinin zayıflıklarını ortaya çıkarırken, salgına karşı en önemli tedbir kişilerin birbiriyle temasının azaltılması. Bilim insanları salgından etkilenen kişi sayısını azaltmak ve sağlık sistemlerinin çökmesini engellemek için “evde kalınmalı” diyor. Ancak Türkiye’de toplumun bütün kesimlerinin evde kalma şansı bulunmuyor. Temel, zorunlu, acil mal ve hizmet üretmeyen alanlarda da üretim devam ediyor. İşini kaybetmemek için, ev kirasını ödeyebilmek için çalışmak zorunda olanların sayısı oldukça fazla. DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Mustafa Sönmez’e göre sosyal mesafelenmenin gerçekten sağlanabilmesi için bunun toplumun tüm kesimlerini kapsaması şart.
Üretecek iş gücü bulamazsınız
“Sosyal mesafelenme demek iş gücünün hem üretmekten çekilmesi hem de tüketimini azaltması demek” diyen Sönmez, bu durumun ekonomide ister istemez bir daralmayı gerektirse de virüse karşı sağlığın korunması için bunun gerekli olduğunu vurguluyor. Politika yapıcıların “ekonomi mi sağlık mı” ikileminde kaldığını söyleyen Sönmez, “Tabiî ki sağlığı önceleyip ekonomiyi ikinci sıraya koymak gerekiyor. Çünkü sağlığı kaybederseniz ekonomiyi üretecek iş gücünü de bulamazsınız. Bugün Türkiye’de yapıldığı gibi bunun ihmali ise çok ağır sonuçlar yaratacak. İnsanları işe göndermek, bu önlemden alıkoymak ekonomiye de aslında ciddi yarar sağlamıyor. Sağlığı ise çok ciddi ölçüde tehdit ediyor” diye konuşuyor. Salgının yayılma hızını azaltmak için sosyal mesafelenme kadar bunu sağlayacak koruyucu tedbirler de büyük önem taşıyor.
Sokağa çıkma yasağı şart
Ekonomi yazarı Erdal Sağlam, hükümetin ekonomik faaliyetleri tümüyle durdurmamak için bu kararı almadığını söylüyor. Ancak Sağlam, sokağa çıkma yasağının ekonomik maliyetinin bütçeden karşılanabileceği görüşünde. Sağlam “Kısıtlı bir bütçemiz var ama verilen teşvikler ortada. Aşırı harcamalar ortada. Bütün bunlar yapılabilir. Sokağa çıkma yasağı konulmadıktan sonra ve bütçeden belirli bir gelir aktarılmadıktan sonra insanların sokağa çıkması engellenemiyor. Hem kültürel nedenlerle hem de maddi nedenlerle önlenemiyor. Bir an önce bu kararın alınması lazım. Aksi takdirde bu kadar salgın arttıkça ekonomik faturası çok daha büyük olacak” diyor. Öte yandan sokağa çıkma yasağının gıda güvenliği ve sağlık sistemini tehlikeye atmayacak şekilde planlaması gerekiyor.
Bütüncül bir yaklaşım gerekiyor
Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erinç Yeldan, sokağa çıkma yasağıyla birlikte üretim faaliyetleri, dağıtım faaliyetleri, pazarlama, ulaşım gibi ekonominin işleyişi bakımından öncelikli stratejik sektörlerin işleyişinin çok iyi tasarlanıp düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Yeldan, “Sadece çok önemli stratejik sektörler, bunların başında kuşkusuz sağlık geliyor. Onun yanında gıda üretimi, gıda hizmetlerinin pazarlanması, dolaşıma çıkartılması burada çok önem arz ediyor. Dolayısıyla ekonomiye maliyetini en aza indirgedecek bir tedbirler bütününün öncelikle stratejik sektörlerde gıda güvenliğini garantiye alacak, sağlık hizmetini sağlık personelinin rahatlık, güven içinde çalışmasını bir bütüncül yaklaşım gerekiyor” diyor.