AKP iktidar olduğu 2002 yılından bu yana en çok eğitim sistemine müdahale etti.
En fazla bakanın değişti de bu alanda oldu, ancak Türkiye’de eğitim durumu hâlâ içler acısı. Üniversite sayısı da bölünme yasasıyla 200’ü geçti. Kurum sayısı fazlalaşıyor, ancak eğitim kalitesi konusu hiç gündeme gelmiyor. Türkiye’de üniversite camiasından gelen tepkilere ve direnişlere rağmen 16 üniversite bölündü. 16 yeni üniversite kuruldu. Böylece devlet üniversitesi sayısı 128’e, özel üniversite sayısı ise 78’e çıktı. Halen yükseköğretim kurumlarında yaklaşık 8 milyon öğrenci öğrenim görüyor.
‘Amaç ticaret’
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Üniversitelerin bölünmesi ile nitelik artışı arasında hükümetin iddia ettiği biçimde bir ilişki yok’’ diyor. Aydoğan, Hükümetin , “nitelik’’ değil, “kalite’’ kavramını kullandığına dikkat çekiyor ve şöyle devam etti: “Halbuki kalite kavramı müşteri memnuniyetini ifade eder, nitelik ise bir kamu hizmetinin bütün aşamalarında hizmetin gereklerine uygunluğu ifade eder. Dolayısıyla bu düzenlemeyle kalite artışı değil, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi örneğinde olduğu gibi Türkiye’nin en nitelikli eğitim veren kurumlarının köklerinden koparılması söz konusu. Şayet hükümetin derdi yükseköğretimde nitelik artışı sağlamak olsaydı, tabela üniversitelerinin sayısını arttırmayı değil, üniversitelerin fizikî ve sosyal altyapısını geliştirmeyi hedefler; akademik özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırırdı. Bu nedenle hükümetin asıl amacı niteliği değil, üniversitelerdeki kontrolü, baskıyı ve ticarî ilişkileri arttırmak ve kendisine itaat eden üniversiteler yaratmaktır’’.
***
Tıklayınız:
Üniversiteler resmen siyasî vesayete girdi