Güneydoğu’da görev yapan öğretmenlerin açığa alınmasıyla başlayan süreç, başka illere atamalarla devam etti. Yüzlerce öğretmene çalıştıkları okullarla ilişiklerinin kesildiği bildirildi. Öğretmenler ilişkilerinin kesildiğini, okullara ait veri sisteminden öğrendi. Ancak yeni atandıkları yerin neresi olduğu konusunda bilgi alamadı. Sadece Diyarbakır’dan 264 öğretmenin başka illere atandığı belirlendi. Başka illere atananlar arasında Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Koreli de vardı. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Koreli, sendikal taleplerden dolayı sürgün edildiklerini söyledi. Koreli, “Ben kendim de listede görünüyorum. Gerçekten taleplerimiz bu sürece gelene kadar neyse, yine aynı şeyleri savunuyoruz. ‘Barış, emek, özgürlük’ dedik diye açığa alındık, tekrar işe alındık. Niye açığa alındım, niye sürgün oldum bilmiyorum. Taleplerimizden dolayı yaşadığımızı düşünüyoruz. Bunları haykırmaya devam edeceğiz” dedi.

Eşler farklı illere sürüldü

Diyarbakır’dan şimdiye kadar 264 kişinin ilişiğinin kesildiğini belirten Koreli, “Okul sisteminden öğrenmişler, ama hangi ile gittikleri belli değil. Süreç geçen yıl bu vakitlerde başladı. Bu süreç açığa alınmalarla başladı. Daha sonra Diyarbakır’dan 132 kişi ihraç edildi. Şimdi 264 kişi il dışına sürgün edildi. Buna il dışına gözüyle bakmamak lâzım. Barış diyenler, emek diyenler yaşadıkları yerden koparılıyor. Çok ciddî sonuçları olacağını düşünüyoruz. Eşlerden biri bir yere, diğeri bir yere sürüldü” diye konuştu. Eğitim-Sen şubeleri, atama kararlarına karşı atacakları adımları tartışmak üzere toplantılar yapmaya başladı. Koreli, gerekli bütün hukukî adımları atacaklarını söyledi. Bu arada başka illere gönderilen öğretmen sayısının bölgede binin üzerinde olduğu öğrenildi.

Kindar biçimde siyasî hesaplar gözetiliyor

Bu arada Eğitim-Sen Genel Merkezi de konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada sendika çalışmalarının engellenmek istendiği belirtilerek, “Edindiğimiz bilgilere göre Şanlıurfa’da 367, Diyarbakır’da 264, Gaziantep’te ise 51 üyemiz, bayram öncesi ve okulların açılmasına sayılı günler kala il dışına sürgün edilmiştir. Üstelik benzer sürgün kararlarının hukuksuzluğu defalarca AİHM, yüksek yargı ve mahkemeler tarafından tesbit edilmiş ve kimi zaman da üyelerimize tazminat ödenmesine hükmeden kararlar verilmiştir. Buna rağmen Bakanlık, eğitim sisteminin içine gireceği krizi, öğrencilerin nitelikli eğitim hakkını ve öğretmenlerin emeğini değil, kindar biçimde siyasî hesaplar gözeten bir tavır içine girmiştir.”