PISA alternatifi ABİDE araştırmasına göre Türkiye’de öğrencilerin yüzde 66’sı okuduğunu anlamıyor. Prof. Dr. Selçuk Şirin bunu, Türk toplumunun kitapla problemi olmasına bağlıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), PISA ve TIMSS’e rakip olarak hayata geçirdiği ABİDE araştırması açıklandı. Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirmesi (ABİDE) adlı çalışma, Türkiye genelinde dördüncü ve sekizinci sınıf öğrencilerine yönelik yapıldı. 81 ilde, bin 230 okulda toplam 116 bin sınıf öğrencisine yönelik gerçekleştirildi.
ABİDE’nin sonuçlarına göre öğrenciler en temel becerilerde yetersiz, dört işlem yapamaz ve okuduklarını anlayamaz durumda. Öğrencilerin başarısızlığı ilkokulda başlıyor ve ilerleyen sınıflarda da giderek artıyor. Raporda ayrıca Türkçe testinde öğrencilerin yüzde 1,6’sı, matematikte yüzde 16,4’ü, fen bilimlerinde 9,4’ü, sosyal bilgilerdeyse 4,4’ünün temel altı düzeyde olduğu görülüyor. Rakamlar, ABİDE’nin sonuçlarının da PISA ile örtüştüğünü gözler önüne seriyor.PISA’nın 2017 verilerine göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında matematikte 49, fen bilimlerinde 52 ve okumada 50’inci sırada yer alıyordu.
‘Bir milyon çocuğun evinde kitap yok’
ABİDE araştırmasının sonuçlarına göre okuduğunu anlama konusunda Türkçe testinde öğrencilerin yüzde 66,1’i orta ve altında, yüzde 33,9’u ise orta üstünde cevaplar verdi. New York Üniversitesi’nde profesör olarak ders veren, çocuk gelişimi ve eğitimi üzerine çalışmalar yapan Selçuk Şirin’e göre Türkiye’de öğrencilerin en büyük sorunu kendi anadilinde okuduğunu anlayamama.
DW Türkçe’ye ABİDE sonuçlarını değerlendiren Şirin, okuduğunu anlama becerisinin diğer bütün derslerin de kaynağı olduğunu söylüyor. Eğitimci, “Çocuklara bu beceriyi kazandıramazsak ne teknoloji üretebilir, ne de herhangi bir alanda başarılı olabiliriz” diyor ve Türkiye’nin diğer ülkelerle rekabet edemeyeceğini belirtiyor. Şirin, “Okul öncesi eğitimde yokuz” diyor. Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye’nin okul öncesi eğitimde çok alt seviyelerde olduğunu söyleyen eğitimci sözlerine şöyle devam ediyor: “Diğer ülkelerde ebeveynler, henüz iki yaşındayken çocuklarının eline kalem ve kitap veriyor. Türkiye’deyse her yıl bir milyon 200 bin çocuk dünyaya geliyor. Bu çocuklardan yalnızca 200 bininin evinde kitap var. Geriye kalan bir milyon çocuk ancak ilkokul birinci sınıfa başladığında kitapla tanışıyor.” Şirin, toplum olarak kitaplarla ilgili bir sorunumuz olduğunu söylüyor ve kitapların yasaklandığını, toplatıldığını, yazarların yargılandığını dile getiriyor: “Asıl müfredat hayattır. Kitap okuyanların ödüllendirildiği bir toplum olsaydık, sonuçlar da böyle çıkmazdı.”