16 ülkeden dini kanaat önderleri, siyasal parti temsilcileri ve düşünce kuruluşu üyeleri, dünya genelindeki Müslüman toplumları arasındaki sorunlarının aşılmasının çözüm yollarını aradı. Toplantıya Türkiye'den Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak katıldı.

Kamalak, İslam dünyasının kendisini savunabilmesi için "İslam Natosu" kurulması gerektiğini söyledi. Zamanında D-8'in kuruluş amacının bu olduğunu dile getiren Kamalak, şunları kaydetti:

"Dış güçler içimizdeki bir takım gafilleri tahrik ederek yolumuzu kestiler. Daha önce Refah-Yol hükümetinin yolunun kesilmesinin, devrilmesinin temel sebeplerinden biri D-8'lerin kurulmasıydı. Eğer aradan geçen 17 yıllık süre içerisinde D-8'ler çerçevesinde o misyon etrafında hareket edilmiş olsaydı, şu an D-8'ler alternatif güç olurdu. Mısır'da askeri darbe yapıldı. Bu İsrail'in işine yaradı. Suriye kan gölüne döndü. Bu da İsrail'in işine yaradı. 47 yıldan sonra İsrail ilk defa Mesci-i Aksa'yı işgal ediyor, kirli ayakları ile giriyor. Neden? Çünkü İsrail 47 yıldan bu yana kendisini bu derece hiç bir zaman emniyette hissetmemiştir. Çünkü etrafı boşaltıldı. Tabiri caizse dikensiz gül bahçesinde."

Pakistan Cemaat-i İslami Partisi lideri Siraj-ul Hak ise İslam dünyasındaki en büyük sıkıntının şu anda Suriye'de yaşandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"İslam dünyasındaki en büyük sıkıntı şu anda Suriye'dir. İnsanlık orada yaşanan katliama seyirci kalmaktadır. Filistin'de İsrail'in yaptıkları, İslam ümmetinin birleşmesinin ne kadar önemli ve kritik bir konu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yüzden İslam ümmeti arasındaki kargaşalar İsrail'i güçlü kılıyor. Kudüs şu anda İsrail'in işgali altında. Filistinlilerin bu kadar zorluk altında yaşamasının ilk sorumlusu İsrail ise ikinci suçlusu da İslam ümmetinin sessizliğidir."

Ürdün Müslüman Kardeşler lideri Dr. Hammam Saeed ise İsrail güvenlik güçlerinin 47 yıl aradan sonra ilk kez Mescid-i Aksa'ya girmesinin bir test olduğunu söyledi. Saeed, İsrail'in her defasında Müslümanların nabzını yokladığını, yeterince tepki görmediğinde ise şiddet uygulamada daha da ileriye gittiğini belirtti.

"İsrail askerlerinin Aksa'ya saldırmalarının bir nedeni de Müslümanların halen Filistin meselesinin boyutunu kavrayamamalarıdır" diyen Saeed, şöyle devam etti: 

"İsrail, Müslüman toplumunu çok yakından takip ediyor. Saldırıları yaparak İslam ümmetinin nabzını ölçüyor ve tepkisizlik üzerine daha da fazla saldırıyor. Eğer İslam ümmeti yeterince tepki verseydi İsrail geri adm atardı. Müslüman toplumu İsrail'in Filistin'i işgalini sadece Filistinlilerin meselesi olarak görüyor. Biz de İslam liderleri olarak Filistin'i desteklemeye devam edeceğiz. Aslında her bir Müslüman, ümmetin birlik olmasını istiyor ancak liderlerin kötü ekonomik yönetimleri insanlara kardeşlerini bile unutturarak kendi günlük sorunlarıyla baş başa bırakıyor. O yüzden kimse ümmetin derdi ile dertlenmiyor."

Irak Müslüman Kardeşler Partisi üyesi ve Bağdad Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr. Ziyad Arravi ise "İsrail'in tek amacı var, Müslümanları Mescid-İ Aksa'dan çıkartmak" dedi.

Arravi, Ortadoğu'daki  İslam ülkelerinde devam  eden karışıklıkların diğer İslam ülkeleri arasındaki iletişimi de olumsuz yönde etkilediğini ifade ederek, "IŞİD'in arkasındaki kimlerin olduğunu söylemek çok zor ancak ne yaptığını çok iyi biliyor. Şu anda Irak'ın 3'te birini kontrol altında tutuyorlar. Yakın zamanda Irak hükümeti ile IŞİD arasında çok şiddetli bir savaşın gerçekleşmesi bekleniyor" diye konuştu.

Gün boyu süren oturumların ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde ise İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları şiddetle kınanırken, Mısır hükümetine Refah sınır kapısını daimi olarak açması çağrısı yapıldı.