15 yaşındaki Tarık Zubeydi İsrailli yerleşimcilerinin kendisini sopalarla dövdüğünü, bir ağaca bağladığını ve ayak tabanlarını yaktığını söylüyor.
17 Ağustos'ta gerçekleştiğini anlattığı saldırıdan iki hafta sonra bile hala zamanının çoğunu yatakta geçiren Zubeydi, ayaklarındaki yaralar normal şekilde yürümesine izin verse bile evden ayrılmaya korkuyor.
Zubeydi, "Tek başıma oturduğumda hepsini düşünmeye başlıyorum, sonra terlemeye başlıyorum ve kalp atışlarım artmaya başlıyor" diyor.
Zubeydi'nin iddialarını doğrulayacak hiçbir tanık bulunmamakla birlikte, burası Ortodoks Yahudi yerleşimciler ile yerel Filistinliler arasında sık sık şiddetin yaşandığı bir bölge.
İsrailli İnsan Hakları Grubu: Fiziksel ve zihinsel bir istismar olduğu açık
Yerleşimci şiddetini izleyen İsrailli bir insan hakları grubu olan B'Tselem, Tarık'ın hikayesinin tüm ayrıntılarını doğrulayamadıklarını, ancak "Çocuğun fiziksel ve zihinsel olarak istismar edildiğinin açık" olduğunu duyurdu.
B'Tselem grubu son iki yılda Zubeydi'nin köyü çevresindeki bölgede Filistinlilere ve mülklerine yönelik en az yedi yerleşimci saldırısını belgeledi.
İsrail ordusu müdahale ettiğinde, genellikle yerleşimcilerin ordu ile birlikte hareket ettiği kaydediliyor.
İsrail ordusu ise Filistinlilerin taş fırlattığı bilgisi gelince 2005 yılında zorla boşaltılmış yerleşim yeri olan Homeş'e asker gönderildiğini aktarıyor. Ordudan yapılan açıklamada, askerler geldiğinde yerleşimcilerin Filistinli bir genci kovalarken bulduklarını ve bu gencin daha sonra ailesine iade edildiği belirtildi.
Homeş ile bağlantısı olan yerleşimci gruplar yorum yapmayı reddederken olaydan da habersiz olduklarını söylüyorlar.
Zubeydi'nin anlattığına göre kendisi ve bazı arkadaşları, Homeş tepesinde bir şeyler atıştırmak ve dinlenmek için oturdular. Sabah 9:30 civarında insanların İbranice bağırdığını duydular ve kendilerine doğru gelen küçük bir yerleşimci grubunu gördüler.
"Ağaca bağlanıp kemerle kırbaçlandım, bacaklarımı kesip ayak tabanlarımı yaktılar"
Kendisinin veya arkadaşlarının taş atmadığını söyleyen Zubeydi "Taş atıldığı konusunda bir bilgim yok" diyor. Zubeydi korku içinde tepeden aşağı, Silat al-Dahr köyüne doğru koştuklarını söylüyor ve dizinde sakatlık olduğu için hızlı koşamadığını bu nedenle yakalandığını şu sözlerle anlatıyor:
"Araçla çarpıp beni yere devirdiler. İçinden dört yerleşimci indi ve yaya olarak gelen de iki kişi vardı. Aralarında birinin silahı vardı. Yerleşimciler, gözlerimi bağlayıp arabanın kaportasına bağlamadan önce tahta sopalarla dövdüler. Sonra bana vurmaya, üzerime tükürmeye ve küfür etmeye başladılar.”
Yerleşimcilerin onu bir ağaca bağladığını ve kemerle kırbaçladığını söyleyen Zubeydi, bacaklarını bıçakla kestiklerini ve araba çakmağıyla ayak tabanlarını yaktıklarını aktarıyor. En sonunda da kafasına sopayla vurup bayıltmışlar.
Kendine geldiğinde bir İsrail askeriyle ordu cipinde bulmuş kendini ve burada da askerlerce tutuklanmakla tehdit edilmiş.
Babası Abdul Razek Zubeydi de oğlunun o öğleden sonra bir hastaneye götürüldüğünü ve geceyi orada geçirdiğini söylüyor. Tıbbi rapora göre omzunda morluklar ve ayaklarında kesikler mevcut. Olaydan kısa bir süre sonra çekilen fotoğraflarda ayak tabanlarında iki koyu yara görülüyor.
Abdul Razek Zubeidi, olayı derhal Filistin polisine bildirdiğini ve İsrail ordusuyla temasa geçtiklerini söyledi ancak İsrail makamlarından hiçbir cevap gelmemiş. Aile, zaman kaybı olacağı düşüncesi ile İsrail polisine şikayette bulunmamış.
Euronews Türkçe