Çocuğu öldürülen, çocukları ve eşinden koparılan, sağlığını ve gözlerini kaybettiğini belirten Yezidiler, o günleri anlatırken gözyaşlarını tutamadı.   

Kerkük'ün güneyinde önceki gün serbest bırakılan 198 Yezidi'den bazıları, direkt işkence görmediklerini ancak esaret nedeniyle "açlık, susuzluk ve hastalıklarla" geçen "sıkıntılı günler" yaşadıklarını dile getirdi. Bunları da unuttuklarını anlatan Yezidiler, en çok öldürülen ve kaybolan yakınlarına "yandıklarını" ifade etti. 

"Gözlerimin önünde oğlumu öldürdüler"

Şengal ilçesinin güneyindeki Koço Köyünde geçen ağustos ayında esir alınan 60 yaşındaki Bezar Helef, "IŞİD militanlarının gözleri önünde 23 yaşındaki oğlunu öldürdüğünü" belirterek, şöyle konuştu: 

"Bana dünyanın en büyük acısını yaşattılar. Hiçbir günahı olmayan gencecik oğlumu gözümün önünde öldürdüler. Ardından beni yanımdakilerle birlikte esir alarak önce Telafer'e, ardından Musul'a götürdüler. Yaşlı halimizle saatler süren yollarda perişan olduk. Musul'da iken gözlerimden rahatsızlandım. Tedavi edilmediğim için sol gözümü kaybettim. Ciğerimi söküp aldılar, iki oğlum da Musul'da hapishanelerde tutuluyor. Onların akıbetinden haberim yok. Serbest kaldığıma sevinemedim. Bir oğlu ölen, iki oğlu kayıp bir anne nasıl sevinir?"

IŞİD, işine yaramayacak yaşlı ve hastaları bıraktı

"Bırakılanlar, IŞİD'in işine yaramayacak yaşlı ve hasta insanlardan oluşuyor" diyen Helef, "Genç kız ve erkekler, hala ellerinde. Onlara ne yaptılar bilmiyoruz. Özellikle gençleri tutuyorlar. Çünkü yaşlı ve hasta insanlarla uğraşmak istemiyorlar" ifadelerini kullandı. 

Ailesiyle Musul'un Şengal Dağı'na kaçarken IŞİD'in eline geçen Kınne Kasım (60) da kocası ve oğlundan haber alamadığı için kurtulduğuna sevinemediğini dile getirdi. 

Alıkonuldukları günü anlatan Kasım, "Aramızda bazıları, beyaz bayrak sallayanlara 'bir şey yapmayacaklar' dedi. Bunun üzerine beyaz bir bez parçası salladık. Ancak militanlar, etrafımızı sardı ve yanımızdaki erkeklerin tümünü bizden ayırdılar. Erkeklerimizi nereye götürdüler, bilmiyoruz. Bizi sırasıyla Telafer ve Musul'a getirdiler. Sürekli yerimizi değiştiriyorlardı. Kızlarımızı ve gelinlerimizi de başka yerlere gönderdiler. Sadece biz hasta ve yaşlıları birlikte bıraktılar" şeklinde konuştu. 

"Kızlarımızı bizden ayırdılar"

Bacaklarındaki rahatsızlıktan dolayı yürüyemeyen 80 yaşındaki Helef Ebdo ise serbest bırakıldığı için bir yandan mutlu olduğunu, diğer taraftan kaçırılan genç kızların durumundan dolayı üzüldüğünü dile getirdi. Örgütün elinde hala binlerce Yezidi olduğuna dikkati çeken Ebdo, şunları anlattı:

"Bize zarar vermediler. Ancak kızlarımızı ayırmaları bizi derinden yaraladı. Genç kızlara çok kötü şeyler yapıyorlar. Kimseye zararı olmayan bu insanlardan ne istiyorlar. Başkalarını öldürdüklerini gördük, insanların başlarını kesiyorlardı. Çok büyük zulümler yapıldı. Bizi serbest bıraktıklarında 'gençler kesinlikle bırakılmayacak' dediler. İşlerine yaramayan benim gibi yaşlı, bedensel ve zihinsel engellileri bıraktılar."

Ebdo, IŞİD'in, Şengal'i ele geçirdikten sonra ev ev dolaşarak "güzel ve genç kızları" topladığını belirterek, "Beğenmediklerini almıyorlardı. Güzel olan kızları toplayıp götürüyorlardı. Hatta bir akşam 500 genç kadını birlikte aldılar. Evli, genç kadınları da kocalarından koparıp kaçırıyorlardı. Hayatımızda böylesini görmedik" dedi. 

Yaşlı olduğu için serbest bırakılan kadınlardan Hazar Mıraz, gözyaşlarıyla IŞİD militanlarının, "kızını, iki oğlunu, kocasını ve iki gelinini kaçırdığını" anlatarak, şu ifadelerini kullandı:

"Erkekler bir şekilde başlarının çaresine bakar. Kızlarımızın namusuna dokundular. Genç kız ve kadınları kötü şeyler için kullanıyorlar. Hamiledir, çocuğu küçüktür dinlemiyorlardı. Örtülerini kaldırıp baktıklarında güzel gördükleri herkesi götürüyorlardı. Bu yaptıklarının bedelini, onlara kim soracak? Yaptıklarının karşılığı nedir bilmiyorum ama Allah, diğer dünyada cezalarını versin."

"Anne-babam nerede bilmiyorum"

IŞİD, yaşlı kadın ve erkeklerin yanı sıra bazı çocukları da serbest bıraktı. Şengal'in Tel Kasr bölgesinde alıkonulan 8 yaşındaki Murat Hıdır'ın yüzünde oluşan yaralar dikkati çekiyor. IŞİD'in kendisini anne ve babasından ayırdığını anlatan Hıdır, "Onların elindeyken çok korktum. Çünkü anne ve babam yanımda değildi. Şimdi neredeler, nasıl bulurum bilmiyorum. Aylardır hiç tanımadığım insanların yanında yaşıyorum" diye konuştu.

AA