Söz konusu maddenin tüccarlara diğer bir ülkenin toprakları üzerinde serbestçe seyahat etme ve sözleşme yapabilme hakkı tanıdığını söyledi.

İktisadi Kalkınma Vakfı'nda (İKV), Schengen vizesinin hukuki ve mali boyutuna ilişkin düzenlenen sohbet toplantısında konuşan Gutmann, 1930 yılında yürürlüğe giren ve 1952'de geçerli olduğuna dair karara varılan Türk-Alman Ticaret Anlaşması'nın 8. maddesinin aslında iki ülke iş adamlarına büyük avantaj sağladığını kaydetti.

Söz konusu anlaşmanın 8. maddesinin çok açık olduğunu vurgulayan Gutmann, bu maddenin tüccarlara diğer bir ülkenin toprakları üzerinde serbestçe seyahat etme ve sözleşme yapabilme hakkı tanıdığını dile getirdi.

Sözleşmenin tüccarlara hem mal satma hem de mal satın alma hakkını tanıdığını vurgulayan Gutmann, anlaşmanın içeriği bakımında bağlayıcı olduğunu ifade etti.

Hatta anlaşma üzerinde hareket noktasının bile olmadığının altını çizen Gutmann, Almanya'ya gidecek olan ve herhangi bir vergi borcu olmayan iş adamlarının ticaret odalarından alacakları belgeler ile menşe şahadetnamesi (uluslararası ticarette dolaşımda olan malın üretildiği yeri ve hangi ülkeye ait olduğunu gösteren belge) alarak, yeterlilik belgesi düzenlemeleri gerektiğini anlattı.

"İpler Türkiye'nin elinde"

Alman Konsoloslukların evrakları hazırlayan iş adamlarına karşı bir şey yapamayacağını bildiren Gutmann, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkler bu konuda yeterlilik belgesini ibraz ederse karşı tarafın düşünme hakkı bile yok. Bu bahsettiğim anlaşma yerleşim anlaşması gibi önceliğe sahip bir anlaşma. Gözden kaçan bu maddeyi ben de arama motoru Google'dan buldum. Bir konuda şerh yazarken bir kararda gördüm ve 8. maddenin farkına vardım. Bu, eski bir anlaşma ama halen yürürlükte. Ancak Avrupa hukukuna yönelik bir anlaşma değil, Almanya ile Türkiye'yi kapsayan ikili bir anlaşma. Anlaşma ile bürokratik masraflar ortadan kalkacak. Şimdiye kadar kimse bu yolla vizeye başvurmadı. Bu konuda ipler Türkiye'nin elinde." 

AA