Dünya Bankası, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin küresel büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etti.
Dünya Bankası, "Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu"nun (GEP) Haziran 2016 sayısını yayımladı.
Küresel ekonomideki yavaşlamanın ocak ayında yapılan bir önceki değerlendirmeye kıyasla daha belirgin hale geldiği belirtilen raporda, aralarında verimsiz parasal genişleme politikaları, artan özel sektör borcu, jeopolitik ve siyasi belirsizliklerin de bulunduğu aşağı yönlü risklerin arttığı vurgulandı.
GEP'te ayrıca düşen küresel ticaret hacminin de büyümeyi olumsuz etkilediği kaydedilirken, gelişmiş ve gelişen ülkelerdeki senkronize durgunluğun ve yükselen korumacı politik söylemlerin ticaret açısından risk teşkil ettiğine işaret edildi.
Dünya Bankası, bu çerçevede, küresel büyüme beklentilerini 2016 için yüzde 2,9'dan yüzde 2,4'e, 2017 için yüzde 3,1'den yüzde 2,8'e ve 2018 için yüzde 3,1'den yüzde 3'e düşürdü.
ABD'nin büyüme tahmini yüzde 0,8 aşağı çekildi
Gelişmiş ülkelere yönelik 2016 büyüme tahminini de yüzde 1,7'ye çeken Dünya Bankası, bu ülke grubunun 2017 ve 2018 yıllarında yüzde 1,9 büyüyeceğini öngördü. Söz konusu yıllara yönelik büyüme projeksiyonları 6 ay önce yayımlanan GEP raporunda, sırasıyla yüzde 2,2, yüzde 2,1 ve yüzde 2 olarak belirlenmişti.
Gelişmiş ülkelerin başında gelen ABD'nin büyüme beklentilerinde yapılan aşağı yönlü revizeler, raporun en çok dikkat çeken noktalarından birini oluşturdu. Dünya Bankası, ABD'nin bu yılki büyüme tahminini, yüzde 2,7'den yüzde 1,9'a indirdi. Gelecek 2 yıla yönelik büyüme tahminleri de sırasıyla yüzde 2,4'ten yüzde 2,2'ye ve yüzde 2,2'den yüzde 2,1'e revize edildi.
Dünya Bankası, Brexit riskiyle karşı karşıya olan avro bölgesinin ise 2016 ve 2017'de yüzde 1,6 ve 2018'de yüzde 1,5 büyümesini bekliyor. Raporda, bu oranların, her birinin önceki rapora kıyasla yüzde 0,1 daha düşük olduğu belirtildi.
Yükselen piyasa ekonomileri ve gelişen ülkelerin (EMDEs) de yavaşlamaya devam ettiğine işaret edilen raporda, bu ülkelerin büyüme tahminleri 2016 için 4,1'den yüzde 3,5'e, 2017 için yüzde 4,7'den yüzde 4,4'e ve 2018 için yüzde 4,9'dan yüzde 4,7'ye düşürüldü.
Bu grupta yer alan Brezilya, Arjantin, Suudi Arabistan ve İran, büyüme beklentileri en fazla düşürülen ülkeler olarak kayıtlara geçti.
Aynı zamanda, emtia ihracatçısı ülkelerin düşük petrol fiyatlarıyla mücadele etmekte zorlandığına dikkat çekilen raporda, bu ülkelere yönelik büyüme projeksiyonları 2016 için yüzde 1,6'dan yüzde 0,4'e, 2017 için yüzde 3,2'den yüzde 2,4'e ve 2018 için yüzde 3,3'den yüzde 3'e çekildi.
Çin'in büyüme beklentileri ise 2016 ve 2017 için sırasıyla yüzde 6,7 ve yüzde 6,5 seviyesinde teyit edilirken ülke ekonomisinin 2018'de hız keserek yüzde 6,5 yerine yüzde 6,3 genişleyeceği öngörüldü.
Türkiye'nin 2018 büyüme tahmini yükseltildi
Dünya Bankası, raporunda Türkiye'nin 2016 ve 2017 yıllarına yönelik büyüme beklentilerinde değişlikliğe gitmedi.
Buna göre, Türkiye'nin 2016 ve 2017 yıllarında yüzde 3,5 büyüyecek. Kuruluş, diğer taraftan, Türkiye'nin 2018'e ilişkin büyüme tahminini yüzde 3,4'ten yüzde 3,6'ya yükseltti.
Raporda, ayrıca Türkiye'nin cari açığının düşen petrol fiyatlarının da etkisiyle azaldığı ancak bazı politika belirsizliklerinin büyüme için risk teşkil edebileceği ileri sürüldü.
Dünya Bankası Grubu Başkanı: "Endişeliyiz"
Dünya Bankası Grubu Başkanı Jim Yong Kim, rapora ilişkin açıklamasında, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Yavaş büyüme, ülkelerin ekonomik büyümeyi destekleyecek politikalar uygulaması ile aşırı yoksullukta yaşayanların hayatlarının iyileştirilmesinin neden kritik önem taşıdığını gösteriyor. Ekonomik büyüme, yoksulluğun azaltılmasındaki en önemli etken ve bu nedenle emtia ihracatçısı ülkelerdeki büyümenin düşük fiyatlardan ötürü sert şekilde yavaşlamasından çok endişeliyiz."
Dünya Bankası Başekonomisti ve Kıdemli Başkan Yardımcısı Kaushik Basu ise başta Çin olmak üzere bazı gelişen ülkelerdeki özel sektörün borçlarının hızla artmasına işaret ederek "Birkaç yükselen piyasa ekonomisi ve gelişen ülkede, hızla artan özel sektör borcu dikkatle izlenmesi gereken bir gelişme. Borçlanma patlamasının ardından ödenemeyen batık kredilerin toplam kredilere oranının dörde katlanması, sıra dışı bir durum değil" ifadelerini kullandı.
AA