Ülke genelinde mevsimin kurak geçmesi ve yeterince yağış olmaması nedeniyle yağmur duası yapıldığı bildirildi.
Cezayir devlet radyosunun haberine göre, çiftçi derneklerinden kuraklık endişesiyle yapılan başvurunun ardından, Cezayir Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı'nın çağrısı üzerine ülke genelinde tüm camilerde yağmur duası yapıldığı ifade edildi.
Yerel basında yer alan haberlere göre, Cezayir Çiftçiler Birliği yöneticileri ülkenin kuzeyinde, tarla sürme ve tohum ekme işlemlerinin başlamasıyla beraber, kuraklık endişelerinin baş gösterdiğini kaydetti.
RİSALE-İ NUR'DA YAĞMUR DUASI
Üstad Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı'ndan Emirdağ Lahikası'ndaki 14. Mektup'ta yağmur duası ve namazıyla ilgili sorulan bir soruya cevap veriyor.
Sual: Üstadım, yağmur duası ve namazın neticesi görünmedi, fâidesiz kaldı. İki üç defa bulut toplandı, yağmur vermeden dağıldı. Neden?
Elcevap: Yağmursuzluk, bu çeşit dua ve namazın vaktidir, illeti ve hikmeti değil. Nasıl ki güneş ve ayın tutulması zamanında küsuf ve husuf namazı kılınır ve güneşin gurubuyla akşam namazı kılınır; öyle de, yağmursuzluk, kuraklık, yağmur namazının ve duasının vaktidir. İbadet ve duanın sebebi ve neticesi emir ve rıza-i İlâhîdir, fâidesi uhrevîdir. Eğer namazdan, ibadetten dünyevî maksatlar niyet edilse, yalnız onlar için yapılsa, o namaz battal olur. Meselâ, akşam namazı güneşin batmaması için ve husuf namazı ayın açılması için kılınmaz. Öyle de, bu nevi ibadet, yağmuru getirmek için kılınsa yanlış olur. Yağmuru vermek Cenâb-ı Hakkın vazifesidir. Biz vazifemizi yaptık; Onun vazifesine karışmayız.
Gerçi yağmur namazının zahir neticesi yağmurun gelmesidir; fakat asıl hakikî, en menfaatli neticesi ve en güzel ve tatlı meyvesi şudur ki: Herkes o vaziyetle anlar ki, onun tayınını veren babası, hanesi, dükkânı değil; belki onun tayınını ve yemeğini veren, koca bulutları sünger gibi ve zemin yüzünü bir tarla gibi tasarrufunda bulunduran bir Zât, onu besliyor, rızkını veriyor. Hattâ en küçücük bir çocuk da, daima aç olduğu vakit validesine yalvarmaya alışmışken, o yağmur duasında, küçücük fikrinde büyük ve geniş bu mânâyı anlar ki: Bu dünyayı bir hane gibi idare eden bir Zât, hem beni, hem bu çocukları, hem validelerimizi besliyor, rızıklarını veriyor. O vermese, başkalarının fâidesi olmaz. Öyleyse Ona yalvarmalıyız der, tam imanlı bir çocuk olur.
İlgili bahsin devamını okumak için tıklayınız...
Haber Merkezi