Avrupa Komisyonu'nun, 1 Kasım seçimleri sonrasında açıklamak üzere beklettiği Türkiye İlerleme Raporu Ankara'yı hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı alanlarında kötüye gitmekle eleştiriyor.
Reuters tarafından bir kopyası görülen İlerleme Raporu taslağında güvenlik durumunda ciddi bir kötüleşme yaşandığına dikkat çekilirken, devlet yönetiminde artan siyasallaşmaya da dikkat çekiliyor.
Türkiye'den Avrupa'ya giden Suriyeli ve diğer mültecilerin akınını engellemek konusunda Erdoğan'ın desteğini garanti altına almak isteyen AB yönetimi ise raporun açıklanmasını siyasi nedenlerle ertelemediğini ifade ediyor ve genellikle Ekim ayında açıklanan aday ülkelerin ilerleme raporlarının ne zaman onaylanıp açıklanacağına ilişkin kararın Komisyon Başkanı Jean Claude Juncker tarafından verildiğine dikkat çekiyor.
İlerleme Raporu taslağında Türkiye'de genel olarak daha otoriter bir yönetime doğru kayış olduğuna dikkat çekilerek, "Hükümet AB katılım sürecini yeniden canlandırmak için çaba sarf etti. Ancak bu çaba, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve toplanma hürriyeti alanlarında AB standartlarına uygun olmayan yasaların kabul edilmesi ile engellenmiş oldu" ifadelerine yer verildi ve şöyle devam edildi:
"2014 yılından bu yana geriye doğru bir gidiş var. Yargının bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı sürekli olarak göz ardı ediliyor. Hakimler ve savcılar ciddi siyasi baskı altındalar."
Raporda, Erdoğan'ın geniş bir alana yayılan dış ve iç politika konuları ile ilgilendiği ve bunun Türkiye'de Erdoğan'ın anayasal sınırlarını aştığı eleştirilerine neden olduğu da ifade edildi.
"Türkiye ile birlikte çalışmalıyız"
AB yetkilileri ve diplomatlar ise Brüksel'in, Avrupa'ya yönelik mülteci akını konusunda Ankara'nın işbirliğini sağlamak için potansiyel olarak Türkiye'de ciddi etkiler yaratabilecek bu eleştirel raporu seçim sonrasına kadar bekletme kararı aldığını belirtiyor.
Üst düzey bir Komisyon yetkilisi, "Mülteci krizi konusunda Türkiye'nin yardımını almaya çalışırken bu raporun yayınlanmaması mantıklı" dedi.
Juncker de Salı günü Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada insan hakları konusundaki endişelere rağmen "bundan hoşlansak da hoşlanmasak da Türkiye ile birlikte çalışmalıyız" dedi.
Reuters'in gördüğü taslak metin konusunda bilgi sahibi olan bir yetkili ise, bu taslağın Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 18 Ekim'deki Türkiye ziyaretinden önce kaleme alındığını belirtti.
Raporun dilinin yayımlanacağı tarihe kadar yumuşatılıp yumuşatılmayacağı henüz net değil.