Prof. Dr. Demir, dünyada su kıtlığının, her geçen gün daha büyük boyutlara ulaştığını belirtti.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, kuraklık riskine karşı su tasarrufuyla ilgili yerel yönetimlerin önemli görevler düştüğünü belirtti.
OMÜ’den “23-27 Ağustos Dünya Su Haftası” nedeniyle yapılan yazılı açıklamaya göre, Prof. Dr. Yusuf Demir, dünyada su kıtlığının, her geçen gün daha büyük boyutlara ulaştığına işaret etti. Su kullanımının, son yüzyılda küresel olarak nüfus artış oranının iki katından daha fazla artış gösterdiğini vurgulayan Demir, dünyanın yüzde 70’inin suyla kaplı olmasına rağmen insanoğlunun bu suyun çok küçük bir kısmından tatlı su olarak yararlanabildiğine dikkati çekti.
Dünyanın üçte ikisi su kıtlığı yaşayacak
Çeyrek asrı aşan bir süreçte her geçen gün etkisini artırarak hissettiren iklim krizinin en çok su ve su kaynaklarını etkilediğini belirten Demir, şöyle devam etti: “Dünyada bir milyara yakın kişinin 2030 yılına kadar yoğun su kıtlığı sebebi ile yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalabileceğini öngörüyoruz. 2040 yılına kadar ise dünyada 18 yaşın altındaki çocuklardan dörtte birinin, yaklaşık 600 milyonun aşırı yüksek su stresi olan bölgelerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Dünya nüfusunun üçte ikisini temsil eden yaklaşık 5 ile 5,5 milyar insan, yılın en az bir ayında şiddetli su kıtlığına maruz kalıyor. Günümüzde dünyanın en büyük yer altı suyu sistemlerinin üçte birinde su sıkıntısı var.”
“Su tasarrufunu teşvik edici paketler geliştirilmeli”
Sadece tarımsal sulamada değil evsel kullanımlarda da suyla ilgili ciddi sıkıntılar yaşanabileceğine değinen Demir, şunları kaydetti: “Ülkemizde devam eden aşırı sıcaklık etkisi, mevcut su kaynaklarımızı önemli ölçüde etkiliyor. Büyük şehirler başta olmak üzere ülkemizin büyük bölümünde barajlarda su seviyesi kritik eşiklere ulaşmış veya ulaşmak üzeredir. Önümüzdeki kısa ve orta vadede sürecin ve etkilerinin derinleşerek devam etmesi bekleniyor. Tüm yerel yönetimlerin ülke politikalarına uygun kendi şartlarını revize eden acil eylem planı geliştirmeleri ve uygulamaya koymaları gerekiyor. Bu amaçla suyu anlatan ve tanıtan, su bilincini geliştiren, su tasarrufunun önemi ve uygulanışı ile ilgili her türlü eğitim, konferans, yazılı ve görsel bildirim ile çalışma yapılarak sorumluluğu altındaki kişi ve kurumlara farkındalık çalışmaları yapılmalı. Su tasarrufunu teşvik edici paketler geliştirilmeli, mevcut kaynakların korunumu, sürdürülebilirliği ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır”
AA