Sosyal medya uzmanları, siyasetçilerin ismiyle açılan ve seçim döneminde hızla artan sahte sosyal medya hesaplarının sıklıkla provokasyon için kullanıldığını bildirdi.
24 Haziran'daki seçim öncesinde cumhurbaşkanı adayları adına bin civarında sahte hesap açıldığını ifade eden uzmanlar, istihbarat ve terör örgütlerinin yoğun olarak kullandığı sosyal medyada bu yolla toplum mühendisliği yapıldığına dikkati çekti.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Uzmanı Ali Murat Kırık, yaptığı açıklamada, Türkiye'deki seçim sürecinde sosyal medyanın kamuoyu oluşturma ve gündem belirleme rolünün arttığını söyledi.
Kırık, her yaştan ve kesimden kullanıcının düşüncelerini aktarabilmesinin sosyal medyanın avantajları arasında yer aldığını ancak özellikle seçimin gidişatını etkileyebilmek adına oluşturulan provokatif içeriklerin sayısının her geçen gün arttığına işaret etti.
"Sahte hesaplarla algı yönetimi yapılıyor"
Siyasi partilerin genel başkanları, milletvekilleri veya milletvekili adayları adına oluşturulan sahte hesap ve hayran sayfalarının seçim döneminde oldukça aktif şekilde kullanıldığını vurgulayan Kırık, "Burada sosyal medya kullanıcılarının, sahte içeriklerden doğrudan etkilenmesi, gerçekliği teyit edilmemiş bilgileri, görüntüleri ve içerikleri paylaşarak, bilgi kirliliğini bilerek ya da bilmeyerek artırması söz konusu. Seçim dönemlerinde vatandaşları bekleyen en büyük tehlike siyasiler adına açılmış ve onlar gibi paylaşım yapan sahte hesaplar. Bu hesaplar temsil ettiği kişi gibi hareket ediyor, bu tarzda içerikler paylaşarak gündemi meşgul ediyor. Buradan birçok sahte içerik de paylaşılabiliyor. Böylece sahte hesaplarla algı yönetimi yapılıyor." diye konuştu.
Siyasetçilerin ad soyad uzantısıyla hesaplar açıldığını, böylece paylaşımlarda gerçek algısı oluşturulduğunu aktaran Kırık, vatandaşların bir kısmının bu hesapları gerçek zannederek takip ettiğini, paylaşımları beğenerek, bilgi kirliliğine ortak olduklarını vurguladı.
Kırık, kritik süreçlerde sahte hesap kullanımının daha da arttığına değinerek, şöyle devam etti:
"Özellikle seçim döneminde söz konusu kişilerin ağzından konuşuyormuş gibi oluşturulan parodi hesaplar gerçeklik algısını değiştirmeyi amaçlanıyor. Bu tür hesapların kullanıcı adlarında birkaç harf değişikliği yapılıyor. Ancak profil fotoğrafları gerçek hesapla birebir aynı oluyor. Bu tür hesaplar üzerinden sunulan görsellerle provokasyon yapılıyor. Vatandaşların bu hesaplar üzerinden yapılan paylaşımlara itibar etmemesi büyük önem arz ediyor. Şu an cumhurbaşkanı adayları adına açılan bine yakın sahte hesap bulunuyor. Mavi onay rozeti bu açıdan önem arz ediyor. Rozetli hesaplar kimlik bilgileri aracılığıyla alındığı için sahte hesaplarla mücadele noktasında oldukça önemli."
Sosyal medyada montaj görseller ile bazı videoların da sıklıkla paylaşıldığının altını çizen Kırık, bazı içeriklerin kelebek etkisiyle hızla yayıldığını söyledi.
Kırık, montajlanmış görsellerle suni gündem oluşturulduğuna dikkati çekerek, "Böylece hesaplanmayan, önceden bilinmeyen, öngörülmeyen durumlar meydana gelebiliyor. Çünkü sosyal medya aynı zamanda insanoğlunun davranışlarını ve kanaatlerini rahatlıkla tespit edebileceğimiz bir alan. Sosyal medyanın toplumu şekillendirebilme gücü de var. Bu etkiler daha çok toplum mühendisliği kullanılarak ölçülebiliyor. Sosyal medya toplumu yönetebilmekte, yönlendirebilmekte ve kanaatleri biçimlendirebilmektedir. Açılan sahte hesaplar karşıt görüşlü kişi ya da gruplar tarafından kullanılarak, siyasilerin imajlarını zedeliyor hatta siyasi gerilimi tırmandırabiliyor." değerlendirmesini yaptı.
"Hayran sayfaları, sosyal medya terörüne destek oluyor"
Kırık, bazı politikacılar lehine açıldığı iddia edilen bazı hayran sayfalarından gerçek olmayan, montajlanmış görseller, haberler ve içeriklerle kullanıcıların kandırılmasının amaçlandığına değindi.
"Bazı hayran sayfaları, sosyal medya terörüne destek oluyor." diyen Kırık, şöyle devam etti:
"Elbette ki bir siyasetçinin paylaştığı içerik vatandaşların doğrudan ilgisini çekecektir. İçeriğin inandırıcılık düzeyi bu yolla artar. Sosyal medya kullanıcılarının bu tarz sayfa ve hesapları ilk bakışta anlamaları zor olsa da birkaç küçük detayla hesaplar arasındaki ayrımı fark edebilirler. Hesapların oluşturulma tarihleri bu noktada oldukça önemli. Çünkü sahte hesapların açılışı günümüze yakın tarihli oluyor. Aynı şekilde takip edilen ve takipçi sayıları da birbirine yakın olabiliyor. Paylaşılan içerikler dikkatlice incelenmeli ve polemiklere sebebiyet verip vermediği irdelenmeli. Böylelikle bir nebze de olsa olumsuzluklar azalabilecektir."
Sosyal Medya Uzmanı Sedat Coşkun ise sosyal medyada kullanıcıların siyasi düşüncelerini daha aktif şekilde dile getirdiğini ancak herhangi bir denetim mekanizması olmaması nedeniyle bu konuda bazı sorunlar yaşandığını söyledi.
Manipülasyonlardan siyasal partiler ile politikacıların etkilendiğine dikkati çeken Coşkun, "Bir insan, neden sahte profil açar?' sorusunun cevabını sırf eğitim problemiyle açıklamayız. Zira çok eğitimli insanların dahi, farklı amaçlarla sahte profiller açtığını görebiliyoruz." dedi.
Coşkun, sosyal medyada provokasyon için açılan anonim hesapları, diğer kullanıcılara saldıran ve etki bırakan "siber zorbalar" olarak nitelendirebileceklerini kaydetti.
Bilgi ve kültür amaçlı açılan sahte hesapların da olduğuna değinen Coşkun, "Önemli şahsiyetlerin ifadelerini burada paylaşan hesapların aslında herhangi bir zararı bulunmuyor. Bir inanç ve ideolojiyi benimsemiş insanların takip edeceği faydalı içerikler üretme gibi nedenlerle açılıyor ve yönetiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Coşkun, operasyonel profillerin en tehlikeli hesaplar olduğuna dikkati çekerek, "Operasyonel hesaplara, psikolojik harp savaşı kuralları gereğince çalışan bir dijital ordu diyebiliriz. Terör örgütleri, devlet içinde yer bulan klikler, istihbarat servisleri bu tür hesaplarla halkı yanıltabilirler. Bir siyasi adına açılan parodi hesaptan tutun da gizli belgeleri yayınlayan bir hesaba kadar birçok sahte profil türünü bunun içinde değerlendirebiliriz." ifadelerini kullandı.
"Sosyal medyayı çok kullanan kitle orta alt sınıf"
Bir hesabın sahte olduğunu fark etmek için bazı noktaları bilmek gerektiğini vurgulayan Coşkun, şöyle konuştu:
"Sahte hesapları anlamak için paylaşım dilini iyi incelemek gerekiyor. Saldırgan, fazla ironik, hesabın genel ifadelerinin dışında kalan bir üslup ile yazılan hesaplar kendini bu özellikleri ile belli edebiliyor. Bir hesabın kişi adına açılmış olup olmadığı, kullanıcı adı, en son paylaşımı, doğrulanmış mavi onay rozeti, kişiye özel belge ve fotoğrafların olup olmadığı gibi filtrelerden geçirerek anlaşılabiliyor. Türkiye’de sosyal medyayı çok kullanan kitle orta alt sınıf, az kullanan kitle ise orta üst sınıf. Az kullanan kitle; haber kaynağını sorgulamıyor, gördüğü her şeyi önemsiyor ve referans alıyor. Bu konuda zihinsel filtreleri bulunmuyor ama orta üst sınıf bu konuda gayet bilinçli olabiliyor. Bu sınıf, her paylaşımın altına yorum yapmaktan sakınıyor. Haber kaynağını önemsiyor. Gerçek profilleri biliyor, teyit almak için gerçek profilleri sık sık ziyaret ediyor. Sahte hesaplar her neyi savunuyorsa, o savunduğu şeyin taraftarlarının ilgisini çekebiliyor. Herhangi bir sorumluluk alanı olmayınca çok cesur ve çok zekice içerikler paylaşılabiliyor."
Coşkun, sosyal medyada zararlı içeriklerden korunmak için medya okuryazarlığı eğitimlerinin halka verilmesi, bu doğrultuda konferans, seminer ve eğitim kamplarının düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.
AA