Prof. Dr. Nilay Etiler, deprem sonrası meydana gelebilecek salgın hastalıkları önlemenin en önemli şartının deprem planlaması olduğuna dikkat çekti.
Elazığ’ın Sivrice ilçesinde Kandilli verisine göre 6.6 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası kurtarma çalışmaları sürerken felakette yaralanan bine yakın kişi hastaneye kaldırıldı. Depremden fiziksel olarak yara almadan kurtulan on binlerce kişi geceleri çadırlarda ve toplanma yerlerinde geçiriyor. Deprem sonrası su şebekelerinin zarar görmesi, ilaç temini sorunu, yurttaşların kalabalık şekilde çadır ve toplanma yerlerinde birlikte kalmaları salgın hastalıklar riskini gündeme getirdi. Türk Tabipler Odası Halk Sağlığı Kolu Başkanı Prof. Dr. Nilay Etiler, toplu yaşam alanları kurulduğu takdirde 5 yaş altı çocuklara aşı yapılması gerektiğini ve şebeke suyu kullanılmamasının önemli olduğunu belirtti.
Şebeke suyu tüketilmemeli
Deprem sonrası meydana gelebilecek salgın hastalıkların önlemenin en önemli şartının deprem planlaması olduğuna dikkat çeken Türk Tabipler Odası Halk Sağlığı Kolu Başkanı Etiler, BirGün’den Gökay Başcan’ın haberine göre şebeke suyunun klorlama ile temizlenmesi gerektiğini belirtti. “Deprem nedeniyle su şebekeleri zarar görmüş olabilir. Bunun için belediyenin yüksek düzeyde bir klorlama ile temizlemesi ve insanların suyu tüketmemesi gerekiyor. İnsanların kalabalık bir şekilde kalmasından dolayı solunumla, temasla ile bulaşan hastalıklar ortaya çıkabilir. En önemli konulardan biri de gıda hijyeni. Çevre illerden gelen gıda ürünlerin ve elektrik kesintilerinden kaynaklı bozulma ihtimali olan gıdalara dikkat edilmeli. Geçici yerleşim alanları kurulsa ise tuvaletler, duş alma yerleri sorun olabiliyor. Bu sorunların önüne geçilebilmesi için, öncelikle her bölgenin afet planı olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sosyal ihtiyaçlar karşılanmalı
Yurttaşların deprem sonrası yaşadığı travmanın erken sönümlenebilmesi için sosyal ihtiyaçların acilen karşılanması gerektiğini söyleyen Yıldırım, depremden sonra yaşanan travmayı şöyle açıkladı: “Kişilerin olağanüstü bir duruma gösterdiği olağan tepki. Bu hemen bir müdahale edilmesi, ilaca başlanması, hastalık tanısı konulacak durum değildir. Bu etkilenmeyi yaşayan insanların bir kısmında ise belirtiler sönmeyip 1 aya kadar, 1 aydan daha fazla da sürebilir. Bu nedenle ilk aşamada sosyal yaşamın yeniden kurgulanması ve yaşamın yeniden organize edilmesi, bu belirtilerin çok daha hızlı sönmesine neden olur. Bu nedenle öncelik ihtiyaçların karşılanması. Ruhsal müdahalenin ilk aşaması sosyal ihtiyaçların karşılanması olur.”
Psiko-sosyal destek verilmeli
Psikiyatristlerin ikinci haftadan sonra sahada olmaları gerektiğini söyleyen Yıldırım, “Birinci haftadan sonra, bu tarz etkilenmeler tespit edildikçe, halkı bilgilendirmeli ve yaşamış oldukları ruhsal sorunların aslında bir kısmının olağan tepkiler olduğunu anlatmalıyız. Sonrasında eğer ki kontrol edilemeyecek boyutta ise bizim bunlarıa telepatik müdahalelerle çözüm bulmamız gerek. Ama önceliğimiz psiko-sosyal destektir” dedi.