Her insan yediklerine, içinde bulunduğu duygu durumuna, hastalıklarına, genetik yapısına bağlı olarak ağzından bazı kokular yayar.
Bütün ağız kokularının kaynağı ise ağız içi değildir, hattâ bazılarının ağızla ilgisi yoktur, tamamen psikolojiktir. Başkasının duymadığı o kokuyu kendisi duyar ve rahatsız olur. İnsan içine çıkmaya çekinir, herkesten uzak durmaya çalışır. İşte bu duruma uzmanlar, "halitofobi (koku korkusu)" diyor. Şifa Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Göregen, ağız kokularını öncelikle gerçek ve yalancı şeklinde ayırdıklarını söyledi.
Konu hakkında açıklama yapan Doç. Dr. Göregen, “Ağız kokusu denilince genelde kaynağı ağız içinde olan veya ağız içinden kaynaklanmayan kokuları anlıyoruz ancak ağız kokusunun yüzde 70-80’i ağız içinden kaynaklanır. Ağız kokusu bir hastalık değil, belirtidir. Ağız içindeki bir problemi yansıtabildiği gibi kişinin psikolojik durumunu veya fizyolojik bir hastalığını da yansıtabilir. Aynı zamanda sistematik bir hastalığın belirtisi de olabilir. Burada da ya hastalığın kendisi koku yapıyor veya hastalık dolayısıyla kullanılan bir ilaç kokuya neden oluyor veya bütün bunların dışında psikojenik bir kokudur. Kişinin ruh haline bağlı bir koku söz konusu olabiliyor. Bunun da daha ileri bir boyutu var, daha tehlikeli bir durum. Hasta, başkasının duymadığı bir koku duyar. Bu durum halitofobi diye tanımlanıyor.” diye konuştu.
'DİŞLER DEĞİL, DİL KOKAR'
Ağzınız koktuğunda hemen diş fırçasına sarılıp defalarca dişlerinizi fırçalıyorsanız aslında yanlış yapıyorsunuz, çünkü ağız kokusu yapan bakterilerin buluşma noktası dişler değil, dildir. Dolayısıyla ağız kokusundan kurtulmak için yapılacak en doğru şey, dilin üst bölümünün özel fırçasıyla temizlenmesidir. Dil üstünde ne kadar çok bakteri birikirse o kadar koku yapar ancak bunun tek sebebi ağız hijyeni olmayabiliyor. Göregen, tükürük salgısının yetersizliğinin ya da tükürükteki asit baz dengesindeki değişimin de ağız kaynaklı kokuya sebep olabileceğini söyledi. Sebebi ne olursa olsun yeni teknolojilerle ağız kokusuna kesin teşhis koyabildiklerini belirten Göregen, “Dil ve tükürük testiyle nefes gazı ölçümleri yaparak, ağız kokusunun ağız içinden mi, sistematik bir hastalıktan mı, yoksa farklı bir nedenden mi kaynaklandığını tespit ediyoruz. Elde ettiğimiz veriler, bazen de kişide bir hastalığın varlığına işaret eder. Böyle durumlarda kişiyi, detaylı tetkikler yapılması için ilgili branşa yönlendiriyoruz.” dedi.
'MİDE KOKMAZ, KAN KOKAR'
Mustafa Göregen, birçok insanın ağız kokusuna midesinin yol açtığını düşünerek gereksiz endoskopi yaptırdığını vurgulayarak, “Ağız içi kaynaklı kokuya, genelde bakteriler neden olur. Farklı hastalıklara bağlı, metabolik kaynaklı kokuda ise bilinenin aksine midemiz değil, kanımız kokar. Reflü dışında, mideden ağza bir koku gelmez. Örneğin soğan veya sarımsak yediğimizde, nefesimizle dışarıya verdiğimiz koku midemizden değil, kanımızdan kaynaklanır. Yine aynı şekilde bazı hastalıklarda kullanılan ilaçlardan dolayı görülen ağız kokusu da kan kaynaklıdır. Burada aslında kokan ağız değil, kandır. Koku yapıcı maddeler, kan yoluyla akciğerlere gelip buradan nefes yoluyla dışarıya çıkar.” dedi.
HANGİ HASTALIK, NASIL KOKAR?
Diyabette aseton, karaciğer yetmezliğinde ölü fare, böbrek yetmezliğinde balık, romatizmal ateşe yakalanan çocuklarda tatlımsı bir koku, akciğer apsesi varsa çürümüş et, midede pankreatik sıvılarda çürüme varsa açlık nefesi, insülin iğnesine bağlı diyabette çürümüş elma kokusu gelir.