Güncel |
Onlar acıma değil, icraat bekliyorlar |
3 Aralık Dünya Engelliler Gününü değerlendiren Komite Başkanı Ferdinaz Koyuncu konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şu şunları söyledi: “Ülkemiz nüfusunun yüzde 14’ü engelli olup, hayatını sürdürme noktasında kamu otoritesinin gerekli tedbirleri almadığı görünmektedir. Bunun yanında engelli yakınlarının da aynı eksiklerinden etkilenmesi sonucu, nüfusumuzun büyük bir çoğunluğunun kamu hizmetlerinden ve özel sektör uygulamalarından rahatsız olduğu, gerekli hizmet ve ilgiyi alamadığı ortadadır. Rekabetçi anlayış sebebiyle özel sektörde tercihlerini kullanabilen engelli ve engelli yakınları, kamu hizmetlerinde kamu otoritesinin ilgisizliği ile karşılaşmaktadır. Yaşanan olumsuzlukların çokluğu ve çözüm üretilmeyişi, engelli yurttaşlarımızı dikkate almadığının acı bir göstergesidir. Olumlu bir takım uygulamalar olmasına rağmen, Türkiye genelinde toplu ulaşımın engelli yurttaşlarımızın kullanımına hâlâ uygun olmayışı, yaya yollarının ve şehir içi imarın düzenlenmemiş olması, en basitinden ulaşım ve seyahat hakkının gasp edildiğinin göstergesidir. Daha birçok eksikliklerin sıralanabileceği kamu hizmetlerinde, engellilere uygun hizmetlerin üretilmesi engelliler için bir iyilik değil, seçilmişlerin temel görevlerindendir.” “Kamu otoritesinden engelliler için empati değil, görevi yapması beklenmektedir” diyen Ferdinaz Koyuncu, sözlerini şöyle tamamladı: "Engellilerin bütün hayatları boyunca yaşadıkları dış kaynaklı sıkıntılar bir günlük konuşmalara sığdırılamaz. Yaşanan tüm olumsuzluklar, kamu otoritesinin hizmetlerindeki eksikliklerini kapatmak ve engelli ve yakınlarına şirin görünmek adına, edebi konuşmalarla giderilemez. 3 Aralık tarihi, engellilere acıma, matem ve gösteri günü değil, yapılan hizmetleri sayma ve tanıtma günü olmalıdır.” Toplum engelliye nasıl bakıyor? nÖZÜRLÜLER İdaresi Başkanlığınca yaptırılan ‘’Toplum Özürlülüğü Nasıl Anlıyor’’ anketi, nüfusunun yüzde 12,29’unu oluşturan engellilere bakış konusunda ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Engellilere toplumun bakışını ortaya koyan araştırmaya göre, engellilerin arkadaş ya da komşu olması sakıncalı görülmezken, engelli biriyle evlenmek görüşüne sıcak bakılmıyor. Engelliliğin insanlara Allah tarafından imtihan için verildiğine inananların oranı yüzde 75’i geçiyor. Ankete katılanların dörtte biri özürlüleri ‘’yardıma muhtaç’’ olarak tanımlıyor. Süreğen hastalığı olanlar, hiperaktif çocuklar ve kekemeler engelli olarak görülmüyor. Katılımcıların üçte biri ruhsal ve duygusal sorunu olanlarla dörtte biri ise zihinsel engellilerle arkadaş olmak istemiyor. Ankara / aa Engellileri eğitimle kaldırıyorlar nANTALYA'NIN Alanya ilçesindeki bir okul, ilköğretim çağında eğitimine başladığı engelli öğrencilere, aşçı yardımcılığı, takı tasarımı, halı dokumacılığı, el sanatları ve hizmet sektörüyle ilgili konularda eğitim vererek hayata hazırlıyor. Alanya’daki Özgün Kardelen Özel Eğitim Okulu’nda eğitim gören engelli öğrenciler, bahçıvanlık, aşçı yardımcılığı, takı tasarımı, el sanatları, halı dokumacılığı, seramik işlemeciliği gibi iş kolu atölyelerinde meslek öğreniyor. Öğrendiklerini günlük hayatta uygulayarak para kazanması hedeflenen öğrenciler, hazırladıkları ürünleri okul bünyesinde oluşturulan ‘’Engelsiz Kafe’’ de satışa sunuyor. Bir yandan meslek edinen, bir yandan işletmecilik öğrenen engelli öğrenciler, eğitimlerini tamamladıktan sonra alacakları diplomalarıyla iş hayatına atılabiliyor. Okul yetkilisi Feridun Özdeş, okuldan mezun olan öğrencilere, diploma, 6 aylık kursları bitirenlere, diplomayla birlikte sertifika verdiklerini söyledi. |
04.12.2010 |
Yırtık ayakkabılı çocuk kalmayacak |
Türkiye’deki 32 bin ilköğretim okulunda okuyan 11 milyon öğrencinin çoğunun yırtık ayakkabıyla okula gittiğini gören ayakkabıcılar yardım kampanyası başlattı. 44. AYMOD 5. Uluslararası Ayakkabı Moda Fuarı’nda kampanyaya start veren üreticiler ilk aşamada 10 bin ayakkabı yardımında bulunacak. Ayakkabı sektörünün dışa açılan penceresi olarak görülen 44. AYMOD 5. Uluslararası Ayakkabı Moda Fuarı AYMOD açıldı. Bu yıl 266 firmanın katılımıyla açılan fuarda konuşan Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) Başkanı Yalçın Egemen, ayakkabı sektörünün sosyal sorumluluk projelerine ağırlık vereceğini söyledi. Bugüne kadar Marmara depreminde ve Pakistan’daki sel felâketi dolayısıyla ayakkabı yardımında bulunduklarına dikkat çeken Egemen, “Geçen gün Elazığ’ın Baskil ilçesinden bir mektup ve fotoğraf gönderildi. Bu fotoğrafta okula ayakkabısız giden çocuklar vardı. Sektör olarak bunun üzerine bir yardım kampanyası başlatma kararı aldık. Bunun için ilk etapta 10 bin çift ayakkabı yardımında bulunacağız. Bugün ilk kez AYMOD’da duyurduğumuz kampanyamız kapsamında ayakkabı yardımımız sürecek” dedi. |
04.12.2010 |
DGS’de yolsuzluk iddiası |
ERUH'TA doğrudan gelir desteği alımlarında yolsuzluk yaptıkları iddia edilen ve aralarında tarım ve kadastro görevlilerinin de bulunduğu 12 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele müdürlüğü ekipleri, rüşvet ve çiftçilere ödenen doğrudan gelir desteğinde usûlsüzlükler yapıldığı iddiaları üzerine Eruh Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla 12 kişi gözaltına alındı. Eruh İlçe Emniyet Amirliğinde sorgulanan zanlılar, doğrudan gelir desteğinde evrakta sahtecilik yaparak devletten usûlsüz para aldıkları iddia ediliyor. |
04.12.2010 |
Gazetecilere özgürlük kongresi düzenlenecek |
YİRMİÜÇ basın meslek örgütü tarafından Türkiye’de iletişim (ifade, basın) özgürlüğünün sınırlarını genişletmek amacıyla kurulan Gazetecilere Özgürlük Platformu, Gazetecilere Özgürlük Kongresi düzenleyecek. Platformudan yapılana açıklamada Birleşmiş Milletler Teşkilâtının kararıyla her yılın 3 Mayıs gününün Basın Özgürlüğü Günü ilân edildiği hatılırlatılarak, 3 Mayıs 2011 tarihinde Gazetecilere Özgürlük Kongresi düzenleneceği bildirildi. Kongrede Türkiye’de iletişim özgürlüğe yönelen tehditlerin ve bu özgürlüğün gelişmiş demokrasilerdeki standartlara nasıl çıkarılacağının tartışılacağı Kongre’de alınan kararlar ve benimsenen görüşlerin iktidara, siyasî partilere ve kamuoyuna duyurulması amaçlanıyor. Kongre fiilen gazetecilik yapan herkesin katılımına açık olacak. |
04.12.2010 |
Şikâyet edilen doktor dâvâda bilirkişi oldu |
SAKARYA'DA belediye başkanlığı ve kaymakamlık görevlerinde bulunan 77 yaşındaki İzzeddin Akbaş’ın ölümünden sorumlu tutarak şikâyet edilen doktor, aynı soruşturmada “bilirkişi” olarak atandı. İzzeddin Akbaş, Kasım’da rahatsızlanınca oğlu İbrahim Murad Akbaş tarafından Yenikent Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Aralık’ta da vefat etti. İbrahim Murad Akbaş, “Olayda baştan sona kötü muamele var. Hakkımızı aramaya çalıştığımız için olay bize karşı sistematik bir linç kampanyasına dönüştü” dedi. Akbaş söyle devame etti: “Babamın vefatının ardından hastane hakkında suç duyurusunda bulundum. Cumhuriyet Başsavcılığı, Adapazarı Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni istedi. Kaymakamlık, tüm bilirkişileri suçlanan doktorlar zannetti. Babamın tedavisini yapan F. O dışındaki 5 doktor hakkında soruşturma izni vermedi. Dosyanın ne kadar gayri ciddî incelendiği buradan da anlaşılmakta.” Sakarya Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz ettiklerini ifade eden Akbaş, “Taraf olan bilirkişi raporlarının geçersiz olduğunu ifade ettik. Mahkeme de Kaymakamlık kararının bozulmasına, soruşturma izni vermesi gereken merciinin Sakarya Valiliği olduğuna hükmetti. Ancak Kaymakam “ben yetkiliyim” diyerek itiraz etti. Mahkeme de, kendi kararını kaldırdı. Bende Mahkeme üyelerini, HSYK’ya şikâyet ettim, gerekirse AİHM’ye gideceğim” diye konuştu. |
04.12.2010 |
İmam-Hatipliler kurultaya hazırlanıyor |
İMAM-HATİP Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) her yıl gerçekleştirdiği imam-hatipliler kurultayının bu yıl 6. sını gerçekleştirecek. Türkiye’nin her yerinden İHL camiasının öğrenci, öğretmen, mezun ve gönüllülerinin bir araya geldiği kurultaylarda imam-hatiplilerin sorunları tesbit edilerek çözüm yolları aranıyor. Siyasilerin, iş adamlarının, akademisyen ve sanatçıların da katıldığı kurultayların hazırlık sürecinde ise her yıl Türkiye’nin 10 farklı ilinde bölge toplantıları yapılıyor. İmam-Hatiplileri ilgilendiren bütün meselelerin alan çalışmalarıyla ve hazırlanan raporlarla istişare edilip çözüm yolları aranan bu toplantılar imam-hatip lissi mezun derneklerinin sayısının artmasına ve yeni hizmet projeleri üretilmesine vesile oluyor. Kurultaylara özellikle Anadolu’dan yoğun katılım gerçekleşiyor. Bu yıl gerçekleştirilecek kurultay 5 Aralık Pazar günü Beyoğlu Anadolu İmam-Hatip Lisesi’nde saat: 10.00’da başlayarak 14.00’de sona erecek. Başbakan İmam-Hatipliler Kurultayında Bu yıl yapılacak olan kurultaya İstanbul İmam-Hatip Lisesi mezunu ve aynı zamanda ÖNDER üyesi olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Has Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş da katılacak.
İstanbul / SAİD TEMUR
|
04.12.2010 |
ASKERî MAHKEMEDEN ÜÇ GENERALE RED |
BAKAN GÖNÜL: TAKDİR YARGININ Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, 3 generalin açığa alınmasıyla ilgili karara ilişkin olarak yorum yapmazken, ''Takdir yargınındır, bir şey diyecek halim yok'' dedi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise ''Şahsî kanaatim, tek bir yargı sisteminin olması'' değerlendirmesinde bulundu. Yargı süreci devam eden generallerin emekli edilmeleri bekleniyor. AYİM’den 3 generale red AskerÎ Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), 3 generalin açığa alınmasıyla ilgili işlemin yürütmesinin durdurulması istemini oy çokluğuyla reddetti. Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül tarafından 22 Kasımda açığa alınan Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu ile İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından açığa alınan Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, bir gün sonra açığa alınma işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle AYİM’e başvurmuştu. Konuyu Daireler Kurulunda değerlendiren AYİM, yürütmenin durdurulması talebini oy çokluğuyla reddetti. Karara ilişkin gerekçeler, ilgili bakanlıklara tebliğ edilecek.
GÖNÜL: TAKDİR YARGININ Türk Atlantik Konseyi tarafından düzenlenen 18. Uluslararası Antalya Güvenlik ve İşbirliği Konferansı’nın açılışına katılan Bakan Gönül, daha sonra Serik ilçesine bağlı Belek beldesindeki camide Cuma namazını kıldı. Bakan Gönül, camiden çıkışında bir gazetecinin, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’nin 3 generalin açığa alınmasıyla ilgili işlemin yürütmesinin durdurulması talebini oy çokluğuyla reddetmesine ilişkin sorusu üzerine “Takdir yargınındır, bir şey diyecek halim yok” dedi.
KILIÇDAROĞLU: YARGININ KARARINA SAYGI DUYULMALI AYİM’in kararını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise gazetecilerin konuya ilişkin soruları üzerine, kendilerinin baştan beri yargının kararına saygı duyulması yönünde açıklamaları olduğunu hatırlattı. TBMM grup toplantısında da aynı şeyleri söylediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ‘’Ama asıl düşünmesi gerekenler daha karar açıklanmadan, ‘bu yargı bizim istediğimiz yönde karar almaz. Bu yargı bağımsız bir yargı, tarafsız bir yargı değildir’, hatta biraz daha ileri gidilerek, ‘komutanların taleplerini bunlar yerine getirirler’ diye bir düşünce dile getirilmişti. Acaba bu düşünceleri dile getirenler, açıklanan bu karar karşısında çıkıp milletin önüne, halktan özür dileyecekler mi bunu merak ediyorum.’’
ELİTAŞ: YARGI TEK BAŞLI OLMALI AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AYİM’in açığa alınan 3 generalle ilgili kararının hatırlatılması üzerine, ‘’Hayırlı, uğurlu olsun’’ dedi. Türkiye’de yüksek yargının çok başlılığının, hukuk düzenini olumsuz etkilediğini belirten Elitaş, ‘’Hukuk, tek başlı olmalı. Askerle, sivilin yargılanmasının farklı farklı olmaması gerekir. Nasıl ki farklı ticaret, çocuk, aile mahkemeleri gibi ihtisas mahkemeleri varsa diğer yargı organlarının da bu şekilde ihtisas mahkemelerine bölünmesi önemli bir kazanım, değişim... Türkiye’de bu, hukuk sisteminin güvenliliğini arttıracaktır. Şahsî kanaatim, Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin olmaması, tek bir yargı sisteminin olması’’ diye konuştu.
‘TERFİLER ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK...’
AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç da AYİM’in kararına ilişkin olarak, ‘’Hükümetin yetkisinde olan terfiler konusunu hiçbir zaman parti politikası ya da söylemi haline getirmedik. Getirmeyi doğru da bulmadık’’ dedi. Bu konuda, mahkemelerin de hukukun da yasaların gereğini uygulama çabası içerisinde olacağını belirten Kılıç, ‘’Generallerin, terfileri üzerinden siyaset yapmak ve terfiler meselesini iç siyasetin tüketim malzemesi haline getirmek, hiç kimseye, hiçbir şey kazandırmayacaktır” diye konuştu.
YAZICI: YARGI SÜRECİ DEVAM EDİYOR
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da gazetecilerin, AYİM’in kararına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, yargı sürecinin devam ettiği hatırlattı. Yazıcı, mahkemenin verdiği karar üzerinde yorum yapmasının doğru olmadığını söyledi. 16 ARALIK'TA HAKİM KARŞISINA ÇIKACAKLAR— Darbeye teşebbüs iddiasıyla Balyoz dâvâsında yargılanan ve 16 Aralık'ta hakim karşısına çıkacak olan sanıklar Tümgeneral Gürbüz Kaya (sağda) ile Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu (ortada), Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün, Tümgeneral Halil Helvacıoğlu (solda) ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın 22 Kasım tarihli imzalarıyla açığa alınmışlardı. Yargılamaları devam eden komutanlar, işlemlerin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle AYİM’de dâvâ açmışlardı. |
04.12.2010 |
Hacılardan biri vefat etti |
Hac ibadeti sırasında Suudi Arabistan’da rahatsızlanarak ambulans uçakla Konya’ya getirilen iki Türk hacıdan biri vefat etti. Mekke’de rahatsızlanan ve domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alınan Mehmet Yurdakul (80), Konya’da tedavi gördüğü Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesinde öldü. Aynı ambulansla Mekke’den Konya’ya getirilen İsmail Kondu’nun (65) ise Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavisinin sürdüğü bildirildi. Yurdakul ile Kondu, 1 Aralık Çarşamba günü Suudi Arabistan’a gönderilen ambulans uçakla Konya’ya getirilmişti. |
04.12.2010 |
Cuma çıkışı başkana saldırı |
Konya’nIn Beyşehir ilçe Belediye Başkanı İzzet Taşcı, Cuma namazı çıkışı bir kişinin bıçaklı saldırısına uğradı. Yaralanan Taşcı, hastaneye kaldırıldı. Edinilen bilgiye göre, Hastane Camii’nde Cuma Namazını kılan İzzet Taşcı, çıkışta cami önünde vatandaşlarla sohbet etmeye başladı. Bu sırada koşarak Taşcı’nın yanına yaklaşan Y. B, Taşcı’yı karnından ve kolundan bıçaklayarak olay yerinden kaçtı. Hastaneye kaldırılan Taşcı’nın, ameliyata alınacağı bildirildi. Şüpheli Y. B’nin yakalandığı öğrenildi. |
04.12.2010 |
Doktorlar ifade verdi |
‘’Ergenekon’’ dâvâsı kapsamında tutuklu bulunan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın mahkemeye gönderilmeyen sağlık raporuna ilişkin, doktorlar ifade verdi. Haberal’ın mahkemeye gönderilmeyen sağlık raporuna ilişkin soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Savcılığının daveti üzerine Beşiktaş’taki adliyeye avukatlarıyla gelen İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız ile Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zerrin Yiğit, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen’in odasının bulunduğu kata çıktı. Kansız ve Yiğit, ‘’şüpheli’’ sıfatıyla ifadelerine başvurulduktan sonra savcılıkça serbest bırakıldı. |
04.12.2010 |
8 polise “rüşvet” gözaltısı |
İstanbul’da hafriyat taşıyan kamyon sürücülerinden rüşvet aldıkları iddia edilen 8 trafik polisi ile rüşvet verdikleri öne sürülen 11 kişi yakalandı. Alınan bilgiye göre, bir süredir bazı trafik polislerinin organize bir şekilde fazla yük taşıyan hafriyat kamyonu sürücülerinden rüşvet aldıkları ihbarını değerlendiren İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, konuyla ilgili çalışma başlattı. Yaklaşık bir aylık teknik ve fiziki çalışmanın ardından operasyon düzenleyen polis, biri komiser 8 trafik polisi ile bunlara rüşvet verdikleri öne sürülen 11 kişiyi gözaltına aldı. |
04.12.2010 |
İsrail güvenimizi kaybetti |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, İsrail’in, Türkiye’nin, Türk halkının dostluğunu kaybettiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, Euronews televizyon kanalının Türkçe Servisi Müdürü Ali İhsan Aydın’ın, Türkiye’nin dış politikasına ilişkin sorularını cevapladı. Gül, NATO’nun kuracağı füze sisteminin, ittifak üyeleri dışındakilerle, özellikle İsrail’le ilişkilendirilmesi hakkındaki soruya şu karşılığı verdi: “Öyle bir şey söz konusu değil, asla söz konusu değil. Çünkü bu, tamamen NATO üyesi ülkelerle ilgili. İsrail, NATO üyesi ülke olmadığı gibi NATO’yla bir işbirliği de söz konusu değil. Dolayısıyla bunlar kesinlikle doğru değil ve böyle bir şey de olamaz. Yani ilke olarak da açıkça söylüyorum, böyle bir şey söz konusu olamaz. NATO imkanları İsrail tarafından kullanılamaz.”
“MAVİ MARMARA BASKINI ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ” “Türkiye’nin, Mavi Marmara baskınından sonra Ortadoğu’da İsrail’i hala dost ve müttefik bir ülke olarak görüyor mu” sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı Gül şunları kaydetti: “Tabiî ki Mavi Marmara birçok şeyi değiştirdi. Açık söyleyeyim, birçok şeyi... Çünkü Akdeniz’in ortasında bir insani yardım yapmak için giden gemilere uluslar arası sularda İsrail ordusu saldırdı ve maalesef orada birçok insanı da öldürdü. Bunu bizim unutmamız mümkün değil açıkçası.” Cumhurbaşkanı Gül, “İsrail, Türkiye’nin dostluğunu kaybetti mi” sorusunu da, “Şüphesiz... Yani Türkiye’nin, Türk halkının dostluğunu kaybetti” diye cevapladı.
“EKSEN KAYMASI TARTIŞMALARI KASITLI” Batı’da Türkiye’ye ilişkin yapılan “eksen kayması” tartışmalarına karşı çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir süredir Türkiye üzerinde bu tip tartışmaların yapıldığını ifade ederek şunları söyledi: “Bunların hepsi yanlış şeylerdir. Bunların bazıları kasıtlı, bazıları bilgisizlikten dolayı yapılan yorumlardır. Türkiye’nin istikameti gayet açıktır. Türkiye, en gelişmiş demokratik standartlara ve ekonomik standartlara ulaşmak için çalışıyor, bu bakımdan değerlerini yükseltiyor. Bu bakımdan anayasasını, kanunlarını hep değiştiriyor, ama aynı zamanda da jeopolitiğin verdiği imkânlardan da faydalanıyor, tarihten, geçmişten gelen avantajlarından da faydalanıyor, dolayısıyla çok yönlü bir politika takip ediyor.” Gül, Türkiye’nin AB politikasını devlet politikası olarak yürüttüğünü belirtti ve bu konunun partiler üstü bir konu olduğunu söyledi. Gül, Türkiye’nin kararlılığının devam ettiğini vurguladı. |
04.12.2010 |
Deşifrenin arkasında neoconlar var |
Stratejist emekli Binbaşı Yakup Evirgen, dünya ve Türkiye’nin gündemini meşgul eden Wikileaks’in yayınladığı belgelerin ABD’nin kontrolünde olduğunu ve iyi analiz edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu deşifrenin arka planında Neoconlar vardır” dedi. Başak Medya Ajansına konuşan emekli Binbaşı Evirgen, dünya ve Türkiye’nin gündemini meşgul eden Wikileaks belgelerini değerlendirdi. “İletişim teknolojilerinin ve internetin mucidi olan, ABD’nin bunca gizli belgeyi çaldırmış olması ve yayımını engelleyememesi akla yatkın bir durum değildir” diyen Evirgen, “Şu ana kadar, sitede çıkan belge ve bilgiler de gösteriyor ki, Wikileaks olayı ABD hükümetinin kontrolü ve yönlendirmesi altında işlemektedir. Belgeler izinsiz olarak ele geçirilmiş bile olsa, ABD’nin bu durumdan faydalanacak şekilde olayı manipüle edememesi düşünülemez” dedi. Wikileaks tarafından deşifre edilen belgelere bakıldığında, gizlilik derecesi yüksek pek az fazla belge olmadığını kaydeden Evirgen, şunları kaydetti: “Elçiliklerin ülkeleri ile yaptıkları haberleşmelerin kriptolu olduğu göz önüne alındığında zaten her şey çok gizli olarak değerlendirilemez. Dile getirilen iddialar, gizli belge olmaktan çok söylenti niteliğindedir. Çok büyük ihtimalle ABD bu belgelerin -varsa- gizliliğini kaldırmış ve ilgili yerlere vermek istediği mesaj ile amaçladığı neticeleri elde etmeye dönük olarak belgelerde gereken düzenlemeleri yapmıştır. Yani belgelerin bir kısmının gerçek, bir kısmının ise sonradan eklenmiş veya içeriğinin değiştirilmiş olması intelijansiyaların sık başvurdukları bir yöntemdir. Ondan sonra dünya kamuoyunu yönlendirmek için bu belgelerin istedikleri gibi yansımasını sağlamaktadırlar. Böylece normal kanallardan dile getirilemeyen birçok ülke ve kişi hakkındaki rahatsızlıklarını bu yolla dile getirebilmektedir.”
BELGELER, İSRAİL’İN İŞİNE YARIYOR
Wikileaks tarafından bugüne kadar deşifre edilen belgelerin en fazla İsrail’in işine yaradığına dikkat çeken Emekli Binbaşı Yakup Evirgen, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Neoconların ABD’deki konumları, güçleri ve bugüne kadar yaptıkları göz önüne alındığında Wikileaks’in de perde arkasında oldukları izlenimini vermektedirler. İsrail’le ilgili bilgilerin yok denecek kadar azlığı ve Ortadoğu ülkeleri ile ilgili iddiaların çokluğu, bölge ülkelerinin birbirine düşürülme amacı güdülmekte olduğu hemen göze çarpmaktadır. Türkiye ve Arap ülkeleri ile İran’ı karşı karşıya getirmek İsrail’in uzun zamandır istediği şey. Wikileaks’in şu ana kadarki yayınları İsrail’in lehinedir. Yayınların Türkiye’nin son yıllarda bölgesinde ve özellikle Ortadoğu’da artan etkinlik ve prestijini de sarsmaya dönük bir amacının olduğu anlaşılıyor.”
Ankara / Recep Gören |
04.12.2010 |
Hakkımdaki iddialar yalan |
Bakan Şimşek: İddialar alçaklık MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, Wikileaks belgelerinde iddia edildiği gibi Doğan Grubu hisseleriyle ilgili bir açıklamasının olmadığını yineledi ve ‘’Bunlar alçaklık. Böyle bir söz kullandığımı kanıtlasınlar, siyasette 1 gün dahi durmam’’ dedi. CNBC’ye konuk olan Şimşek, Londra’da yatırımcılara, ‘’Doğan hisselerini satın, onların sonu geldi’’ dediğini belirten Wikileaks belgelerinin ‘’yalan ve dedikodu’’ya dayandığını ifade etti. Maliye Bakanlığında her yıl vergi incelemeleriyle ilgili 70 ile 90 bin arasında rapor yazıldığını, Maliye Bakanlarının da bu raporların içeriğini bilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Şimşek, şöyle konuştu: ‘’Ben, o dönemde Maliye Bakanı bile olsam bu raporlara vakıf olmam. Benim, Londra’da bir grup yatırımcıya ‘Doğan hisselerini satın, onların sonu geldi’ şeklinde bir ifade kullandığım kanıtlanırsa, 1 gün dahi siyasette durmam. Ben, bu işi yıllarca profesyonel olarak yapmış bir insanım. Hiçbir zaman şirketler hakkında yorum yapmam. Hep makro ekonomiyle ilgili yorum yaptım. Biz, uluslar arası yatırımcılarla sürekli bir araya geliriz. Onları hep Türkiye vizyonu konusunda bilgilendiririz. Türkiye, nereye gidiyor, hangi reformları yapıyor, önündeki fırsatlar nelerdir? Bu toplantılara Maliye Bakanlığından ve o ülkedeki Büyükelçilikten arkadaşlar da katılır ve bu toplantılar genel olarak bütün yatırımcılara da açıktır. Ben, Londra’da iddia edildiği gibi böyle bir ifade kullanmış olsaydım, mutlaka orada bulunanlar arasında birileri çıkar ve derdi ki, (Bakan Şimşek böyle dedi). Ben, böyle bir ifade kullanmadım. Böyle bir ifade kullandığımı yazanlar alçaklık etmişler. Keşke mahkeme yolu açık olsaydı. Maalesef Viyana Sözleşmesiyle bu alçaklar korunuyor. Bu kanıtlansın, 1 gün dahi siyasette durmam. Tamamen yalan ve dedikodu üzerine yapılan bir alçaklık. Fakat en kötü şey, bazı akıllı sandığımız köşe yazarlarının bunun üzerine atlaması ve değerlendirme yapması.’’ |
04.12.2010 |
Büst düştü, düğün yarıda kaldı |
İZMİR'İN Bergama ilçesi, Göçbeyli beldesine bağlı Alibeyli Köyünde, düğün salonunun hemen yanındaki ilköğretim okulu bahçesindeki Atatürk büstü, düğüne gelen iki çocuk tarafından yere düşürülünce düğün yarıda kaldı. Alınan bilgiye göre, Alibeyli Köyündeki Düğün Salonu’nda düzenlenen evlenme töreni sırasında, salonun hemen yanındaki ilköğretim okulunun bahçesinde bulunan Atatürk büstü, düğün için Yayakent Köyünden dâvetli olarak gelen iki çocuk tarafından bilinmeyen bir şekilde kaidesinden yere düşürüldü. Büstün yere düşürüldüğünü fark eden bazı köylüler, duruma tepki gösterdi. Öfkelenen köylüler, Alibeyli Köyü Muhtarı Hüseyin Ali Yaşin ile olayın bildirilmesi üzerine köye gelen jandarma ekiplerinin araya girmesiyle sakinleştirildi. Yaşanan olay üzerine dâvetlilerin köyden ayrılmasıyla düğün yarıda kaldı. Alibeyli Köyü Muhtarı Hüseyin Ali Yaşin, yaptığı açıklamada, okul bahçesindeki Atatürk büstünün oğlan eviyle birlikte Yayakent beldesinden gelen 2 çocuk tarafından yere düşürüldüğünü anlattı. Yaşin, olayı duyan kahvedeki köylülerin duruma tepki göstererek, düğünün yapıldığı salona gitmek istediklerini, onları kendisinin ve jandarma ekiplerinin engellediğini söyledi. Büstü düşürdüğü iddia edilen çocukların korkup kaçtığını, dâvetlilerin de salondan ayrıldığı için düğünün yarıda kaldığını anlatan Yaşin, ‘’Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Yere düşürülen Atatürk büstü zarar görmediği için yerden kaldırılıp tekrar yerine monte edildi.’’ |
04.12.2010 |
Enflasyon rölantide |
TÜRKİYE İstatistik Kurumu, Kasım ayı enflasyon verilerini açıkladı. Kasım ayında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) yüzde 0,03 arttı, Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) ise yüzde 0,31 azaldı. TÜİK’in 2003 baz yıllık verilerine göre, Kasım ayı itibarıyla yıllık enflasyon ise TÜFE’de yüzde 7,29, ÜFE’de yüzde 8,17 oldu. Onbir aylık (Ocak-Kasım) enflasyon TÜFE’de yüzde 6,72, ÜFE’de yüzde 7,47 düzeyinde gerçekleşti. Kasım ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 8,59, üretici fiyatlarında yüzde 8,27 düzeyinde oldu. Özel kapsamlı TÜFE göstergeleri, mevsimlik ürünler hariç yüzde 0,31 yükseldi. ÜFE Kasımda yüzde 0,31 azalırken, ana sektörlerden sanayi sektöründe fiyatlar yüzde 0,63 arttı, tarım sektöründe ise yüzde 4,25 azaldı. |
04.12.2010 |
Sıcak para bizi yakar |
BURSA Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer, ithalatın ihracatı karşılama oranının yüzde 62’lere düştüğünü belirterek, ‘’Bu durumun devam ettirilebilmesi için sıcak paraya çok daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Bu da sürdürülebilir ve sağlıklı değildir’’ dedi. Özer, kasım ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdiği yazılı açıklamasında, krizin etkilerinin tam anlamıyla ortadan kalkmaması, özellikle AB’deki belirsizlik ve riskler, talepteki daralma ve onun etkilerinin enflasyonun sıçramasını önlediğini ifade etti. Kısa vadeli yabancı kaynaklı döviz sebebiyle TL’nin değerlenmesinin ithalatın aşırı artışına sebep olduğunu vurgulayan Özer, şunları kaydetti: ‘’TÜİK verilerine göre ihracat, 2010’un ilk on ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,4 artarak 92 milyar 709 milyon dolar oldu. İthalat ise ilk on ayda yüzde 30,5 artarak 147 milyar 821 milyon dolara yükseldi. Dış ticaret açığı yüzde 83,1 artışla 55,112 milyar dolara çıktı. İthalatın ihracatı karşılama oranı yüzde 62’lere düşmüştür. Bu durumun devam ettirilebilmesi için sıcak paraya çok daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Bu da sürdürülebilir ve sağlıklı değildir.’’ Sıcak paranın kontrol altına alınması için gerekli çalışmalara ivedi olarak başlanması gerektiğini belirten Özer, büyümenin ve kalkınmanın bütünlüklü bir ekonomi politikasıyla sanayi ve ihracata dayandırılmasının daha doğru olacağını bildirdi. |
04.12.2010 |
Yalçıntaş: Vakt-i mübareki bekliyorum |
İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, ‘’Şimdi sabırla yola devam etme zamanı. Şimdi gelecek bir Vakt-i Mübareke hazır olma zamanı...’’ dedi. İTO Başkanı Yalçıntaş, 36 günlük tedbiren tutukluluğunun sona ermesinin ardından İstanbul Ticaret Gazetesi aracılığıyla kamuoyuna seslendi. Yalçıntaş, açıklamasında, tedbiren tutukluluk dönemi boyunca kendisini yalnız bırakmayan Türk iş âlemine, İTO camiasına ve kamuoyuna teşekkür etti. Yalçıntaş, şunları kaydetti: ‘’Şu iyi bilinmeli ki, yola çıktığımız ilk günkü coşkumuzdan, ilk günkü heyecanımızdan, ilk günkü saffetimizden ve temizliğimizden hiçbir şey kaybetmedik. Biz birbirimizin kefiliyiz, kefaletimize halel getiren hiçbir oluşumun içinde bulunmadık. Bundan sonra da aynı heyecan ile müreffeh bir İstanbul ve Türkiye için gayret sarf edeceğiz. Güzel günler göreceğimiz inancımdan zerre kadar şüphe duymadım. Şimdi daha çok çalışma zamanı... Şimdi sabırla yola devam etme zamanı. Şimdi gelecek bir vakt-i mübareke hazır olma zamanı... Çünkü her gün dünya yeniden kurulur. Çünkü her gün yeni bir başlangıçtır.’’ Yalçıntaş, Sincan Cezaevi’nden çıkışında yaptığı açıklamada ise, ‘’Ben yanlış bir şey yapmadım. Benim kaderimde demek ki bu da varmış. Bunu da yaşadım. İnanıyorum ki Türk adaleti de bunu en kısa süre içinde ortaya çıkaracaktır, ispat edecektir’’ dedi. |
04.12.2010 |