Kültür-Sanat |
‘Keşfedilmeyi Bekleyen Sır: İSTANBUL’ |
İSLÂM Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezince (IRCICA) düzenlenen ‘’Keşfedilmeyi Bekleyen Sır: İstanbul’’ sergisi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katılımıyla Yıldız Sarayı-Çit Kasrı’ndaki resepsiyonla açıldı. Kurulduğu günden bu yana akademik faaliyetlerle olduğu kadar sanat alanındaki faaliyetleriyle de Türkiye’de ve bütün dünyada adından söz ettiren IRCICA, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının desteğiyle Nevin Karayağız’ın yağlı boya resim sergisi ile Meryem Güney’in geleneksel İslâm sanatlarından katı’ sanatı dalındaki eserlerini bir araya getirdi. Açılışta konuşan Bakan Günay, hem Yıldız Sarayı’ndaki restorasyon çalışmalarını gezmek hem de sergi açılışına katılmak için geldiğini ve sergiye katılmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Yıldız Sarayı’nın Osmanlı’nın müstesna mekânlarından biri olduğuna dikkati çeken Günay, sarayın bazı bölümlerinin bakımsız durumda olduğunu ve bunun son derece üzüntü verici olduğunu söyledi. IRCICA’nın sarayın bazı bölümlerinin bakımında büyük katkısı bulunduğunu vurgulayan Günay, şöyle devam etti: ‘’Yıldız Sarayı’nda Sultan Abdülhamit’in çalışma odasının yanı sıra harem dairesi var. Hatta Osmanlı topraklarındaki ilk küçük opera binası var. Bunun bilinmesini arzu ediyorum. Sultan Abdülhamid, Osmanlının son dönemdeki yenileşme çalışmalarında farklı ve iyi arayışları olan büyük bir padişah. Hem topraklarımızı uzun süre bir arada tutmaya çalışmış hem de o dönemde Batı medeniyetinde ne varsa bilfiil sarayda kendisi tanıyarak onları topluma taşımaya çalışmış. Kendisinin Osmanlı topraklarının fotoğraflarından oluşan ve günümüzde bize o günleri anlatan fotoğraf albümü var. O dönemde sarayda Türk musikîsinin yanı sıra Batı müziği de dinleyen ve bu müziğin saray ahalisi tarafından dinlenilmesini sağlayan büyük bir padişah. Onun kurduğu bu mekânı maalesef geç kalınmış da olsa restore etmeye başladık. Buranın birçok alanı ben bulduğumda unutulmuş durumdaydı. Topkapı Sarayı’nda da uzun süredir çalışmalarımız var. Orasını bir hayli düzenledik. Fatih Sultan Mehmet Han’ın ve Sultan Süleyman’ın ruhlarının bir miktar da olsa yeni yeni rahat etmeye başladığını kalbimde hissediyorum.’’ Sergide çok güzel çalışmalar olduğunu belirten Günay, ‘’Böylesine göz nuru, renk, ahenk ancak hanımların parmaklarından ve yüreklerinden çıkabilir. Kendilerini tüm içtenliğimle kutluyorum’’ dedi.
İSTANBUL; DİLLERİN VE DİNLERİN HARMANLANDIĞI ŞEHİR
IRCICA Genel Direktörü Halit Eren de iki değerli sanatçının eserlerini sergilediğini ve bundan gurur duyduklarını söyledi. Nevin Karayağız da eserlerinde İstanbul’u var eden ve İstanbul’u İstanbul kılan değerleri sanatseverlerin beğenisine sunduğunu kaydetti. İstanbul’un, bugüne kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan nadide bir şehir olduğunu ifade eden Karayağız, şunları söyledi: ‘’İstanbul, dinlerin ve dillerin harmanlandığı bir liman şehridir. Gözler hep onun üzerindedir. Her devirde kendisini görmeye gelen sanatçıları büyüleyen, resmetmeye doyulamayan bu şehre yaptığım resimlerle değer katma gibi bir ihtimalim yok. Aksine onunla sanatımı güzelleştirmek ve yaşamıma değer katmak için böyle bir girişimde bulundum. Ümidim, gözlerimi açtığım, tarih kokan ve bir benzeri daha bulunmayan bu şehrin toprağında uyumak.’’ Meryem Güney ise ünlü hattat Hasan Çelebi’den rika ve nesih dersleri aldıktan sonra katı’ sanatıyla ilgilenmeye başladığını, Dürdane Ünver ve Müjgan Başköylü’den bu dalda icazet aldığını belirtti. Sergiyle kâğıt sanatının zarafetini sanatseverlerle paylaşacağını bildiren Güney, bugüne kadar çok sayıda sergiye katıldığını aktardı. Sözlük anlamı kesmek olan katı’nın, kâğıt ve deri üzerine çizilmiş yazı, motif veya şekillerin oyulup başka bir kâğıda yapıştırılması suretiyle gerçekleştirilen bir sanat olduğunu bildiren Güney, bu sanatın iki bin yıllık geçmişi olduğunu ifade etti. Katı’ sanatının, uzun işlemler ve ince bir işçilik gerektiren kâğıt oyma sanatı olduğunu belirten Güney, bu sanatın Osmanlı kitap sanatları arasında özel bir yere sahip olduğunu ve bu sanatla geçmişte Osmanlı bahçe zevkini yansıtan eşsiz eserler meydana getirildiğini söyledi. Güney, sanatı, içinde güzellikler barındıran ve en güzele ulaşmak için kullanılan bir araç olarak nitelendirerek, ‘’Bu sergi, İstanbul için bir ilk. Modern bir sanat olan resimle geleneksel sanatlarımızın önemli bir kolu olan katı sanatı ilk defa bir arada sergileniyor. Bu yüzden ayrı bir heyecan duyuyorum’’ diye konuştu. ‘’Keşfedilmeyi Bekleyen Sır: İstanbul’’ sergisi, 10 Aralık 2010 tarihine kadar açık kalacak. |
29.11.2010 |
5 ülkenin kültürü fuarda buluştu |
‘ÜLKELER El Sanatları ve Hediyelik Eşya Fuarı’nın 5.’si başşehir Ankara’da gerçekleştiriliyor. Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM), Rem Fuarcılık’ın düzenlediği fuara, 35 ülkeden 70’i yabancı olmak üzere toplam 160 firma, el sanatları ve hediyelik eşyalarıyla katılıyor. Fuar, farklı kültürlerin buluşmasına ve kaynaşmasına ev sahipliği yapıyor. Ankara’da 5. kez düzenlenen fuar, sabah saat 10.00’dan, akşam 21.00’e kadar açık kalacak. Fuarda, Orta Asya giysi ve yemeklerinden İpek Yolu’nun tarihe armağan ettiği takılar, kumaşlar, el sanatları ve antik ürünlerden İran’ın ipek halısına, gizemli Afrika ülkelerinin oymaklı ürünlerinden, Uzak Doğu’nun el sanatına kadar bir çok ürün sergileniyor. Fuara şu ülkelerden firmalar katıldı: “Rusya, Pakistan, Hindistan, Sudan, Filistin, Çin, Endonezya, Tayland, Mısır, Gürcistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Uganda, İran El Sanatları Birliği, Vietnam, Afganistan, Filipinler, Nepal, Senegal, Doğu Türkistan, Dubai, R.F. Başkurtsan, Gagauzlar, R.F. Tataristan, Avusturya, Kenya, Rusya Federasyonu Çuvaş Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu Saha Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu Hakas Cumhuriyeti” |
29.11.2010 |
“2. İstanbul Edebiyat Festivali” 6 Aralık’ta başlıyor |
TÜRK edebiyatının seçkin yazarlarının bir araya geleceği ‘’2. İstanbul Edebiyat Festivali’’, 6-11 Aralıkta İstanbul’da yapılacak. Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesinden yapılan açıklamada, festival çerçevesinde şiir, hikâye, roman, deneme, çocuk edebiyatı ve çizgi roman atölye çalışmaları, sergiler, şiir akşamı, sinema gösterimi, İstanbul okumaları, konser, paneller, söyleşiler, 2010’da Türk edebiyatının durumunun değerlendirileceği açık oturum ve ödül takdimi gibi etkinliklerin yapılacağı belirtildi. Açıklamada, festivalin amacının, şehrin edebi değerini dünya vitrinine çıkarmak olduğu ifade edildi. |
29.11.2010 |
Yalsızuçanlar “Edebiyat ve Bilgelik” diyecek |
SADIK Yalsızuçanlar’ın Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdiği “Hikmet Burcunda Edebiyat” söyleşi dizisinde bu ay, “Edebiyat ve Bilgelik” konusu işlenecek. Gezgin, Cam ve Elmas, Şey... Gönül telini titreten 40’ı aşkın kitabın yazarı Yalsızuçanlar, aşkı, bilgeliği, tevazuyu, sabrı edebiyat imbiğinden geçirip okura ulaştırıyor. 29 Kasım Pazartesi günü saat 19.00’da gerçekleşecek söyleşi herkese açık. |
29.11.2010 |
Yalnızlık hastalığının en büyük ilâcı evliliktir |
İLAHİYATÇI yazar Ali Ferşadoğlu, İnsan’ın medenî ve sosyal bir varlık olduğunu belirterek, yalnız yaşamasının mümkün olmadığını söyledi. Ferşadoğlu, “Günümüzde en büyük hastalık olan yalnızlığın ilâcı evliliktir” dedi. Araştırmacı, İlahiyatçı Yazar Ali Ferşadoğlu, Bizim Aile Dergisi Polatlı Temsilciliği tarafından düzenlenen ‘Evlilik ve Ailede Mutluluğun Yolları’ konulu konferansta konuştu. 13 Eylül Kültür Merkezi’ndeki konferansta Ferşadoğlu, kalbe karşı bir kalp, sevgiye karşı bir sevgi ile mukabele edecek bir kalp bulması gerektiğini anlattı. Ferşadoğlu, “İnsanın, özellikle Müslüman’ın mutlu ve huzur dolu hayatı ancak ailede mümkün olabilir. Mutluluk ne evlilikte, ne bekârlıkta, mutluluk ne zenginlikte, ne fakirlikte, mutluluk ne dünya hayatında, ne eğlenmede, ne gezmede, gerçek mutluluk iman dairesinde, Kur’ân dairesinde bir evlilik hayatındadır.” dedi. |
29.11.2010 |