Güncel |
Arafat heyecanı başlıyor |
Kutsal topraklarda bulunan yaklaşık 4 milyon hacı adayı bugün Arafat’a çıkıyor. Hac farizasını yerine getirmek için mukaddes topraklarda bulunan hacı adaylarının Arafat’a çıkması bugün öğle namazından sonra başlayacak ve gece saat 03.00’e kadar tamamlanmış olacak. Mukaddes topraklarda bulunan yaklaşık 4 milyon hacı adayı bugün Arafat’a çıkıyor. Türk hacı adayları, Mekke’den Arafat’a araçlarla taşınacak. Hac farizasını yerine getirmek için mukaddes topraklarda bulunan hacı adayları Arafat’a çıkıyor. Türk hacı adaylarının Arafat’a çıkması bugün öğle namazından başlayacak ve saat 03.00’e kadar tamamlanmış olacak. Türk hacı adayları Arafat’a otobüslerle taşınırken diğer ülkelerden gelen milyonlarca hacı adayı da yürüyerek Arafat’a ulaşacak. Arafat’ta hacı adaylarının bir gece konaklayacakları çadırlar, Müzdelife ve kurbanların kesileceği Mina’da da hazırlıklar tamamlandı. Hacı adayları, Arefe günü öğle vaktinde öğle ve ikindi namazlarını birleştirerek kılacak. Daha sonra Müzdelife’ye hareket edecek adaylar, burada akşam ve yatsı namazlarını birleştirerek kılacak. Adaylar, hac görevinin vaciplerinden Müzdelife vakfesini yaptıktan sonra Mina’ya hareket edecek. “HAC, ARAFAT’TIR” Diyanet İşleri Başkanlığınca hacı adaylarına dağıtılan ‘’Haccı Anlamak’’ isimli kitapta, Arafat’a ilişkin geniş bilgilere yer veriliyor. Kitapta, kelime olarak ‘’bilme, anlama, tanıma’’ ve ‘’güzel koku’’ gibi mânâlara gelen bir kökten geldiği bildirilen Arafat ve hac hakkında şu bilgiler veriliyor: ‘’Dünyanın her tarafından gelen insanların bu yerde birbirleriyle görüşüp tanışmaları veya günahlarını itiraf ederek Allah’tan af dilemeleri, affedilmelerinden sonra günah kirlerinden temizlenip Allah katında güzel bir kokuya sahip olmaları sebebiyle bu ad verilmiştir. ‘Hac nasıldır?’ diye sorduklarında Allah Rasulünün ‘Hac, Arafat’tır’ cevabını verdiği bilinmektedir. Hac, hakikati bilmek, tanımak, anlamak, kavramaktır. Hac; arif olmaktır, marufa, marifete, Marifetullah’a ermektir. Dirilişi, mahşeri, Mahkeme-i Kübra öncesi bekleyişi, ölmeden önce ölmeyi, hesaba çekilmeden önce muhasebe yapmayı bilmektir. Arif olan anlar, Arafat’ı idrak eden hacı olur, Arafat’ı kavrayan marifeti bulur. Arafat, arif olma yeridir. Arafat marifeti yakalama yeridir. Arafat önce kendini bilme, kendini bulma deneyimidir. Ve ‘Kendini bilen, Rabbini de bilir’ fehvasınca, önce kendini tanıma, ardından da Rabbini tanımadır.’’
ARAFAT’TA MAHŞER
ARAFAT'I Anlamak kitabında, ayrıca şu bilgilere yer veriliyor: ‘’Hacda Müslümanlar, adeta ölüm ve ötesi hayatın bir provasını gerçekleştirir. Statüleri ne olursa olsun, bütün Müslümanlar aynı kıyafetler içinde, kardeşliklerini ve Allah’ın huzurunda eşit olduklarını gösteriyor bedenleriyle. İhramla ölümü tadarlar, Arafat’ta diriliş ve mahşeri yaşarlar ve bu ruh ile Allah’ın huzuruna çıkarlar. Hem ‘ölmeden önce ölme’ bilincini, hem de manevî dirilişi kazanmaya çalışırlar. Böylece onlar, önemli bir irade egzersizi yapmak suretiyle ilahi iradeye boyun eğmeye hazır olduklarını kendilerine telkin ederler.’’
Arafat’taki Allahu Ekberler
Bu makam yazıldığı zaman Kurban Bayramı geldi. Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber’lerle nev-î beşerin beşten birisine, üç yüz milyon insanlara birden Allahu ekber dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o Allahu ekber kelime-i kudsiyesini semavattaki seyyarat arkadaşlarına işittiriyor gibi, yirmi binden ziyade hacıların Arafat’ta ve iydde beraber birden Allahu ekber demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bin üç yüz sene evvel âl ve sahabeleriyle söylediği ve emrettiği Allahu ekber kelâmının bir nevî aks-i sadâsı olarak, rububiyet-i İlâhiyenin Rabbü’l-Arz ve Rabbü’l-âlemîn azamet-i ünvanıyla küllî tecellisine karşı geniş ve küllî bir ubûdiyetle bir mukabeledir diye tahayyül ve his ve kanaat ettim. (Şuâlar, 11. Şuâ, 210) |
14.11.2010 |
Dağlıca şehidinin annesi mukaddes topraklarda |
DAĞLICA şehidinin annesi Nefise Uysal (82), gençliğinden beri özlemini çektiği kutsal topraklara 82 yaşında gitti. Antalya’nın Manavgat ilçesi Çardak köyünde yaşayan Nefise Uysal’a mukaddes topraklarda oğlu Ali Uysal ile Manavgat Müftüsü Halil Taş eşlik edecek. Şehit annesi, “Gençlik yıllarımdan bu yana hep hacca gitmek için Allah’ıma duâ etmiştim. Geçmiş yıllarda hacca gitmek için başvuruda bulunmuştum. Fakat çıkmadı. Bu yıl yeniden başvuruda bulundum. Şehit anneleri kuraya tabi olmadığını öğrenince çok sevindim. Şehit oğlum Mustafa’ya bol bol duâ ediyorum” diye konuştu. |
14.11.2010 |
Kurban satışlarında Anadolu hareketli Avrupa durgun |
KURBAN Bayramı’na sayılı günler kala İstanbul’un çeşitli semtlerinde kurulan kurban satış yerlerindeki satışlar devam ediyor. Şehrin Anadolu yakasındaki satışlarda hareketlilik yaşanırken, Avrupa yakasındaki satış merkezlerinde ise durgunluk göze çarpıyor. Anadolu’nun çeşitli yerlerinden getirilen kurbanlıkların canlı kilogram satış fiyatı büyükbaş hayvanda 9-12, küçükbaşta ise 13-15 TL arasında değişiyor. Bu arada, bazı vatandaşların bayramda sıkıntı yaşamamak için kurbanlıklarını şimdiden satın aldığı ve beslenmesi için kurban satış yerlerinde bıraktığı görüldü. Anadolu yakasındaki kurban satış yerlerindeki hareketliliğe karşın, Avrupa yakasındaki satış yerlerinin daha bir durgun olduğu göze çarpıyor. Bağcılar’daki kurban satış merkezindeki satıcılar, bu yıl Anadolu’dan Avrupa’ya kurbanlık hayvan geçişinin yasak olduğunu, Avrupa yakasındaki kurbanlıkların tamamının Trakya’dan getirildiğini ifade ederek, bunun da kurban pazarlarında durgunluğa sebep olduğunu söylediler.
KURBAN Bayramı’na sayılı günler kala İstanbul’un çeşitli semtlerinde kurulan kurban satış yerlerindeki satışlar devam ediyor. Şehrin Anadolu yakasındaki satışlarda hareketlilik yaşanırken, Avrupa yakasındaki satış merkezlerinde ise durgunluk göze çarpıyor. Anadolu’nun çeşitli yerlerinden getirilen kurbanlıkların canlı kilogram satış fiyatı büyükbaş hayvanda 9-12, küçükbaşta ise 13-15 TL arasında değişiyor. Bu arada, bazı vatandaşların bayramda sıkıntı yaşamamak için kurbanlıklarını şimdiden satın aldığı ve beslenmesi için kurban satış yerlerinde bıraktığı görüldü. Anadolu yakasındaki kurban satış yerlerindeki hareketliliğe karşın, Avrupa yakasındaki satış yerlerinin daha bir durgun olduğu göze çarpıyor. Bağcılar’daki kurban satış merkezindeki satıcılar, bu yıl Anadolu’dan Avrupa’ya kurbanlık hayvan geçişinin yasak olduğunu, Avrupa yakasındaki kurbanlıkların tamamının Trakya’dan getirildiğini ifade ederek, bunun da kurban pazarlarında durgunluğa sebep olduğunu söylediler. |
14.11.2010 |
Her yerde bayram yoğunluğu |
DOKUZ günlük Kurban Bayramı tatilini fırsat bilen vatandaşlar Büyük İstanbul Otogarı’na akın etti. Yolcuların otobüs biletini zor bulduğu otogarda, ek seferler de dahil tüm otobüslerde boş yer yok. Uzun bayram tatilini İstanbul’dan şehir dışına çıkarak değerlendirmek isteyenler, Cuma akşamından yollara düştü. Bu yüzden, yollarda ve otobanlarda yoğunlik yaşandı. Otobüs biletini daha önce aldığını ifade eden yolcular, yer bulmakta sıkıntı yaşamazken, bileti almayı son anda akıllarına getirenler yer bulmakta güçlük çekti. Ek seferler sebebiyle her zaman trafikte olmayan araçların yola çıkmasıyla eksik evrakı bulunan otobüsler trafiğe çıkamadı. Bu sebeple birçok vatandaş mağdur oldu.
HER bayram ve tatilde olduğu gibi 9 günlük Kurban Bayramını fırsat bilen vatandaşların trafik çilesi Kocaeli’ne bağlı Eskihisar feribot iskelesinden başladı. Eskihisar-Topçular Arabalı Vapur İskelesi’nde erken saatler itibariyle yoğun trafik, çalışan araba vapurlarının sefer sayısının arttırılmasına rağmen kuyruklar bitmek bilmiyor. Yetkililer iskelede 12 feribotun sefer yaptığını belirtirken, kuyrukta daha fazla beklemek istemeyen bazı araç sürücüleri, geri dönerek Körfez’i karayolundan geçmeyi tercih ediyor.
İDO’da kolay bilet İDO tarafından konulan ek seferler dolayısıyla vatandaşlar bilet bulmakta güçlük çekmedi. Birçok yolcu bayram arifesinde bu kadar kolay bilet bulunmasının şaşırtıcı olduğunu vurguladı. Yoğunluk yaşanmaması için bazı hatlarda yüzde 100’ün üzerinde ek sefer konulduğunu belirten İDO Operasyon Müdürü Hasan Üstündağ, bayram dönüşü daha yoğun trafik beklediklerini aktardı. |
14.11.2010 |
KPSS’de 9 sorunun cevabı hatalı çıktı |
Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı İlker Yücel, KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı’nda sorulan 9 sorunun cevabının hatalı olduğunu iddia etti. Yücel, sınavların artık sağlıklı yapılamaz hale geldiğini öne sürdü. KPSS’de 9 hatalı soru iddiası TÜRKİYE Gençlik Birliği (TGB) Genel Başkanı İlker Yücel, KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı’nda sorulan 9 sorunun cevabının hatalı olduğunu iddia etti. Yücel, TGB Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de sınavların artık sağlıklı yapılamaz hale geldiğini öne sürdü. 2010 KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı sorularının cevaplarının hatalı olduğuna yönelik TGB’ye çok sayıda öğrencinin bildiride bulunduğunu belirten Yücel, ‘’Bunun üzerine TGB olarak Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim görevlilerine başvurduk. Öğrendik ki kendilerine de çok sayıda başvuru yapılmış. Prof. Dr. Dilek Gözütok’un başında bulunduğu öğretim üyeleri, soru ve cevapları inceleyerek birçok sorunun cevabında hata bulmuşlar’’ diye konuştu. Şu ana kadar sınavdaki 1, 6, 7, 15, 16, 21, 24, 28 ve 33. soruların cevaplarının hatalı olduğunun tespit edildiğini ileri süren Yücel, ‘’Gece gündüz demeden aylarca sınava hazırlanan arkadaşlarımızın hakkını kim koruyacak? YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, KPSS sorularının çalınmasının ardından bütün sorumluluğu ÖSYM Başkanı’nın üzerine yıkarak konuyu kendi üzerinden atmıştı. Peki şimdi sorumluluğu kimin üzerine atacak? YÖK Başkanı derhal istifa etmelidir’’ dedi. |
14.11.2010 |
Sınav birincisi Sivas’tan çıktı |
SORULARIN sızdırıldığı gerekçesiyle iptal edilerek 31 Ekimde yeniden yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı’nda, 100 tam puan alan Sivaslı Gizem Yıldız birinci oldu. Sivas’ta Afyon Sokak’ta oturan, babası memur, annesi ev hanımı üç çocuklu bir ailenin kızı olan 22 yaşındaki Gizem Yıldız, ÖSYM’nin önceki gün internetten sınav sonuçlarını açıklamasının ardından, 100 tam puanla birinci olduğunu öğrendi. Sınavda genel yetenek testinden 59, genel kültür testinden 57 ve eğitim bilimleri testinden 109 doğru soru yaparak 100 puan alan Yıldız, başarısını ailesiyle kutladı. Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Matematik Öğretmenliği Bölümünden bu yıl mezun olan Yıldız, KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı’nın iptal edilmesinin ardından yeniden ders çalışmaya başladığını belirtti. Daha önceki sınavda aldığı 92 puanla iyi bir yere atanmasının mümkün olduğunu ifade eden Yıldız, bu sınavda açıklanan sonuçlarda birinci sırada yer aldığını görünce çok şaşırdığını, iyi bir sıralamada olacağını tahmin ettiğini ancak bu sonucu beklemediğini söyledi. Başarısının sırrının ‘’çok çalışmak’’ olduğunu dile getiren Yıldız, ‘’Çok emek verdim, sonunda karşılığını aldım diye düşünüyorum. Çok mutluyum’’ dedi. |
14.11.2010 |
ZULME UĞRAYANLAR DA MI YASAKÇI OLDU? |
SAKARYA Adalet Girişi’minin (SAGİR) 270. eyleminde ise başörtüsü yasağına maruz kalan siyasilerin geldikleri noktada takındıkları tavırlar eleştirildi. NATO’nun Türkiye’de kurmayı düşündüğü füze kalkanı projesine ilişkin “Katil NATO’ya hayır!” ve “Ne NATO ne kalkan!” dövizlerinin taşındığı eylemde, yapılan açıklamada, son dönemde başörtüsüyle ilgili Abdullah ve Hayrunnisa Gül tarafından yapılan açıklamalara tepki gösterildi. SAGİR adına Ribat Vakfı Sakarya Şubesi’nden Sâhir Akça’nın okuduğu açıklamada, “Yok, şu okulda olmaz, yok şu yaşta olur. Sanki onlar değildi bir zamanlar ta yurtdışı mahkemelere müracaat edip hak talebinde bulunanlar! Şimdi ise ilginç, zulme uğrayanlara nizâmat veriyorlar. Zulme uğrayanlar da mı yasakçı oldu?” diye soruldu. |
14.11.2010 |
Halkın figânına kulak tıkıyorlar |
KONYA İnanç Özgürlükleri Platformu, ilkokul çağındaki bir çocuğun kendi isteğiyle başörtüsü takmasının söz konusu olamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’e tepki göstererek, “Kendilerini oralara taşıyanların değerlerini görmemezlikten geliyor, daha önceden yaptıkları vaatleri unutuyorlar. Halkın figanlarına kulak tıkayıp, birden yasakçı kesiliyorlar” denildi. Konya İnanç Özgürlükleri Platformu, 166. hafta basın açıklasında, ilköğretimde okuyan kızların başörtülü okuma talebini cehalet olarak niteleyip, bu çocukların ailelerini eğitmekten söz eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’e tepki gösterdi. Açıklamada, son zamanlarda “Beyaz Türkler” diye bir kavramın konuşulduğu hatırlatılarak, konumları, statüleri değişip, standartlarında yükselmeler olup, öteki mahalleye göçenlerin, birden beyazlaştıkları belirrtildi. Bu kişilerin halkın değerlerinden uzaklaştığı, kendi toplumlarına yabancılaştığı ifade edilen açıklamada “Kendilerini oralara taşıyanların değerlerini görmemezlikten geliyor, daha önceden yaptıkları vaatleri unutuyorlar. Halkın figanlarına kulak tıkayıp, birden yasakçı kesiliyorlar” denildi. Cumhurbaşkanı Gül’ün eşinin yasakçılığa soyunduğu savunulan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kendisi resmî rüşt yaşından daha erken yaşlarda örtünen, hatta evlenmek için bu rüşt yaşını bile beklemeyen, förstleydi’miz Çankaya’nın rakımından mıdır nedir, birden beyazlaşıvermiş de yasaklar koymaya başlamış. Kendine yöneltilen ilköğretim çağındaki öğrencilerin başörtülü okumasına yönelik sorulan bir soruya, ‘Bu konuda yaşanan bir cehalet varsa biz bunu da ortadan kaldıracağız. İlkokul öğrencisinin kendi isteği ile başörtüsü takması gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu konuda karar verecek yaşa geldiğinde kararını verir’ diyerek yasakçılığa soyunuyor. Förstleydi’nin kocası da ertesi gün hanım sultanın görüşlerine katıldığını ifade ediyor. Biz seni bakan eşi olduğun zamanlardan da tanırız förstleydi! O zaman da eşinin makamına bir zarar vermemek adına başörtülülerin haklarını savunmak için mahkemeye verdiğin dilekçeyi geri çekmemiş miydin? Yani o gün beyazlaşıyordun, şimdi bembeyaz oldun.” Açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül’ün de kendisine yöneltilen başörtüsüyle alakalı bir soruya ‘’Türban konusundan bıktım artık” sözleri eleştirilerek, şöyle denildi: “Dili bile öteki mahallenin lisanına dönmekte. Başörtüsü demeye dili varmıyor herhalde. Türkiye’nin başka meseleleri varmış. Mazlumların gündeminden hiç çıkmayan başörtüsü, onların zirveye taşıdıklarının gündemine hiç girememiştir. Ya da olumsuz şekilde yasakçılıkla girmiştir. Bir de Türban meselesi üniversiteyle sınırlıymış. Allah’ın emirleri förstleydi’nin kocasının zihin dünyasında belirgin bir tarihte başlıyor herhalde. Bilmem hatırlar mı, mükellefiyet buluğ ile başlar. Bu da üniversite yıllarından çok öncelerde olur. Bilmeyiz ki belki Çankaya’dan bu meseleler farklı görünüyordur.” |
14.11.2010 |
Nükleerde Güney Kore ile anlaşılamadı |
ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Güney Kore ile nükleer enerji santrali yapımı konusunda mutabakat sağlanamadığını bildirdi. Bakan Yıldız, nükleer santral yapımı için gelecek hafta Japon Toshiba firmasıyla görüşüleceğini söyledi. Yıldız, Seul’de gazetecilerin Güney Kore ile nükleer santral yapımına ilişkin görüşmeler hakkındaki sorularını cevaplarken şu bilgileri verdi: ‘’Bugün Sayın Cumhurbaşkanı ile Başbakanımızın yaptığı görüşmede karşılıklı iyi niyetli yaklaşımları bir kere daha gördük. Son derece sıcak karşılamada bulundular. Ve bu işi yapmayla ilgili niyet ve kararlılıklarını bildirdiler. Biz de aynı kararlılıktayız. Ancak bazı şartlarda henüz mutabık kalmış değiliz. Bu son yaptığımız görüşmede de bu noktaları aşamadığımızı söylemeliyim. Bir kısım iyileştirici şartlar öne sürüldü, masamıza konuldu. Biz de bunları değerlendireceğimizi beyan ettik. Ama diğer ülkelerle görüşmeye başlayacağız. Bunu söylemeliyim. Hızlı bir müzakere sürecini geçmemiz lazım. Bu konuda arkadaşlarımı da görevlendirdim.’’ Bakan Yıldız, Avrupa, ABD ve Japonya’nın da bulunduğu ülkelerin firmalarıyla konuyu değerlendireceklerini belirterek, ‘’Çünkü Türkiye’nin nükleer güç santrallarının yapımıyla ilgili kararlılığında hiçbir eksilme olmadı’’ dedi. Bayram sonu veya ortasında görüşmelerin yapımı için Japon Toshiba firmasını davet edeceklerini kaydeden Yıldız, konunun önemli olduğunu vurguladı. |
14.11.2010 |
Baykal, CHP için yine kurultaya işaret etti |
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, partisi için kurultayın gerekli olduğu mesajını yineledi. Baykal, Devlet eski bakanlarından Mehmet Gülcegün’ün vefatı dolayısıyla TBMM’de düzenlenen cenaze törenine katıldı. Baykal, daha sonra CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş ile birlikte gazetecilerle sohbet etti. Baykal, önceki günk bir gazetede kendisine atfen, bazı CHP’li milletvekilleri ile yaptığı toplantıda seçim öncesi bir kurultay olmaması halinde çok büyük bir sıkıntı olacağı yönündeki haberin hatırlatılması üzerine “Ben söyleyeceğimi söyledim. Bu konudaki görüşüm açıktır. Tekrar ‘siyasi baskı yapıyor’ görüntüsü vermek istemem. O nedenle ben CHP ve Türkiye yararına olan bir değerlendirmeyi ortaya koydum. Bunu yetkili organlar takdir ederler etmezler uygularlar uygulamazlar onların takdiridir” dedi. CHP için yaptığı uyarı ve değerlendirmelerin zamanla haklılığını ortaya koyduğunu savunan Baykal, “Halbuki başta biz iyi niyetle söylediğimizde eğer onlar kabul edilmiş olsaydı partide bu sıkıntılar yaşanmayacaktı” dedi. Baykal, bundan sonra değerlendirmelerinin dikkate alınmaması halinde benzer sıkıntıların yaşanacağı uyarısında bulundu. |
14.11.2010 |
İHH’dan ihtiyaç sahiplerine yardım |
İNSAN Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, bu yıl 22 ilde ihtiyaç sahibi ailelere 2 milyon 97 bin TL tutarında tekstil ürünü yardımı yaptı. İHH İnsani Yardım Vakfı Başkan Yardımcısı Yaşar Kutluay, yaptığı yazılı açıklamada, yıl içinde 22 ilde ihtiyaç sahibi ailelere 2 milyon 97 bin TL tutarında 226 bin 284 parça tekstil eşyası yardımı yaptıklarını, bu yardımların hayırsever iş adamlarının katkılarından oluştuğunu bildirdi. Vakfa gelen eşya bağışlarını lojistik depoda topladıklarını, eşyayı barkot sistemiyle tek tek kayıt altına aldıklarını ve daha sonra ihtiyaç duyulan illere gönderdiklerini aktaran Kutluay, yıl boyunca dağıtımların sürdüğünü, bu şekilde hayırseverler ile ihtiyaç sahiplerini buluşturduklarını bildirdi. Kutluay, bayram öncesi ihtiyaç sahiplerine gıda yardımında da bulunulduğunu, bu arada yoksul ve mülteci ailelere bayram öncesi gıda yardımı yapıldığını, Fenerbahçe, Beykoz ve Ümraniye mülteci kampları ile İstanbul’un çeşitli noktalarında ikamet eden mülteci ailelere gıda paketleri dağıtıldığını vurguladı. Kutluay, İHH ekiplerinin 125 ülke ve bölgede hayırseverlerin vekaletle bağışladığı kurbanlıkları kesmek üzere yola çıkmaya başladığı bildirildi. Kurban kesimlerini ve dağıtımlarını organize etmek için Afrika, Ortadoğu, Orta Asya, Güney Asya, Uzakdoğu, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Latin Amerika ülkelerine gidecek ekiplerin, hayırseverlerin bağışladığı kurbanları keserek bölgelerdeki ihtiyaç sahibi Müslümanlara dağıtacağını ifade eden Kutluay, İHH’nın yurt içindeki kurbanlıkları da Et ve Balık Kurumunda keseceği ve kesilen etlerin 61 ilde ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılacağını kaydetti. |
14.11.2010 |
KKDF artışı yargıya taşınıyor |
TÜKETİCİLER Birliği, bireysel kredilerdeki KKDF kesintisinin yüzde 10’dan yüzde15’e yükseltilmesini bayramdan sonra yargıya taşıyacaklarını açıkladı. Tüketiciler Birliği Başkan Vekili Hakan Tokbaş, Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile 28 Ekim’den geçerli olmak üzere bankaların kullandırdığı tüketici kredilerindeki Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) kesintisinin yüzde 10’dan yüzde 15’e çıkarılmasıyla ilgili faturaların tüketiciye kesilmemesi gerektiğini söyledi. Yaşanan son gelişmeleri takiben çok sayıda tüketicinin bilinçsiz bir şekilde bankalara giderek yeni ödeme planı almaya başladığını dile getiren Tokbaş, ‘’Tüketicilerimizin uyarıları dikkate alması gerekir. Çünkü artış her ne kadar yasalara uygun olsa bile, kararın alındığı 28 Ekim’den önce çekilen kredilere uygulanması Anayasaya, Vergi Usul Kanunu’na ve 4077 sayılı Tüketici Kanunu’na aykırı’’ dedi. Hiç kimsenin bankalar tarafından hazırlanacak yeni ödeme planına ilişkin sözleşmeye imza atmamasını isteyen Tokbaş, ‘’Geçtiğimiz haftadan itibaren hukuk komisyonumuz aracılığıyla dosya hazırlamaya başladık. Bayramın hemen ardından kararı yargıya taşıyıp, kredi kullananların hakkını savunacağız. Çünkü bu gibi durumlarda faturanın tüketiciye çıkarılmasını haksız kazanç olarak görüyoruz’’ dedi. |
14.11.2010 |
"Sosyal hayat" yakalattı |
TÜRKİYE genelinde hakkında arama emri bulunan zanlıların yakalanması, ‘’sosyal hayatının incelenmesi’’ içerikli, FBI’nın da kullandığı yeni sistemle geçen yıla göre yüzde 74 oranında arttı. Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliğinin, 2010 yılının 10 ayına ilişkin istatistiklerinden derlenen bilgiye göre, ‘’Hakkında arama emri bulunan’’ kişilerden, geçen yılın ilk 10 ayında toplam 366 kişi yakalanırken, bu yılın ilk 10 ayında toplamda 635 kişi gözaltına alındı. Yeni bir sistemle FBI’ın da kullandığı yöntemlerle çalışan dedektif ekipleri, 2 yılın üstünde kesinleşmiş hapis cezası bulunan kişilerden bu yılın ilk 10 ayında toplam 635 kişiyi yakaladı. Geçen yıl 366 kişi gözaltına alınırken, bu yıl yakalanan zanlıların oranında yüzde 74 artış sağlandı. Geçen yıl yakalanan kişilerden 315 kişi, bu yıl ise 604 kişi çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklanma oranında geçen yıla göre yüzde 92 artış olurken, geçen yıl 51 kişi bu sene ise 31 kişi mahkemece serbest bırakıldı. FBI’ın da kullandığı yeni görev tanımıyla çalışan dedektifler tarafından ‘’zanlıların sosyal hayatının incelenmesi’’ içerikli, kişinin oturduğu semt, çalıştığı iş yeri, ailesi, tedavi gördüğü hastane, emniyette en son kaydının bulunduğu bölüm gibi sosyal olarak girdiği, çıktığı her yerde haklarında çalışma yapıldığı öğrenilen bu kişilerin resmi kayıtta bulunan ev adreslerinde ise oturmadıkları belirtildi. |
14.11.2010 |
4 MİLYON GENCİMİZ HEM İŞSİZ HEM EĞİTİMSİZ |
Ankara Ticaret Odasının Türkiye İstatistik Kurumu Haziran ayı işgücü istatistiklerinden yararlanarak hazırladığı “İş’te Gençlik” raporuna göre, 52 milyon 503 bin kişi olan çalışma çağındaki nüfusun 11 milyon 547 binini 15-24 yaşları arasındaki gençler oluşturuyor. 3 milyon 732 bini (yüzde 32,3) çalışma hayatı içinde yer alırken, 3 milyon 911 bini öğrenimine devam ediyor. GÜNEYDOĞU'DA ÂTIL GENÇLER YÜZDE 53 Genç nüfusta en yüksek âtıllık oranı yüzde 53 ile Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt illerinden oluşan Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görülüyor. Bölgedeki 1 milyon 426 bin genç nüfusun 305 bini çalışırken, 364 bini de eğitimine devam ediyor. 757 bin genç ise ne üretimde, ne de eğimde yer alıyor.
UMUDUNU KESEN GENÇLER İŞ BİLE ARAMIYOR 2010 Haziran ayı itibariyle atıl gençlerin sadece yüzde 23’ü iş arıyor. 3 milyon 904 bin atıl gencin 882 bini işsiz. Atıl gençlerin yüzde 16’sını oluşturan 621 bin genç ümitsizlik veya diğer nedenlerle, çalışmak istediği halde iş aramıyor. Gençlerde işsizlik oranı 19,1 olurken, iş aramayanlar da dahil edildiğinde gerçek işsizlik oranı yüzde 28,7’ye fırlıyor. Tüm eğitim seviyeleri içinde en yüksek işsizlik oranı yüzde 29 ile yüksek eğitimli gençlerde yaşanıyor. 691 bin üniversite mezunu gencin 275 bini atıl iken, atıl yüksek eğitimli gençlerin yarısı (136 bin) iş arıyor. 14 bin genç iş bulmaktan ümidini kesip tamamen pes ederken, 53 bini de çalışmak istediği halde iş aramaya cesaret edemiyor. İşsizlik rakamlarına iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar da dahil edildiğinde üniversite mezunu gençlerde geniş anlamda işsiz sayısı 203 bine çıkarken, işsizlik oranı da yüzde 37,9’a yükseliyor. Okuma-yazma bilmeyen gençlerde yüzde 13,9 olan işsizlik oranı, lise altı eğitimlilerde yüzde 15,9, lise ve dengi okul mezunlarında ise yüzde 22,8.387 bin yüksek eğitimli genç kızdan 174 bini çalışıyor, 81 bini iş arıyor, 10 bininin iş bulma ümidi hiç kalmadı, 30 bini de iş aramadığı halde çalışmaya hazır. Böylelikle yüksek eğitimli genç kızlarda gerçek anlamda işsiz sayısı 121 bin kişiye yükselirken, işsizlik oranı da yüzde 41’e fırlıyor. Eğitimin en önemli katkılarından biri yüksek eğitimli gençlerin, akranlarına göre daha çok kayıtlı işlerde çalışmasını sağlaması oluyor. 15-24 yaş grubunda çalışanların yüzde 60’ı sosyal güvenceden yoksun.
Hem işsiz, hem eğitimsiz
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye’de 11 milyon 547 bin çalışma çağındaki genç nüfustan 3 milyon 904 bini ne üretimde, ne de eğitimde yer alıyor. Bir başka deyişle, her 100 gençten 34’ü atıl durumda. ATO’nun Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran ayı işgücü istatistiklerinden yararlanarak hazırladığı, ‘’İş’te Gençlik’’ raporuna göre, 52 milyon 503 bin kişi olan çalışma çağındaki nüfusun, 11 milyon 547 binini 15-24 yaşları arasındaki gençler oluşturuyor. Gençlerin 5 milyon 642 bini erkek, 5 milyon 905 bini kız. Çalışma hayatı içinde 11 milyon 547 bin gencin 3 milyon 732 bini (yüzde 32,3) yer bulurken, 3 milyon 911 bini öğrenimine devam ediyor. 3 milyon 904 bin genç ise ne eğitimde ne de üretimde yer alıyor. Çalışan 3 milyon 732 bin gencin dörtte birinden fazlası (961 bin) ‘’ücretsiz aile işçisi’’ durumunda bulunuyor. Bir gelir elde etmeden ve sosyal güvenceye sahip olmadan çalışır gözüken bu gençler, atıllık oranını perdeliyor. Ücretsiz aile işçisi olan gençler istihdam içinde değerlendirilmediği zaman atıllık oranı yüzde 34’den yüzde 42’ye çıkıyor.
2 MİLYON 746 BİN GENÇ KIZ EVDE OTURUYOR Rapora göre, atıllık oranı kızlarda daha da yüksek... Her 100 erkekten 21’i üretim ve eğitimde yer almazken, bu sayı kızlarda 47’ye yükseliyor. 5 milyon 905 bin genç kızın 1 milyon 317 bini çalışırken, 1 milyon 842 bini eğitimine devam ediyor. Atıl genç kızların sayısı ise 2 milyon 746 bin. Atıl gençlerin yüzde 70’ini kızlar oluşturuyor. Genç kızların atıllık oranı toplamda erkeklerin 26 puan üzerinde seyrederken, en büyük fark ‘’lise altı’’ eğitimli gençlerde kendini gösteriyor. 3 milyon 666 bin ‘’lise altı’’ eğitimli genç erkeğin 635 bini çalışma ve eğitim alanında yer almazken, atıllık oranı yüzde 17,3 oluyor. 3 milyon 800 bin ‘’lise altı’’ eğitimli genç kızın 1 milyon 732 bini ne çalışıyor, ne de eğitimine devam ediyor ve atıllık oranı yüzde 45,6’ı buluyor.
GÜNEYDOĞU’DA 757 BİN GENÇ ATIL TÜİK bölgesel sonuçları yıllık olarak yayınlıyor. En son bölgesel sonuçlar 2009 yılına ait. Söz konusu verilere göre, genç nüfusta en yüksek atıllık oranı yüzde 53 ile Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt illerinden oluşan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görülüyor. Bölgedeki 1 milyon 426 bin genç nüfusun 305 bini çalışırken, 364 bini de eğitimine devam ediyor. 757 bin genç ise ne üretimde, ne de eğimde yer alıyor. 384 BİN GENÇ OKUMA YAZMA BİLMİYOR Rapora göre, Türkiye’de 384 bin genç (yüzde 3,3) okur-yazar bile değil. 1 milyon 114 bin genç de (yüzde 9,6) sadece okuma-yazma biliyor. 6 milyon 353 bin genç (yüzde 55) ilköğretim seviyesinde bir okuldan mezun iken 3 milyon (yüzde 26) genç ise lise ve dengi okul mezunu. Genç nüfus içinde üniversite mezunu olanların sayısı ise çok düşük. 11 milyon 547 bin gençten 691 bini (yüzde 6) üniversite mezunu. Bu gençlerin 387 bini kız, 303 bini de erkek. Lise ve dengi okul mezunlarının aksine, üniversite mezunu gençlerin çoğunluğunu kızlar oluşturuyor.
ATILLIK ORANI ÜNİVERSİTE MEZUNLARINDA DAHA YÜKSEK Genç nüfusunu büyük ölçüde atıl bırakan Türkiye, az sayıdaki yüksek eğitimli gencinden de yeterince yararlanamıyor. Atıllık oranı yüksek eğitimli gençlerde lise ve dengi okul mezunlarının üzerine çıkıyor. 691 bin üniversite mezunu gencin 333 bini bir işte çalışırken, 83 bini yüksek lisans veya öğrenimlerini destekleyecek dil ve diğer özel kurslar şeklinde eğitimlerine devam ediyor. 275
bin üniversite mezunu genç ise ne iş, ne de eğitim alanında kendine bir yer bulabiliyor. Diğer bir ifadeyle üniversite mezunu gençlerin yüzde 40’ı ‘’atıl’’ durumda. Bu oran lise altı ve lise mezunlarında yüzde 32. Okuma-yazma bilmeyen gençlerin ise yüzde 81’i atıl.
Ankara / Fatih Karagöz |
14.11.2010 |
Terhisine 2 gün kala şehit oldu |
Afyonkarahisar Dinar’da meydana gelen trafik kazasında şehit olan 31 yaşındaki er Hasan Demirdöven’in tezkeresine 2 gün kaldığı öğrenildi. Demirdöven’in nişanlı olduğu ve evleneceği ifade edildi. Afyonkarahısar’in Dinar ilçesinde meydana gelen trafik kazasında şehit olan 31 yaşındaki er Hasan Demirdöven’in tezkeresine 2 gün kaldığı öğrenildi. Dinar’a bağlı Tatarlı beldesi yakınlarında askeri araç ile yolcu minibüsünün çarpışması sonucu uzman çavuş Mehmet Bozkurt, erler Muhammet Ayaz ve Hasan Demirdöven şehit oldu. 2’si asker 7 kişinin yaralandığı kazadan sonra Demirdöven ailesinin evine ateş düştü. Bilgisayar teknisyenliği yaptığı öğrenilen Demirdöven’in nişanlı olduğu, askerden geldikten kısa bir süre sonra evleneceği öğrenildi. Demirdöven’in 2 gün sonra tezkere alacağı ve bugün evde olmayı planladığı kaydedildi. Demirdöven’in, İstanbul Ataköy Beşinci Kısım Camisi’nde öğle vakti kılanın cenaze namazının ardından toprağa verildi. |
14.11.2010 |
Adana yolunda kaza: 3 ölü |
Ankara-Adana karayolunda meydana gelen trafik kazasında 3 kişi öldü. Edinilen bilgiye göre, Adnan Akgül (48) idaresindeki 34 S 9007 plakalı otomobil, Ankara-Adana karayolunun 64. kilometresi Haymana kavşağında Mustafa Y. idaresindeki 06 DBL 67 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada otomobil sürücüsü Adnan Akgül ile otomobilde bulunan Gökçen Akgül (21) ve Ali Akgül (18) olay yerinde hayatını kaybetti. Kamyon sürücüsü Mustafa Y. gözaltına alındı. |
14.11.2010 |
Polisler kavga etti: 1 yaralı |
Antalya’da bir polis memuru, daha önceden aralarında husumet bulunan meslektaşı tarafından tabancayla bacağından yaralandı. Edinilen bilgiye göre, merkez Kepez ilçesi, Sakarya Bulvarı’ndaki Hüseyin Ak İlköğretim Okulu önünde, Hassas Bölgeleri Koruma Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Ö.U, özel bir dershanenin deneme sınavına giren çocuğunu beklerken, önceden aralarında husumet bulunduğu bildirilen Kepez Polis Merkezi’nde görevli A.Y ile karşılaştı. İki polis memuru arasında çıkan tartışma sonucunda Ö.U, tabancasıyla A.Y’yi sol bacağından vurdu. A.Y, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Ö.U, meslektaşları tarafından gözaltına alındı. |
14.11.2010 |
Şiddet mağduru göçmen kadına yerleşim izni |
Avrupa Konseyi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komitesi Başkanı ve Portekiz milletvekili Jose Mendes Bota, şiddet mağduru göçmen kadınlara yerleşim izninin yolu açılacağını söyledi. Antalya Belek’teki Avrupa Komisyonu Parlamenter Meclisi Kadına Yönelik Şiddet Alt Komite Toplantısı’na katılan Bota, yaptığı açıklamada, sözleşmesi çalışmalarının henüz tamamlanmadığını, sözleşmeye ilişkin Aralık ayında yapılacak toplantıda göçmen kadınların durumunun ele alınacağını söyledi. Bota, “Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddeti Önleme Sözleşmesi” çalışmalarında, şiddet mağduru göçmen kadınlara ülkedeki ikamet izinlerinin eşlerinin yasal statülerinden bağımsız olarak tanınmasına da yer verdiklerini, Aralık ayındaki toplantıda sözleşmenin bu hükümlerinin karara bağlanmasını beklediklerini bildirdi. |
14.11.2010 |
HACI ADAYLARINA ÜCRETSİZ ZEMZEM |
SUUDİ Arabistan’ın Mekke şehrinde kurulan tesislerde günde ortalama 600 bin litre zemzem damacanalara dolduruluyor. Zemzem, hacı adaylarına ücretsiz dağıtılıyor. Kâbe’de çıkan zemzem suyu, borularla Kudey bölgesindeki dağıtım tesislerine, oradan da Suudi Arabistan Krallığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Zamzam United Ofice’in dolum tesislerine ulaştırılıyor. Zemzem, tesislerde gerekli filtreleme ve bidonların dezenfekte işleminin ardından plâstik damacanalara dolduruluyor. Daha sonra kamyonlarla ofisin 6 bölgedeki dağıtım noktalarına gönderilen zemzem, hacı adaylarının konakladıkları yerlere ücretsiz bırakılıyor.
GÜNDE 600 BİN LİTRE Zemzem United Ofice sorumlusu Abdullah El Koşek, Hac döneminde günlük ortalama 600 bin litre zemzemin damacanalara doldurularak, Hacı adaylarının kaldıkları otellere ücretsiz dağıtıldığını bildirdi. Zemzem paketleme tesislerinin bütün giderlerinin devlete ait Suudi Arabistan Hac İdaresi tarafından karşılandığını bildiren Koşek, zemzemin herhangi bir şekilde ticaretinin yapılmasının yasak olduğunu anlattı. Koşek, tesislerde çalışanların dahi zemzem tüketemediğini belirterek, tesislerde damacana ve pet şişelere doldurulan zemzemin sadece hacı adaylarına ikram edildiğini kaydetti. KAYNAK HACER-ÜL ESVET’İN ALTINDA Zemzem United Ofice tesislerini de bünyesinde barındıran Zamezemah United Ofice’in Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman El Galiye, Türk gazetecileri kabul ederek, zemzem hakkında bilgi verdi. Zemzem kuyusunun asıl damarının, Kâbe’ye yerleştirilen Hacer-ül Esved taşının tam altında olduğunu belirten Galiye, kaynağın 4 pınardan beslendiğini söyledi. Zemzem kuyusunun 1981 yılında temizliğine Kralın da katıldığını ve temizlik sırasında inceleme yapılarak kuyunun görüntülendiğini bildiren Galiye, kuyuda asla yosun üremediğini, kuyu açık olduğu dönemlerde hacı adayları tarafından kuyuya atılan bazı madenî para ve eşyaların ise her yıl Berat Kandiline denk gelen Şaban ayının 15’inde kuyunun taşarak kendini temizlediğini anlattı.
HER DERDE ŞİFA
ZEMZEMİN ‘’mucize’’ olduğunu kaydeden Galiye, bu suyu içenin niyetine göre her derdine derman bulabileceğini ifade etti. Galiye, insanlık var olduğu sürede zemzem kuyusunun kurumayacağına ilişkin hadisler bulunduğunu söyledi. Zemzemin her türlü maddî ve manevî hastalıklara şifa olduğunu belirten Galiye, Mekke’de hasta ziyaretine zemzem ve tespih götürüldüğünü, tespihle Allah’ı zikreden ve zemzem içen hastaların şifa bulmasının sağlandığını bildirdi. Zemzem Müzesinde ise zemzem kuyusunun eski halinin maketi, değişik fotoğraflar ve zemzem ikram edilen kaplar sergileniyor. Müzede ayrıca, Mekke valiliklerince zemzem işletmeciliği yapanlara verilen ve taş üzerine yazılı beratlar da yer alıyor. |
14.11.2010 |
Yavru balığa bilimsel boy |
GREENPEACE Akdeniz Ofisi, Akdeniz’de balık stoklarının tükenmesine yol açan yavru balık avına ve satışına karşı 2007’nin Ekim ayında başlattığı ‘’Küçük balık yoksa büyük balık da yok’’ kampanyasına yönelik, yeni ‘’balık boyu cetveli’’ hazırladı. Çeşitli üniversitelerden uzman akademisyenlerin katkısı ile hazırlanan cetvelle, henüz üreme olgunluğuna ve boyuna erişmemiş yavru balıkların korunması amaçlanıyor. Kampanya ile bir kez bile yumurtlayamamış yavru balıkların avlanması durdurulması için çağrı yapılıyor. |
14.11.2010 |
Pakistan’da sel mağdurları için 3 bin 200 kurban kesilecek |
DİYANET İşleri Başkanlığı, sel felâketinin meydana geldiği Pakistan’da 3 bin 200 vatandaşın kurbanını keserek 20 bin selzede aileye dağıtacak. Türkiye’nin İslamabad Büyükelçiliği ve Türkiye Kalkınma İdaresi Başkanlığının (TİKA) organizasyonuyla ülkenin güneyindeki Dera Murad Cemali, Dera İsmail Han ve Dera Allah Yar bölgelerinde kesilecek kurbanların etleri 5 kilogramlık paketler halinde 6 ayrı felâket bölgesindeki mağdurlara dağıtılacak. 20 bin aileye ulaştırılması planlanan kurban etlerinin dağıtımını büyükelçilik çalışanları ve Pakistanlı gönüllüler yapacak. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından vatandaşlardan toplanan zekât ve bağış parasıyla temin edilmiş 16 ton yardım malzemesi, bayramdan önce Pakistan’a ulaşacak. Temel gıda maddeleri ve mutfak setinden oluşan malzemeler, Türk Kızılayı tarafından 200 aileye dağıtılacak. Kızılay, Diyanet İşleri Başkanlığının yardımlarının dağıtılacağı ailelere ayrıca çikolata, şeker ve çocuk oyuncağı da dağıtacak. |
14.11.2010 |
Bilgisayar da antika oldu |
İLK Apple bilgisayarı, bu ay Londra’da yapılacak açık arttırmada satılacak. Christie’s müzayede salonu tarafından ‘’tarihî eser’’ olarak nitelendirilen Apple-1, 1976’da üretilmiş ve enerji aparatı, klâvyesi ve ekranı olmadan satışa sunulmuştu. Apple-1, bütün kartları içinde bulunan ilk hazır (toplama olmayan) kişisel bilgisayardı (PC). O dönemde PC’ler hazır olarak satılmıyor ‘’toplama bilgisayar’’ şeklinde elde ediliyordu. İlk Apple bilgisayarları 666,66 dolara satılıyordu. Müzayede salonu, bütün parçalarının orijinal kasasının içinde bulunması ve ilk sahibine Apple şirketinin CEO’su Steve Jobs imzalı bir mektupla birlikte verilmesi sebebiyle, bunun ‘’nadir bir parça’’ olduğunu belirtti. 240 bin dolar civarında bir fiyata alıcı bulması beklenen bilgisayar ve mektup, 23 Kasımda müzayedeye çıkarılacak. |
14.11.2010 |
Surre Alayı sahnelendi |
OSMANLI padişahlarının Haremeyn-i Şerif ahalisi ile Hicaz bölgesinde yaşayanlara para ve değerli eşya gönderdikleri, hacı adaylarının 6 ay süren coşkulu yolculuğu ‘’Surre Alayı’’nın seyri, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğunca müzikal olarak sunuldu. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’ndaki konserde, Abbasilerle başlayan ve Osmanlı döneminde zirveye çıkan Surre Alayı geleneği, ilahilerle aktarıldı. İhsan Özer’in şefliğini yaptığı ve iki bölümden oluşan konser, hacca niyetle başladı. Konserin ilk bölümünde Recep ayının gelmesiyle çıkılan yolculukta konaklanan illere de müzikal anlamda ziyaret yapıldı. Miraç Kandili’nin de ihya edildiği ilk bölüm, Ramazan Bayramı ile sona erdi. Salavatlarla başlayan konserin ikinci bölümü, Hz. Muhammed’e (asm) methiyeler düzülerek Medine’ye, ardından da Kâbe’ye yapılan yolculuk ve sonrasında hac hadisesiyle devam etti. Konser, Kurban Bayramı ile son buldu. Ayrıca konser sırasında eski surre alaylarından görüntüler sinevizyondan yansıtıldı. |
14.11.2010 |
M. Zahit Kotku duâlarla anılıyor |
83 yıllık hayatını İslâma adayan Mehmet Zahit Kotku Hocaefendi, vefatının 30. yıldönümünde duâlarla yâdediliyor. Yazılı türde pek çok eser bırakan Zahit Kotku Hazretleri, özellikle de yetiştirdiği insanlarla öne çıktı. Bugün akademiye yıllarını vermiş isimler için kullanılan ‘hocaların hocası’ tabiri Mehmet Zahit Kotku’nun en çok bilinen sıfatlarından biri olarak kayda geçti. İskender Paşa Camii’ndeki görevi sırasında cemaatin ihtiyaçlarının giderilmesinin yanı sıra, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde bulunmaları gerektiğine dikkat çeken Kotku Hocaefendi, “Görmez misin ki, yağmur ne kadar çok yağarsa yağsın, tanecikleri hemen birleşir, toplanırlar. Derken dereler, nehirler meydana gelir. Neticede bunlar barajları doldurur. Bu ne büyük bahtiyarlıktır. Bundan ibret almalı, birlik ve beraberliğimizi temine çalışmalıyız. Tek tek hareket edersek, hepimiz helâk oluruz. Ne kadar dindar olursan ol, birlik ve beraberliği her işin üstünde tutmadıkça, herkes kendi başına buyruk hareket ettikçe bir yere varılmaz” diyordu. |
14.11.2010 |