06 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Altmışından sonra Kur’ân öğrenmeye başladılar

ZONGULDAK’IN Alaplı Müftülüğü Merkez Kur’ân Kursu’nda 42’si erkek toplam 85 vatandaş Kur’ân-ı Kerim öğreniyor.

Kursa katılan erkeklerin en genci 60 yaşında. Kurs kadın ve erkekler olmak üzere iki ayrı sınıfta veriliyor. Alaplı İlçe Müftülüğü’nün çok hayırlı bir hizmet yaptığını belirten kursiyerler, kahvehaneye gitmek yerine Kur’ân öğrenmenin daha hayırlı olduğunu söyledi. Kursiyerlerden Bayram Can (70) Erdemir’den emekli olduğunu, kahveye gitmek yerine Kur’ân-ı Kerim öğrenmek ve akşamları da halk eğitim merkezinde bilgisayar kursuna giderek vaktini değerlendirdiğini söyledi. Bir diğer kursiyer Ahmet Durmuş (60) ise kursiyerlerin hepsinin emekli olduğunu, Alaplı Müftülüğü’ne müracaat ederek Kur’ân kursu açılmasını istediklerini söyledi. Durmuş, “Yıllarca işçilik yaptım. Şimdi Kur’ân-ı Kerim’i öğrenmek için öğrenci oldum. Öğrenmenin yaşı yok. Burada arkadaşlarımızla birlikte kursa gidiyorum. Kur’ân kursu öğretmenimiz kutsal kitabımızı bizlere öğretiyor. Boş zamanımızı Kur’ân-ı Kerim öğrenerek değerlendirmek istedik. Hocalarımızdan memnunuz. Kısa zamanda Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim öğrendik” diye konuştu. Kur’ân Kursu öğretmeni Fatih Gönül, öğrencilerinin emekli olmasına rağmen istekli olmalarından dolayı zorluk yaşamadıklarını söyledi.

06.11.2010


 

Medya alternatif eğitim kurumu oldu

MARMARA Üniversitesi (MÜ) Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhsin Hesapçıoğlu, iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin, okulun yanında alternatif eğitim ve öğretim kurumu olarak medyayı ortaya çıkardığını, söylece, çocukların, okul, aile ve medya ile birlikte büyüdüğünü belirterek, medya araçlarının çocuklar üzerinde yıkıcı, kötü sonuçlar vermemesi için medya pedagojisi alanında çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.

Hesapçıoğlu, içinde bulunulan dönemin medya toplumu olarak nitelendirildiğini, 1980’den sonra bilgi ve teknolojideki gelişmelerin böyle bir tanım yapmayı gerekli kıldığını kaydetti. Medya, televizyon, internet ve diğer medya araçlarının kullanımında özel bir eğitime ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Hesapçıoğlu, 1980’den sonra Avrupa ve Amerika’da medya pedagojisinin eğitim bilimlerinin bir dalı olarak geliştiğini, bu alanda birçok araştırmalar yapıldığını ve kitaplar yazıldığını belirtti. Hesapçıoğlu, Türkiye’de şu anda bilim dalı olarak medya pedagojisi kavramının olmadığını bildirdi.

06.11.2010


 

Kalpazan çetesine darbe

ANKARA Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekiplerin 5 ilde eş zamanlı gerçekleştirdiği operasyonda sahte banknot basılan bir matbaa ortaya çıkartıldı. Olayla ilgili 11 kişi yakalandı.

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Malî Suçlar Büro Amirliği ekipleri bir istihbaratı değerlendirerek, piyasaya sahte para süren bir grubu tespit etti. Malî polisin yaptığı çalışmada sahte banknotların İstanbul’da bir matbaada basılarak Ankara’nın da içinde bulunduğu çeşitli illerde piyasaya sürüldüğü belirlendi. Kalpazanların söz konusu sahte banknotlarla alış veriş yoğunluğunun bulunduğu kurban pazarlarında piyasaya sürmeyi planladıkları ortaya çıkartıldı. İstihbarat çalışmalarının ardından malî polis, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından alınan izin çerçevesinde İstanbul, Adana, İzmir, Konya ve Ankara’da eş zamanlı operasyon başlatıldı. Operasyon çerçevesinde Ankara ve Adana’da birer, İstanbul’da 7 ve Konya’da 2 kişi olmak üzere toplam 11 kişi gözaltına alındı. Polis, İstanbul’da sahte banknotları basan bir matbaayı ortaya çıkartırken, gözaltına alınan kişilerin gösterdikleri adreslerde yapılan aramalarda 362 bin 200 dolar, 2 adet 500’lük avro, 2 adet 200’lük avro, 15 Adet sahte 200, 12 adet sahte 100, 1 adet sahte 50, 13 adet sahte 20 liralık banknotlar ile sahte para basmakta kullanılan malzemeler ele geçirildi. Ankara Emniyetinde sorgulamaları tamamlanan zanlılar, ‘’sahte para basmak ve basılan paraları piyasaya sürmek amacıyla suç örgütü oluşturmak’’ suçlamasıyla mahkemeye sevk edildiler.

06.11.2010


 

Tren seferlerine düzenleme yapıldı

TRAKYA bölgesindeki yol çalışmaları dolayısıyla, bazı tren seferlerinde düzenleme yapıldı. TCDD Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Trakya bölgesindeki yol çalışmaları dolayısıyla, Kurfallı-Sinekli arası 6-10 Kasım tarihleri arasında 5 gün süreyle tren trafiğine kapatılacak.

Buna göre, Dostluk/Fillia, Ekspress trenleri Uzunköprü-Çerkezköy-Uzunköprü; Bosfor Ekspress trenleri Kapıkule-Çerkezköy-Kapıkule arasında işletilecek, Çerkezköy-İstanbul-Çerkezköy arası otobüsle aktarmalı olarak gerçekleştirilecek. Bölgesel ekspress trenlerinin Alpullu-İstanbul-Alpullu ile Kapıkule-İstanbul-Kapıkule arasındaki seferleri ise 5 gün süre ile iptal edildi.

06.11.2010


 

Doğuda evlerin camları dondu

DOĞU Anadolu Bölgesi’nde soğuk hava etkisini hissettirmeye devam ediyor.

Meteoroloji Erzurum Bölge Müdürlüğü yetkililerinden verilen bilgiye göre, yüksek basıncın etkisi altında bulunan Doğu Anadolu Bölgesi’nde soğuk hava etkisini sürdürüyor. Gece ölçülen en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere, Erzurum ve Kars’ta 8, Ardahan’da 7, Ağrı’da 6, Iğdır’da 5 ve Erzincan’da 1 derece olarak kaydedildi. Hava sıcaklığındaki düşüşle birlikte, bölgede bir çok araç ve evin camı dondu. Buzlanma ve don olayının etkili olduğu bölgede, sabah erken saatlerde okula gitmeye çalışan öğrencilerle işe giden vatandaşlar soğuk havadan olumsuz etkilendi. Yetkililer, bölgede sabah saatlerinde etkili olacak sis ve pusa karşı sürücülerin dikkatli olmasını istedi.

06.11.2010


 

Pamuk çalan 2 kişi yakalandı

OSMANİYE Emniyet Müdürlüğü, Şanlıurfa’dan kamyona yüklediği 14 ton pamuğu Gaziantep’te bir firmaya teslim etmesi gerekirken kayıplara karışan 2 şahsı yakaladı.

Asayiş Şube Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği görevlileri pamuk yüklü kamyonun Osmaniye’ye gelebileceği yönünde aldıkları bilgiler üzerine harekete geçti. Piyasa değeri 59 bin TL olan pamuğu bulmak için geriye dönük mobese görüntülerini inceleyen ekipler bir kamyonetin il merkezine giriş yaptığını ve 72 adet pamuk balyasını bir depoya indirdiğini tesbit etti. Yakalanan 2 kişi hakkında yasal işlem yapıldı. Ele geçirilen 14 ton pamuk sahibine teslim edildi.

06.11.2010


 

Tren hemzemin geçitte otomobile çarptı

KONYA’NIN Ereğli ilçesinde bir yolcu treninin hemzemin geçitte çarptığı otomobildeki 2 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Konya’dan Adana yönüne giden makinist Hüseyin Kocaman yönetimindeki 63334 sefer sayılı yük treni, Karaman Caddesi Özden Sokak’taki hemzemin geçitte, Abidin Özdemir idaresindeki 42 YT 822 plâkalı otomobile çarptı. Yaralanan sürücü ve otomobildeki Gıybet Başkan, Ereğli Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.

06.11.2010


 

Kaçakları taşıyan araç kaza yaptı: 7 yaralı

KAYSERİ’NİN Pınarbaşı ilçesi yakınlarında, yurda yasa dışı yollardan giren Pakistan ve Afganistan uyruklu 7 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Pakistan uyruklu İslam Sönmez’in kullandığı yurda yasa dışı yollardan giren Afganistan ve Pakistan uyruklu 7 kişiyi taşıyan 31 DE 915 plakalı hafif ticari araç, Pınarbaşı-Malatya kara yolu Olukkaya Köyü yakınlarında şarampole devrildi. Kazada ağır yaralanan Afganistan uyruklu Abdulkadir Barman (25) ve Kabil Barman, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, hafif yaralanan sürücü İslam Sönmez, Halnazar Cevheri (27), Hayrullah Özberk (26), İslam Hafız (20) ve Pakistan uyruklu Arif Haşimi (22) Pınarbaşı Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Yetkililer, yaralıların tedavilerinin sürdüğünü, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini belirtti.

06.11.2010


 

Mekke’de dostluk gecesi

Harem-İ Şerİf’İn de içinde bulunduğu Hicle Mahallesi Muhtarı Mahmut bin Süleyman Bitar, Kâbe’nin yakınında yer alan muhtarlık binası önünde hacı adaylarının birbiriyle tanışması amacıyla Dostluk Gecesi düzenledi.

Değişik ülkeleri temsilen 10’ar kişilik gruplar halinde dâvet edilen hacı adayları, akşam namazından sonra trafiğe kapatılan muhtarlık önündeki alanda bir araya geldi. Çeşitli mezhep, renk ve ırka mensup milletlerin buluştuğu gece, renkli görüntülere sahne oldu. Hicle Mahallesi Muhtarı Bitar, Hac için Mekke’ye gelen Müslümanların birbiriyle tanışıp, kaynaşması amacıyla bu geceyi düzenlediğini belirterek, hacı adaylarının ibadetlerini rahatça yerine getirmeleri için yapılan çalışmaları anlattı. Türk hacı adayları adına konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanlığı görevlisi Mekke Kiralama Ekip Başkan Yardımcısı Mustafa Acar, birlik ve kardeşliğe yönelik yapılan organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti ve dünyanın her yerinden gelen Müslümanların kaynaşmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Suudî hafızlar tarafından Kur’ân-ı Kerim ziyafetinin ardından, misafirlere Mekke helvası ve pasta ikram edildi. Dâvete katılan yüzlerce hacı adayına seccade, tespih, esans ile Kâbe’nin fotoğrafları verildi.

06.11.2010


 

KRALLIK BİNASININ BİR KISMI YIKILACAK

OsmanlI döneminde Kâbe’nin korunması amacıyla inşa edilen Ecyad Kalesi yerine aynı amaçla Zemzem Towers kulelerinin yaptırıldığını belirten Karaman, en yüksek kule olan 111 katlı Beyt Oteli’nin üst kısmında saat bulunduğunu, bu saatin alt katına Kral Abdülaziz’in makamının taşınacağını bildirdi.

Saat kulesinden daha alçak olan ve Merve, Safa, Hacer, Zemzem, Sara, Makam isimli kulelerin üst katlarına ise Krallık emirlerinin yerleşeceğini belirten Karaman, kulelere yerleşme dolayısıyla Harem-i Şerif’in çevre duvarına bitişik olan Suudi Arabistan Krallık Binası’nda boşalan bazı bölümlerin yıkılacağını kaydetti. Nazım Karaman, Kâbe manzaralı Zemzem Towers’ın arka kısmına 22 gökdelen yapılması için proje hazırlandığını bildirdi. Gökdelenlerin yapılacağı alandaki arazilerle ilgili işlemlerin tamamlanmasının ardından inşaata başlanacağını anlatan Karaman, Kâbe’ye yakın bölgede yapılması planlanan 8 gökdelenin bulunduğu alana Türk Mahallesi isminin verilmesinin ve bu gökdelenlerin Türk hacı adaylarına hizmet vermesinin düşünüldüğünü kaydetti.

06.11.2010


 

En yaşanası ülke Norveç

Bİrleşmİş Milletler Kalkınma Programının (UNDP) yeni İnsanî Gelişme Endeksine (İGE) göre, dünyada yaşanacak en iyi ülke Norveç, hayat standartları en düşük ülke ise Zimbabve. Raporda, ülkeler çok yüksek, yüksek, orta ve düşük insani gelişmenin görüldüğü ülkeler olarak gruplara ayrıldı.

Endekste Türkiye de 0,679’luk bir değerle 169 ülke arasında 83. sırada yer alarak ‘yüksek insanî gelişme’ gösteren ülkeler sınıfına girmişti. Listeye göre Norveç en yüksek insanî gelişme endeksiyle 1. sırada yer alırken, Avusturya 2., Yeni Zelanda 3., ABD 4., İrlanda 5., Liechtenstein 6., Hollanda 7., Kanada 8., İsveç 9. ve Almanya 10. sırada yer aldı. Raporu hazırlayanlardan Jeni Klugman, ülkelerin insani gelişme açısından son 40 yılda son derece ileri gittiğinin görüldüğünü belirtti.

06.11.2010


 

Çin’den uzaya yeni uydu

Çİn, uzaya yeni bir meteoroloji uydusu gönderdi. Şinhua ajansının haberinde, FY-3 serisinin ikinci uydusunun ülkenin kuzeybatısındaki Şaanşi eyaletindeki Tayyüen Uydu Fırlatma Merkezi’nden yerel saatle 2.37’de (TSİ 20.37) ‘’Uzun Yürüyüş-4C’’ tipi taşıyıcı roketle fırlatıldığı bildirdi.

Haberde, uydunun 19 dakika sonra belirlenen yörüngeye oturduğu bildirildi. Fırlatma merkezinden yapılan açıklamada ise, uydunun yeryüzü, okyanuslar ve uzayla ilgili üç boyutlu veriler aktarabilecek detektörlerle donatıldığı belirtildi.

06.11.2010


 

Hartley 2'ye yakın çekim

Amerİkan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın ‘Deep Impact’ (Derin Darbe) adlı uzay aracı, ‘Hartley 2’ kuyruklu yıldızına 700 kilometre yaklaştı ve gök cisminin yakın fotoğraflarını çekti.

EPOXI projesi çerçevesinde uzaya gönderilen Derin Darbe, yaklaşık 2,5 yıllık bir yolculuğun ardından 4,6 milyar kilometre ötedeki Hartley 2’ye yaklaşmayı başardı. Uzay aracının gönderdiği fotoğraflarda kuyruklu yıldızın bir yerfıstığı şeklinde olduğu görülüyor. 2,2 kilometre uzunluğundaki gök cismi, yaklaşık 280 milyon metrik ton ağırlığında.

06.11.2010


 

Türkiye, Avrupa’nın bal deposu olabilir

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Çelik, Türkiye’nin, arıcılıkta var olan yapının rehabilite edilmesiyle, Avrupa’nın bal deposu olabilecek bir potansiyele sahip olduğunu bildirdi.

Çelik, Türkiye’nin son yıllarda arıcı ve koloni sayısını arttırdığını, ancak bu artışın üretime dönüştürülemediğini söyledi. Arıcıların hayat standartlarının iyileştirilmesinin gerektiğini belirten Çelik, ‘’Bu işsizliğin çözümü için, özellikle tarım sektörü içerisinde atılabilecek önemli adımlardan da birisidir. Türkiye, arıcılıkta var olan yapının rehabilite edilmesiyle Avrupa’nın bal deposu olabilecek bir potansiyele sahiptir’’ dedi.

06.11.2010


 

KEMALİZMLE OLMAZ

Sabah’tan Emre Aköz yazısında “CHP, ülke yönetiminde son sözü askeriye ve müttefikleri söylesin diye vardır. Kemalizm de işte bu durumu meşrulaştıran ideolojinin adıdır. Kemalist köklerinden kurtulmadığı sürece, CHP modern bir parti olamaz” ifadelerini kullandı. Taraf’tan Ahmet Altan ise bugünkü Türkiye şartlarında kendini “Atatürk ilkeleriyle” tarif eden bir partinin yaşama şansının olmadığını yazdı.

DEĞİŞİM İÇİN KEMALİZMİ TERK ETMEK ŞART

Zaman’dan İhsan Dağı da “‘Kemalizm gömleği’ni çıkarmadıkça CHP’nin merkez-sol bir kitle partisi olması mümkün değil. CHP’nin ciddi bir ideolojik dönüşüme ihtiyacı var. Sadece kendilerine değil Türkiye’ye de dar gelen ‘Kemalizm gömleğini’ çıkararak merkez-sol-demokrat geniş kesimlere ulaşmayı denemeliler. Ayrıca, artık CHP için de demokrasi şart. İktidarın yolu demokrasi içinde, halkı ikna ederek, seçim kazanmaktan geçiyor” diye yazdı. ALTAN: ‘ATATÜRK İLKELERİYLE’ YAŞAMA ŞANSLARI YOK Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan ise önceki günkü yazısında, CHP’deki parçalanmanın derin oluduğunu söyledi. Altan, yazısında şunları kaydetti: “İzninizle bir soru sorayım. 2010 yılında ‘Atatürk ilke ve inkılaplarına’ bağlı bir parti Türkiye’de hayatiyetini sürdürebilir mi? Bence, kendini ‘Atatürk ilkeleriyle’ tarif eden hiçbir partinin yaşama şansı yok. Bir kere, Atatürk’ün bir ilkesi yok. Daha doğrusu tek bir ilkesi var, ‘demokrasisiz’ bir ortamda ülkeyi yönetme gücünü elinde tutmak. Onun dışında, Atatürk’ün ‘tersini’ söylemediği bir sözüne, tersine davranmadığı bir eylemine kolay kolay rastlayamazsınız. Siz, ülkeyi tam bir diktatörlükle yönetmiş birinin ‘ilkelerine’ sahip çıkarak bu halkla bir ‘bağ’ kurup siyaset yapabilir misiniz? Ancak ‘elitist’ bir diktayı destekleyenler, Kürtlere, dindarlara, komünistlere karşı olan, kimsenin ‘devletin resmî görüşü’ dışında konuşmasını istemeyenler size oy verir. Onların da bu ülkedeki sayısı belli. Üstelik hızla da azalıyorlar.” KAHRAMAN: KEMALİZM’LE MODERNLEŞME OLMAZ HaftalIk Aksiyon dergisine konuşan Hasan Bülent Kahraman, Türkiye’de modernleşmesinin artık Kemalizm eliyle olamayacağını belirterek, “Türkiye’de çağdaşlaşma ve modernleşme yaşanacaksa işe önce Kemalizmi bir kenara bırakarak başlayabiliriz” diye konuştu. CHP’ye çağrıda bulunan Kahraman, “Sosyal demokrat değilsiniz. Lütfen Kemalist olduğunuzu itiraf edin” dedi.

Kemalİzmle olmaz

Partİ içi kavganın yaşandığı CHP’nin “Kemalizm gömleği”ni çıkarmadıkça modern, merkez-sol bir kitle partisi olmasının mümkün olamayacağı belirtildi.

CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile eski Genel Sekreter Önder Sav arasında yaşanan kavganın ardından partinin izleyeceği politika merak konusu oldu. Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz, “CHP’li arkadaş! Kemalizm yerine sosyal demokrasiye sarıl” başlıklı yazısında, Kılıçdaroğlu ile Sav arasındaki çekişmenin iç savaşa dönüşmesiyle birlikte, CHP’lilerin de partinin köklerinden kopup kopmadığının tartıştığını kaydetti. “Kopmak ne kelime, keşke o kökleri söküp atabilseler” diyen Aköz, CHP’nin kökünde demokrasinin bulunmadığını ifade etti. Aköz, CHP’nin kökeninde önce İttihatçılık, sonra da Kemalizm olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Her iki oluşum da otoriter bürokrasiyi işaret eder. CHP o bürokrasinin partisidir.

CHP askeriye çevresinde öbeklenmiş otoriter bürokrasinin partisidir. Bürokrasinin bir partisi olması, Batı demokrasileri bağlamında hem komik, hem de acıklı bir durumdur. Bu hal akla tek partili faşist ve komünist rejimleri getirir. O rejimler yıkıldıktan sonra partileri de eriyip gitmiştir. CHP, ülke yönetiminde son sözü askeriye ve müttefikleri söylesin diye vardır. Kemalizm de işte bu durumu meşrulaştıran ideolojinin adıdır.

Kemalist köklerinden kurtulmadığı sürece, CHP modern bir parti olamaz.

CHP’nin yapması gereken, bürokrasinin anti-demokratik ideolojisini reddederek, sosyal demokrasiyi benimsemektir. Bu süreci İstanbul büyük burjuvazisi hızlandırabilir. Özetle, büyük sermaye desteğini çektiği gün, CHP darmadağın olur.”

DAĞI: DEĞİŞİM İÇİN KEMALİZMİ TERKETMEK ŞART

Zaman Gazetesi yazarı İhsan Dağı da “Değişim CHP’nin de kapısını çalıyor galiba” değerlendirmesinde bulundu. Dağı, bütün dünya ve Türkiye değişirken CHP’nin bildik, eskimiş, işlevsiz bir siyaset anlayışına tutuklu kalmasının zor olduğunu belirterek, yıllardır CHP yönetiminin zoru başardığını, hem Türkiye’nin değişimine direndiğini, hem kendini değişime kapadığını kaydeti. CHP’nin savunulamaz hale gelen statükonun bekçiliğine soyunmayı siyaset yapmak sandığını belirten Dağı şunları kaydetti: “Geniş halk kesimlerinin değerleri, talepleri ve ihtiyaçları yerine katı ideolojik bir siyaset anlayışında takıldı kaldı. CHP baştan itibaren demokrasinin nasıl bir parti, siyaset ve liderlik gerektirdiğini doğru teşhis edemedi. Dayatmacı siyaset anlayışını demokrasi içinde bile sürdürebileceğini düşündü. Böyle olunca da mutlu azınlığın, kurulu iktidarın ve çıkarların partisi olarak sıkıştı, küçüldü, hırçınlaştı. Siyasi rakiplerinin devlet tarafından hırpalanmasından ve hatta kapatılmasından medet umdu. ‘Çağdaşlık savunucusu’ CHP çağı bir türlü okuyamadı. Kendine de Türkiye’ye de yazık etti. Şimdi ‘yeniden düşünmek’ için bir fırsat. Bugün Kılıçdaroğlu ekibi CHP’yi ‘halka açmak’, ‘halkın partisi olmak’, ‘gücünü birilerinden değil halktan almak’ gibi laflar ediyorsa geçmişin ‘muhasebesi’ni yapmış olmalılar. Ama ‘Kemalizm gömleği’ni çıkarmadıkça CHP’nin merkez-sol bir kitle partisi olması mümkün değil. CHP’nin ciddi bir ideolojik dönüşüme ihtiyacı var. Sadece kendilerine değil Türkiye’ye de dar gelen ‘Kemalizm gömleğini’ çıkararak merkez-sol-demokrat geniş kesimlere ulaşmayı denemeliler. Ayrıca, artık CHP için de demokrasi şart. İktidarın yolu demokrasi içinde, halkı ikna ederek, seçim kazanmaktan geçiyor. Yıllarca, ‘devlette iktidar’ olan CHP için seçim kazanmak hiç önemli olmadı.”

06.11.2010


 

LİVANELİ: KAPALI KAPILAR ARDINDAKİ SARAYENTRİKALARINA ŞAHİDİM

CHP’nİn eski milletvekillerinden Zülfü Livaneli, Vatan Gazetesindeki yazısında, CHP’de şahit olduğu temel anlayışın, halkı boş verip, işi kapalı kapılar ardında saray entrikalarıyla yürütmek olduğunu söyledi. Livaneli, “Bu yüzden halkın sevdiği, alkışladığı kişilerden korkar, ayağını kaydırırlar.

Meydanda alkış almak felakettir” diye yazdı. Şimdi CHP’nin önünde iki yol olduğunu kaydeden Livaneli, “Ya Kılıçdaroğlu’yla büyük bir atılım yapacak ya da Sav’la birlikte tarihe gömülecek” dedi.

06.11.2010


 

Kılıçdaroğlu: Seçimli kurultay yok

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin “Seçimli kurultayın düşünülüp düşünülmediği’’ sorusuna karşı, “Örgütümüz isterse seçimli kurultay olur. Ancak böyle bir şey şu an için söz konusu değil’’ dedi.

ÖRGÜT İSTERSE SEÇİMLİ KURULTAY OLUR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Örgütümüz isterse seçimli kurultay olur. Ancak böyle bir şey şu an için söz konusu değil” dedi. Kılıçdaroğlu, parti genel merkezine gitmek üzere evinden ayrılırken gazetecilerin sorularını cevapladı. “Seçimli kurultayın düşünülüp düşünülmediğinin” sorulması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, “Örgütümüz isterse seçimli kurultay olur. Ancak böyle bir şey şu an için söz konusu değil” diye konuştu. CHP Genel BaşkanıKılıçdaroğlu tarafından, yürürlükte bulunan tüzük uyarınca görevlendirilen yeni MYK üçüncü kez toplandı.

06.11.2010


 

BAYKAL’DAN KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK

Eskİ CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CHP’de genel başkanlık sorunu olmadığını söyledi. İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın oğlunun nikah şahidi olmak üzere İzmir’e gelen Baykal’ı, Adnan Menderes Havalimanında partililer karşıladı.

Burada gazetecilere açıklama yapan Baykal, bugün CHP’nin seçilmiş bir genel başkanı olduğunu ve onun görevinin başında bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: ‘’Seçime kadar partiyi yönetme görevini genel başkan üstlenmiştir. Seçime giderken bir genel başkan arayışı yoktur. CHP’nin bir genel başkanı vardır. CHP’de genel başkanlık sorunu yoktur. Tartışma, partinin organlarıyla olan tartışmadır. CHP’nin ekseni kaymaz, CHP, Türkiye’nin en köklü, kurumsallaşmış, çizgisi tarih içinde oturmuş büyük bir kurumdur. CHP ile ilgili kaygı verici durum yoktur. Kendi içimizde tartışmalar olur. CHP bir ailedir, bu aile içi sorundur. Aile meclisinde sorunlar görüşülür.’’

06.11.2010


 

CHP TÜZÜĞÜ EN ANTİDEMOKRATİK TÜZÜK

AraştIrmacI Yazar Tarhan Erdem, CHP tüzüğünün Türkiye’deki en antidemokratik tüzük olduğunu söyledi.

NTV’de CHP’de büyük ayrılıklara sebep olan tüzük tartışmalarının ele alındığı programıa katılan Tarhan Erdem, bir zoru üzerine şunları söyledi: “2008 değişikliklerinin yürürlüğe girip girmemesiyle ilgili kurultay kararı ‘hukuka aykırıdır, usule uygun değildir, dolayısıyla uygulanamaz ve bir sabah gelirim kendimle ilgili bir mesele varken onu aynen uygularım demek olağanüstü yanlıştır. Yani Kemal Beyin yaptığı çok önemli hukuki hata budur. Cumhuriyet Başsavcısının bu tüzük yanlıştır demeye hakkı yok. ‘Ben bunu yanlış görüyorum, düzeltin’ demeye hakkı var. Türkiye’deki partiler demokratik değildir, şimdi bu son taşıdır. Hisarın üstündeki son taş bu hükümdür. Bu hükme karşın genel başkanın itiraz etmesi lazım. Bu hükme Cumhuriyet Halk Partisi’nin itiraz etmesi lazım. Ne Adalet Partisi’nde vardır, ne AK Parti de vardır, ne İşçi Partisi’nde vardır. Bu hüküm ilk defa Deniz Baykal tarafından kendi diktasını devam ettirmek ve genişletmek için konulmuştur.” Mevcut tüzüğün 60 senelik demokrasi hayatı içinde kabul edilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Erdem, “Bu tüzükle CHP’nin iktidara geçmesi, oyunu artırması mümkün değildir” dedi.

06.11.2010


 

“İkna Odaları”na suç duyurusu

İstanbul Üniversitesinde öğrenci olduğu dönemde ikna odasına alınarak kendisine psikolojik baskı yapıldığını ve ikna odasında çekilen görüntülerinin saklandığını belirten Hanife Gökdemir ile Nesrin Öner, CHP’li milletvekili Nur Serter hakkında suç duyurusunda bulundu.

İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğu dönemde ikna odasına alınarak kendisine psikolojik baskı yapıldığını ve ikna odasında çekilen görüntülerinin saklandığını belirten Hanife Gökdemir ile Nesrin Öner, CHP’li milletvekili Nur Serter hakkında suç duyurusunda bulundu.

Avukatları Elif Uzunpınar ile birlikte İstanbul Adliyesi’ne gelen ikna odası mağduru Hanife Gökdemir ve Nesrin Öner, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, Nur Serter ve o dönemde ikna odalarında görevli olan kişiler hakkında hazırlanan suç duyurusu dilekçesini Cumhuriyet Savcılığı’na teslim etti. Adliye açıklama yapan avukat Elif Uzunpınar, İstanbul Üniversitesi’nin yönetim kadrosunda olan ve şu an CHP Milletvekili olan Nur Serter’in ikna odalarını yeniden gündeme getirdiğini belirtti. Uzunpınar, “Nur Serter’in bir gazeteye verdiği röportajda elinde mağdurelerin görüntülerinin olduğunu belirtti. Bu görüntüler ne amaçla alındı. Şimdi nerede, okulun imkanları ile okul adına mı alındı? öyle ise şimdi neden insanların özel arşivinde? Görüntüleri alınan kişilerin fişlenmesinden bahsediliyor” dedi. Avukat Uzunpınar, ikna odalarına alınan öğrencilerin görüntülerinin çekilmiş olması ve bu görüntülerin saklanmasının suç teşkil ettiğini belirtti. Uzunpınar, “Biz bu kasetlerin muhafazası için savcılığa tedbir talebiyle başvuruyoruz” dedi. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve Nur Serter’den şikayetçi olan Hanife Gökdemir de 12 yıl önce ikna odalarında yaşadıklarını anlattı.

06.11.2010


 

CHP KENDİ YENİLİYOR

Fransa’da yaşayan sosyolog Prof. Dr. İbrahim Armağan, Avrupa’daki sosyalistlerin kendilerini 15 yıl içinde yenilediğini, CHP’nin ise bu süreçte tam tersine içine döndüğünü söyledi.

Bu durumun sürekli eleştiri konusu olduğunu belirten Armağan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, son yurt dışı gezisinde Avrupa’daki sosyalistlerin tavsiyelerini dinlediğini ve bu doğrultuda partisini yenileme yoluna gittiğini aktardı. Gelişmiş ülkelerdeki sosyalistlerin AKP’yi sosyal, CHP’yi ise nasyonel sosyalist bir parti olarak gördüğünü vurgulayan Prof. Dr. Armağan, bunun da kendisine “sosyalist ve devrimci” diyen CHP için utanç verici bir yakıştırma olduğunu söyledi. Durumu iyi gören ve tahlil eden Kılıçdaroğlu’nun değişimi seçtiğini belirten Armağan, “CHP, ilk defa statükocu yapısından arınma yolunu seçti. Bence bu, CHP için bir devrimdir. O eski tutucu CHP, 80 yıl öncesinin yıpranmış fikirleri yerine daha çağdaş ve devrimci bir yol izlemeyi uygun buldu. Bu sayede Türkiye’nin sağlıklı ana muhalefet partisi olmaya hak kazandı” dedi.

06.11.2010


 

Eğitim hakkı engellenemez

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, erkeklerde de kadınlarda da okuma yazma oranını yüzde 100’e çıkarmanın mücadelesi içinde olduklarını belirterek, ‘’Bizim bu mücadelemize rağmen, hem de çağdaşlık adına, hem de modernlik adına, hem de bazen bizzat kadınlar tarafından genç kızların giyim şekline bakarak okullardan uzaklaştırılması ne eşitlikle, ne insaniyetle, ne de vicdanla bağdaşmaz’’ dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, erkeklerde de kadınlarda da okuma yazma oranını yüzde 100’e çıkarmanın mücadelesi içinde olduklarını belirterek, ‘’Bizim bu mücadelemize rağmen, hem de çağdaşlık adına, hem de modernlik adına, hem de bazen bizzat kadınlar tarafından genç kızların giyim şekline bakarak okullardan uzaklaştırılması ne eşitlikle, ne insaniyetle, ne de vicdanla bağdaşmaz’’ dedi.

İstanbul Kadın Araştırmaları Merkezi tarafından İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘’Uluslararası İstanbul Kadın Buluşması’nın (KADINİst)’’, açılışında konuşan Erdoğan, Türkiye’de, kırsal kesimde kız çocuklarının okutulması önündeki engelleri aşmak için yoğun ve örnek bir mücadele sergilediklerini ve bunda büyük başarı elde ettiklerini belirtti. Erdoğan, 8 yılda 350 bin kızı okulla buluşturduklarını belirterek, şöyle konuştu:

‘’Maddi imkanı olmadığı bahanesiyle kızlarını okula gönderemeyen ailelere maddi destek sağladık, sağlamaya da devam ediyoruz, durmadık. Okuma yazma kurslarıyla, kampanyalarla kadınları okula, eğitime kazanırdık. Erkeklerde de kadınlarda da okuma yazma oranını yüzde 100’e çıkarmanın mücadelesi içindeyiz. Buna rağmen, bizim bu mücadelemize rağmen, hem de çağdaşlık adına, hem de modernlik adına, hem de bazen bizzat kadınlar tarafından genç kızların giyim şekline bakarak okullardan uzaklaştırılması ne eşitlikle, ne insaniyetle, ne de vicdanla bağdaşmaz. Geçen günlerde ‘Başörtülü bayanların, başı açık olan bayanların mücadelesinde gösterdikleri tavrı, başı açık bayanların başı örtülü bayanlar için de göstermelerini bekliyorum’ demiştim. Bunu gösterenler var. Onları istisna olarak ayrıca da alkışlıyorum. Ama istiyorum ki bu çok geniş tabanlı olsun. Ortak payda belli, kadınlarımızın hakları. Bu ortak paydada her zaman buluşmaları gerekir. Bir alanda ayrımcılığı reddedeceksiniz, başka bir alanda ayrımcılığın bizzat mimarı olacaksınız.”

06.11.2010


 

Yeni nüfus sayımında ev hapsi uygulanmayacak

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, gelecek yıl nüfus ve konut sayımı çalışmasını yapacaklarını belirterek, ‘’Kimseyi evine hapsetmeyeceğiz’’ dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) ‘’2050’ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim, İşgücü, Sağlık ve Sosyal Güvenlik sistemlerine Yansımalar’’ ile ‘’2050’ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış’’ raporları İstanbul’da düzenlenen toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Toplantının açılışında konuşan Bakan Yılmaz, nüfus projeksiyonlarının zaman zaman farklılaştığını, bunun metedolojik farklılıklar ve baz alınan veri olmak üzere iki temel sebebi bulunduğunu ifade ederek, 2000’de yapılan genel nüfus sayımında ciddi şekilde problemler yaşandığını, 2007’den beri adrese dayalı nüfus kayıt sisteminin kullanıldığını hatırlattı. Yılmaz, ‘’Gelecek yıl genel nüfus ve konut sayımı çalışması yapacağız. Bu, BM’nin tüm dünya için tavsiye ettiği bir çalışma. AB ülkeleri bu çalışmayı 2011’de gerçekleştirecekler. Biz de Avrupa ile eş zamanlı yapacağız. Hızlı bir şekilde hazırlıklarımızı yapıyoruz’’ şeklinde konuştu.

Nüfus sayısının artık kendileri için çok fazla problem olmadığını, ancak nüfusa ilişkin daha derinlemesine bilgilere ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘’Bu çalışmayı yapıp, nüfusumuzun derinlemesine profilini çıkaracağız. Burada hem demografik özellikleri yeniden gözden geçirmiş olacağız hem de adrese dayalı nüfus kayıt sisteminin varsa bazı eksikliklerini tamamlamış ve sistemi iyileştirmiş olacağız. Diğer taraftan da sosyal ve ekonomik açıdan nüfusumuzun durumuna ilişkin daha ayrıntılı bilgi edineceğiz. Kimseyi evine de hapsetmeyeceğiz. Daha çağdaş yöntemlerle, AB’de kullanılan yöntemlerle 1,5 aya yayılmış bir süreçte gerçekleştirilecek.’’

06.11.2010


 

Haberal’a tazminata onay

Yargitay Hukuk Genel Kurulu, Ergenekon Davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın açtığı tazminat davasında tahliye taleplerini reddeden 9 hakimin tazminat ödemesine ilişkin kararı onadı.

Haberal’ın avukatları, müvekkillerinin tahliye isteklerini reddeden 9 hakim hakkında tazminat davası açmıştı. Yargıçların 1. sınıf hakim olması sebebiyle ilk derece mahkemesi sıfatıyla davayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, hakimlerin her birini bin 500’er yüz TL manevi tazminat ödemeye mahkum etmişti. Hakimlerin karara itiraz etmesi üzerine, dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda temyiz incelemesine tabi tutuldu. Geçen hafta davayı görüşen Kurul, oy çokluğu sağlanamadığı için bir karar vermemişti. Dün tekrar toplanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Ergenekon Davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın açtığı tazminat davasında tahliye taleplerini reddeden 9 hakimin tazminat ödemesine ilişkin kararı onadı. Kurul, hakimlerin ödeyeceği tazminat miktarını ise önümüzdeki hafta tekrar görüşecek.

06.11.2010


 

Çiçek: Anlaşmada belli bir kesim hesap edilmedi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Suriye ile yapılan suçluların iadesi anlaşması konusunda, ‘’İade kapsamındaki her bir suç, bu işin içerisine girer.

Yoksa bu anlaşma belli bir kesimi hesap ederek çıkarılan anlaşmalar değildir’’ dedi. Çiçek, Türk-İş tarafından Pakistan’daki sel felaketinin yaralarının sarılması amacıyla toplanan kaynağın teslimi için düzenlenen törende basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Çarşamba günü TBMM’de onaylanan Türkiye ile Suriye arasında suçluların iadesine yönelik anlaşmanın ‘’terör örgütünün tasfiyesine yönelik bir adım anlamına gelip gelmediği’’ yönündeki sorusu üzerine Çiçek, ülkelerle yapılan anlaşmaların şu ya da bu örgüt ismi dikkate alınarak yapılmadığını söyledi. Bu anlaşmaların suçluların iadesine yönelik olduğuna işaret eden Çiçek, ‘’İade kapsamındaki her bir suç, bu işin içerisine girer. Yoksa bu anlaşma belli bir kesimi hesap ederek, onu göze alarak çıkarılan anlaşmalar değildir. Bu anlaşmanın başka ülkelerle yaptığımızdan farkı yok’’ diye konuştu.

06.11.2010


 

Orduevinde intihar girişimi

Adana’da, kaldığı orduevinde göğsünden tabancayla vurulmuş olarak bulunan emekli Tümgeneral Ali Nihat Özeyranlı (60), hastaneye kaldırıldı.

Edinilen bilgiye göre, merkez Çukurova ilçesi, Seyhan Baraj Gölü kenarındaki Orduevinde kalan emekli Tümgeneral Ali Nihat Özeyranlı’nın odasında silah sesi duyan tesis görevlileri, odaya yedek anahtarla girdi. Ağır yaralı olarak bulunan Özeyranlı, Adana Numune Hastanesine kaldırıldı. Göğüs bölgesinde mermi girişi bulunan ve hayati tehlikeyi atlatamadığı bildirilen Özeyranlı’nın intihar girişiminde bulunduğu iddia edildi.

06.11.2010


 

Füze kalkanı bir tuzak

AKP Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen, NATO tarafından Türkiye’ye kurulması planlanan füze kalkanına ilişkin, ‘’Füze kalkanı bir tuzaktır, buna düşmeyelim’’ dedi.

AKP’li Ergezen: Füze kalkanı tuzak

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Savunma Bakanlığının ve Savunma Sanayi Müsteşarlığının, 2011 yılı bütçelerinin görüşülmesinde söz alan AKP’li Ergezen, NATO tarafından Türkiye’ye kurulması planlanan füze kalkanına ilişkin düşüncelerini komisyon üyeleriyle paylaştı. ‘’Füze kalkanı ülke için bir tuzaktır buna düşmeyelim’’ diyen Ergezen, şöyle konuştu: ‘’Kime karşı, İran’a karşı. NATO’nun bu teklifinin arkasında kimin olduğun görmek lâzım. Kumandası NATO’nun elinde olan bir füze rampası yerine Türkiye’nin elinde olan bir füze rampası için çalışmalıyız. Bunu kabul edemeyiz. İncirlik de NATO’nun elinde ama bize Kıbrıs savaşında kullandırmadılar. Birçok ülke bizi, elektronik harp yöntemleriyle sıkıntıya sokacak güce erişmiş durumda. Operasyonlarda bunun sıkıntılarını yaşadık. Bunun için karşı koyma tekniklerini geliştirmek gerekiyor. Savunma sanayi yönünden azami ölçüde bağımlı olmaktan kaçınmalıyız.’’

06.11.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.