Basından Seçmeler |
Kılıçdaroğlu ‘Kemalizm gömleği’ni çıkarabilecek mi?
Değİşİm CHP’nin de kapısını çalıyor galiba. Bütün dünya ve Türkiye değişirken CHP’nin bildik, eskimiş, işlevsiz bir siyaset anlayışına tutuklu kalması kuşkusuz zor. Ama yıllardır CHP yönetimi zoru başardı; hem Türkiye’nin değişimine direndi hem kendini değişime kapadı. Savunulamaz hale gelen statükonun bekçiliğine soyunmayı siyaset yapmak sandı. Demokratik siyaset, açık toplum ve piyasa ekonomisi çağında ‘resmi ideoloji’yi savundu, devlet partisi olmakla övündü. Oysa demokrasilerde devlete, devletin ideolojisine, kurulu iktidara değil halka yaslananlar kazanır. Bunu 60 yıldır anlayamadı CHP. Hep demokrasinin ‘yanlış partisi’ oldu. Halktan oy isterken bile buyurgan, devleti temsil eden bir havadaydı. Geniş halk kesimlerinin değerleri, talepleri ve ihtiyaçları yerine katı ideolojik bir siyaset anlayışında takıldı kaldı. CHP baştan itibaren demokrasinin nasıl bir parti, siyaset ve liderlik gerektirdiğini doğru teşhis edemedi. Dayatmacı siyaset anlayışını demokrasi içinde bile sürdürebileceğini düşündü. Böyle olunca da mutlu azınlığın, kurulu iktidarın ve çıkarların partisi olarak sıkıştı, küçüldü, hırçınlaştı. Siyasi rakiplerinin devlet tarafından hırpalanmasından ve hatta kapatılmasından medet umdu. ‘Çağdaşlık savunucusu’ CHP çağı bir türlü okuyamadı. Kendine de Türkiye’ye de yazık etti. Şimdi ‘yeniden düşünmek’ için bir fırsat. Bugün Kılıçdaroğlu ekibi CHP’yi ‘halka açmak’, ‘halkın partisi olmak’, ‘gücünü birilerinden değil halktan almak’ gibi laflar ediyorsa geçmişin ‘muhasebesi’ni yapmış olmalılar. Ama ‘Kemalizm gömleği’ni çıkarmadıkça CHP’nin merkez-sol bir kitle partisi olması mümkün değil. CHP’nin ciddi bir ideolojik dönüşüme ihtiyacı var. Parlamentoda MHP ve BDP ile bile kıyaslandığında ‘en ideolojik’ parti CHP. Üstelik sahip olduğu ideoloji sosyalizm veya sosyal demokrasi de değil, basbayağı 1930’lardan kalma bir Kemalizm. Üzerine Ecevit’in 1970’lerde attığı ‘sol’ ciladan bile eser kalmamış durumda. Kritik anlarda partinin bütün refleksleri ‘Kemalist’. Katı ideolojik partilerin ‘kitleselleşmesi’ her zaman sıkıntılıdır. CHP’yi demokratik rekabette hep geriye düşüren sırtında taşıdığı bu ideolojik yüktür. Çünkü Kemalizm’in homojen ulus tasavvuru ile disiplinli toplum ve tepeden inmeci otoriter siyaset anlayışı demokrasiyle uyumlu değil. CHP’nin yapması gereken, reddimiras. Mevcut haliyle CHP seçimlerde yüzde 20-25 oy bandına sıkışmış durumda. İktidar olmak niyetindelerse bu kısıtlı tabandan çıkıp daha geniş kitlelere ulaşmak zorundalar. Eğer dönüşüm konusunda ciddilerse ‘milli görüş’ geleneğinden gelenler kadar cesur olabilmeliler. Ne yapmıştı milli görüşçüler 1990’ların sonunda? En fazla yüzde 20’lere ulaşmıştı partileri. Oysa onlar daha geniş kitlelere ulaşmak istiyorlardı. Bu ise üstlerindeki milli görüş gömleğiyle mümkün görülmüyordu. ‘Rasyonel’ bir siyasal aktör gibi davrandılar ve üzerlerine dar gelen milli görüş gömleğini çıkardılar. (...) Bu örnek CHP’lileri düşündürmeli; sadece kendilerine değil Türkiye’ye de dar gelen ‘Kemalizm gömleğini’ çıkararak merkez-sol-demokrat geniş kesimlere ulaşmayı denemeliler. Ayrıca, artık CHP için de demokrasi şart. İktidarın yolu demokrasi içinde, halkı ikna ederek, seçim kazanmaktan geçiyor. Yıllarca, ‘devlette iktidar’ olan CHP için seçim kazanmak hiç önemli olmadı. Son 10 yıla bakın; iki genel seçim, iki yerel seçim kaybeden lider ve ekibi yerlerinde kaldı, sorgulanmadı bile... Ama artık halksız, seçimsiz, demokrasisiz iktidar CHP için de mümkün değil. Çünkü CHP’nin ‘devletteki iktidarı’ sona eriyor. İktidarı devlet kapısında aramak yerine halkın destek ve teveccühünde aramak gerekiyor. Bu, CHP için de geçerli; çünkü devletteki iktidarları bitti. Halka ulaşmanın yolu da ‘Kemalizm gömleğini çıkardım’ diyebilen bir liderden geçiyor.
İhsan Dağı, Zaman, 5 Kasım 2010 |
06.11.2010 |