05 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Eğitim-Sen: YÖK kaldırılsın

EĞİTİM-SEN Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, YÖK’ün kaldırılmasını, yerine Üniversiteler Arası Kurul türü eşgüdüm işlevini yerine getirecek yeni bir örgütlenmeye gidilmesini talep etti.

Eğitim-Sen Genel Merkezi bünyesinde kurulan ‘’Üniversite Temsilciler Kurulu’’nun hazırladığı sonuç bildirgesi Genel Başkan Kılıç tarafından düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından üniversiteler üzerinde bir baskı aracı olarak YÖK’ün kurulduğunu ileri süren Kılıç, kurulun bu özelliğini 29 yıldır aralıksız sürdürdüğünü savundu. YÖK’ün beraberinde birçok sorunu da getirdiğini iddia eden Kılıç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katıldığı her üniversite açılışında YÖK’ün kaldırılmasını değil, yeniden düzenlenmesi konusunda vurgu yaptığını söyledi.

YÖK’ün üniversitelerin özgür, demokratik bir çalışma ortamına katılması için mutlaka kaldırılmasının gerektiğini vurgulayan Kılıç, şunları söyledi: ‘’Üniversitelerin çoğunda terfiler ve yükselme kriterlerine uyulmamakta, görevde yükselme sınavları yapılmamaktadır. Bu da yoğun hak kayıplarına neden olmaktadır. Eğitim-Sen olarak YÖK’ün kaldırılarak Üniversiteler Arasa Kurul türü eşgüdüm işlevini yerine getirecek yeni bir örgütlenme gerçekleşmesini istiyoruz. Bu kurul ve organları üniversite birleşenlerinin demokratik katılımı ile oluşturulması, dışsal değerlendirme yerine içsel katılımı ve denetimi savunmalıdır. Bunun yolu bilimsel, özgür, demokratik üniversite ve parasız eğitimdir.’’ Bu arada Kılıç, YÖK’ün kuruluş yıl dönümünde Türkiye’nin değişik yerlerinde birçok etkinlik yapacaklarını belirterek, Dicle Üniversitesinde yapmayı planladıkları konferansa rektörlüğün izin vermediğini de ileri sürdü. Kılıç, bir gazetecinin 18. Millî Eğitim Şûrâsı’na katılmamalarına ilişkin sorusu üzerine, şuranın birinci günü şuraya yönelik tutum ve tavırlarını ortaya koyarak şuradan çekildiklerini söyledi.

YASAKÇI

ZİHNİYETE

MAHKUM

OLUNMASIN

KILIÇ, üniversitelerde başörtüsü sorunun çözümü konusunda da siyasal iktidarın muktedir ve güçlü olmasına rağmen konuyu sürüncemede bırakarak mağdur rolü oynadığını savundu. ‘’Yüksek öğretimde türban konusu yasakçı bir zihniyete teslim olmadan eğitim hakkı ve üniversitedeki diğer özgürlük sorunları ile bütünlük içinde çözülmelidir’’ diyen Kılıç, aksi takdirde yaşanan kutuplaşmaların öğrenci ve öğretim üyeleri arasında büyük sorunları yaşanmasına neden olacağını iddia etti.

05.11.2010


 

TEKİRDAĞ’DA 142 KAÇAK YAKALANDI

TEKİRDAĞ’DA yasa dışı yollardan yurt dışına gitmek isteyen 142 kaçak yakalandı. Edinilen bilgiye göre, Sahil Güvenlik ve Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri, kaçakların yatla Tekirdağ sahili açıklarından geçerek Avrupa’ya gideceği bilgisi üzerine operasyon düzenledi.

Tekirdağ sahili açıklarındaki yatta yapılan aramada aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu Afganistan, Burma ve Filistin uyruklu toplam 142 kaçak yakalandı. Kaçaklarla ilgili 14 kişi de gözaltına alındı. Tekirdağ İsmet İnönü Spor Salonu’na getirilen kaçakların, yapılacak işlemlerin ardından sınır dışı edileceği öğrenildi.

05.11.2010


 

Okulda yangın çıktı, bir sınıf yandı

BURSA’DA bir ilköğretim okulunda çıkan yangında bir sınıfta maddî hasar meydana geldi. Neden çıktığı henüz bilinmeyen yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.

Merkez Osmangazi ilçesi Yunuseli Mahallesi Şahin Yılmaz İlköğretim Okulu’nun 3. katında henüz belirlenemeyen bir sebepten yangın çıktı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’na bağlı ekiplerin müdahale ettiği yangın kısa sürede kontrol altına alındı. Yangında bir sınıftaki eşyalar kullanılmaz hale geldi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

05.11.2010


 

20 ton kaçak mazot ele geçirildi

OSMANİYE’DE jandarma ve polis ekipleri tarafından düzenlenen operasyonda 20 ton kaçak mazot ele geçirildi.

Bahçe otoyolu gişelerinde terk edilmiş halde bulunan kamyondaki mazota el konuldu. Operasyonda 2 kişi gözaltına alındı. Bölgede yapılan incelemede suçta kullanılan vana, boru anahtarı, su borusu, T aparat, tapa ve boru kelepçesi ele geçirildi. Petrol boru hatlarında yapılan araştırmada ise petrolün, Düziçi ilçesi sınırlarındaki Batman-Dörtyol petrol boru hattına vana takılmak suretiyle çalındığı tesbit edildi.

05.11.2010


 

Yarım günlük tatil, öğrencileri mağdur etti

ÖĞRENCİ Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 19 Aralık 2010 tarihinde yapılacak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı’na (2010-ALES Sonbahar Dönemi) son başvuru tarihi 28 Ekim olunca, birçok öğrenci yarım günlük mesai dolayısıyla mağduriyet yaşadı.

10 günlük başvuru süresinin bitimi, Cumhuriyet Bayramı öncesi yarım günlük tatile denk gelince birçok öğrenci, sınav ücretini yatırmasına rağmen kayıt yaptıramadı. Bir sonraki sınav için 6 ay beklemek istemeyen öğrenciler, ÖSYM’den mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyor. Özellikle Ankara’da ÖSYM bürolarının, 28 Ekim günü saat 17.30’a kadar sınav başvurularını kabul ettiğini hatırlatan mağdur öğrenciler, bankaya 40 lira yatıranların sınava alınmasını ya da paralarının iadesini istiyor.

05.11.2010


 

Barıştepe Köyünde büyük hüzün yaşanıyor

Önceki gün 6 kişiyi göçüğe kurban veren Mardin’in Barıştepe köyünde büyük hüzün yaşanıyor. Ölenlerden 11 yaşındaki Mahsum Çankaya’nın okul arkadaşları da büyük acı içinde. Sınıf öğretmeni Şeyda Tarkanoğlu, Diyarbakır’a sevk edilen 11 yaşındaki Aziz Batı’nın da beyin ölümünün gerçekleştiğini söyledi. Göçük kurbanlarının cenazeleri, dualar ve gözyaşlarıyla toprağa verildi.

DÜN göçükte 6 kişinin öldüğü Mardin’in Barıştepe Köyünde büyük hüzün yaşanıyor. Ölenlerden 11 yaşındaki Mahsum Çankaya’nın okul arkadaşları da büyük acı içinde. Cenazeye katılmak üzere çevre köylerden çok sayıda vatandaş Barıştepe Köyüne geldi. Göçük altında vefat eden 11 yaşındaki Mahsum Çankaya’nın okulunda ise hüzün var. 6. sınıf öğrencisinin 35 arkadaşı, Mahsum için gözyaşı döktü. Sınıf öğretmeni Şeyda Tarkanoğlu, 2 yıllık öğretmen olduğunu ve geçen yıl bir öğrencisinin intiharından sonra ikinci öğrencisinin öldüğünü dile getirdi. Diyarbakır’a sevk edilen 11 yaşındaki Aziz Batı’nın da beyin ölümünün gerçekleştiğinin söylendiğini aktaran öğretmen Tarkanoğlu, büyük acı yaşadıklarını kaydetti.

05.11.2010


 

Sınır ötesi yatılı bayramlaşma hazırlığı

TÜRKİYE Suriye arasındaki protokol gereğince, Kurban Bayramı’nda Yayladağı Gümrük Kapısı’ndan 8 bin 451 kişinin 48 saat yatılı bayramlaşmak için Suriye’ye gidecekleri bildirildi.

Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat, yaptığı açıklamada, Suriye’de birinci derecede akrabalarıyla bayramlaşmak isteyen vatandaşlara yardımcı olduklarını ancak evrakı eksik olan veya yanlış beyanatta bulunanların işlemlerinin yapılmadığını söyledi. Suriye’ye gitmeye hak kazanan vatandaşların idarî mektuplarının dünden itibaren dağıtılmaya başladığını ve 10 Kasıma kadar tamamlanmasının planlandığını ifade eden Polat, ‘’Bayramın ikinci günü, 48 saatliğine çıkış yapacak vatandaşlara her türlü kolaylığı sağlayacağız. Yığılmaları önlemek için de hem Yayladağı Gümrük Kapısı’nda hem de Suriye tarafında gerekli önlemler alındı’’ diye konuştu.

05.11.2010


 

AB projesiyle engelliye meslek eğitimi

KAYSERİ’DE zihinsel engelli gençler, Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) Kayseri Şubesi’nin hazırladığı AB projesiyle meslek öğrenmeye çalışıyor. ZİÇEV Kayseri Şubesi’nin hazırladığı ‘’Zihinsel Engelli Bireyleri Meslek Edindirme Projesi’’ kapsamında eğitim programı başladı.

Kocasinan Kız Teknik ve Meslek Lisesi ile ortaklaşa yürütülen projede 14 yaş üzerindeki 25 zihinsel engelliye takı tasarım, el sanatları ve galoş yapımı eğitimi veriliyor. Toplam bütçesi 118 bin 178 avro olan projenin bütçesinin 11 bin 817 avroluk kısmı ZİÇEV tarafından veriliyor. Yaklaşık 7 aylık eğitim programı sonunda engelli kursiyerlere katılım belgesi verilecek. Engelli kursiyerlerin yaptığı takı tasarım ve süs eşyaları proje sonunda sergilenecek. Engellilerin ürettiği galoşların satışı ile de eğitimleri için gelir sağlanacak. Proje Koordinatörü Şükran Bekarlar, engellilerin istihdamının büyük önem taşıdığını, görme engelli veya bedensel engellilerin istihdam oranının daha fazla olduğunu, ancak zihinsel engellilerin bu anlamda daha geri planda kaldıklarını belirtti.

05.11.2010


 

İslâm, terörü yasaklıyor

MIsır’da Müslüman din adamları, terör örgütü El Kaide’nin ülkenin Hıristiyan Kıpti azınlığına yönelik tehditlerini kınadı.

Başşehir Kahire’de, El Ezher Üniversitesinin yetkilileri, Irak’tan gelen ve Mısır’daki Hıristiyanları ve özellikle de Mısır Kıpti Kilisesini hedef alan tehditleri kınadılar ve İslâm dininin kiliselere karşı saldırıyı yasakladığını hatırlattılar. El Ezher’in Baş İmamı Şeyh Ahmet El-Tayyip’in sözcüsü, şeyh adına yaptığı açıklamada, “İslâmın farklı dinlere mensup kişilerin ibadet özgürlüğünü savunduğunu ve kiliselere karşı saldırıları yasakladığını’’ belirtti. Sözcü, ayrıca, ülkede “millî birlik ve beraberliğin korunması”nın öneminin altını çizdi.

“Müslüman Kardeşler” adlı örgüt ise internet sitesinde yayımladığı mesajda, “Mısır’daki Müslüman çoğunluğun görevi ibadet yerlerini korumaktır” ifadelerini kullandı. “Müslüman Kardeşler”in, Mısır’daki Hıristiyan ibadet yerlerine yapılacak her türlü saldırıya karşı çıktığı belirtilen mesajında, kimden gelirse gelsin veya sebebi ne olursa olsun, bunun “aptalca bir hareket” olduğunun altı çizildi. Müslüman dini çevrelerden ve yetkililerden gelen açıklamalara destek veren Mısır basını da “tehditlerin bütün Mısırlıları hedef aldığını” ve “amacının Mısır’ın millî birlik ve beraberliğini yok etmeyi amaçladığını” ifade etti. El Kaide’nin Irak’taki kolu Irak İslâm Devleti, Bağdat’taki bir kilisede düzenlenen kanlı rehine eyleminin ardından Hıristiyanlara yönelik yeni saldırı tehdidinde bulunmuştu. Militanlar, hafta sonunda Bağdat’taki bir kilisede 120 dolayında kişiyi rehin almış, rehine kurtarma eylemi 58 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı.

05.11.2010


 

Otoyolda çöpe cezalı çözüm

KarayollarI Genel Müdürlüğü, otoyollardaki dijital uyarı levhaları ile sürücüleri çöp atılması durumunda 500 lira para cezası uygulanacağı konusunda uyarmaya başladı.

Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, 25 Haziran 2010 tarihinde çıkan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilât Yapısı ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 13 Temmuz 2010 tarihli 27640 sayılı Resmî Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından otoyollarda bazı düzenlemelere gidildi. Bu kapsamda, otoyollarda, çöp dökme, geçiş ücretini ödememe ile güvenlik ihlali yapanlara Çevre Kanunu’nun 20. maddesinin (S) fıkrası gereği para cezası verileceği belirtildi. Düzenlemelerin ardından Karayolları Genel Müdürlüğü otoyollardaki dijital uyarı levhaları ile sürücüleri araçlarından çöp atılması durumunda 500 lira idari para cezasının uygulanacağı konusunda uyarılara başladı. İdarî para cezalarının Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yetkilendirilen personel veya trafik polisi, trafik polisinin görev alanı dışında kalan yerlerde ise jandarma personeli tarafından uygulanacağı kaydedildi.

05.11.2010


 

Genetik bilimciler: Vebanın kaynağı Çin

Genetİk bilimciler ve biyologlar, özellikle orta çağda Avrupa’yı vuran ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olan vebanın çıkış yerinin Çin olduğunu bildirdi.

Global Times China’nın haberine göre, yapılan araştırmada, veba mikrobunun 2500 yıl önce Çin’de görüldüğü ortaya çıktı. Araştırmaya katılan Fransız Doğal Tarih Müzesinden yapılan açıklamada, “Kara Ölüm” olarak da bilinen vebanın İpek Yoluyla 600 yıl önce Batı Avrupa’ya yayıldığı, Amerika’yı Cristof Colomb’dan önce keşfettiği öne sürülen denizci Cıng Hı’nın hastalığı 15. yüzyıldaki büyük seferinde Afrika’ya da götürmüş olabileceği bildirildi.

05.11.2010


 

Eğitici DVD’lerden değil, anne-babadan öğreniyorlar

“Eğİtİcİ DVD’lerin” bebeklere faydalı olmadığı iddia edildi.

Amerikalı bilim adamlarının yaptığı araştırma, bebeklerin bu tür programları izlemek yerine ebeveynlerin günlük hayattaki konuşmalarından yeni kelimeleri öğrenmesinin daha faydalı olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, 12-18 aylık 72 bebeği 4 gruba ayırdı. Daha önce eğitici DVD izlememiş bebeklere DVD izletildi. Bir ay sonra çocuklara test yapılarak, DVD’deki kelimeleri öğrenip öğrenmedikleri araştırıldı. Tek başına ya da anne-babasıyla düzenli olarak DVD’yi izleyen bebeklerin, hiç izlemeyenlerden daha fazlasını bilmediği belirlendi. “Psychological Science” dergisinde yayımlanan araştırma, bebeklerin anne-babası konuşurken öğrendiği kelime sayısının, DVD’den öğrendikleriyle eşit olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, ebeveynlerin çocukların gelişimini DVD’ye bağladıklarını, ancak bu durumun tabiî gelişim sürecinin sonucu olduğunu vurguladılar.

05.11.2010


 

Akkıllı kimliklere biyometrik koruma

ABD’ye yönelik 11 Eylül saldırılarının ardından sivil ve kriminal amaçlı pek çok alanda önem kazanan biyometrik kimliklendirme yöntemi, gelecek yıldan itibaren nüfus cüzdanlarının yerine kullanılması hedeflenen akıllı kimlik kart erişim cihazlarına da eklendi.

TÜBİTAK BİLGEM Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Merkezi (UEKAE) tarafından geliştirilen akıllı kimlik kartlarındaki bilgileri okuyan kart erişim cihazları, artık yalnız parola ile değil, biyometrik yöntemlerle de çalışacak. Hizmet alanın parmak izini ya da damar izini okumak amacıyla kart erişim cihazlarına parmak izi ve harici olarak bağlanan damar izi sensörü yerleştirildi. Akıllı kimlik kartları, kart üzerindeki kişiye ait gizli bilgileri ele geçirmeye yönelik saldırılara karşı da son teknolojik özellikleriyle dikkati çekiyor.

05.11.2010


 

75 bin hurda araç trafikten çekilecek

UlaştIrma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, önceki düzenlemelerle ekonomik ve teknik ömrünü tamamlamış 23 bin 621 aracın trafikten çekildiğini belirterek, ‘’Uygulamada sınırı 1985 yılına yükselterek bir yılda 75 bin aracı daha hurdaya ayırmayı öngörüyoruz.

Böylece hem doğaya katkı hem trafik güvenliği hem de enerji tasarrufu sağlamayı istiyoruz’’ dedi. Aydın, Ulaştırma Bakanlığının ekonomik ve teknik ömrünü tamamlamış 1979 yılı ve öncesinde üretilmiş kamyon, çekici, tanker ve otobüslerin hurdaya ayrılmasını kapsayan tebliğinin, yeniden düzenlendiğini ve Başbakanlık’a gönderildiğini bildirdi. Tebliğle hurda araç yaş sınırının 1985 yılı dahil olmak üzere yükseltileceğini belirten Aydın, yük ve eşya taşımak için üretilmiş kamyon, tanker ve çekici cinsi motorlu taşıtlar ile 16 adet ve üzeri oturma yolcu otobüslerinin hurda araç kapsamına alındığını söyledi.

05.11.2010


 

Çözemezsek kurultaya gideriz

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tarafından CHP Genel Sekreterliği ve Parti Sözcülüğü görevine getiren Süheyl Batum, partide yeni MYK’nın seçildiğini ve hukukî sorun olmadığını savunarak, ‘’Merak etmeyin, birkaç gün içinde herşey olağana dönecektir. Sorunları çözemezsek kurultaya gideriz’’ dedi.

CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Süheyl Batum, partide yeni MYK’nın seçildiğini ve hukuksal sorun olmadığını belirterek, ‘’Merak etmeyin birkaç gün içinde herşey olağana dönecektir. Sorunları çözemezsek kurultaya gideriz’’ dedi.

Parti genel merkezine gelişinde CHP’deki yeni oluşumla ilgili sorular üzerine Batum, ‘’Zaten yeni MYK seçildi. Artık onda hukuksal bir sorun yok. Bir kaç gün içinde de merak etmeyin herşey olağana dönecektir’’ dedi. Batum, ‘’Nasıl bir çözüm bulunabilir? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelecek bir cevap mı beklenmektedir?’’ sorusu üzerine de, ‘’Hayır. Zaten hukuken bir problem yok. Tüzük çok açık. Yargıtay Cumhuriyet

Başsavcılığı bu konuda partilerin tüzüklere uygun davranmasını temel alan ve onu denetleyen bir kurum. Onun yazıları açık. Dolayısıyla hukuk açısından bir sorun yok. Ama göreceksiniz bir kaç güne kadar hemen çözülecek’’ cevabını verdi.

Batum, Genel Başkan bundan sonra parti meclisiyle nasıl çalışacak? Bir seçimli kongreye gitmek gerekir mi?’’ yönündeki soru üzerine de, şunları söyledi: ‘’Olabilir. Eğer anlaşma olmazsa olabilir. Ama ben Parti meclisi üyeleriyle de Genel Başkanın konuşacağını ve parti meclisi üyelerinin de hukuksal durumu anladıktan, öğrendikten sonra bir sorun çıkmayacağını düşünüyorum. Bir sorun çıkarsa tabii ki bizim yatığımız, hepimizin istediği CHP’nin artık dışarıya enerjisini gösteren, artık iktidara yürüdüğünü belli eden, insanlara güven veren bir parti olması. Bizim artık içeride bir takım çatışmalarla zaman öldürmememiz lazım. Eğer bakarsınız bu çatışma görüntüsü devam ederse tabii ki kurultaya gideriz. Sonuçta kurultay, en yüksek karar organı olarak çözer işi.’’

KILIÇDAROĞLU: CHP’NİN EKSENİ BELLİDİR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni MYK’yla gerçekleştirdiği toplantı öncesinde partililere seslenerek, “CHP’nin ekseni, yolu bellidir. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ve çağdaş uygarlıktır. Ve CHP’nin yeri halkın kucağıdır” dedi. Kılıçdaroğlu, ‘’yeni CHP’’ sözüyle CHP’nin yeni yönetimini ifade ettiğini belirterek, ‘’Bu yönetim halktan yana yönetimdir, bu yönetim korkulara karşı direnen, özgürlükçü bir yönetimdir. Özgürlüğü getiren bir yönetimdir’’ dedi.

SAV, BAŞSAVCILIĞA BAŞVURDU

CHP’lİ Önder Sav’ın sekreteri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gelerek, bir dilekçe verdi. Sav, önceki gün yaptığı açıklamada Parti Meclisi’nin toplandığını ve tüzük kurultayı yönünde karar aldığını, bu kararın da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığa bildirileceğini kaydetmişti. Bu arada, CHP’de önceki gün Önder Sav’ın da katıldığı Parti Meclisi’nde (PM), olağanüstü tüzük kurultayı yapılması için imza veren bazı üyelerin imzasını çektiği öğrenildi. Alınan bilgiye göre, CHP Sivas Milletvekili ve PM üyesi Malik Ecder Özdemir, yaptığı yazılı açıklamada, ‘’PM’de toplanan imzaların amacını aştığını ve bu durumun hem partisi hem de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu yıpratacağına inandığı için’’ imzasını geri çektiğini bildirdi.

05.11.2010


 

5 artı 3 sistemine bir an önce geçilmeli

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, zorunlu eğitimin kademeli olarak 5+3 sistemine döndürülmesi gerektiğini ifade etti.

Özgenç, yaptığı yazılı açıklamada, Türk insanının geliştirilmesi, hayat kalitesinin artırılması ve sürdürülmesi için Türk eğitim sisteminin Avrupa ülkelerindeki eğitim sistemi gibi olması gerektiğini belirtti. Ana hedefin, istikrarlı büyüyen, bölgesel ve küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, lider bir Türkiye oluşturabilmek ve nitelikli ve donanımlı gençlerin yetiştirilmesi için uygun eğitim sistemlerini sağlayabilmek olması gerektiğine işaret eden Özgenç, şimdiki gençlerin işe eğilmediğini, çünkü zorunlu eğitimin 8 yıl olmasından dolayı çocuğun kontrol edilemediğini kaydetti. Özgenç, şu anda temelden çırak yetişmediğini belirterek, şunları kaydetti:

‘’Millî eğitim sistemimizin geliştirilmesine ve eğitimin tüm niteliğinin yükseltilmesine büyük katkılar sağlayacak olan 18. Millî Eğitim Şurası’nda çırak yetişebilmesine imkan sağlayabilmek için zorunlu eğitim kademeli olarak 5+3 sistemine döndürülmelidir. Çünkü zorunlu eğitimin 8 yıla çıkmasından sonra çırak bulunamaz hale geldi. Dolayısıyla KOBİ’lerde ve işletmelerde bunun eksikliği fazlasıyla hissediliyor. 14-15 yaşında ilköğretimi bitiren, elinde bir becerisi olmayan bir genç, meslek sahibi olabilmesi için bir ustanın yanına gittiğinde yaşının vermiş olduğu durumdan dolayı verilen işleri yapmada esnek davranmıyor ve alınganlık gösteriyor.’’

ÇIRAKLIK BİTİRİLDİ

Özgenç, 8 yıllık zorunlu eğitimin çıraklık kültürünü yok ettiğini ve kendilerine göre bu sistemin 5+3 şeklinde olması gerektiği ifade ederek, hükümetin, katsayı adaletsizliği konusunda gösterdiği kararlılığı 8 yıllık zorunlu eğitim olmak üzere eğitimin önündeki diğer bütün engellerin kaldırılması hususunda da göstermesi gerektiğini dile getirdi. Özgenç, ‘’8 yıllık kesintisiz eğitim çıraklık kültürünü adeta bitirmiştir. Mevcut eğitim bir an önce kaldırılmalıdır. 18. Millî Eğitim Şurası’nda, zorunlu eğitim süresinin lise dahil 13 yıla çıkarılması bize göre de eğitimli bireylerin yetişmesi açısından olumlu bir görüştür. Lakin tüm bunlar konuşulurken ilköğretim okullarında zorunlu eğitimin eskisi gibi 5+3 şeklinde kademeli olması önümüzdeki eğitim öğretim yılında hayata geçirilmelidir’’ dedi.

05.11.2010


 

AB hakkımızdan taviz vermeyiz

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AB’nin Türkiye için bir hak olduğunu belirterek, ‘’1959’dan bu yana devam eden, müktesebatı olan konudur. Bu konuda taviz vermeyeceğiz’’ dedi.

Babacan, The Economist tarafından düzenlenen ‘’Değişim Sürecinde Türkiye-Türk Hükümetiyle 18. Yuvarlak Masa Toplantısı’’nda yaptığı konuşmada, 2002’den bu yana Türkiye’nin kaydettiği gelişmelere değindi. Hükümetin kurulduğu ilk dönemden itibaren AB sürecini Türkiye’de en ileri götüren iktidar olduklarını belirten Babacan, şöyle devam etti: ‘’Her ne kadar AB tarafında sorunlar olsa da, AB’de ciddi sıkıntılar yaşansa da, AB’de yaşanan sıkıntılar dönüp dolaşıp Türkiye’nin AB sürecine olumsuz etki yapsa da biz bu kararlığımızı aynen devam ettiriyoruz ve sürecin rayında gitmesi, ilerlemesi için de azami çaba gösteriyoruz. Türkiye şöyle bir kendiliğinden vazgeçse’ diye düşünen AB’de çevreler vardır. Ama bu olmayacak. Bu bizim için bir haktır. 1959’dan bu yana devam eden, müktesebatı olan konudur. Bu konuda taviz vermeyeceğiz.’’

05.11.2010


 

Şahin: Askerler resepsiyona katılsa iyi olurdu

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, askerlerin 29 Ekim’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Çankaya Köşkü’nde verilen resepsiyona katılmamalarına ilişkin ‘’Katılsalardı çok iyi olurdu” dedi.

Şahin, önceki gün vefat eden eski milletvekili Mehmet Necati Kalaycıoğlu için TBMM’de düzenlenen törenin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. CHP’de yaşananlara ilişkin herhangi bir değerlendirmesinin olup olmayacağının sorulması üzerine, Şahin, ‘’Ana muhalefet partimizin iç işi olarak görüyorum. Dolayısıyla bir değerlendirme yapmak doğru olmaz. Bir partimizin iç işleyişiyle ilgili gelişmelerdir. Partilerin iç işlerine karışmak gibi bir adetimiz yok’’ diye konuştu. Mehmet Ali Şahin, ‘’Çankaya Köşkü’ndeki Cumhuriyet resepsiyonuna CHP’den ve TSK Komuta kademesinden katılım olmadığının’’ söylenmesi üzerine, şöyle konuştu: ‘’Katılsalardı çok iyi olurdu. Katılmamak kendi takdirleridir ama Cumhuriyetimizin 87. kuruluş yıldönümünde, cumhurun başı olan Cumhurbaşkanımızın vermiş olduğu o resepsiyon vesilesiyle dâvetli herkesin bir arada olması, sanıyorum çok anlamlı bir mesaj ve kutlama olurdu diye düşünüyorum. İnşallah bundan sonraki Cumhuriyet Bayramlarında bu birlikteliği sağlarız.’’

05.11.2010


 

KCK Dâvâsında yine “Kürtçe savunma” gerginliği

Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen ‘’Kürdistan Topluluklar Birliği/Türkiye Meclisi (KCK/TM)’’ ile ilgili dâvânın duruşmasında, sanıkların Kürtçe savunma talebindeki ısrarı gerginliğe sebep oldu.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya 101 tutuklu sanık katıldı. Duruşmaya 3 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan sanıklar katılmadı. Duruşmada söz alan sanıklardan Bayram Altun, hazırladığı 30 sayfalık savunmayı Kürtçe okumaya başladı. Duruma müdahale eden Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, daha önceki duruşmada talebin reddi konusunda karar verildiğini belirterek, gerekçesini anlattı. Yılmaz, sanıkların Kürtçe savunma talebinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/e maddesi ile Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 202/1. maddesi gerekçe gösterilerek reddedildiğini hatırlattı. Türkçe bildiği halde savunmasını Kürtçe yapmak isteyen sanıklara tercüman atanmasının mümkün olamayacağını belirten Yılmaz, ‘’Türkçe bilen sanıkların Kürtçe savunma ısrarı yargılamanın uzamasına neden olur. Bu sanıkların yararına değildir. Mahkeme, sanıkların savunma hakkını kısıtlamamaktadır. Bu hususta sanıklar ve avukatların ısrarı farklı bir amaç taşımaktadır.’’ dedi. Söz alan sanık Altun, hazırladığı savunmayı yeniden Kürtçe okumaya çalışınca, Mahkeme Başkanı Yılmaz, ‘’Anlaşılmayan bir dille yapıldığı’’ gerekçesiyle mikrofonun sesinin kesilmesi talimatını verdi. Bunun üzerine sanıklardan Ramazan Morkoç, mahkeme heyetine, ‘’Bir halkın diline hakaret edemezsiniz’’ dedi. Başkan Yılmaz, sanık Morkoç’un duruşma salonundan çıkarılmasına karar verdi. Morkoç, jandarma görevlilerince salondan çıkarıldı. Diğer sanıklar da ‘’O zaman bizi de salondan çıkarın’’ diyerek karara alkışlarla tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Yılmaz, bütün sanıkların salondan çıkarılması talimatını verdi. Ancak sanıklar salondan çıkarılmadan söz alan sanık avukatlarından Tahir Elçi, mahkemenin kararının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek, ‘’Sanıkların salondan çıkarılması talimatı ise apayrı bir hukuksuzluktur. Mahkemenin bu keyfi tutumundan geri dönmesini talep ediyoruz. Kararınız gerginliği yol açacaktır’’ dedi. Sanık avukatlarından Selim Okçuoğlu da taleplerinin tercüman atanması talebi olmadığını, Lozan Antlaşmasının tanıdığı bir hakkın kullanımına dair olduğunu savundu.

05.11.2010


 

Meslekten men cezasına HSYK yolu

ADALET Bakanı Sadullah Ergin, daha önce haklarında meslekten çıkarma (men) cezası verilen hakim ve savcıların, yargı yoluna başvurmadan önce HSYK’ya başvurarak durumlarının yeniden değerlendirilmesini isteyebileceğini bildirdi.

TBMM Adalet Komisyonunda, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Tasarısının görüşülmesine başlandı. Tasarıyı komisyona sunan Bakan Ergin, 12 Eylülde halkoylamasıyla kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, bir çok alanda reformlar gerçekleştirdiklerini söyledi. Sadullah Ergin, tasarının getirdiği yeni düzenlemeleri şöyle anlattı:

‘’Kurul, mahkemelerin bağımsızlığı ile hakimlik ve savcılık teminatı esaslarını gözeterek adalet, tarafsızlık, doğruluk, dürüstlük, tutarlılık, eşitlik, ehliyet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde görev yapacaktır.

Sekreterya işlerini yürütmek üzere kurula bağlı bir Genel Sekreterlik kurulmaktadır.

Kurul, başkanlık, Genel Kurul ve dairelerden oluşmaktadır. Hakim ve savcılarla ilgili tüm işlemler 7’şer üyeden oluşan daireler tarafından yürütülecek ve bu işlemler sonucunda dairelerce verilen kararlara karşı yapılan itirazlar ise Genel Kurul tarafından karara bağlanacaktır.

Yeni bir teftiş kurulu oluşturulmakta ve bu kurul HSYK’ya bağlanmaktadır.

Adalet Bakanı olan kurul başkanının yetkileri, Anayasa’da açıkça yazılı hususlar dışında önemli ölçüde sınırlandırılmaktadır. Kurul Başkanı, dairelerin çalışmalarına katılamayacak ve oy kullanamayacak; buna karşın Genel Kurulun tüm toplantılarına katılabilecek ve oy kullanabilecektir.

lBaşkan, yetkilerinden bir kısmını Başkanvekiline devredebilecektir.

Genel Sekreter hariç olmak üzere, hakim ve savcı sınıfından olup da kurulda görev yapacak olanların tamamı Genel Kurul tarafından atanacaktır.

Adalet Bakanlığı Müsteşarı, sadece dairelerden birisinde üye olarak görev yapacak, daire başkanı ve başkanvekili seçilemeyecektir.

Müsteşarın toplantıya katılmaması, dairenin toplanmasına ve karar almasına engel olmayacaktır.

EN AZ 15 ÜYE İLE TOPLANACAK

-22 üyeden oluşan Genel Kurul, en az 15 üyeyle toplanacak, en az 12 üyenin oyuyla karar alacaktır.

-Genel Kurul kararlarının yeniden incelenmesi istenebilecek, daire kararlarına karşı ise yeniden inceleme ve itiraz yoluna gidilebilecektir.

-Genel Kurulun ve dairelerin meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararlarının da yanında, başkanı tek başına yaptığı işlemler ve aldığı kararlara karşı da yargı mercilerine başvurulabilecektir.

-Genel Kurulun herhalde, 12 üyeyle karar alması benimsenmiştir.

-Kurul üyelerinin, özlük işleri ve hakları bakımından yargıtay daire başkanı hakkındaki hükümlere tabi olması ilkesi getirildi.

-Daha önceden haklarında meslekten çıkarma cezası verilenlere, yargı yoluna başvurmadan önce kurula başvurarak durumlarının yeniden değerlendirilmesi yolu açılmıştır.

Adalet Bakanı Ergin, tasarıyla yargı bağımsızlığının güçlendirildiğini, yargının tarafsızlığının geliştirildiğini ve kurulun daha bağımsız bir yapıya kavuşturulduğunu bildirdi.

05.11.2010


 

Nükleer santrale Japonlar da talip

DEVLET Bakanı Zafer Çağlayan, Japon Toshiba firmasının, Sinop’ta yapılacak ikinci nükleer santralin yapımına talip olduğunu bildirdi.

Hong Kong, Çin ve Japonya’yı kapsayan Uzakdoğu gezisinin son durağı olan Japonya’da temaslarda bulunan Çağlayan, Tokyo’daki ilk gün temaslarının ardından gazetecilere de bir değerlendirme yaptı. Ziyareti kapsamında ilk olarak Toshiba Üst Yöneticisi (CEO) Norio Sasaki ve Başkan Yardımcısı Yasuharu Igarashi ile görüştüğünü anlatan Çağlayan, Toshiba’nın nükleer santralle ilgilendiğini söyledi. Toshiba’nın Sinop’ta inşa edilecek ikinci nükleer santralin yanı sıra nükleer enerji güvenliğiyle ilgili talebinin olduğunu belirten Çağlayan, şöyle devam etti: ‘’Türkiye, nükleer santral konusunda çok zaman kaybetti. İlk nükleer santral işimizi Ruslarla başlattık. Bu, Türkiye için son derece hayırlı bir iş olmuştur. İkinci nükleer santralle pek çok firma yakından ilgileniyor. Uzakdoğu ziyaretinden önce biliyorsunuz ABD ve Kanada’daydım. Gittiğim her yerde işadamları, benimle nükleer santralle ilgili görüşmeler yaptılar. Amerika’da, Kanada’da, Çin’de işadamları bu yönde görüşmelerde bulundular. Sadece Japonlar değil, Amerikan, Kanada, Çin ve Hong Kong firmaları da nükleer santralle çok ilgililer. Bu konuda teklif vermek istiyorlar. Toshiba yöneticileri de, nükleer santral işine girmek istediklerini bana ifade ettiler.”

05.11.2010


 

Ergenekon’un beli hâlâ kırılamadı

“Taksim'deki canlı bomba eyleminin, Ergenekon’un hâlâ aktif olan hücreleri tarafından düzenlenmiş olması bence en büyük ihtimaldir” diyen Kürt aydın Kemal Burkay, “Reşadiye ve İskenderun olayları, iç içe geçen PKK-JİTEM eylemleri henüz taze. Bu kesimlerin PKK içindeki belli unsurları harekete geçirmeleri hiç zor değil” şeklinde konuştu.

ERGENEKON'UN PKK'DAKİ ELİNİ BİLMEYEN YOK

“Eğer saf değilsek, Ergenekon’un hâlâ gerilim çıkarıp süreci tersine çevirmek, Silivri belâsını atlatmak, kendisinden hesap soranlardan hesap sormak için umut ve çabayı elden bıraktığını düşünemeyiz” diyen Burkay, Ergenekon’un provokasyon düzenleme yeteneğinin sıfırlanamadığını ve onun PKK içindeki elini ise bilmeyenin olmadığını kaydetti.

Kürt aydın Kemal Burkay, Taksim’deki kanlı saldırının Ergenekon’un aktif hücrelerinin devrede olduğunu gösterdiğini söyledi. İsveç’te yaşayan Kemal Burkay, Taksim’deki canlı bomba olayıyla ilgili olarak tetikçi kim olursa olsun, nasıl bir kanaldan ve hangi irade tarafından bu eyleme yöneltilmiş olursa olsun, bu eylemin bir provokasyon olduğundan kuşku duymadığını ifade etti, Burkay, “Eylemcinin kimliği saptandı. PKK’lı olduğu söyleniyor. PKK tarafından eğitilen Devrimci Karargâh Örgütü mensubu olduğuna dair de bilgiler yansıdı. Bu kişi PKK’lı da olsa, Kandil’de PKK tarafından eğitilmiş başka bir örgütün elemanı da olsa, kanımca durum değişmiyor. Belli ki bu kişiyi o gün, o saatte Taksim’e yönlendirenler yumuşama ve diyalog sürecini sabote etmek istediler” diye konuştu.

“ YUMUŞAMA VE DİYALOG SÜRECİ SABOTE EDİLMEK

İSTENDİ”

Bunu düzenleyenlerin, ne PKK’nın silah bırakmasını, ne barışı istediğini dile getiren Burkay, savaşın sürmesinde çıkarı olan, Kürt sorununun çözümüne şiddetle karşı olan kesimlerin bu olayı gerçekleştirdiğini söyledi. Kürt aydın, “Bu eylemin, Ergenekon’un hâlâ aktif olan hücreleri tarafından düzenlenmiş olması bence en büyük ihtimaldir” dedi.

“Eğer saf değilsek, Ergenekon’un hâlâ gerilim yaratıp süreci tersine çevirmek, Silivri belâsını atlatmak, kendisinden hesap soranlardan hesap sormak için umut ve çabayı elden bıraktığını düşünemeyiz.” diyen Burkay, Ergenekon’un provokasyon düzenleme yeteneğinin sıfırlanamadığını ve onun PKK içindeki elini ise bilmeyenin olmadığını kaydetti. Burkay, “Bunu Öcalan bile dile getirdi. Reşadiye ve İskenderun olayları, iç içe geçen PKK-JİTEM eylemleri henüz taze. Bu kesimlerin PKK içinde belli unsurları harekete geçirmeleri hiç zor değil. Bir başka deyişle, diyalog ve barışa karşı olan el hem devlet, hem PKK içinde var” şeklinde konuştu.

Bu ve buna benzer provokatif eylemleri karşı nasıl hareket edilmesi gerektiği noktasında da görüş belirten Burkay, bu tür provokasyonları düzenleyenlerin umutlarını boşa çıkaracak aklıselim bir politika izlenmesi gerektiğini vurguladı Burkay, “Silâhları karşılıklı susturmak ve Kürt sorununun çözümü içen diyalog ve barış sürecini daha kararlı biçimde sürdürmek” konusundaki çağrısını da yineledi.

Kürt halkının, demokratikleşme ve huzur noktasında bu sürece verdiği güçlü destekle AKP hükümetine ve ülkenin bütün demokratik, barışsever güçlerine önemli bir fırsat sunduğunu aktaran Kemal Burkay, “Bu fırsat iyi değerlendirilmeli. Kürt sorununu ‘kelepir fiyatına’ kapamak için değil, ama uygar ve çağdaş biçimde, eşitlik temelinde çözmek için. Zaten başka türlü bir çözüm mümkün değil” diye konuştu.

05.11.2010


 

“Yeni anayasa için ‘Sivil Toplum Meclisi’ oluşturulsun”

MAZLUM-DER GYK Üyesi Mehmet Alkış, geleceğin özgür ve demokratik Türkiye’sini inşa edecek yeni, sivil bir Anayasa talebinden vazgeçmediklerini belirterek, tıkanan sürecin yeniden başlaması için sivil toplum örgütlerinin inisiyatif alması gerektiğini söyledi.

Alkış, bunun için “Kurucu Meclis” gibi çalıştırılacak şekilde geniş katılımlı bir “Sivil Toplum Meclisi” oluşturma teklifinde bulundu. Alkış, yaptığı açıklamada, bütün sorunların kaynağında “Darbe Anayasası”nın olduğunu vurgulayarak, daha fazla ötelenmeden sivil anayasa çalışmalarının başlatılması gerektiğini kaydetti. Alkış, yeni sivil bir Anayasa için tıkanan sürecin yeniden başlaması için sivil toplum örgütlerinin inisiyatif alması gerektiğini belirterek, “Bunun için geniş katılımlı bir ‘Sivil Toplum Meclisi’ oluşturarak ‘Kurucu Meclis’ gibi çalıştırılabilir” dedi. Sözde değil özde ‘Sivil Toplum’ örgütlerinin geniş katılımıyla oluşturulacak ‘Sivil Toplum Meclisi’ tarafından hazırlanacak anayasa metnine siyasilerin muhalefet etme lüksünün de olmayacağını kaydeden Alkış, “Süreci doğru işletmek istiyorsak sivil toplum örgütlerinin acilen bu çağrıya cevap vermesi gerekir. Siyasî partilerin ve akademik çevrelerin de bu çağrıyı desteklemesi gerekir” diye konuştu.

Ankara / Fatih Karagöz

05.11.2010


 

‘’Dur'' ihtarına uymadı, 1 askeri şehit etti

Van’in Muradiye ilçesine bağlı Ünseli beldesinde yol kontrolü yapan Jandarma ekiplerinin ‘’dur’’ ihtarına uymayan sürücünün kullandığı otomobilin çarptığı asker şehit oldu.

Alınan bilgiye göre, gece, Van-Ağrı kara yolunun 85. kilometresindeki Muradiye ilçesine bağlı Ünsel beldesinde yol kontrollerini sürdüren Ünseli Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri, sürücüsünün kimliği ve plâkası belirlenemeyen otomobile ‘’dur’’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan sürücü, hızla kontrol noktasından geçtiği esnada yolda üzerinde bulunan er Ayhan Coşkun’a çarptı. Van Asker Hastanesine kaldırılan Coşkun, yapılan müdahaleye rağmen şehit oldu. Şehit er Coşkun’un cenazesinin, memleketi Tunceli’ye gönderileceği öğrenildi.

05.11.2010


 

Fabrikada patlama: 6 işçi yaralandı

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde vinç imalatı yapılan bir fabrikada meydana gelen patlamada 6 işçi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Demirciler Köyündeki Vinçsan A.Ş’ye ait fabrikada bir vincin boyanması sırasında henüz belirlenemeyen sebeple patlama meydana geldi. Patlama sırasında boyanan vinçte bulunan Cemal Türkcan ile vincin dışındaki Yusuf Acar, Nevzat Güllü, Ali İhsan Güç, Fehmi Öz ve Murat Ağaç yaralandı. Yaralılar, Darıca Farabi Devlet Hastanesine kaldırıldı.

05.11.2010


 

Medyada yabancı payı artacak

TBMM Anayasa Komisyonu’nda, RTÜK Kanunu Tasarısı içerisinde yer alan, medya kuruluşlarında yabancı sermaye payının, ödenmiş sermayenin yüzde 50’sini geçemeyeceğini öngören 19. madde de kabul edildi.

MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, 19. maddeyle ilgili verdiği değişiklik önergesi üzerinde yaptığı konuşmada, medya kuruluşlarında yabancı sermaye payının yüzde 50’ye yükseltilmesinin çeşitli sakıncaları olacağını söyledi. Bal, ‘’Bu payın yüzde 49’a indirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kamuoyunu önemli oranlarda etkileme gücüne sahip bir sektörde yabancı sermayeye yüzde 50 ortaklık vermek, insanların kendi kültürlerine, yaşam şekillerine yabancılaşmasına neden olabilir’’ dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da madde metninde yer alan ‘’yüzde 50’’ ifadesinin bir sistematik olduğunu, bir anlayışı temsil ettiğini ve bu sebeple bütünlüğünün bozulmaması gerektiğini söyledi. Arınç’ın konuşmasının ardından önerge ile yapılması istenilen değişiklikler ayrı ayrı oylandı. Medya kuruluşlarında yabancı sermaye payının ödenmiş sermayenin yüzde 50’sini geçemeyeceğini öngören 19. madde, önerge doğrultusunda yapılan değişiklikle kabul edildi.

05.11.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.