Güncel |
Dört asırlık cami yenilendi |
OsmanlI İmparatorluğu döneminde Macaristan’ın Estergon şehrinde inşa edilen 400 yıllık Öziçeli Hacı İbrahim Camii, restore edilerek ziyarete açıldı. Estergon şehrinin Zigmond Berenyi sokağında, Estergon Kalesi’nin önünde ve Tuna Nehrinin hemen kıyısında 1605 yılında inşa edilen iki katlı caminin üç yıl öncesine kadar sadece kalıntıları bulunuyordu. Özel bir Macar şirketi tarafından 1998 yılında satın alınan caminin restorasyon çalışmalarına 2006 yılında başlandı. Tuna Nehri kıyısında aslına uygun bir şekilde restore edilen Öziçeli Hacı İbrahim Camii’nin sadece minaresi tamamlanamadı. Minarenin de tamamlanabilmesi için çalışmaların devam ettiğini açıklayan Macar yetkililer, bu konuda Türklerden yardım alacaklarını belirttiler. Pazartesi dışında her gün ziyarete açık olan tarihî camide Macar rehberlerin, Macarca ve İngilizce olarak hizmet verdiği açıklandı. |
01.11.2010 |
Hac ibadeti için terör tedbirleri |
HAC MEVSİMİ öncesinde güvenliği sağlamak amacıyla Suudi Arabistan hükümetinin 4 bin anti-terör uzmanı polis görevlendirdiği bildirildi. Yerel medyada çıkan haberlere göre yaklaşık iki milyon Müslümanın gelmesinin beklendiği hac esnasında anti-terör gücü, Mekke ve Medine’de konuşlandırılmış 385 askerî araç ile desteklenecek. Özel Güvenlik Kuvvetleri şefi Muhammed El Ummani, ‘Özel Kuvvetler’in, hac güvenlik planını uygulamak için tam anlamıyla hazır beklediğini’ söyledi. El Ummani, hazırlanan plan ile özel kuvvetlerin iç güvenlik, kalabalık kontrol ve acil misyon operasyonlarını desteklemekle görevlendirildiğini ifade etti. Güvenlik şefi, bu yılın hac sezonunda olması muhtemel herhangi bir hadise için hazır olduklarını ve yakın zamanda simülasyon tatbikatları yaptıklarını kaydetti. Hazırlıkların anti-terörizm, kalabalık dağıtma ve patlayıcı imha gibi alanları kapsadığı öğrenildi. |
01.11.2010 |
Camiler, psikolojik tedâvi merkezidir |
Mardİn’İn Kızıltepe ilçesinde Hacı Hadi Camii tamamlanarak açıldı. Caminin açılışına Mardin İl Müftüsü Mehmet Kızılkaya, Kızıltepe İlçe Müftüsü Cahit Erhun, Derik İlçe Müftüsü Hayrettin Kılıçbay, Mardin Diyanet-Sen Başkanı Abdulkadir Kurtuluş ve çok sayıda vatandaş katıldı. İl Müftüsü Mehmet Kızılkaya “Camiler, dinin direği olan namazın mekânı olmalarının yanı sıra mü'minlerin psikolojik tedavi merkezleridir” dedi. Kızıltepe İlçe Müftüsü Cahit Erhun ise camilerin önemine değinerek, “Peygamber Efendimiz (asm) Mekke’den Medine’ye giderken ayağının tozuyla Kuba Mescidi’ni inşa etti. Camiler bizim için önem arz etmektedir” dedi. |
01.11.2010 |
Çinliler, Maraş dondurmayı sevdi |
2010 Şanghay Expo’da yaptığı dondurma şovlarıyla Çinlileri büyüleyen ve ‘’Dondurmacı Amca’’ lâkabıyla anılan Maraşlı Alihan Tanrıverdi, Expo’nun da yıldızı oldu. Expo’ya gelenler, Maraş dondurmasını yemek için sıraya giriyor. Tanrıverdi, “Çinliler görmemişler böyle bir şeyi. Çok hoşlarına gidiyor. Böyle aktif insanları görünce şaşırıp kalıyorlar. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Çok sıra oluyor. O kadar kuyruk oldu ki ‘Ne oluyor?’ Bir şey mi dağıtıyorsunuz’ diye soruyorlar. İzdiham oluyor. Sağ olsunlar Çinliler bizi memnun ediyorlar. Biz onları sevdik, onlar da bizi’’ diye konuştu. |
01.11.2010 |
İbrahim Hakkı Hazretleri anıldı |
Türk İslâm mütefekkirlerinden İbrahim Hakkı Hazretleri, vefatının 230. yılında Erzurum’un Pasinler ilçesinde anıldı. İbrahim Hakkı Hazretleri Konferans Salonu’nda yapılan törene; Kaymakam Gürkan Polat da katıldı. İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle devam etti. Törende konuşan İbrahim Hakkı Hazretleri Külliyesi Başkanı Halis Güngör, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin bıraktığı eserlerle günümüze ışık tutan mütefekkir olduğunu söyledi. Kaymakam Gürkan Polat ise, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin ilmi çalışmalarına dikkat çekti. Polat, “Canlılar hakkında çeşitli teoriler ileri süren Batılı bilim adamlarından önce bu alanda eserler bırakmıştır. Fizikten kimyaya, matematikten astronomiye kadar bütün ilimlerle uğraşmıştır. Hayatında hiçbir zaman okumayı ve okutmayı elden bırakmayan İbrahim Hakkı Hazretleri ideal insan tipi olarak Arif insanı göstermiştir. Ona göre Arif, gönülle ve akılla bilendir” dedi. |
01.11.2010 |
Avrupa'dan Bağdat’a doğrudan uçuş başladı |
FransIz Aigle Azur havayolu şirketine ait bir uçak, 1990’dan beri bir Avrupa şehrinden Bağdat’a direkt gelen ilk uçak oldu. Aigle Azur’e ait A319 tipi yolcu uçağı, Fransa’nın başşehri Paris’ten kalkışından yaklaşık 5 saat sonra Bağdat’taki uluslar arası havaalanına yerel saatle 06.00’da iniş yaptı. Uluslar arası ambargonun uygulandığı 1990’dan beri Avrupa’dan Bağdat’a doğrudan gelen bu ilk uçaktaki 111 kişiden biri, Fransız Dış Ticaret Müsteşarı Anne-Marie Idrac. Kendisine 40 kadar iş adamı eşlik ediyor. |
01.11.2010 |
ZAMAN AYARLI CANLI BOMBA |
Taksim Meydanında Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne bağlı polislerin bulunduğu noktaya dün saat 10.30 sıralarında gelen erkek canlı bomba, önce polis minibüsüne girmek istedi. Bunda başarılı olamayan eylemci üzerindeki patlayıcıları infilâk ettirdi. Patlamada 10'u polis, 12'si vatandaş 22 kişi yaralandı. Şişli Etfal İlkyardım Hastanesine kaldırılan ağır yaralı çevik kuvvet polisleri Halil Keskinbıçak ile Muzaffer Aslan ameliyata alındı. VALİ MUTLU: TERÖR SALDIRISI GİBİ GÖZÜKÜYOR İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu olayın terör saldırısı gibi gözüktüğü açıklamasını yaptı. Başbakan Erdoğan da, Taksim'deki patlamayla ilgili olarak; bu oyunların bozulacağını belirterek, “Huzuru bozmak, kardeşliğimizi engellemek isteyenlere müsamaha gösterilmeyecek” dedi. Dünkü olay, son 11 yılda Taksim Meydanında polise yönelik gerçekleştirilen üçüncü canlı bombalı saldırısı oldu. Taksim’de kanlı pazar TAKSİM'DEKİ çevik kuvvet noktasına “canlı bomba” saldırısı düzenlendi. 10’u polis 22 kişinin yaralandığı saldırının ardından olay yerinde bir kaç bomba daha bulundu. Edinilen bilgiye göre, Taksim Meydanında Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne bağlı polislerin bulunduğu noktaya saat 10.30 sıralarında gelen erkek canlı bomba, önce polis minibüsüne girmek istedi. Bunda başarılı olamayan eylemci üzerindeki patlayıcıları infilak ettirdi. Patlamada 10’u polis, 12’si vatandaş 22 kişi yaralandı. Olay yerine çok sayıda ambulans ve itfaiye gelirken, polis de çevrede geniş çaplı güvenlik önlemleri aldı. Bomba imha uzmanları ve olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı çalışma sırasında bir kaç bomba daha bulundu.
CADDE VE SOKAKLAR TRAFİĞE KAPATILDI Patlamanın ardından The Marmara Oteli önünden Beşiktaş’a inen, Sıra Selviler Caddesi ile Gümüşsuyu’ndan Taksim’e çıkan bütün yollar trafiğe kapatıldı. Meydandaki otobüs duraklarında bulunan bütün otobüsler boşaltılırken, vatandaşlar ve basın mensupları bölgeden kontrollü bir şekilde uzaklaştırıldı.
YARALI 2 POLİS AMELİYATA ALINDI Taksim Meydanı’ndaki çevik kuvvetin bulunduğu noktada yaralanan ve Şişli Etfal İlkyardım Hastanesine kaldırılan çevik kuvvet polisleri Halil Keskinbıçak ile Muzaffer Aslan ameliyata alındı. Yaralı polislere kan vermek için çok sayıda polis memuru hastaneye geldi. Hastane önünde ve çevresinden yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü. Polis telsizinden çok sayıda kana ihtiyaç olduğu şeklinde anonslar yapıldı. Anonslarda kan vermek isteyen emniyet mensubu ve vatandaşların yaralıların bulunduğu Taksim, Şişli Etfal, Haseki ile Haydarpaşa Numune ve Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanelerine gitmeleri gerektiği belirtildi. Bu arada yaralanmaların, bomba parçaların sıçraması, basınç etkisiyle çarpma ve kırılan camların isabet etmesi sonucu meydana geldiği belirtildi.
OLAY ANINI ANLATTI Hastanedeki tedavisinin ardından taburcu olan Sami Özverel, gazetecilere yaptığı açıklamada İstiklal Caddesi’ne gittiğini aniden şiddetli bir ses duyduğunu belirtti. Patlamanın ardından yere yattığını söyleyen Özverel, ‘’Başımdan kan akmaya başladığını gördüm ve ayağımda bir ağrı hissettim. Tabii olayın sıcaklığından dolayı ne olduğunu hemen anlayamadım. Bomba sesiyle beraber insanların sıçradığını, camların parçalandığını gördüm. Daha sonra polisler geldi ambulansla hastaneye götürdüler’’ şeklinde konuştu.
POLİS MİNİBÜSÜNE GİRMEYE ÇALIŞMIŞ Olay yerinde ve yaralıların tedavi edildiği Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yetkililerden bilgi alan İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, olayın çok üzücü olduğunu ifade ederek, ‘’Canlı bomba olduğu görülüyor. Ölenimiz, şehidimiz yok. Hepimize, ülkemize geçmiş olsun. Ağır olan 2 yaralı var gibi gözüküyor’’ dedi. Çapkın, olayı kimin yaptığının sorulması üzerine, ‘’Şu anda bir bilgimiz yok. Onlar şu anda araştırılıyor. Canlı bomba. Kendisi parçalanmış gördüğünüz gibi. Ceset erkek görünüyor’’ karşılığını verdi. Canlı bombanın polis otobüsüne girip girmediği yönündeki bir soruya da Çapkın, ‘Polis aracına girmeye çalışmış, giremeyince polis aracının yanında patlatmış’’ dedi.
VALİ MUTLU: TERÖR ÖRGÜTÜ GÖZÜKÜYOR
İSTANBUL Valisi Hüseyin Avni Mutlu da şunları söyledi: ‘’Eylemi gerçekleştirenleri şiddetle kınıyorum ve lânetliyorum. Bir erkek eylemci kendini de imha etmek suretiyle Taksim Meydanı’nda polis noktamızın bulunduğu yerde eylem gerçekleştirmiştir. Eylem sonucunda ilk belirlemelerimize göre 12 vatandaşımız, 10 polis memurumuz yaralıdır. Yaralılar içinde durumu ağır olan yok. 4 hastanede tedavileri sürüyor.’’ Vali Mutlu, bir gazetecinin ‘’Eylemi gerçekleştiren hangi örgüte mensup’’ yönündeki sorusuna, ‘’Şu anda bize intikal eden bir açıklama yok. Herhangi bir farklı bilgi de gelmedi’. Elbette ki bir terör örgütü olarak gözüküyor. Daha önceden de ülkemizde gerçekleştirilen bu tür eylemler olmuştu. Bu nedenle detayları daha sonra açıklayacağız’’ şeklinde cevap verdi.
ERDOĞAN VALİ’DEN BİLGİ ALDI Ilısu’da incelemelerde bulunmak üzere Mardin’de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Taksim’deki patlama ile ilgili olarak İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’dan bilgi aldı.
BABASIYLA ALIŞ VERİŞE ÇIKMIŞTI Patlamada bacağından yaralanan Gülden Güngör (24) de Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyata alındığı bildirildi. Güngör’ün Fransa’dan geldiği ve Taksim’e babası Ali Güngör ile birlikte alış veriş için gittikleri öğrenildi. Son 11 yılda aynı yerde 3. saldırı DÜNKÜ saldırı, son 11 yılda Taksim Meydanı’nda polise yönelik gerçekleştirilen üçüncü canlı bombalı saldırısı oldu. Taksim Meydanı’nda 27 Mart 1999 yılında Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne bağlı otobüsler ile bir panzerin beklediği yerde meydana gelen olayda, canlı bomba eylemcisi terörist üzerindeki bombayı patlatmıştı. Saldırıda 3’ü polis memuru 10 kişi yaralanmıştı. Bir diğer canlı bombalı saldırı ise 10 Eyül 2001 tarihinde Gümüşsuyu Çevik Kuvvet bekleme noktasına meydana gelmişti. Bu saldırıda da 2 polis memuru şehit olmuş, 2’si ağır 13 polis memuru ve 7 vatandaş yaralanmıştı. Saldırıdan bilgimiz yok CNN'e konuşan bir PKK sözcüsü, “Taksim’deki bu patlama hakkında hiçbir fikrim yok” ifadesini kullanırken, örgüt tarafından ilân edilen “tek taraflı ateşkesin” bugün (dün) sona erdiğini belirtti. Sözcü ayrıca, PKK lideri Murat Karayılan’ın geçtiğimiz günlerde Radikal gazetesine verdiği röportaja vurgu yaparak, Karayılan’ın, “Artık sivillere yönelik eylemlerde bulunmayacağız” şeklindeki sözlerini hatırlattı. |
01.11.2010 |
Ankara’da şüpheli çanta paniği |
ANKARA'DA Atatürk Spor Salonu yakınlarında bulunan şüpheli çanta, fünye ile patlatıldı. Edinilen bilgiye göre, MHP’nin ‘’Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği’’ toplantısının yapıldığı Atatürk Spor Salonu yakınında Cumhuriyet Caddesi’ndeki üst geçidin altında şüpheli çanta gören vatandaşlar, durumu polise bildirdi. Çevrede alınan güvenlik önlemlerinin ardından bomba imha ekiplerince fünye ile patlatılan çanta boş çıktı. |
01.11.2010 |
Meclis, Bütçe maratonuna devam edecek |
MECLİS, 2011 yılı bütçesi için mesaisine bugünden itibaren başlayacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bugün bütçe tasarısının tümü üzerinde görüşmeler yapılacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 26 Ekimde bütçeyi sunumunun ardından, bu haftadan itibaren de bakanlıkların ve kurumların bütçelerini ele almaya başlayacak. Komisyonda milletvekilleri, yarın bütçenin tümü üzerindeki görüşlerini dile getirecek. TBMM Genel Kurulu ise ‘’Temel Kanun’’ olan Sayıştay Kanunu Teklifini görüşmeye devam edecek. Genel Kurul, yarın 15.00-21.00, 3-4 Kasım Çarşamba ve Perşembe günleri ise 14.00-20.00 saatleri arasında çalışacak. TBMM Dışişleri Komisyonu, gündemindeki konuları görüşmek üzere 3 Kasım günü toplanacak. TBMM Anayasa Komisyonu ise önceki hafta 13 maddesini kabul ettiği Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısını, 4 Kasım günü ele alacak. KİT Komisyonu da denetimlerine devam edecek. |
01.11.2010 |
Arınç: Gözü askerde, kulağı Yargıtay’da |
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bu resepsiyon ve bu türban konusunda söyledikleri Cumhuriyet Halk Partisinin hala 1930’lu yıllardaki gibi gözünün askerde, kulağının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nda olduğunu gösteriyor” dedi. Arınç, Atlantik Eğitim Kurumları Mezunlar Derneği’nin açılış törenin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Arınç, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna, CHP ve Türk Silahlı Kuvvetler (TSK) mensuplarının katılmamasıyla ilgili değerlendirmesinin istenmesi üzerine şunları söyledi: ‘’Türban konusunda AK Parti Grup Başkanvekilleri, CHP’yi ziyarete gittiklerinde nasıl karşılandılar? CHP Grup Başkanvekilleri nasıl konuşma yaptı, ‘hayır, asla ve kat’a bunlarla bir araya gelmeyiz, komisyonda bulunmayız’ dedi. Niçin 15 dakika evvel Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ‘’aman ha aman, bu laikliğe aykırıdır’ dedi. CHP’nin gözü askerde, kulağı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nda olacaksa böyle bir parti hiçbir zaman demokrat olamaz, hiçbir zaman sivil olamaz, hiçbir zaman da iktidar olamaz. Bu resepsiyon ve bu türban konusunda söyledikleri Cumhuriyet Halk Partisinin hala 1930’lu yıllardaki gibi gözünün askerde, kulağının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nda olduğunu gösteriyor.’’ |
01.11.2010 |
CHP’den Arınç’a “müflis tüccar” benzetmesi |
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, ‘’Müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırdığını ve resepsiyona katılmayan TSK komuta kademesinin hesabını CHP’den sormaya kalktığını’’ söyledi. Tekin, yaptığı yazılı açıklamada, Arınç’ın, CHP yönetiminin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün verdiği Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılmamasıyla ilgili sözlerini eleştirdi. Arınç’ın, ‘’CHP’nin gözünün askerde olduğunu öne sürerek TSK’ya gösterdiği özeni kastediyorsa bunun doğru olduğunu’’ ifade eden Tekin, şöyle devam etti: ‘’AKP Hükümeti’nin Başbakan Yardımcısı Sayın Arınç, müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırıyor ve resepsiyona katılmayan Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin hesabını CHP’den sormaya kalkıyor. Ben de Sayın Arınç’a soruyorum, TSK Başbakan’a bağlı değil mi? Halkımızın çok iyi bildiği bir söz vardır. Derler ki, ‘Zavallı, düşkün, çapsız, başarısız avukat adliyeye gider, derdini mübaşire anlatır’. Sayın Arınç da hem kendisinin hem Başbakan’ın oturduğu koltukların sorumluluğunu, saygınlığını bir kenara koymuş, her zaman olduğu gibi halkı kandırmaya, yanıltmaya, aldatmaya çalışıyor. CHP her koşulda Cumhuriyeti de Cumhuriyetin kazanımlarını da savunmaya devam edecektir.’’ |
01.11.2010 |
Gül: Herkesin terörü lânetlemesi gerekir |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, İstanbul Taksim’deki bombalı saldırıyla ilgili olarak, ‘’Dostluğun, kardeşliğin ve barışın yerine şiddeti koyanlar, milletimizin birlik ve beraberliği, kardeşçe yaşama iradesi karşısında hiçbir sonuca ulaşamayacaktır’’ dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu telefonla arayarak Taksim’deki bombalı saldırıyla ilgili bilgi aldı. Saldırıya ilişkin bir mesaj yayımlayan Gül, Taksim’de güvenlik görevlilerine yönelik bombalı saldırıda çok sayıda vatandaşın ve polis memurunun yaralanmasından derin üzüntü duyduğunu ifade etti. Gül’ün mesajında şunları söyledi: ‘’Bu çirkin saldırıyı nefretle kınıyorum. Saldırıda can kaybının olmaması tek tesellimizdir. Bu hain ve insanlık dışı terör eylemi karşısında siyasi görüşleri ne olursa olsun istisnasız her kesimin sağlam bir duruş sergilemesi ve terörizmi lanetlemesi gerekir. Ayrıca komşu ülkeler ve dünyanın da terörle mücadelede işbirliğini artırması elzemdir. Ülkemizde demokratik hak ve özgürlüklerin hızla geliştiği, herkesin sorunların çözümü için seferber olduğu, halkımızın kardeşçe barış ve huzur içinde yaşama kararlılığını ortaya koyduğu bir süreçte yapılan terör eylemleri, sorunların çözümünü kolaylaştırmamaktadır. Dostluğun, kardeşliğin ve barışın yerine şiddeti koyanlar, milletimizin birlik ve beraberliği, kardeşçe yaşama iradesi karşısında hiçbir sonuca ulaşamayacaktır.” |
01.11.2010 |
Erdoğan: Bu oyunlar bozulacak |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Taksim’deki saldırıya ilişkin, “Bu saldırıların hiçbir şekilde Türkiye’yi birlik, kardeşlik ve kalkınma hedeflerinden alıkoyamayacağını bir kez daha hatırlatıyorum. Kardeşliğimiz olduğu sürece bu oyunlar bozulacak” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Batman’dan helikopterle Mardin’in Dargeçit ilçesi Ilısu köyüne geldi. anahtar teslim töreninde katılan Başbakan Erdoğan, Taksim Meydanı’ndaki çevik kuvvet noktasına yönelik saldırıya ilişkin şunları söyledi: “Bir teröristin üzerindeki bombayı İstanbul’un en kalabalık noktasında Taksim Meydanı’nda patlatması neticesinde 10’u polis memurumuz, 12’si de oradan geçmekte olan vatandaşımız olmak üzere 22 kardeşimiz yaralandı. Tüm yaralı polis memurlarımıza, vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Polis teşkilatımıza, vatandaşımıza ve aziz milletimize bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Türkiye’yi karıştırmak, huzuru, istikrarı, güvenlik ortamını bozmak isteyenlere asla ve asla müsamaha gösterilmeyeceğini, bu saldırıların hiçbir şekilde Türkiye’yi birlik, kardeşlik ve kalkınma hedeflerinden alıkoyamayacağını burada bir kez daha hatırlatıyorum. Biz biriz, biz beraberiz, biz kardeşiz ve bu birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz olduğu sürece bilesiniz ki bu oyunlar bozulacaktır. Bu oyunların temelinde ne yatıyor? Bu oyunların temelinde bu tür kalkınmalarının engellenmesi yatıyor. Bu oyunların temelinde Ilısu gibi barajların engellenmesi yatıyor. Bu oyunların temelinde kalkınmış, modern Türkiye’nin engellenmesi yatıyor. Bu oyunların temelinde binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce işsiz kardeşimin, iş bulması için yapılmakta olan seraların engellenmesi yatıyor. Biz yolumuza kararlı bir şekilde devam edeceğiz.” |
01.11.2010 |
Bürokrasi direniyor |
UluslararasI Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Genel Koordinatörü Doç. Dr. Sedat Laçiner, Kürt sorununda en büyük çıkmazın devletin zirvesindeki değişimin bürokrasiye ve yargıya yansıma hızında yaşandığını söyledi. Yasalar ve zihniyetin değişmesine karşın bu değişimin uygulamaya istenilen hızda yansımadığını dile getiren Laçiner, asıl sorunun uygulamada, beyinlerde kalmış tortularda olduğunu belirtti. USAK’ın resmi internet sitesinde terör örgütünün şehir yapılanması KCK dâvâsı ile PKK’daki son gelişmeleri değerlendiren Laçiner, demokratik açılımın sadece devletin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi, terör örgütünün bütün taleplerinin sorgusuz sualsiz kabul edilmesi demek olmadığını kaydetti. “Ciddî devletlerde süreç şiddetin ve terörün sona erdirilmesi, teröristlerin şiddet içermeyen taleplerini, cezalandırılma korkusu olmaksızın meşrû alana taşıyabilmesidir” diyen Laçiner, bunun için sivil siyasette PKK söylemlerine yer açılması ve PKK’nın da taleplerini bu alana silahsız, tehditsiz ve şiddetsiz taşıması gerektiğini söyledi. Bu taleplerin “Kürtçe’ye daha fazla özgürlük, Kürtçe eğitim, Kürt kimliğinin güçlendirilmesi ve daha güçlü bir temsile kavuşturulması” olabileceğini ifade eden Laçiner, şunları keydetti: “Önemli olan devletin tüm bu talepleri değerlendirmeye hazır olmasıdır. Yoksa ‘siz önce tüm sorunları giderin, biz de ondan sonra silahları bırakalım’ anlayışı üzerine bir süreç inşa edilemez. PKK da BDP de anlamalıdır ki Türkiye bir tek partinin yönettiği bir yer değildir. Sadece yasa çıkararak veya emir vererek onyılların ihmali bir gecede ortadan kalkmamaktadır. Tarafların sorunların diyalogla çözüm yoluna girmesi için karşılıklı olarak sorumlulukları vardır ve bu süreçte sabırsızlık en büyük düşmandır. Kaldı ki Türkiye’nin son 10 yılda Kürt sorununda aldığı mesafe devrim niteliğindedir ve belki de son dönemde dünyada eşi benzeri yoktur. Kürtçe televizyon yayıncılığı, üniversitelerde Kürtçe bölümler, Kürtçe tiyatro, hatta opera, ‘Kürt sorunu Türkiye’nin en büyük sorunudur’ diyen bir Cumhurbaşkanı ve daha nice devrimsel adım. Tüm bunları görmezden gelip devletin bu konuda ciddi bir adım atmadığı, hatta süreci sözde yürüttüğünü söylemek en hafif tabiriyle haksızlık olsa gerektir.” |
01.11.2010 |
Başörtülü adaylar yine sınava alınmadı |
KPSS’de soruların sızdırıldığı gerekçesiyle iptal edilen Eğitim Bilimleri Sınavı dün yapıldı. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın ÖSYM’nin yaptığı bütün sınavlarda başörtüsü yasağının kaldırıldığı yönündeki açıklamasına rağmen, İstanbulKadıköy Kenan Evren Anadolu Lisesi’nde başörtülü adaylar salona alınmadı. Bazı adaylar sınava girmeden geri dönerken, bazıları da başlarını açmak zorunda bırakldı. Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) soruların sızdırıldığı gerekçesiyle iptal edilerek yeniden yapılması kararlaştırılan Eğitim Bilimleri Sınavı, dün yapıldı. 294 bin 909 adayın katıldığı sınavda YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın ÖSYM’nin yaptığı bütün sınavlarda başörtüsü yasağının kaldırıldığını açıklamasına rağmen, yine başörtüler salona alınmadı. KPSS sınavına girmek için sabah saatlerinde Kenan Evren Anadolu Lisesi’ne gelen kadın adaylardan türbanlı olanlar, görevlilerin başörtüsünü çıkartmaları yönündeki uyarıları ile karışlaşınca neye uğradıklarını şaşırdı. Bazı adaylar sınava girmeden geri dönerken, bazıları da başlarını açarak sınava girmek zorunda kaldı. YÖK Başkanın’ın başörtüsü konusundaki açıklamalarının ardından sınavda kendilerine sorun çıkartılmayacağı düşüncesiyle rahat bir şekilde sınavın yapılacağı okula geldiklerini söyleyen adaylar, yasağın devam ettirilmesine bir anlam veremediklerini kaydetti. Başörtülü adaylar yasağının sınavda uygulanmasıyla psikolojilerinin bozulduğunu söyledi. ÖSYM’nin düzenlediği sınav, Türkiye’de 81 il merkezinde ve KKTC’de Lefkoşa’da yapıldı. Toplam 931 binadaki 12 bin 647 salonda gerçekleştirilen sınava öğretmen adayı 294 bin 909 kişi katıldı. Sınavda emniyet görevlileri hariç 40 bin 800 ÖSYM görevlisi çalıştı.
İLGİNÇ KPSS PROTESTOSU
KIrşehİr’de Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) giren bir öğretmen, kopya ihtimaline karşın parmağındaki nişan yüzüğünün çıkarılmak istenmesine tepki olarak sınav belgelesini yırttı. Kırşehir’de yapılan sınavda görevliler ilginç bir olayla karşılaştı. İşletme öğretmeni olduğu öğrenilen Murat Dursun, Ahi Evran Üniversitesi Meslek Yüksekokulu binasında sınava girmek için kapıya geldi. Polisler, şahsın üzerinde bulunan bütün metal eşyaları, kalemini ve silgisini bırakmasını söyledi. Bunların yanı sıra nişan yüzüğünün de bırakılması gerektiği belirtildi. Bunun üzerine sinirlenen Dursun, “Ben nişan yüzüğümü yemin edip taktım. Kimse de bana bu yüzüğü çıkarttıramaz. Almıyorsanız girmiyorum” diyerek, sınav giriş belgesini yırtıp görevlilerin önüne attı. Görevliler ise yırtılan kâğıtları toplayıp, tutanak tutmak için idari binaya götürdü. |
01.11.2010 |
Türkiye için çalışıyoruz |
Enerjİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Hidroelektrik santralleri konusunda “Çevre Bakanımız ve Turizm Bakanımız da, benden daha az hassas değiller. Onlar da biz de Türkiye için çalışıyoruz” dedi. Bakan Yıldız, Mimarlar ve Mühendisler Grubu’nun düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, Rize İkizdere Vadisi’nde yapılması düşünülen hidroelektrik santralleri için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun verdiği kararın, ülke menfaati doğrultusunda değiştirileceğini ümit ettiğini söyledi. Yıldız, “Akarsuları, çevre şartlarına uygun şekilde yeniden gözden geçirelim, belki yeniden düzenleyeceğimiz projeler olabilir. Çevre Bakanımız ve Turizm Bakanımız da, bu konularda benden daha az hassas değiller. Onlar da biz de Türkiye için çalışıyoruz” diye konuştu. Türkiye’de bütün yapılan çalışmalara bazı kesimlerin itirazları olduğunu vurgulayan Yıldız, “Bütün yapılan çalışmalara itiraz var. Ben burada bir art niyet ararım. Her şeyi eleştirenlerin, bir zihniyet problemi var demektir. Ama mantıklı, doğru gerekçeli itirazları olanları bunlardan ayrı tutuyorum.” şeklinde konuştu. |
01.11.2010 |
Milli Savunma Bakanı Gönül’ün generalleri açığa alma yetkisi var |
Emeklİ Hakim Albay Rüştü Atpulat, Başbakanlık ve Millî Savunma Bakanlığı’nın itirazını reddeden ve “Balyoz” davası sanığı üç generale terfi yolunu açan Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’nin (AYİM) kararına karşılık Bakan Vecdi Gönül’ün “açığa alma” yetkisini kullanabileceğini söyledi. 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun, açığa alınan veya tutuklanan subay ve askerî memurlar hakkındaki esasları içeren 65. maddesinin, Millî Savunma Bakanı’na bu generalleri açığa alma yetkisi verdiğini belirten Atpulat, “65. madde, ‘Haklarında ölüm veya ağır hapis cezasını gerektiren veya yüz kızartıcı bir suçtan ya da taksirli suçlar hariç olmak üzere 5 yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren bir cürümden veya emre itaatsizlikte ısrar, üste veya amire fiilen taarruz, üste veya amire hakaret, mukavemet suçlarından dolayı kamu davası açılanlar, mensup oldukları bakanlıklarca açığa çıkarılabilirler’ hükmünü veriyor.” dedi. Balyoz sanıkları arasında yer alan Tümgeneral Gürbüz Kaya, Tümgeneral Halil Helvacıoğlu ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu, Yüksek Askerî Şûra’da (YAŞ) terfi ettirilmedikleri gerekçesiyle AYİM’e başvurmuştu. AYİM’in yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine Başbakanlık itiraz etmişti. AYİM ise itirazı reddederek, üç generale terfi yolunu açmıştı. |
01.11.2010 |
Yasak kalksın,istismar bitsin |
Özgürlük Platformu adına yapılan açıklamada başörtüsü yasağı kınandı. Açıklamada, “Sorunlarımızı çözer gibi yapıp, aslında hiçbir sorunumuzu çözmeyen bütün siyasî partileri, samimiyetsiz ve oy avcısı olarak değerlendiriyoruz. İnsan hak ve özgürlükleri kapsamındaki bütün sorunlar; ertelenmeden, oy hesabı güdülmeden acilen çözülmelidir” denildi.
Örtüye şartsız özgürlük talebi
Tokat’ta faaliyet gösteren Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD) ilköğretimden liseye, üniversitelerden kamuya kadar her alanda acımasızca uygulanan başörtüsü yasağının “şartsız ve sınırsız” bir şekilde kaldırılması talebini dile getirildi. Tokat’ta Yer Altı Çarşısı üzerinde gerçekleştirilen eylemin başlangıcında kısa bir konuşma yapan Özgür Eğitim-Sen MYK üyesi Ahmet Örs, başörtüsüne parçalı bir serbestliği reddettiklerini, hükümet ve muhalefet kanadının başörtüsünü siyasî bir malzeme konusu yapmalarının kabul edilemeyeceğini söyledi. İlköğretime Ece Nur Özel gibi başörtüleriyle devam eden ve bu yüzden cezalar alan ortaokul öğrencileri ve ailelerine bazı hükümet üyeleri ve muhafazakâr yazarların yaptığı “provokatör” suçlamasının ancak bir acizlik ve korkaklık olabileceğini ifade eden Örs, başörtüsüne özgürlüğün bütüncül ve kararlı bir mücadele ile gelebileceğini vurguladı. TOKAD adına Hacer Gültaş’ın okuduğu basın açıklamasında da hükümetin ve siyasî partilerin başörtüsüne dönük sorumsuz tutumları “Şimdi hükümet ve muhalefet partilerinin üniversitelerdeki başörtüsü yasağının çözümüne ilişkin birtakım söylemlerine tanık olduğumuz bir dönemdeyiz. Hükümet ve ana muhalefet bir sürü lâftan sonra meseleyi orta yere bırakmıştır. Hükümet çözüm için 2011 seçimlerini işaret etmiş, ana muhalefet çözüm için samimî bir girişimi olamayacağını deklare etmiştir” cümleleri ile eleştirildi.
ÇOCUKLAR DEVLETE DEĞİL, AİLEYE AİTTİR
İlköğretİme başörtüleri ile giden ortaokul öğrencilerinin ailelerini çocuklarını ellerinden almakla tehdit eden Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’e çocukların devlete değil ailelere ait olduğu hatırlatıldı. Ayrıca öğrencilere ve ailelere “ahmak ve provokatör” suçlamasında bulunan AKP’li Burhan Kuzu ile Hüseyin Çelik de protesto edildi. Başörtüsüne parçalı bir özgürlüğün kabul edilemeyeceği vurgulanan açıklamada, “Allah’ın dinine, bu dinin adalet anlayışına karşı duranlar çocuklarımızın, genç kızlarımızın, kadınlarımızın örtülerinden ürküyorlar, bütün özgürlükçü söylemlerine rağmen yasakçılıkta azgınlaşabiliyorlar” sözlerine yer verildi. |
01.11.2010 |
Kurtulmuş, yeni partisini bugün kuruyor |
Saadet Partisi eski Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni partisini bugün kuracak. Kurulacak yeni partinin Kurucular Kurulu’nda siyasete yeni girmiş birçok isim de yer alıyor. Edinilen bilgiye göre, Saadet Partisi Genel Başkanlığı’ndan istifa eden Numan Kurtulmuş ve arkadaşları yeni partinin kuruluş çalışmalarını Çankaya’da bulunan ve daha önce birçok siyasî partinin genel merkezi olarak kullanılan bir bina da sürdürüyor. Kurtulmuş, kuracağı partisinin çalışmalarını da ‘’http://www.numankurtulmus.org’’ sitesinde kamuoyuyla paylaşıyor. Kurtulmuş, bugün Ankara Rixos Hotel’de saat 10.00’da düzenleyeceği basın toplantısıyla, partinin adını açıklayacak. İçişleri Bakanlığı’na yapılacak müracaatla, Türk siyasî hayatı yeni bir parti kazanacak. Kurtulmuş, yeni kuracağı partinin Kurucular Kurulu’nda Türkiye’nin yakından tanıdığı birçok kişiye yer verdi. Yeni partinin Kurucular Kurulu’nda ilk defa siyasete girecek Maliye Bakanlığı eski müsteşarı Hasan Basri Aktan’ın yanı sıra eski Demokrat Partili Çağrı Erhan, Erol Göka, Beyhan Aslan, Fethi Karaaslan, Mehmet Bekaroğlu gibi birçok kişi yer alıyor. Kurtulmuş, katıldığı toplantı ve söyleşilerde kuracakları yeni partiyle ‘’halkı esas alan yeni bir merkez yapı’’ oluşturacaklarını ifade ederek, herkesin özgürlüğü, adaleti ve refahı için çalışacaklarını vurguladı. |
01.11.2010 |
Yasağa karşı kafesli eylem |
Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda İnanç Özgürlüğü Platformunun 248. basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına Sakarya, Konya, Kocaeli, Bursa ve Van başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen temsilciler katıldı. Üç başörtülü bayan, platform tarafından önceden hazırlanmış olan ve üzerinde ‘’Başörtülülerin özgürlük alanı’’ yazılı maket hapsin içine girdi. Maket hapis içine giren bayanlardan Sema Sevencan, “2010 Türkiye’sinde inancımızdan ötürü özgürlüklerimizin kısıtlanması, kutsal ve dokunulmaz kabul edilen kamusal alanlardan dışlanmamız ve ötekileştirilmemiz bir utançtır” diye konuştu. 2009 yılında Mardin’de Çanakkale gezisine katılmak üzere otobüse binen Merve Akgül’ün sırf başörtüsü olduğu için Millî Eğitim Şube Müdürü tarafından otobüsten indirildiğini, şehitler diyarı Çanakkale’yi görmesinin engellendiğini söyleyen Sevencan, “Bizleri bu hapis içerisinde tutan zihniyet, yasakçı tutumu nedeniyle aslında kendi beyinlerini tutsak etmektedir. Asıl itibariyle laiklik; din ve vicdan özgürlüğü ise, inançlarından dolayı özgürlükleri kısıtlanan insanlara uygulanan bu tutum o halde laikliğe aykırıdır” dedi. Maket hapis basın açıklaması sona erdikten sonra kırılarak başörtülü bayanlar içinden çıkartıldı. |
01.11.2010 |
İlginç KPSS protestosu |
Kırşehir’de Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) giren bir öğretmen, kopya ihtimaline karşın parmağındaki nişan yüzüğünün çıkarılmak istenmesine tepki olarak sınav belgelesini yırttı. Kırşehir’de yapılan sınavda görevliler ilginç bir olayla karşılaştı. İşletme öğretmeni olduğu öğrenilen Murat Dursun, Ahi Evran Üniversitesi Meslek Yüksekokulu binasında sınava girmek için kapıya geldi. Polisler, şahsın üzerinde bulunan bütün metal eşyaları, kalemini ve silgisini bırakmasını söyledi. Bunların yanı sıra nişan yüzüğünün de bırakılması gerektiği belirtildi. Bunun üzerine sinirlenen Dursun, “Ben nişan yüzüğümü yemin edip taktım. Kimse de bana bu yüzüğü çıkarttıramaz. Almıyorsanız girmiyorum” diyerek, sınav giriş belgesini yırtıp görevlilerin önüne attı. Görevliler ise yırtılan kâğıtları toplayıp, tutanak tutmak için idari binaya götürdü. |
01.11.2010 |
DHKP/C operasyonunda 16 gözaltı |
İstanbul’un çeşitli semtlerinde terör örgütü DHKP/C’ye yönelik operasyonlarda 16 kişi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü DHKP/C’ye yönelik operasyonlarda, eyleme hazırlandığı öne sürülen 16 kişiyi gözaltına aldı. Gaziosmanpaşa, Maltepe ve Ümraniye’de belirlenen adreslere yönelik eş zamanlı operasyonlarda yakalananların üzerlerinde ve adreslerinde çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi. Operasyonlara Özel Harekat ve Çevik Kuvvet şube müdürlükleri ekipleri de havadan ve karadan destek verdi. |
01.11.2010 |
Böhmer gurbetçinin oyu için geliyor |
Devlet Bakanı Faruk Çelik, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının bu ülkede oy kullanabilmeleri yönünde ortak çalışma yapmak için Almanya Göç ve Uyum Bakanı Maria Böhmer’i Türkiye’ye davet etti. Edinilen edindiği bilgiye göre, şu anda sadece gümrük kapılarında oy verebilen ve sayıları 2.5 milyonu bulan yurt dışında yaşayan Türk seçmenlerin, 2011 genel seçimlerinde ikamet ettikleri ülkelerde oy kullanabilmeleri için çalışma başlatıldı. Yurt dışında yaşayan Türklerin büyük bir kısmını Almanya’daki Türkler oluşturduğu için, öncelikle Almanya ile bir çalışma yapılacak. Bu kapsamda Devlet Bakanı Faruk Çelik, Almanya Göç ve Uyum Bakanı Böhmer’i Türkiye’ye davet etti. İki bakan başkanlığında yapılacak teknik toplantılar Kasım ayında Ankara’da, Aralık ayında ise Berlin’de gerçekleştirilecek. Çalışmaların 2011’de yapılacak genel seçimlerden önce tamamlanması bekleniyor. Çelik ve Böhmer’in ele alacağı diğer konular arasında ise eğitim, din hizmetleri, imamların eğitimi, mesleki diplomaların tanınırlığı, aile birleşimi ve Türkiye’den Almanya’ya göçün 50. yılı nedeniyle gerçekleştirilecek etkinlikler bulunuyor. |
01.11.2010 |