24 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

Ansiklopedi gibi bir takvim

KOCA bir yılı devirip yeni mevsimlere doğru geçiş yaparken, yaprağı tükenen takvimlere gözümüz çarptı.

“Eskiyen takvimleri nasıl yenileriz?” sorusunu Yeni Asya Takvim ve Promosyon Müdürü Ramazan Altınsu’ya sorduk. Altınsu, piyasaya taze taze sunulan takvimlerin özelliklerini anlattı.

Yeni Asya takvimleri olarak kalite, güven ve yeniliklerle müşteri karşısına çıktıklarını ifade eden Altınsu, 365 günlük blok takviminin zenginleştirilen muhtevasıyla ansiklopediye benzediğini söyledi. Takvim içindeki bilgilerin Araştırma Merkezi tarafından hazırlandığını belirten Altınsu, bu yıl bilgilerin daha özenle hazırlandığını ifade etti. Blok takvimde şifalı bitkiler, çocuk isimleri, tarihte yaşayan meşhur şahsiyetlerin biyografileri, fıkra, vecize, hadis gibi unsurların yanı sıra ibretli hikâyelerin de yer aldığını bildirdi.

Altınsu, takvim özelliklerini şöyle anlattı: “Bu sene 4 çeşit altın varaklı, 18 çeşit laklı 25x35 ebadında blok takvimi kartonlarıyla birlikte alıcıların beğenisine sunuyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, Yeni Asya baskılı, perakende satış için 4 çeşit özel karton hazırladık. 25x35 ebadında olan bu kartonlar çift katlı sıvama ve ayrıca selefonlu olarak satışa sunuldu. Bir kısmı düşündürücü vecizelerle süslenmiş cazip manzaralardan oluşan, yaşadığınız mekânlara ayrı bir güzellik katan takvimlerden başka sektörler için hazırlanmış kartonlarımız da bulunmaktadır. Matbaa, reklâm ajansları ve firmalar kataloğumuzu bizden temin edebilirler. Ayrıca ‘sentez haber.com.tr’ adresinden de takvim kataloğumuza ulaşılabilir.”

Takvim bloklarının Türkiye’de 3 ayrı bölge için hazırlandığını ifade eden Ramazan Altınsu, bu yıl yurtdışında satışa sunulmak üzere hem Avrupa, hem de Avustralya için ayrı takvim hazırladıklarını müjdeledi.

ELİF NUR KURTOĞLU /İSTANBUL

24.10.2010


 

KARS’IN YÜZYILLARI FOTOĞRAFLARDA

KARS’IN tarihine şahitlik eden eski fotoğrafları, yüzlerce yıl sonra aynı açıdan yeniden çekildi, şehrin belleği tazelendi.

İki yıldır süren bir çalışmayla ortaya çıkan “Eski Yeni Fotoğraflarıyla Kars” kitabında yer alan fotoğraflar Vedat Akçayöz ve Yıldırım Öztürkkan’a ait. Kitapta, fotoğrafçıların, eski fotoğraflarla birebir aynı yeni fotoğrafları çekebilmek için aynı açıdan aynı mevsimlerde aynı ışık koşullarını bulabilmek için çabaladıkları anlatılıyor. Anadolu Kültür ve The Christensen Fund desteğiyle, Kars Kültür Sanat Derneği tarafından yayımlanan kitapta son yüzyıla ait çalışmalar arasından seçilen gravürler bulunuyor. İngiliz savaş muhabirleri ve gözlemcilerinin bölgeyi dolaşırken yaptıkları eskizlerin ve illüstrasyonların da yer aldığı kitapta, 1828-1855 ve 1877-1920 yıllarına ait Rus arşivleri de görsel bir kaynak oluşturuyor. Kitaptaki görseller ile Kars’ın fizikî değişimi fotoğraflar aracılığıyla anlatılıyor. Kitapta, Kars’ın özgün kimliğine yapılan vurgu şu cümlelerle anlatılıyor: “Eski ve yeni fotoğraflarda görünen binaları yapay turistik düzenlemelerle ve kentlilerin hayatından koparacak dönüşümlerle yaşatmak yerine şehrin özgünlüğünü ortaya koyacak biçimde ‘sürdürülen bir kent kimliği’ oluşturmak için değerlendirmek bu çalışmanın işaret ettiği önemli perspektiflerden biri.”

24.10.2010


 

1001 Belgesel Film Festivali başlıyor

1001 belgesel film festivali bu sene 29 Ekim- 4 Kasım tarihleri arasında, “kültürlerin buluşması” temasıyla, farklılıklarımızı birbirimize karşı ayrım olarak değil, içimizde çeşitlenen zenginlikler olarak göstermeyi, bir aradalığı savunmayı amaçlıyor.

1997 yılından beri “BSB-Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği” tarafından düzenlenen festivalde film gösterilerinin yanı sıra söyleşileri, atölye çalışmaları da gerçekleştiriliyor. Festival insanlardaki genel önyargıyı kırıp belgeseli sevdirme, sade “bilgisel”den öte, her yönüyle tam bir belgesel sunmayı da yıllardır başarıyor. Filmlere bakarsak 13. Festivalin merak uyandıracağını düşündüklerimden ilki “Tener El Corazon En El Lugar Equivocado-Yanlış Yerdeki Kalp”. Filmleri eliyle, kare kare, art arda gelen tuvallermişçesine boyayan, sinema dünyasının saygınlığını kazanmış; ressam ve sinemacı Jose Antonio Sistiaga’nın kişisel dünyasının anlatıldığı belgesel...

Bir diğeri; “La parole ou la mort-Söz ya da ölüm” aşırı tutuculuğun tehlikelerinden bahseden; politika-din, din-bilim arasındaki tehlikeli ilişki üzerinde düşündüren film. “Nasıl olur da İncil ya da Kur’ân’ın kutsal metinlerindeki sözler hem nefret, cinayet ve kurban etmeyi kışkırtıp aynı zamanda bilgelik ve hayat yolunu aydınlatabilir?”

Bu birkaç örnek filmle birlikte diğerlerini izleyip değerlendirmesi, tabiî sizlere kalıyor.

24.10.2010


 

Alaçam Temsilciliğinden afiş çalışması

Alaçam Yeni Asya Temsilciliği Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vefatının 50. yılı hatırasına Alaçam sokaklarını ‘’Biz muhabbet fedaileriyiz husûmete vaktimiz yok’’ afişleri ile süsledi.

Konu ile ilgili bilgi aldığımız Alaçam Yeni Asya Gazetesi Temsilcisi N. Serkan Dağlı, ‘’Üstad Bediüzzaman’ın projeleri arasında yer alan ‘’İttihad-ı İslâm’’ı yani birlik, beraberlik ve kardeşliğe dayalı sistemini, tüm çevrelere daha iyi anlatmak için “Biz muhabbet fedaileriyiz husûmete vaktimiz yok” sözünü seçtiktiklerini söyledi. Dağlı, ‘’Alaçam Yeni Asya Temsilciliği olarak halkımızın ihtiyaçlarına cevap veren bir nitelik ve mânâ taşıdığına inanıyoruz. Şu an gerçekleştirdiğimiz çalışmada Alaçam ilçesinde gerek Bediüzzaman Hazretlerini anlatmak, gerekse onun müellifi olduğu Kur’ân’ın en güzel mesajı olan ve elli dile çevirilen Risâle-i Nurları ve onun bu çağdaki savunuculuğunu üstlenen basındaki sözcüsü Yeni Asya gazetesini tanıtmak ve daha iyi anlaşılmasına vesile olmak adına anket çalışması yapıyoruz.” Dağlı, afiş çalışmaları konusunda desteğini esirgemeyen Alaçam Belediye Başkanı İlyas Acar’a da teşekkürlerini iletti.

Turgay Baş / Alaçam

24.10.2010


 

Saray nedimesinden, saray hatıraları kitabı çıktı

OSMANLI’NIN veliahd Prensi Yusuf İzzeddin Efendi’nin Çanakkale Cephesi’ni Almanya İmparatoru Wilhelm ile teftiş ettiği sırada Enver Paşa ile harp hakkında münakaşa ederken paşayı imparatorun gözü önünde tokatladığı belirtildi.

Osmanlı tarihinin son döneminin en çok merak edilen ve tartışılan konusu harem, bir nedimenin hatıralarıyla gün yüzüne çıkıyor. 1919-1924 yılları arasında Padişah Vahdettin’in eşine nedimelik yapan Prenses Leyla Açba’nın kaleme aldığı hatıraları, Timaş Hatırat serisinden “Bir Çerkes Prensesin Harem Hatıraları” adıyla yayınlandı. Eser, ilk defa saraydan bir nedimenin hatıraları olması dolayısıyla önem taşıyor. Prenses Leyla Açba, saltanatın kaldırılmasına kadar Sultan Vahidettin’in hareminde yaşadıklarını, Sultan’a ve eşine yapılan haksızlıkları, kaleme aldığı hatıratında paylaşıyor. Hanedanın akrabalarından toplanan bu hatırat Fransızcadan da çevrilen belgelerle yayınlanıyor. Kitabı yayına hazırlayan Prenses Leyla Açba’nın yeğeni Dr. Edadil Açba, kitabın yazılış sebebi ve günümüze geliş macerasını şöyle değerlendirdi: “Halam Leyla Açba’nın, Osmanlı Hanedanı 4 Mart 1924 yılında sürgün edilince saraydaki vazifesi de sona erdi ve Sivas’a halasının yanına gitti. Burada 1929-1931 yılları arasında hatıratını kaleme aldı. Hatıratını Osmanlıca ve Fransızca yazmış. Bunun nedeni, Leyla Hanım hatıratlarını Fransa’da yayınlatmayı düşünmüş ve orada sürgünde bulunan ablası Hidayet Hanım üzerinden bir yayıneviyle anlaşmış. Genç yaşta vefat ettiği için hatıralarını yayınlatamadı. Ve hatıratı kayboldu. Yıllar sonra, yaşadığı konak yıkılınca, bazı eşyalarının bulunduğu bir sandık ortaya çıktı. Kardeşleri arasında miras tartışması sırasında parçalanan sandığın gizli bölmelerinden Leyla Açba’nın hatıraları bulundu. İlk görüşte Osmanlıca yazılmış bu hatıralar âyet ve Kur’ân sanıldığından, bir Kur’ân’ın içine yerleştirilmiş. Daha sonra bunların Leyla Açba’nın hatıraları olduğu anlaşıldı.”

24.10.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.