Güncel |
Rektörler özgürlük için cesur olsun |
Demokrat Yargı Derneği, “Türban, üniversiteler bakımından, yasanın içinde ne bir sorun, ne de bir çözüm imkânı barındırmaktadır. Bu nedenle yasaya dayanan saçma, skolastik tartışmalardan uzaklaşmak, bizzat rektörlerin demokratik olgunluklarının sorgulandığı bir mecraya doğru tartışmayı taşımak artık bir zarurettir" dedi. KAPILARINIZI BAŞÖRTÜLÜLERE AÇMA CESARETİ GÖSTERİN Dernek tarafından, rektörlere yönelik olarak yapılan çağrıda "Demokratik olgunluğa sahip her rektörün yapacağı tek şey kapılarını türbana açmak ve üniversitelerdeki eğitim özgürlüğünü engelleyen bu adaletsiz geleneği tersine dönüştürme cesareti göstermektir” denildi. Rektörlere özgürlük için cesaret çağrısı Demokrat Yargı, türbanın bir yasa-anayasa sorunu değil, siyasî-idarî bir sorun olduğunu bildirdi. Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan dernek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın türban sorununa yönelik son açıklamalarının Türkiye’deki laiklik ilkesine ilişkin sorunların hukuk ve yargı geleneğinin ne kadar derinlerinde kök saldığını gösteren bir nitelik arz ettiğini ifade etti. Türk yargı uygulamalarında laikliğin bir arada yaşama ve özgürlük taleplerinin korunmasına dayanan bir ilke olmak yerine toplumun belirli kesimlerine karşı kurulmuş bir siyasî mevzi haline getirildiğini dile getiren Demokrat Yargı, Yargıtay Başsavcılığı’nın bildirisinin de Türkiye’deki siyasetin bu eskimiş siyasi mevzilerinin yeniden diriltilmesi çabalarının en yeni örneklerinden birisini oluşturduğunu savundu.
REKTÖRLERİN BAŞÖRTÜSÜNÜ SERBEST BIRAKMASI YETERLİ
Türkİye’nİn artık “türban bir yasa/anayasa sorunu değil, siyasî/idarî bir sorundur.” gerçeğini kabul etmesi gerektiğini vurgulayan dernek, “Dolayısıyla türban, üniversiteler bakımından, yasanın/normun içinde ne bir sorun ne de bir çözüm imkânı barındırmaktadır. Bu nedenle yasa-anayasaya dayanan saçma, skolastik tartışmalardan uzaklaşmak, bizzat rektörlerin siyasî/demokratik olgunluklarının sorgulandığı bir mecraya doğru tartışmayı taşımak artık bir zarurettir. Bu itibarla Siyasî/demokratik olgunluğa sahip her rektörün yapacağı tek şey kapılarını türbana açmak ve üniversitelerdeki eğitim özgürlüğünü engelleyen bu adaletsiz geleneği tersine dönüştürme cesareti göstermektir. Rektörleri böyle bir serbestlik uyguladıklarında yasal olarak sorumlu kılan hiçbir norm, hiçbir mahkeme kararı yoktur. Onların sorumluluğu, asıl olarak, demokratik olgunluk ve öğretici bir eğitim geleneğinin tesis edilmesinden ibarettir. Bu da türbanın ve bütün toplumsal ve kültürel farklılıkların üniversite hayatımızın farklılıkları içine yerleştirilmesi ile mümkün olacaktır” görüşlerine yer verdi. Yargıtay Başsavcılığı’nın laiklik ilkesine yönelik olarak daha önce de siyasî mevzi haline getiren yorumlar yaptığını ve hatta bu geleneksel mevziyi hükümet partisine yönelik bir ‘yargı muhalefeti’ oluşturmak üzere kullandığını hatırlatan dernek, “Yargıtay Başsavcılığı’nın bu son bildirisi de Türkiye’de laiklik ilke ve uygulamasının hala bir siyasî mevzi olarak hukuk ve yargıda itibar görebildiğini göstermektedir” ifadelerini kullandı.Demokrat Yargı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hukuken çok ciddî sorunlar barındıran bildirisi ile geçmişteki çelişkili siyasî yorumlarına devam edeceği kaygısını uyandırdığını dile getirdi. n |
22.10.2010 |