Güncel |
Dişhekimleri soruyor |
TÜRK Dişhekimleri Birliği (TDB) Genel Başkanı Prof. Dr. Murat Akkaya, vatandaşların istediği devlet, üniversite ya da özel hastaneden sağlık hizmeti alabilmesiyle ilgili olarak, ‘’Sayın Başbakanımıza soruyoruz, vatandaş istediği hastaneden hizmet alıyorken, istediği eczaneden ilâç alıyorken, neden istediği dişhekiminden hizmet alamıyor?’’ dedi. Akkaya, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumartesi günü Kızılcıhamam’da yaptığı konuşmada, ‘’Sağlıkta artık benim vatandaşım istediği hastaneye gidiyor, istediği hizmeti alıyor, istediği eczaneye gidip ilâcını rahatlıkla alabiliyor. Hiçbir kapı kendisine kapanmıyor, kapanamaz, kapanmayacak’’ dediğini hatırlatarak, şunları kaydetti: ’’Peki Sayın Başbakanımıza soruyoruz; Neden vatandaş istediği hastaneden sağlık hizmeti alırken, istediği eczaneden ilâcını alırken, istediği dişhekiminden ağız diş sağlığı hizmeti alamıyor? Vatandaş neden Ağız Diş Sağlığı Merkezlerine (ADSM) gitmeye mecbur tutuluyor? Neden dişhekimliği hizmetlerinde ayrımcılık yapılıyor? Yoksa ağız diş hastalıkları bir sağlık sorunu değil mi? Sağlık Bakanlığına bağlı olarak ülke genelinde toplam 123 adet ADSM bulunmaktadır. Bu ADSM’lerde istihdam edilen dişhekimi sayısı sebebiyle hizmet yetersizlikleri bir yana, kuruldukları yerleşim birimleri itibariyle asıl olarak kent merkezlerinde kurulmuş olduğu bilinmektedir. Hastaların bulundukları yerde tedaviye erişebilmeleri için gerekli olan sevkin yapılabilmesi için en az üç saat uzaklıktaki il merkezlerine veya bir başka ile gitmeleri gerekmektedir. Bu hastaların, bunca zahmete katlanarak saatlerce uzaklıktaki merkezlere başvurup sevk talep etmeyecekleri açıktır. Gelinen noktada; ülke genelindeki mevcut ADSM ve diğer resmî sağlık kuruluşlarındaki dişhekimlerinin hastalara zamanında ve yeterli hizmet sunmalarının olanaksızlığı ortada iken, Danıştay kararının gereğini yerine getirmek zorunda olan İdarenin, uzun zamandır yaptığı gibi karar gereğini şeklen yerine getirir gibi gözükerek, ortaya koyduğu yeni şartlarla kararları her defasında ihlâl ettiği görülmektedir. Sonuç olarak; halkımız ağız diş sağlığı hizmetlerine ulaşamamaktadır.’’ Türkiye’de ulusal bir ağız diş sağlığı politikası oluşturulamadığını ileri süren Akkaya, diş sağlığında koruyucu programlara önem verilmediğini, ciddî ve sürdürülebilir programlar yapılmadığını iddia etti. Akkaya, ‘’Bu nedenle, ağız diş sağlığı sorunları yakıcı boyutlardadır. Kısa sürede ve daha az harcama yapılarak çözülebilecek olan sorunlar artarak katlanmış, halkımızın yüzde 90’ına varan oranlarda çürük ve diş eti hastalıklarının varlığı gibi bir sonuç ortaya çıkmıştır. Kamunun muayenehanelerden de hizmet alımıyla ilgili 17 Eylül 2008’de verdiğimiz teklifin üzerinden 2 yıl geçmiş, ancak başlanan çalışmalar bitme noktasında iken sonuçlandırılmamıştır. Bu da bize ağız diş sağlığı sorunlarının sağlık sorunu olarak görülmediğini, bu nedenle çözümü için de bir çaba sarf edilmediğini düşündürmektedir’’ diye konuştu. Akkaya, ‘’Sayın Başbakanımıza, 2 yıl önce söylediği, ‘muayenehanelerden hizmet alınmasının hizmete erişmek açısından uygun olduğu’ yönündeki sözlerini hatırlatarak, hem halkın ağız diş sağlığı hizmetlerine ulaşımını kolaylaştırmak hem de gelecek yıllarda daha az para harcayarak daha sağlıklı ağızlara sahip bir toplum yaratmak için Hükümete sunduğumuz projemizin bir an önce uygulamaya konulmasını istiyoruz’’ ifadesine yer verdi. |
20.10.2010 |
Esenler’den Pakistan’a 1 milyon TL'lik yardım |
DOST ve kardeş ülke Pakistan’da 2 Ağustos 2010 tarihinde başlayan ve günlerce devam eden sellerden 20 milyon civarında Pakistan vatandaşının etkilendiği, 2.000’in üzerinde insanın vefat ettiği felâketle ilgili başlatılan yardım kampanyasının Esenler ayağı, aktif bir şekilde devam ediyor. Esenler’den Pakistan’a 2 milyonluk yardım hedefinin yarısı gerçekleşti. Vatandaşların desteği ile çığ gibi büyüyen yardım kampanyasında 1 milyon lira aşıldı. Bir maaşıyla kampanyaya katılan Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, “Yardımsever halkımızın ilgisi bu şekilde devam ederse 2 milyon liralık hedefi aşacağımıza inanıyorum” dedi. Esenler Belediye Meclisi olağanüstü toplanarak, “Esenler’den Pakistan’a 2 milyon lira yardım” başlatılması kararının ardından kampanya vatandaşlar da büyük ilgi gösteriyor. Kampanyaya Başkan Göksu, bir aylık maaşını, meclis üyeleri de bir aylık huzur haklarını bağışlamıştı. |
20.10.2010 |
Saatler 31 ekim'de geriye alınacak |
ANKARA Valiliği, kamu kurum ve kuruluşlarındaki mesai saatlerini kış saatine göre yeniden düzenledi. 31 Ekim’den itibaren saatler bir saat geriye alınacak. Mesai saatlerine kış saati ayarı Bu çerçevede 1 Kasım’dan itibaren Ankara’da mesai saatleri yarım saat erkene alınacak. Buna göre daha önce 09.00’da başlayan mesai 08.30’da, bitiş saati 18.00 yerine 17.30 olacak. Öğlenleri 12.00-13.00 saatleri arasında mesai arası verilecek. Yeni mesai saatlerinin 1 Kasım Pazartesi gününden itibaren değiştirileceği açıklandı. |
20.10.2010 |
Sınırda ‘sınır ötesi’ bayramlaşma hazırlığı |
HATAY’IN Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat, Kurban Bayramı’nda Yayladağı Gümrük Kapısı’ndan 8 bin 382 kişinin, Suriye’deki akrabalarıyla bayramlaşmaya gideceğini söyledi. Polat, Hatay’da yaşayan ve Suriye’nin Laskiye Şehri’nde birinci derecede akrabaları bulunan 3 bin 900 aileden toplam 8 bin 382 kişinin Kurban Bayramı’nın 2. günü olan 17 Kasım Çarşamba 48 saat yatılı bayramlaşmak için Suriye’ye geçiş yapacaklarını kaydetti. |
20.10.2010 |
Üçüz bebeği duyunca bayıldı |
KONYA'DA dört çocuğu bulunan Eskigil çiftinin, ikisi erkek üçüz bebekleri dünyaya geldi. Rahatsızlığı nedeniyle gittiği hastanede 4 çocuktan sonra üçüz bebeğe hamile kaldığını öğrenen anne Eskigil’in fenalaşarak bayıldığı bildirildi. Yaklaşık 13 yıl önce hayatlarını birleştiren Yakup (33) ve Gülizar Eskigil (29) çiftinin Başkent Üniversitesi Konya Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde ikizi erkek üçüz bebekleri dünyaya geldi. En büyüğü 10 yaşında olan üçü kız dört çocukları bulunan Eskigil çifti, bebeklerine ‘’Muhammed Yusuf’’, ‘’Muhammed Enes’’ ve ‘’Zeynep’’ adlarını verdi. Hastaneden taburcu edilen anne Gülizar ve Eskigil bebeklerin sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. Baba Yakup Eskigil, rahatsızlanan eşinin yaklaşık 8 ay önce doktora gittiğini söyledi. Dört çocukları olduğunu bilen doktorun eşine ilk önce gebe olduğunu, daha sonra alıştıra alıştıra gebeliğin üçüz olduğunu belirttiğini ifade eden Eskigil, ‘’Eşim üçüz gebeliği duyunca fenalaşarak bayılmış. Dört çocuktan sonra üçüz bebeklerimizin olacağını duyunca açıkçası hem sevindim hem de üzüldüm’’ dedi. Baba Eskigil, şunları kaydetti:’’Eşimin üçüz gebeliği duyunca bayılması hem şaşırmasından hem de ekonomik problemlerden kaynaklanıyor. Onların bezleri, mamaları bizleri düşündürüyor’’ dedi. |
20.10.2010 |
ABD’NİN İRAN BASKISI ARTIYOR |
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Türkiye'ye füze kalkanı için baskı uygulamadıklarını, ama NATO'nun bölgesel füze savunma kapasitesini benimsemesine destek vermesini istediklerini söylerken, ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mâlî İstihbarat Müsteşarı Stuart Levey İran'la ticareti engelleme amaçlı görüşmelerde bulunmak üzere bugün Türkiye'ye gelecek. ABD VE İSRAİL: EN ÖNEMLİ TEHDİT İRAN Bu arada ABD ile İsrail, İran'ın Ortadoğu'daki başlıca tehdit olduğu konusunda hemfikir olduklarını bildirdiler. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı James Steinberg ile İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon'un ortak açıklamasında, İran'ın nükleer programının yanı sıra, İsrail karşıtı militan gruplara verdiği desteğin ''büyük bir kaygı kaynağı'' olduğu savunuldu.
ABD: Türkiye’den destek bekliyoruz
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, NATO bünyesinde kurulmak istenen füze savunma sistemine potansiyel katkıları hakkında Türkiye’yle diyalog içinde olduklarını ancak katkıda bulunması için baskı uygulamadıklarını söyledi. Robert Gates, Amerikan-Türk Konseyi’nin (ATC) 29’uncu yıllık toplantısında yaptığı konuşmada, Türk-Amerikan ilişkilerinde son dönemlerde bazı gerilimler yaşansa da son 4 yılda ilerleme katedildiğine inandıklarını belirtti. Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a yaptırım oylamasında ‘’hayır’’ oyu kullanması gibi, aralarında bazı anlaşmazlıklar olduğuna işaret eden Gates, Türkiye’ye İsrail’le yapıcı ilişki sürdürmesi çağrısında bulunmaya devam ettiklerini kaydetti. Gates, ‘’Bazı konulardaki görüş ve yaklaşımlarımız farklılık gösteriyor olsa da müttefikiz’’ dedi.
BÖLGESEL FÜZE SAVUNMASI İÇİN KATKI TALEP ETTİ
NATO’nun askeri kapasitelerinin bugüne uyum sağlaması gerektiğini ifade eden Bakan Gates, bu noktada ‘’NATO’nun 21’inci yüzyılda sahip olması gereken en kritik kapasitelerden biri olarak nitelendirdiği bölgesel füze savunması’’ konusuna değindi. NATO şemsiyesi altında müttefik ülkelerin kendi sahip oldukları sistemlerle füze savunma sistemine katılabileceğini ve bu sistemi hayata geçirecek önemli kararlar ve angajman kurallarının geliştirilmesinde iş birliği yapabileceğini ifade eden Gates, şöyle konuştu: ‘’Aşamalı uyarlanabilir yaklaşım üzerinde kapsamlı olarak çalışıldı. Etkili, düşük maliyetli ve hızlı biçimde sahaya yerleştirilebilir. ABD, NATO’nun bu yaklaşımı benimsemesi halinde, Türkiye’nin potansiyel teknik ve operasyonel katkıları hakkında Ankara ile siyasî ve askerî diyalog içinde oldu. Basında çıkan bazı haberlerin tersine, Türkiye’ye katkıda bulunması için baskı uygulamıyoruz ancak Türkiye’den Lizbon Zirvesi’nde NATO’nun bölgesel füze savunma kapasitesini benimsemesine destek vermesini istiyoruz.’’ Bölgesel füze savunmasının 21’inci yüzyılın güvenlik atmosferine uyum sağlamakta olan NATO açısından kritik bir rol olduğunu ifade eden Gates, ABD’nin aşamalı uyarlanabilir yaklaşımın bu kapasitenin edinilmesinde en iyi yol olduğuna inandığını belirtti. Gates, ‘’Lizbon’da Türkiye dahil bütün NATO müttefiklerimizin 60 yılı aşkın süredir güçlü destek verdiğimiz şekilde hem kendilerinin hem de ittifakın güvenliği için bu amaca ulaşılması doğrultusunda destek vereceğini umuyoruz’’ diye konuştu. Bakan Gates, Türkiye ve ABD’nin gerek anlaşma gerekse anlaşmazlık dönemlerinde aralarındaki dostluğu akıllıca hatırladığını ve böyle devam etmeleri gerektiğini sözlerine ekledi. |
20.10.2010 |
Başörtüsü konusu konuştukça sulanıyor Başörtüsü konusu konuştukça sulanıyor Başörtüsü konusu konuştu |
BÜYÜK Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu, başörtüsü tarışmalarını ‘’ konuşuldukça sulandırılıyor’’ diye yorumladı. BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’i makamında ziyaret etti. Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Topçu, başörtüsü yasağı tartışmalarının hatırlatılması üzerine ‘’Türban, çok konuştukça sulanıyor’’ dedi. TBMM’ye halkın sorunlarını çözmek için görev verildiğine işaret eden Topçu, ‘’Millet TBMM’ye görev verdi. Bunun kamusu, orası, burası yok. Bireysel özgürlüktür bu, inanç özgürlüğüdür. Bunun üzerinden partiler siyaset yapıyor, bunu da ayıplıyorum’’ ifadesini kullandı. |
20.10.2010 |
Menderes’in son 24 saati beyaz perdeye aktarılacak |
ADNAN Menderes’in son 24 saatinin beyaz perdeye aktarılacağı ‘’Başvekil Son 24 Saat’’ filminin çekimlerine 2011 yılının Şubat ayında başlanacak. Yapımcı Veysi Dündar, yaptığı açıklamada, tarihe mal olan kişilerin hayatlarını sinemaya aktardıklarını belirterek, Cinepoint Film Production olarak ‘’Nene Hatun’’un hayatını konu alan filmin çok beğenildiğini söyledi. Adnan Menderes’in son 24 saatini içerecek sinema filminin senaryosu 6 kişilik bir ekiple hazırladıklarını ifade eden Dündar, yakın tarihe hakim dönemin uzmanları, tarihçiler, akademisyenler, yazarların film için bir araya geldiğini anlattı. Yönetmen görüşmelerinin ve tanınmış oyuncuların da aralarında bulunduğu oyuncu seçiminin sürdüğünü kaydeden Dündar, filmde rol alanların da oyuncuların rahatsız edilmemesi sebebiyle vizyon tarihinden bir ay önce açıklanacağını bildirdi. Adnan Menderes gerçeği ile yüzleşmenin Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde bir kilometre taşı olduğunu düşündüğünü kaydeden Dündar, Adnan Menderes’in 50. idam yılına tekabül etmekte olan 17 Eylül 2011’de vizyona girecek olan ‘’Başvekil Son 24 Saat’’ sinema filminin çekimlerine, 2011 yılının Şubat sonu gibi başlanacağını bildirdi. Filmin tüm çekimlerinin İstanbul’da gerçekleştirileceğini belirten Dündar, filme ilişkin şu bilgileri verdi: ‘’Öyküde Adnan Menderes’in cezaevi sürecinde, özel yaşamında ve siyasi hayatındaki 24 saatin dışında geriye dönüşlerle idam süreci aktarılacak. İdama hazırlanışı, gördüğü psikolojik ve fiziksel işkenceler tüm ayrıntıları ile anlatılacak ve Menderes’in iki oğlunun ölümü, Aydın Menderes’in geçirdiği trafik kazası dahi irdelenecektir. Yine filmde Adnan Menderes’in idamından günümüze kadar olan süreçte hangi zengin ailelerin ortaya çıktığı tek tek işlenecek. İsmet İnönü’nün idamlara bakış açısı ve yürüttüğü politika, Celal Bayar’ın durumu ve darbeyi hazırlayan gizli güçler de filmde ayrıntılı bir şekilde işlenecek.’’ |
20.10.2010 |
Değişmez maddelerle sorunumuz yok |
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu HSYK’daki seçimleri değerlendirirken, “Laiklik bir ülkede din ve vicdan özgürlüğünün garantisidir. Bizim hükümet olarak değişmez maddelerle zerre kadar sorunumuz yok” dedi. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “Bizim hükümet olarak değişmez maddelerle zerre kadar sorunumuz yok” dedi. Burhan Kuzu, AKP Genel Merkezine gelişinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir soru üzerine üniversitelerde başörtüsü yasağının çözümünde YÖK’ün uygulamasının doğru olduğunu belirter Kuzu, “Mademki ortak bir çözüm aranıyor, anayasa değişikliği mi olur yasa değişikliği mi olur, herhangi başka bir şey mi olur... Bana sorarsanız hiç birine gerek kalmadan YÖK’ün bu uygulaması doğrudur. Uygulamayı fiili olarak desteklemek şeklinde bütün muhalefet partileri bunu devam ettirebilirler’’ diye konuştu. Başörtüsü konusunun laiklikle bir tezatlığı olmadığını ifade eden Kuzu, şunları söyledi: “Sonuç olarak laiklik bir ülkede din ve vicdan özgürlüğünün garantisidir. Eğer bunu sağlamıyorsa demek ki yorumda bir sorun var demektir. Benim anlatmaya çalıştığım bu. Bizim hükümet olarak değişmez maddelerle zerre kadar sorunumuz yok. Buradaki sorun uygulamadan, yorumdan kaynaklanan sorun. Konuya böyle bakmamız lazım. O zaman normal bir Türkiye görmüş oluruz. Normalleşme gerçekleşmiş olur. O açıdan biraz daha beklememiz lazım.” |
20.10.2010 |
İlk görüşme CHP ile bugün |
AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, başörtüsü sorununun çözümüne yönelik görüşmelerin ilk olarak bugün saat 11.00’de CHP ile başlayacağını söyledi. AKP TBMM Grubu, Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında parti genel merkezinde basına kapalı toplandı. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, toplantıya gelişinde AKP’nin Mecliste gurubu bulanan partilerden başörtüsü konusunda randevu talebi çerçevesinde MHP’den bir cevap gelip gelmediğinin sorulması üzerine, “Olumsuz cevapları olmadı henüz şimdiye kadar ama diğer grup başkanvekili arkadaşlarla görüştükten sonra cevap vereceklerini söylediler. Prensip olarak kabul ettiklerini söylediler. Henüz bir yanıt gelmedi benim bilgim dahilinde. Bir sorun yok gibi” cevabını verdi. AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç da MHP ile görüşme saatinin belli olup olmadığı sorusunu cevaplarken, konuyu demokrasi ve özgürlük sorunu olarak algılıyoruz” dedi. Bu meselede tek başlarına değil, TBMM’de grubu bulunun bütün siyasi partilerle birlikte adımlar atabilmeyi hedeflediklerini kaydeden Kılıç, “Uzlaşı ve birliktelik içerisinde bu meselenin çözümüne herkes katkı sağlayabilirse Türkiye’nin demokrasisi adına bundan biz de mutluluk duyacağız” dedi. Görüşmelerin ilk olarak bugün saat 11.00’de CHP ile yapılacak görüşmeyle başlayacağını belirten Kılıç, “Tüm saatler bugün belli olacak ve sizlerle paylaşacağız” dedi. Kılıç, ziyaretleri, AKP grup başkanvekilleri olarak gerçekleştireceklerini anlattı. |
20.10.2010 |
Bahçeli: Talep olursa görüşürüz |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bizimle de görüşme talebinde bulunurlarsa arkadaşlarımız görüşecek, ancak görüşme konusunda özellikle CHP ile AKP’nin hangi zeminde buluştuklarını görmek istiyoruz” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerine değinerek, Türkiye’nin, ‘’Başbakan Erdoğan patentli bir yargı kuşatması ve kriziyle karşı karşıya’’ olduğunu savundu. Bahçeli, partisinin grup toplantısı çıkışında gazetecilerin, ‘’Başörtüsü sorunu’’ konusunda siyasi parti grupları arasında yapılacak görüşmelerle ilgili sorularını cevapladı. Geçmişten bu yana yükseköğretimde baş gösteren ve toplumsal bir sancı haline dönüşen başörtüsü konusunun çözümü noktasında elden gelen gayreti göstereceklerini ifade ettiklerini hatırlatan Bahçeli, “MHP, ‘Mecliste buna bir çözüm bulalım’ düşüncesini hala korumaktadır. Sayın Başbakan’ın, Kızılcahamam’da yapmış olduğu parti toplantısında hayırlı bir talimatı olmuştur. Grup başkanvekillerini görevlendirmiştir. Bunlar zannediyorum, önce CHP ile daha sonra BDP ile görüşecekler. Bizimle de görüşme talebinde bulunurlarsa arkadaşlarımız görüşecek ancak görüşme konusunda özellikle CHP ile AKP’nin hangi zeminde buluştuklarını görmek istiyoruz” dedi. |
20.10.2010 |
Arınç, bedelli askerlik için tarih verdi |
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Belki yılbaşına kadar inşallah, ümit ediyorum, bedelli, tek tip, askerliğin süresi, sınır birliklerinin kurulması konusunda ortaya bir tasarı konulacak ve bu iş gerçekleşecek” dedi. Arınç, TV 8’deki “Erkan Tan ile Başkentten” programında gündeme ilişkin soruları cevapladı. “HSYK’daki üyelik seçimini Adalet Bakanlığının desteklediği listesinin kazandığı” iddialarına yönelik soru üzerine Arınç, YSK, seçimin güvenli ve dürüst yapılması için her aşamada tüm kararları aldığını belirterek, “Buna itiraz, kaybedenlerin üzüntüsünü ortaya koymaktan başka bir şey değildir. Bu seçim bence çok demokratik bir seçim oldu” dedi. Bülent Arınç, bedelil askerlik konusunda ise birkaç kere konuşunca başına gelmeyenin kalmadığını söyledi. Elinde bir sihirli değnek varmışcasına kendisine bedelli askerliği yarın çıkaracakmışcasına ümit bağlandığını söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onları ümitsizliğe sevk etmek istemem, fikir olarak bu düşünceden yanayım. Belli bir yaşı geçmiş, toplumda belli bir statüko kazanmış, kendi işini kurmuş, yurt içi, dışı bağlantıları olan veya herhangi bir üniversitede öğretim üyesi durumuna gelmiş yani artık bu yaşla, konumla askerlik yapması mümkün olmayan insanların bedelli askerlikten istifade etmesini ben bir hak olarak görüyorum. Bunun bir başka türlüsü esasen var. Yurt dışında belli bir süre çalışırsanız Burdur’da 28 günlük bir misafirlik mümkün olabiliyor, bedel karşılığında. Bunun bir başka şeklinin bedelli talep edenler için yapmamak bence mümkün değil. Ancak milli savunmanın kendi gereklerini de dikkate almak mecburiyetindeyiz. Bu konuyu tamamen kapsayacak bir düzenlemenin ümit ediyorum ki yakında hükümetimize gelmesi söz konusu. Sayın Başbakanımız da perşembe günü bir brifing alacağını söyledi. Belki yılbaşına kadar inşallah, ümit ediyorum, bedelli, tek tip, askerliğin süresi, sınır birliklerinin kurulması konusunda ortaya bir tasarı konulacak ve bu iş gerçekleşecek.’ |
20.10.2010 |
Türkiye’nin yüzde 80’i yeni bir anayasa istiyor |
Anayasa Mahkemesi eski raportörü ve Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, Türkiye’nin yüzde 80’inin yeni bir anayasa istediğini belirtti. Can, Köln Kitap Fuarında verdiği “Referandum’dan sonra Türkiye’nin yol haritası” konulu konferansta, Türkiye’de bugüne kadar yapılan anayasaların eski tarz siyasete göre yapıldığını belirterek, “Türkiye’nin yüzde 80’i yeni bir anayasa istiyor. Özgür olmak istiyor ve devlet yönetimine katılmak istiyor. 2011 seçimleri yeni anayasa seçimleri olacaktır. 2011’de oluşturulacak parlamento, yeni anayasayı yapacak parlamento olacaktır. Türkiye, tüm farklılıklarıyla birlikte ‘Türkiye benim ülkem’ denilecek bir ülke olmaya doğru gidiyor” dedi.Türkiye’de uygulanan seçim barajının yüzde 10 ile çok yüksek olduğunu ifade eden Can, “Bu barajı darbeciler getirdi. Bu baraj düşürülmeli. Parlamento bunu yapmalıdır. Parlamento bunu yapmazsa toplum bunu parlamentoya hissettirmelidir” diye konuştu. |
20.10.2010 |
Kamuda 7 bin 735 özürlüye iş imkânı |
Kamu kurum ve kuruluşları yılbaşından bu yana 7 bin 735 özürlü personel alımı için duyuru yaptı. Bunların 5 bin 262’sinin ataması yapıldı. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın makamından alınan bilgiye göre, bu yıl üç dönem itibariyle Devlet Personel Başkanlığınca 70 adet kamu kurum ve kuruluşuna ait muhtelif unvanlı toplam 7 bin 735 adet kadro için özürlü memur alımı duyurusu yapıldı. Bunun 5 bin 148’i Nisan-Mayıs döneminde, 2 bin 378’i Temmuz-Ağustos döneminde, 209’u ise Ekim-Kasım döneminde oldu. Kamu kurum ve kuruluşlarınca Devlet Personel Başkanlığına gelen bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda dönemler itibariyle duyurusu yapılan toplam 7 bin 735 adet kadrodan 5 bin 262 adedine özürlü personel ataması yapıldı, kalan 2 bin 473 adet kadroya ilişkin olarak da başvuru, sınav ve atama işlemleri halen devam ediyor. Bu arada bu yılki atamalarla birlikte kamudaki özürlü personel sayısı 22 bine ulaşacak. |
20.10.2010 |
Çeçenistan'da meclise baskın |
Rusya Federasyonu’na bağlı Çeçenistan Cumhuriyeti’nde parlamentoya düzenlenen saldırıda, 3 saldırgan ile en az 4 polisin öldüğü, 17 kişinin de yaralandığı bildirildi. Çeçenistan Parlamentosuna saldırı: 7 ölü, 17 yaralı Yetkililer, 3 militanın dün sabah yerel saatle 08.45’te, milletvekillerinin geldiği saatte parlamento binasına saldırdığını ve düzenlenen operasyonun ardından saldırganının öldürüldüğünü açıkladı. Adının açıklanmasını istemeyen bir görgü tanığı Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, saldırganlardan birinin parlamento binasının girişinde üstündeki bombayı patlattığını, diğer ikisinin de ateş açarak içeriye girdiğini belirterek, “Saldırganlar saldırı sırasında Allahu Ekber diye bağırıyorlardı” dedi. Polis, içerdeki iki saldırganın Çeçenistan Başkanı Ramazan Kadirov’a bağlı özel kuvvetlerin binaya girmesinin ardından üzerlerindeki bombaları patlatarak intihar ettiklerini söyledi. Kadirov da olaydan hemen sonra yaptığı kısa açıklamada, “Eşkıyaların imhası için özel bir operasyon düzenlendi. Binada bulunan tüm milletvekilleri ve çalışanlar kurtarıldı” dedi. |
20.10.2010 |
Genç çiftçilere AB eğitimi |
Genç çiftçilerin eğitimine yönelik proje kapsamında, tarım sektöründe yönetici konumunda bulunan 6 ülkeden uzmanların biraraya geldiği Yozgat’ta ilin sektördeki yeri ve çalışmaları değerlendirilirken, ilde yaşayan nüfusun yüzde 73’ünün tarım sektöründen geçimini temin ettiğinin belirtilmesi katılımcıları şaşırttı. Yozgat İl Tarım Müdürlüğünün, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa hazırladığı, sektör bazında AB ülkeleri ile aradaki farklılıkları giderip, genç çiftçilerin eğitilmesine yönelik proje kapsamında proje ortağı Türkiye, Romanya, İspanya, İtalya, Macaristan, Yunanistan’da sektör yönetiminde görev alan akademisyen ve uzman Yozgat’ta biraraya gelerek, ilin genel tarım faaliyetleri ile yönetim biçimi hakkında yerinde bilgi aldı. AB ülkeleri arasında tarım sektöründeki birlikteliği sağlayıp, genç nesillerin eğitimine yönelik 2.5 yıl süreli proje kapsamında Türkiye’den tarım uzmanlarının da diğer ülkelere gidecekleri, her ülkenin tarım sektöründeki faaliyetleri incelendikten sonra hazırlanacak ortak sonuç bildirgesi ve raporunda en uygun tarımsal üretim standardına yer verileceği bildirildi. |
20.10.2010 |
Wulff: Türklerin de cumhurbaşkanıyım |
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, ülkesinde yaşayan Türklerin Almanya’ya katkıda bulunmak istediklerini belirterek “Çünkü artık Alman vatandaşılar. Ben onların da cumhurbaşkanıyım” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi ziyaret için Türkiye’ye gelen Almanya Cumhurbaşkanı Wulff’u, Çankaya Köşkü’nde resmi törenle karşıladı. Resmî karşılama töreninin ardından baş başa görüşmeye geçen Gül ve Wulff, heyetlerarası görüşmelere başkanlık etti. İki cumhurbaşkanı görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Almanya’daki entegrasyon tartışmaları gündeme geldi. Görüşmede ortak deneyimleri konuştuklarını belirten Wulff, Almanya’da yaşayan Türklerin Almanya’ya katkıda bulunmak istediklerini belirterek, şöyle devam etti: “Çünkü artık Alman vatandaşılar. Ben onların da cumhurbaşkanıyım. Elbette endişeler, korkular var. Burada kişisel temasları geliştirmeliyiz. Türkiye bu anlamda çok olumlu bir gelişme kaydetti. Önümüzdeki günlerde Türkiye’yi daha iyi tanıyacağımı düşünüyorum. Ülkeler arasında dostane ilişkiler için çaba sarf edebiliriz.” Wullf, Ankara’daki temasları kapsamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ile görüştü ve TBMM Genel Kurulu’na hitap etti. Christian Wullf, bugün Cumhurbaşkanı Gül ile Kayseri’ye gidecek. Türk-Alman Ekonomi Forumu’nda konuşacak olan Wulff daha sonra Göreme, Adana ve Tarsus’u ziyaret edip, İstanbul’a geçecek. Wullf, İstanbul’daki temaslarının ardından 22 Ekim Cuma günü Türkiye’den ayrılacak. |
20.10.2010 |
Kürtçe savunmaya red |
Diyarbakır’da görülen KCK dâvâsında, sanıkların Kürtçe savunma talebi mahkeme tarafından reddedildi. İddianamenin de özetlenerek okunmasına hükmedildi. Mahkeme başkanı, sanıkların daha önce savcıya Türkçe ifade verdiklerini belirterek, tercüman aracılığıyla yapılacak yargılamanın dâvâyı uzatacağını vurguladı. Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen ‘’Kürdistan Topluluklar Birliği/Türkiye Meclisi (KCK/TM)’’ yapılanmasıyla ilgili davada mahkeme heyeti, sanıkların Kürtçe savunma yapma talebini reddetti. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu 103 sanık hazır bulundu, tutuksuz yargılanan ve aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın da bulunduğu tutuksuz 48 sanıktan 19’u katıldı. Duruşma sanık yoklamasıyla başladı, önceki günkü gibi sanıklar yoklamaya Kürtçe cevap verdi. İlk olarak söz alan sanık avukatlarından Mehmet Bayraktar, bir dilin yasaklanması ve engellenmesine ilişkin yasal düzenlemeler bulunmadığını savunarak, ‘’Sanıklar ve mağdurlar derdini anlatacak kadar Türkçe bilmiyorlarsa bunlara tercüman atanmalı’’ dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, savunmayla ilgili AİHM ve CMK’nın daha önceki benzer kararlardan örnekler sunarak, tüm sanıkların eğitim ve sosyal konumlarından Türkçe bildiklerinin anlaşıldığını, soruşturma safhasında sanıkların Türkçe savunma yaptıklarını, tercüman aracılığıyla yapılacak yargılamanın yargılama süresini uzatacağını belirterek, oy birliğiyle bu talebin reddine karar verdiklerini açıkladı. Mahkeme başkanı, ayrıca, sanık vekillerinin iddianamenin okunmaması ve özet okunmasına ilişkin talebini ise sanıklara yüklenen suçun anlatılması gerektiği belirterek, iddianamenin özetlenerek okunmasını kararlaştırdıklarını söyledi.
TÜRKÇE SORUYA KÜRTÇE CEVAP İddianamenin özet olarak okunması kararlaştırıldıktan sonra kimlik tesbiti yapıldı. Mahkeme başkanı, kimlik bilgilerini Kürtçe anlatmak isteyen tutuklu sanıklara izin vermeyerek, dava dosyasında yer alan bilgilerini okudu. Tutuklu sanıkların büyük bölümü, mahkeme başkanının okuduğu kimlik bilgilerini Kürtçe ‘’Doğru’’ veya ‘’Yanlış’’ diye cevapladı. Mahkeme başkanı, adres bilgilerinin yanlış olduğunu Kürtçe anlatmak isteyen bazı sanıklardan, doğru adres bilgilerini mahkemeye dilekçeyle bildirmelerini istedi. Tutuklu sanıklardan Emekli Astsubay Mehmet Abbasoğlu, anadilini bilmediği için kimlik bilgilerini Türkçe anlatacağını mahkemeye bildirdi. Tutuklu sanıklardan Avukat Siracettin Irmak, DİSKİ eski Genel Müdürü Yaşar Sarı ve Abdurrahim Tanrıverdi de kimlik bilgilerini mahkemeye Türkçe söyledi. Kimlik tespiti sırasında bazı sanıklar da mahkeme heyetine, Kürtçe ‘’Kürtçe savunmaya ilişkin verdiğiniz kararı kınıyorum’’ dedi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların kimlik tesbitinin tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verdi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tutuksuz yargılanan sanıkların kimlik tespiti yapıldıktan sonra iddianamenin özeti okundu. |
20.10.2010 |
Köprü sallanmazsa korkmak lâzım |
Ulaştirma Bakanı Binali Yıldırım, Boğaziçi Köprüsü’nün sallanması ile ilgili olarak ‘’Köprü eğer sallanmazsa o zaman korkmak lazım. Sallandığı müddetçe işler yolunda demektir. Onun için hiç kimse endişe etmesin’’ dedi. Yıldırım, İNTES tarafından düzenlenen ‘’Gelişimin Altyapısı: Ulaştırma’’ konulu geleneksel toplantıya gelişinde basın mensuplarının Boğaziçi Köprüsü’nde Avrasya Maratonu sırasında meydana gelen titreşimlere ilişkin sorusunu cevaplarken, ‘’Asma köprü olur da sallanmaz mı? Ne yapacaktı yani, köprünün işi sallanmak. Aynı zamanda da üzerinden geçen vasıtaları taşımak. Köprü eğer sallanmazsa o zaman korkmak lâzım. Sallandığı müddetçe işler yolunda demektir. Onun için hiç kimse endişe etmesin’’ görüşünü dile getirdi. |
20.10.2010 |
Ergin ve Kamhi ifade verdi |
Hürriyet Gazetesi Yazarı Sedat Ergin ve İş adamı Cefi Kamhi "Devrimci Karargah Örgütü" soruşturması kapsamında mağdur sıfatıyla ifade verdi. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından ‘’mağdur’’ sıfatıyla ifadesi alınan Sedat Ergin, adliyeden ayrıldığı sırada basın mensuplarının sorularını cevapladı. Kayıtlarla ilgili şikâyetçi olup olmadığı sorulan Ergin, savcının bu hususu kendisine sorduğunu ifade ederek, ‘’Kimin yaptığı konusunda çelişik görüşler, iddialar olduğunu, ‘Hanefi Avcı’nın yaptığı’ söyleniyor, o yapmadığını söylüyor. Benim sayın savcıya söylediğim, her kimse, bu çelişkiler ve iddialar dışında her kimse yapan, tabii şikayetçi oldum’’ diye konuştu. Kamhi ise, adliyeden ayrılırken basın mensuplarının soruları üzerine “Herkes gibi geldim, herkes gibi gidiyorum” dedi. Gazetecilerin ne sorulduğunu merak ettiklerini söylemesi üzerine Kamhi, “Şikayetçi olayım mı diye sordular” diye konuştu. Kamhi, şikayetçi olup olmadığının sorulması üzerine de “Vatandaşlık görevimi yaptım” karşılığını verdi. |
20.10.2010 |
Lufthansa uçağında arıza |
Lufthansa havayollarının, İstanbul-Münih seferini yapacak yolcu uçağında teknik arıza meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Lufthansa havayollarının, Atatürk Havalimanı’ndan saat 06.40’da, 185 yolcusu ile Mühih’e uçması gereken LH 3355 sefer sayılı Airbus A321 tipi yolcu uçağının yakıt göstergesinde arıza tespit edildi. Yetkililer, seferin Münih’ten beklenen parçanın uçağa takılmasından sonra yapılacağını belirttiler. |
20.10.2010 |
Walesa Türkiye'ye geliyor |
Walesa Türkiye'ye geliyor... Eskı Polonya Cumhurbaşkanı ve AB Düşünce Grubu Üyesi Lech Walesa, Türkiye’ye gelecek. Hak-İş’ten yapılan açıklamaya göre, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Hak-İş’in davetlisi olarak Türkiye’ye gelecek Walesa, 22 Ekimde ‘’Demokratikleşme, Haklar, Özgürlükler ve AB: Solidarnosc’ten AB Üyeliğine Polonya Deneyimi’’ konulu panelde Türk sendikacılara seslenecek. Egemen Bağış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu’nun açılış konuşmalarıyla başlayacak toplantıda, Nobel Barış Ödülü sahibi Walesa konuk konuşmacı olarak yer alacak. |
20.10.2010 |