Kültür-Sanat |
Yeni ‘Osmanlı Arşivi Rehberi’ |
BaşbakanlIk Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığınca hazırlanan ‘’Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi’’, ‘’Haleb Livası Mufassal Tahrir Defteri-I ve II’’ adlı kitaplar, yayınlandı. Bu eserlerle, Osmanlı arşivi hem tanıtılıyor, hem de Orta Doğu coğrafyasının önemli bir bölgesi olan Halep tahrirleri araştırıcıların ilgisine takdim ediliyor. Dünyanın en büyük tarihi arşivlerinden biri olan Osmanlı Arşivi hakkında bilgi veren ve şimdilik yalnız Türkçe olarak hazırlanan ‘’Osmanlı Arşiv Rehberi’’, bir dönemin tarihine tanıklık eden defter ve belgeler hakkında bilgi veriyor. ‘’Haleb Livası Mufassal Tahrir Defteri I ve II’’ adlı eserlerde ise 943 ve 1536 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yer alan Halep bölgesinin idari durumu sancak, kaza, nahiye ve karye (köy) isimleri ve buralarda yaşayan ahalinin demografik, sosyal ve iktisadi durum bölgeye ait haritalarla birlikte ayrıntılı olarak anlatılıyor. Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, kitabın önsözünde, her milletin tarihi bir mirası olduğunu, bu mirasın çok önemli bir bölümünü de arşivler, kütüphaneler ve eski eserler gibi kültür varlıklarının oluşturduğunu belirtiyor. Arşivlerin, devletin ve fertlerin haklarını ve milletler arası münasebetleri belgeleyip koruduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Sarınay, arşivlerle ilgili şu ifadelere yer veriyor: ‘’Arşivler bir konuyu aydınlatmaya ve tesbite yarar. Bu arada ait olduğu devrin örf ve adetlerini, sosyal yapısını, karşılaştıkları problemleri ve bunlar arasındaki münasebetleri ortaya koyarlar. Bir başka ifadeyle, arşivlerde muhafaza edilen belgeler, ait oldukları milletlerin geçmişini yansıtan en önemli canlı şahitlerdir. Türkiye arşiv malzemesi bakımından çok büyük zenginliğe sahiptir. Osmanlı Devletinden devralınan büyük miras, bugün Türkiye’yi dünyanın en zengin arşiv potansiyeline sahip sayılı ülkelerden birisi durumuna getirmiştir. Osmanlı’nın hükümran olduğu topraklar üzerinde başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere halen kırka yakın bağımsız ülke yer almaktadır. Osmanlı Devleti’nde arşiv fikri çok eskilere kadar ulaşmaktadır. Arşivin, bir milletin tarih ve kültür hazinesi olduğunu idrak eden ecdadımız, bunun içindir ki kurduğu arşiv teşkilâtına ‘Hazine-i Evrak’ adını vermiştir.’’
OSMANLI ARŞİVİ REHBERİNDE NELER VAR?
Son ve en güncel bilgileri ihtiva eden ‘’Osmanlı Arşivi Rehberi’’, önsöz, giriş, dört bölüm, ekler, bibliyografya ve indeksten oluşuyor. Girişte, Osmanlı’da arşivcilik fikri, evrakın muhafazasına gösterilen titizlik, Osmanlı arşivlerinin tarihi seyri ve arşiv çalışmaları hakkında bugüne kadar yapılan tasnif çalışmaları hakkında açıklayıcı bilgi veriliyor. Birinci bölümde, ‘’Divanı Hümayun, Bab-ı Asafi, Defterhane-i Amire, Bab-ı Defteri, Bab-ı Ali, Yıldız Sarayı defterleri ile nezaretler, vilayet ve müfettişlikler (taşra arşivleri), Meclis-i Vala ve Meclis-i Ali-i Tanzimat gibi büyük dairelere ait defterler ve diğer defter serileri anlatılıyor. İkinci bölümde Divan-ı Hümayun, Bab-ı Asafi, Defterhane-i Amire, Bab-ı Defteri, Bab-ı Ali, Yıldız Sarayı belgeleri ile nezaretler, vilayet ve müfettişlikler (taşra arşivleri), büyük dairelere ait belgeler, Ali Emiri Tasnifi ve İbnülemin Tasnifi gibi diğer belge serileriyle ilgili bilgi veriliyor.Üçüncü bölümde, harita, plan, proje, kroki, albüm ve fotoğraf koleksiyonları, Ali Fuat Türkgeldi, Cavit Baysun ve diğer kişilerden intikal eden arşiv malzemeleri, yurt içi ve yurt dışı arşiv merkezlerine ait arşiv malzemesi, kataloglar ve yeni uygulamaya konulan otomasyon sistemi anlatılıyor. Kitabın dördüncü bölümünde ise Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün idarî yapısı, arşiv hizmetleriyle ilgili kanunlar, araştırmacılar için gerekli ön bilgiler ve Devlet Arşivlerinde araştırma yapacak olanların tabi olacağı esaslar bulunuyor. |
16.10.2010 |
Şair Yavuz Bülent Bakiler’e saygı gecesi |
Şair-yazar Yavuz Bülent Bakiler için ‘’Saygı Gecesi’’ düzenlendi. Edebiyat Sanat Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş tarafından Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen gecede, Bakiler’in Türk dili ve edebiyatına katkıları anlatıldı. Gecede konuşan Bakiler, Türk dilinin, Türk halkının kitap okuma alışkanlığı olmaması nedeniyle kan kaybettiğini belirterek, ‘’Yıllarca uğraşıp dilimize soktuğumuz, işlediğimiz kelimeleri, ‘Bunlar eski kelimelerdir’ diyerek dilimizden çıkartmaya çalışıyoruz ve yerine uyduruk kelimeler getiriyoruz’’ dedi. Edebiyata ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını, halk edebiyatını annesinden duyduğu türküler ve masallarla tanıdığını anlatan Bakiler, bir toplumun ayakta kalabilmesi için dili ve edebiyatının sağlam olması gerektiğini söyledi. Yıllarca bu duyarlılıkla hareket ettiğini ifade eden Bakiler, Türk dilinin güzelliklerini anlatarak, eski eserlerden örnekler verdi. Yazar Mehmet Nuri Yardım’ın yönettiği toplantıda, Türkolog Meryem Aybike Sinan, Bakiler’in nesirlerini anlattı. Bakiler’in şairliği gibi yazarlığının da son derece güzel olduğunu kaydeden Sinan, 12 yaşındayken okuduğu ‘’Türkmenistan Türkmenistan’’ adlı eseriyle Bakiler’i tanıdığını, kitaptaki anlatımı çok beğendiğini ve o günden beri Bakiler’in tutkulu bir okuyucusu olduğunu söyledi. Gecede, yazar İsa Kocakaplan ile şair Ali Hakkoymaz da Bakiler’in sanatsal yönüyle ilgili düşüncelerini dile getirdi. Ebru sanatçısı Hikmet Varoşlu, Bakiler’e bir ebru tablosu hediye etti. Toplantı sonunda katılımcılara Bakiler’in ‘’Harman’’ adlı şiir kitabı verildi. |
16.10.2010 |
Harput müziği albümleşiyor |
Kültür ve Turizm Bakanlığı Elazığ Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu, Harput müziklerinin yer aldığı albüm hazırlığına başladı. Yapılacak albüm dolayısıyla Elazığ Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu tarafından komisyon oluşturuldu. Oluşturulan komisyonda, Paşa Demirbağ, Lokman Tasalı, Nihat Kazazoğlu gibi Harput müziğine emek vermiş önemli isimler yer alıyor. |
16.10.2010 |
Türk-Osmanlı tasarımı halılar Londra’da sergilendi |
İngİltere’nİn başşehri Londra’da yaşayan Türk tasarımcı Esti Barnes, Osmanlı İmparatorluğu kültüründen esinlenerek tasarladığı yeni halı koleksiyonu ‘Ottomania’yı sergiledi. Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz başka olmak üzere yerli ve yabancı konuklar da sergiye katıldı. Esti Barnes, benzer çalışmaları nedeniyle daha önce İngiltere ve ABD’de farklı ödüllere lâyık görülmüştü. 6 farklı halı tasarımı ile dikkat çeken Ottomania, Osmanlı kültürünün zengin motiflerini sunuyor. Halılardan birinin üzerinde Osmanlı Tuğrası bulunuyor. Türk-Osmanlı sanatını İngiltere’de yansıtmak istediğini dile getiren Esti Barnes, bugüne kadar hiç kimsenin bu alanda benzer bir çalışmaya imza atmadığını söyledi. Sergiyi gerçekleştirmek için uzun yıllar üzerinde çalıştığını belirten Barnes, “Çok zevkle çalıştım bu konuda. Bilmediğim birçok şeyi öğrenmiş oldum. Osmanlı sarayının dedikodularına bile girdim” dedi. Bu alandaki çalışmalarına devam edeceğini belirten Barnes, “Halılar burada üretiliyor ancak tasarımları ve desenleri Türkiye’de yapılıyor. Halı seçmemin nedeni tamamen şans oldu. Zamanla ilgi duymaya başladım. Çok iyi geri dönüşümler aldım. İngilizlerden büyük ilgi gördük” şeklinde konuştu. |
16.10.2010 |
Şarkın Fatihi Yavuz Sultan Selim |
O, OsmanlI tarihinde bir dönüm noktası. Sırrını bedeninde, dünyayı kafasında taşıyan bir dâvâ adamı. Engelleri dize getiren kadim bir sözün kılıçtan kalbi. 8 yıllık dahiyane bir hamlenin halifesi, hilafet tahtının sultanı. Aklın sınırlarını aşıp, kalbini çatlatırcasına koşan anlaşılması zor bir kahraman. Osmanlı tarihinde farklı bir yeri bulunan I. Selim’i, devrin kaynaklarına dayanarak tanıtmak ve ‘biyografik mahiyetli siyasî hayatını’ ortaya koymak gayesiyle kaleme alınan Zamanın İskenderi, Şarkın Fatihi Yavuz Sultan Selim isimli kitap; hacmi, içeriği ve birinci elden kaynaklarla beslenerek hazırlanmasının yanı sıra tarihi kriterlere dayanan ilmi ve akademik bir çalışma olması dolayısıyla da ayrıcalıklı bir eser. |
16.10.2010 |
Timsah derisi işliyorlar |
Çanakkale’nİn Biga ilçesinde, Tayland ve Singapur gibi Uzakdoğu ülkelerinden getirilen timsah, piton ve anakonda derileri, çanta ve ayakkabıya dönüşmesi için işleniyor. İlçedeki bir deri işleme atölyesinin sahibi Suat Yılmaz, Uzakdoğu’dan gelen derilerin tesislerinde yaklaşık 1.5 ay boyunca işleme tabi tutulduğunu söyledi. Yılmaz, sipariş üzerine gelen derilerin 15 işçi tarafından el işçiliğiyle 21 günde ham halden mamul haline getirildiğini belirtti. Biga’da işledikleri derileri, İstanbul’da anlaşmalı oldukları bir firmaya gönderdiklerini anlatan Yılmaz, ‘’Deriler İstanbul’da çanta ve ayakkabı gibi malzemelere dönüştürülüyor. Daha sonra da talebe göre yurtiçi ya da yurtdışında satışı yapılıyor’’ dedi. Yılmaz, yaklaşık 1.5 aydır, daha kârlı olduğu için timsah ve yılan derisi işlediklerini belirterek, ‘’Çalışmada normal kimyasalların dışında, ekstra kimyasalları da kullanıyoruz. 150 özel deriyi tamamen elde, 40 aşamadan geçirip üretime hazır hale getirdik’’ diye konuştu. |
16.10.2010 |
Paintistanbul Fuarı 20 bine yakın ziyaretçiyi ağırladı |
Dünya boya sektörünün kalbi, paintistanbul 2010 Fuarı boyunca İstanbul Kongre Merkezi ile Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda attı. Dünyanın dört bir yanından firma ve ziyaretçiyi ağırlayan paintistanbul Fuarı, renkli görüntülere sahne oldu. Boya sektörünün en büyüklerinin yeni ürünlerini sergilediği fuarı, 20 bine yakın ziyaretçi gezdi. Boyada Avrupa’nın en büyük 3’üncü üreticisi olma hedefindeki Türkiye’nin gerçekleştirdiği en büyük organizasyon olan paintistanbul Fuarı’na, Türkiye’den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden 325 firma katıldı. |
16.10.2010 |