Dünya |
Kıbrıs’da çözümsüzlük bir seçenek değil |
KIBRIS'TA günübirlik temaslarda bulunan ve Yeşilırmak Sınır Kapısı’nın açılış törenine katılan AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, Güney Kıbrıs’ta bulunan AB Evi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek, ziyaretiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Adayı komisyon üyesi olarak ilk kez ziyaret ettiğini ve sıcak bir şekilde karşılandığını kaydeden Füle, bugün Kıbrıs sorununun birçok yönüyle karşılaştığını belirtti.İki toplumun liderleriyle bir araya geldiğini ve karşılıklı bir anlayış ortamı bulduklarını anlatan Füle, Kıbrıs müzakerelerini himayesine alan BM’nin, uzun yıllardır devam eden uzlaşmazlığı çözmek için çok iyi bir ortam yarattığını söyledi. ‘’Çözümsüzlük bir seçenek değildir’’ diyen Füle, bu konudaki statükonun çok uzun sürdüğünü kaydetti.
LİDERLERDEN İSTEĞİ Füle, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’dan, Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki şevklerini ortaya koymalarını ve en kısa zamanda çözüme ulaşmalarını istediğini aktardı. Liderleri, uzlaşma ruhuyla hareket etmeleri ve özellikle mülkiyet konusunda ortak bir zemin bulmaları için cesaretlendirdiğini kaydeden Füle, ‘’kapsamlı bir anlaşmaya varılmasının Avrupa topraklarında 40 yıldır devam eden bu uzlaşmazlığı sona erdirmek isteyen herkes için çok değerli olduğunu’’ söyledi. Kapsamlı bir çözüme ulaşılması için sürdürülen müzakerelere Avrupa Komisyonu’nun desteğinin tam olduğunu yineleyen Füle, AB ile ilgili konularda BM’ye ve liderlere teknik danışmanlık yaptıklarını ve bir anlaşmaya varılması durumunda da bunun hayata geçmesi için destek vermeyi sürdüreceklerini belirtti. Füle, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ile de görüştüğünü, BM diplomatıyla çözüme ulaşmanın mümkün olduğu ve bunun için iki tarafta da yeterli siyasi niyet ve kararlılık olduğu konularında hem fikir olduklarını kaydetti. Yeşilırmak Kapısı’nın açılmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Füle, burada yol yapımında kullanılan AB fonlarının Adadaki insanların yakınlaşmasına katkısından mutlu olduğunu ifade etti. Kapının açılmasını ‘’niyet varsa sorunları çözmenin de bir yolunun olduğunun örneği’’ diye nitelendiren Füle, bunun kendisi için de iki tarafın temsilcileri için de önemli bir tecrübe olduğunu söyledi. Füle, bu olayın cesaretlendiriciliğini dile getirdi.
GÜNÜN MESAJI Füle, bugün vermek istediği mesajı ise şöyle açıkladı: ‘’Avrupa Komisyonu, hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların yakın dostu ve müttefikidir. Gelecek yıllarda birleşik, barış içinde yaşayan ve müreffeh bir AB üyesi olarak hepinizle birlikte çalışmayı bekliyoruz.’’ AB Komiseri Füle, konuşmasının ardından soruları yanıtladı. Soruları toplu olarak aldıktan sonra yanıtlayan Füle, sadece kendisinin değil, Avrupa Komisyonu Başkanı dahil tüm komisyonun Kıbrıs’ta bir çözümün gerçekleşmesi için çok istekli olduklarını vurguladı.
TÜRKİYE-AB Füle bir Rum gazetecinin, Türkiye ile üyelik görüşmeleri konusundaki sorusu üzerineyse, iki tarafın da geçmesi gereken güvenilirlik testleri bulunduğunu, Türk tarafının şu anda reform sürecinde olduğunu söyledi. ‘’AB’nin üyelikler konusunda oyunun kurallarına yüzde yüz uyduğunu’’ ifade eden Füle, ‘’oyunun ortasında bu kuralların sorgulanamayacağını’’ kaydetti. |
16.10.2010 |
Balkanlarda Osmanlı hasreti |
Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorgi İvanov himayesinde düzenlenen 4. Uluslararası “Balkanlar’da İslâm Medeniyeti Kongresi” çalışmalarına başladı. İslâm Konferansı Teşkilâtı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, İslâm Araştırma Merkezi ve Makedonya Bilim ve Sanatlar Akademisinin (MANU) ortak girişimiyle Üsküp’te düzenlenen kongrede yaptığı konuşmada, “İslâmda zorlama yoktur” dedi. Balkanlar’da İslâmiyetin tarihini anlatan İhsanoğlu, şunları söyledi: “Balkan milletlerinin iletişimi, Arap ve Müslüman dünyasıyla daha 8. Yüzyılda başlamıştır. Bu kaynaşma ve iletişim günümüze kadar devam etmektedir. İslâmda zorlama olmadığı, 1400 yıl boyunca burada yaşanan olaylarla açıkça ortaya konmuştur. Yapılan araştırmalar, Balkanlar’da ağır ve zor şartlarda hayatlarını sürdüren farklı dini toplulukların, Osmanlı’nın bu topraklara gelmesinden önce de olağanüstü değerlerini keşfettiği İslâm dinini seçtiğini göstermektedir.” Konuşmasının son bölümünde İslâmın Avrupa’daki durumuna değinen İhsanoğlu, gelecekte Avrupa’nın İslâmın kendisinin ayrılmaz bir parçası olacağını anlayacağını ve İslâma gereken saygıyı göstereceğini söyledi. İhsanoğlu, “Avrupa’nın İslâm kimliğini taşıyanların evi olacağı umudundayız” diye konuştu. Kongrenin açılışını yapan Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorgi İvanov da konuşmasında, Osmanlı döneminde Balkanlar’da uygulanan politikaları anlattı. Osmanlı tarihini ve hukuk konusunu araştırdığını belirten İvanov, “Balkanlarda Osmanlı hakimiyeti döneminde İslâm kurallarına dayanarak, Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler üzerinde din baskısı yapılmıyordu. Osmanlı döneminde farklı dini gruplar arasında yasal eşitliğin sağlandığı görülmektedir” dedi. Uluslararası Balkanlar’da İslâm Medeniyeti Kongresine, Makedonya Bilim ve Sanatlar Akademisi Başkanı Georgi Stardelov ile akademinin yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra Türkiye, Kosova, Bosna Hersek, Arnavutluk ve Bulgaristan’dan çok sayıda akademisyen ve araştırmacı katılıyor. Pazar günü sana erecek kongrede, “İslâm medeniyetinin gelişim süreci” başlığı altında İslâm kültürünün gelişimi, İslâmda toplumsal yapı, kültür ve eğitim kurumları, İslâm mimarisi, san'at ve edebiyat konularında bildiriler sunulacak. |
16.10.2010 |
Sudan'da referandum hazırlığı sürüyor |
BM Barış Gücü askerlerinin, Sudan’ın güneyinin bağımsızlığıyla ilgili referandumunda muhtemel şiddet eylemlerini engellemek için ülkenin kuzey-güney sınırına konuşlandırılacağı bildirildi. Bölgedeki BM barış gücü yetkilisi Alain Le Roy’un sözcüsü, Güvenlik Konseyi’nin toplantısından sonra yaptığı açıklamada, askerlerin önümüzdeki haftalarda konuşlandırılabileceğini belirtti, ancak sınıra kaç askerin konuşlandırılacağına ilişkin bilgi vermedi. Sözcü, Sudan’ın yarı özerk Güney Sudan bölgesi Devlet Başkanı Salva Kiir’in Güvenlik Konseyi’nden sınır boyunca (32 km) tampon bölge oluşturulması talebine ilişkin olarak, BM’nin kapasitesinin sınırlı olması dolayısıyla, bunun mümkün olmadığını ifade etti. Güney ile Kuzey Sudan arasında onlarca yıl süren iç savaşı sona erdiren 2005 barış anlaşmasında, Abyei bölgesinin halkına, kuzey ya da güneyle mi birleşmek istediklerinin sorulacağı referandumun düzenlenmesi sözü verilmişti. Kuzey yönetimi de güney yönetimi de barış anlaşmasından bu yana petrol zengini bölge için çatışıyor ve her iki taraf da bölge üzerinde hak iddia ediyor. Taraflar arasında Etiyopya’nın başşehri Addis Ababa’da yapılan, ABD’nin Sudan temsilcisi Scott Gration’ın da katıldığı son tur görüşmelerde anlaşmaya varılamamıştı. Tarihî referandumun 9 Ocakta yapılması öngörülüyor. |
16.10.2010 |
Teklif var baskı yok |
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, ABD’nin Avrupa’ya kurmayı planladığı füze savunma sistemi için Türkiye’ye baskı yapmadıklarını ve bu konuyu görüşmeye devam ettiklerini söyledi. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, ABD’nin Avrupa’ya kurmayı planladığı füze savunma sistemi için Türkiye’ye baskı yapmadıklarını ve bu konuyu görüşmeye devam ettiklerini söyledi. Gates, NATO dışişleri ve savunma bakanları toplantısının ardından bir gazetecinin konuyla ilgili sorusu üzerine Türk meslektaşlarıyla füze savunması dahil birçok konuyu tartıştıklarını belirtti. Gates, ‘’Bu konuda (Füze savunması sistemi için) Türkler’e baskı uygulamadığımızı, mütefiklerimizden biriyle devam eden görüşmeler yaptığımızı söyleyebilirim’’ dedi. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Gates’le yaptıkları görüşmede, füze savunma sistemi de gündeme geldi. Görüşmede Türk tarafı ‘’NATO öncülüğünde, bütün NATO topraklarını kapsaması ve NATO üyelerinin güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem planlanması’’ durumunda füze savunma sistemine destek verebileceklerini belirtti. NATO’nun 19-20 Kasım’daki Lizbon zirvesinde onaylanacak yeni stratejik konseptinin de ele alındığı sözkonusu görüşmede, bu konuda iki ülke arasındaki diyaloğun sürmesinin faydalı olacağı kabul edildi. Yaklaşım yarım saat süren 4’lü görüşmede Irak, Lübnan ve Balkanlar’daki son gelişmeler de ele alındı. |
16.10.2010 |
Yeni Zelanda'da alkol, sudan ucuz |
YENİ Zelanda’da Otago Üniversitesi’nden bilim adamlarının yaptığı araştırma ülkede, bir kadeh şarabın ortalama 62, 250 ml suyun 67 Yeni Zelanda senti olduğunu gösterdi. Yeni Zelanda Tıp Dergisi’nde yayımlanan araştırmaya imza atanlardan Profesör Nick Wilson, alkol fiyatının 10 yılda büyük oranda düştüğünü belirterek, ucuz alkolün halk sağlığına olumsuz etkileri konusunda uyardı. Araştırmacılar, hükümetin reklâm denetimi, vergilerin arttırılması ve içki satılan dükkânların açık kalma süresinin azaltılması gibi tedbirler alması gerektiğini vurguladı. Ülkede üzüm bolluğu dolayısıyla şarap fiyatlarının son yıllarda düştüğü, özellikle gençlerin sağlığının risk altında olduğu belirtildi. |
16.10.2010 |
Radovan Karaciç'in duruşması ertelendi |
LAHEY'DEKİ uluslar arası savaş suçları mahkemesinde yargılanan Bosnalı Sırpların eski siyasî lideri Radovan Karaciç, savunmasını yaptığı sırada rahatsızlanması nedeniyle duruşması ertelendi. Lahey’deki mahkemede ‘’savuş suçu işlemekten’’ yargılanan ve duruşması Bosna-Hersek’teki televizyon kanallarında canlı verilen Karaciç, savunmasını yaptığı sırada mahkeme başkanına ‘’kendisini iyi hissetmediğini’’ söyleyerek, duruşmaya ara verilmesini istedi. Bu talebi kabul eden mahkeme yetkilileri, Karaciç’in savunmasına avukatlarının devam etmesini önerdi. Mahkemenin bu teklifini reddeden Karaciç, savunmasını kendisini iyi hissettikten sonra şahsen yapmak istediğini belirtti. Mahkeme yetkilileri, bu görüşü dikkate alarak, duruşmayı başka bir tarihe erteledi. Belgrad’da 2008 yılında yakalanan Radovan Karaciç, Bosna savaşı (1992-1995) sırasında Srebrenitsa’da Temmuz 1995’te 8 bin Boşnak erkeğin katledilmesi ve Bosna Hersek genelinde çeşitli savaş suçları işlemekten Lahey’de yargılanıyor. |
16.10.2010 |
İran'ın ziyareti, Lübnan'ın güvenliği için tehlikeli |
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip Crowley, ‘’İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın Lübnan’ın güneyine yaptığı ziyaretin, Lübnan’ın egemenliği ve bölge güvenliği için tehlikeli olduğunu’’ söyledi. Crowley, Ahmedinejad’ın bu bölgeye gitmesinin, Lübnan’ın egemenliğini ve bölgenin güvenliğini sarsan bir provokasyon olduğunu düşündüklerini belirtti. Ahmedinejad, Lübnan’daki Hizbullah örgütünün kalelerinden olan ve İsrail’e 4 kilometre mesafedeki Bint Cbeyl kasabasında halka hitap etmişti. 2006 yılındaki Hizbullah-İsrail savaşında şiddetli çatışmalara sahne olan bölge, Lübnanlılar için sembolik önem de taşıyor. 2000’de İsrail’in 22 yıl işgal ettiği Güney Lübnan’dan çekilmesinin ardından Hizbullah lideri Bint Cbeyl’de zafer konuşması yapmıştı. |
16.10.2010 |
AB’den, İran’a görüşme teklifi |
AVRUPA Birliği İran’ı, nükleer meseleyi görüşmek için 5+1 ülkeleriyle gelecek ay toplantıya çağırdı. AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın sözcüsü, Ashton’un bugün İran’a resmen, görüşmelerin kasım ayı ortasında yapılmasını ve 3 gün sürmesini teklif ettiğini söyledi. İran bu ay başında ABD, İngiltere, Çin, Fransa, Rusya ve Almanya’dan oluşan 5+1 ülkeleriyle Ekim sonu veya kasım başında görüşmeye hazır olduğunu bildirmişti. Sözcü, Yüksek Temsilci Ashton’ın görüşmelerin Viyana’da yapılmasını önerdiğini ve İran’ın nükleer başmüzakerecisi Said Celili’nin olumlu cevap vermesini ümit ettiğini belirtti. İran’la BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ve Almanya arasındaki görüşmeler geçen sene ekimde çıkmaza girmiş ve İran’a uluslar arası yaptırımların sıkılaştırılmasına yol açmıştı. |
16.10.2010 |