Kültür-Sanat |
SAİD NURSî BİR İDEAL ADAMIDIR |
YENİ Asya Gazetesi yazarı İslâm Yaşar, Kahramanmaraş Yeni Asya Vakfı konferans salonunda, “Gençlik ve idealler” konulu bir seminer verdi. Said Nursî’nin bir “ideal adamı’’ olduğunu söyleyen Yaşar, “ideal adamlarını yetiştiren ailelerdir” dedi. Ailenin, ideal adamlarını yetiştirmede çekirdek olduğunun altını çizen yazar, Said Nursî’nin ailesine hasr-ı nazar edilmesi gerektiğini vurguladı. Said Nursî’nin yaşadığı köyü tasvir ederek, “Dağların arasında, kuş uçmaz kervan geçmez bir köy. Kışın altı ay karlarla kaplı, aileler evinden dışarı çıkamayacak derecede ağır kış şartlarının hakim olduğu bu köyde, anne baba dahil dokuz kişilik bir aile, iki odalı bir evde yaşıyorlar. Dokuz kişinin iki odalı bir evde aylarca dışarı çıkmadan yaşaması, kavgasız, gürültüsüz yaşaması, bu günün şartlarında sanki imkânsız gibi görünüyor. Ama Said Nursî’nin yaşadığı bu daracık muhitte, çok çocuklu bir ortamda kavganın ve gürültünün olmayışının hikmeti nedir acaba? Bu nasıl bir ailedir acaba?” diyen İslâm Yaşar; "Öyleyse, Said Nursî’nin ideallerinin temeli, o dokuz kişinin yaşadığı iki odalı evdeki ailede atılmıştır", dedi. Yaşar, öyle bir anne ki; abdestsiz hiçbir çocuğuna süt vermediğine, öyle bir baba ki; değil çocuklarına, hayvanlarına bile haram yedirmediğine, öyle bir ağabey ki; medresedeki hocalar düzeyinde, kardeşlerine ilim tahsil ettirmek için çırpındığına dikkat çekti. “Böyle bir aile ortamında yetişiyor Said Nursî. Ve çocuk yaşta, Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed’i (asm) rüyasında görüyor. Ve Ondan ilim ve hikmet talep ediyor. Bu durum gösteriyor ki; Said Nursî ta çocukluğunda, bir ideal adamı olmaya karar vermiştir. O bir hedef, bir gaye, bir ideal adamıdır. Bundan dolayıdır ki; ideal adamlarını aileler yetiştirir. Böyle bir aileden de Said Nursî gibi bir ideal adamı çıkmasından tabiî de bir şey yoktur. İdeal adamları, kendilerini değil cemiyeti düşünürler, insanlığı düşünürler. Onlar kendileri için bir şey istemezler, cemiyet için yaşarlar. İşte Said Nursî kendisi için değil, cemiyet için beşeriyet için yaşayan bir ideal adamıdır", diyen İslâm Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir ideal adamı olan Bediüzzaman’ın hedefi, Akdamar Adası ile ilgili söylediği sözde saklıdır. ‘Bu adada bana elli tane öğrenci verin, on sene de zaman verin, İslâm’ı dünyaya hakim kılayım.’ İşte bu sözde hedef vardır, ideal vardır. Ve Bediüzzaman bu ideal için yaşamıştır. Onun hedefinde çiftlik yoktur, saray yoktur, köşk yoktur, yalı yoktur, Onun hedefinde İslâm vardır, Allah’ın rızası vardır. O kendisi için değil, beşeriyet için yaşamıştır” İslâm Yaşar, konuşmasının son bölümünde gençlere hitap ederek, gençlerin de kendilerine bir hedef koymalarını, bir gaye için yaşamalarını istedi, Said Nursî’nin örnek alınması gerektiğinin altını çizdi. |
ATİLLA YILMAZ / KAHRAMANMARAŞ 08.10.2010 |
“Malatya okuyor” devam edecek |
MALATYA Valisi Ulvi Saran; “Malatya okuyor” kampanyasıyla insanımızın okuma alışkanlığını peynir, ekmek gibi gündelik gıda olacak bir ihtiyaç seviyesinde tutmayı sağladığını söyledi. Vali Saran “Malatya Okuyor” kampanyasıyla genç nesillere okuma alışkanlığı kazanmaları yönünde pozitif teşvikte bulunduklarını kaydederek, “Bu güzel alışkanlığın öğrencilerle sınırlı kalmaması, her bireyin bundan faydalanması gerektiği göz önünde bulundurulması gerekir” dedi. Vali Saran kampanya ile ilgili şu bilgileri verdi: “Okullar bazında 79 bin öğrenci 2010 Ocak ayından itibaren 585 bin kitap okuduğu tesbit edildi. Bu da şunu gösteriyor; Kişi başına okuma hızı 8 katına çıkmış oluyor. Biz bu kampanyayla genç beyinlerin, genç nesillerin okuma alışkanlığıyla hayatlarını sürdürebilmelerini, kötü alışkanlıklara girmemelerini motive etmiş ve onlara hız kazandırmış oluyoruz” diye konuştu. Vali Saran bu kampanyanın “Biz okuyan aileyiz” boyutunun da olduğuna dikkat çekerken, ayrıca “Askıda Kitap” projesiyle uygun yerlerde herkesin okumasını sağlıyacaklarını belirtti. Vali Saran sözlerini şöyle sürdürdü: “Amacımız peynir ekmek gibi insanların günlük gıdalarını almalarını ve buna ihtiyaç duymalarını sağlamak. Bu tür kampanyaların insanımıza yeni ufuklar açacağı, bir çok sıkıntının giderileceği yönünde duyumlar alıyoruz.” Valilik ve okulların dışında 5 yıldır Yeni Asya Kitabevinde “Kitap Kurtları Kulübü” her gelen okuyucuya okuyup getirmesi şartıyla kitap veriyor. Şu anda bin 150 kişi her hafta yeni kitap alarak kitap kurdu olduklarını ispatlıyor. |
Ahmet Kurnaz / Malatya 08.10.2010 |
Pınar Kido’dan “Nasreddin, İnadın Sonu” |
BUGÜNE dek yaklaşık 3 milyon çocuğu tiyatro ile ücretsiz buluşturan Pınar Kido Çocuk Tiyatrosu, 24’üncü yılında yepyeni bir oyun ile perdelerini açıyor. Düzenlediği ücretsiz gösterimler ve turne programları ile çocukların tiyatro sevgisini pekiştirmeyi amaçlayan Pınar Kido Çocuk Tiyatrosu, yarın “Nasreddin İnadın Sonu” oyunu ile 2010-2011 sezonunu açıyor. Halk kahramanı ve mizah ustası Nasreddin Hoca’nın dilden dile, ülkeden ülkeye ulaşmış, bugünün insanına göndermeleri olan fıkralarından yola çıkılarak yazılan “Nasreddin, İnadın Sonu” oyunu, izleyen çocuklara var olanın değerinin bilinmesi, körü körüne zıtlaşmanın ve inatlaşmanın sonucunun ne tür kayıplara sebep olduğunu anlatan bir hikâye ve keyifli müziklerle sergileniyor. Simgelerle dolu bir anlatıma sahip hikâyenin yanı sıra, 16 dans ve 21 şarkı ile zenginleşen oyun, çocuklar için oldukça ilgi çekici ve keyifli ögeler taşıyor. Geleneksel köy seyirlik oyunlarıyla fiziksel ve görsel tiyatronun bir sentezi olan oyunda, klarnet, saz, bendir, davul ve ritim sazlardan oluşan bir orkestra tarafından destekleniyor. Sergilediği her oyunda, çocuklara tiyatro sevgisini aşılamanın yanı sıra, onların kültürel ve kişisel gelişimine de katkıda bulunmayı hedefleyen Pınar Kido Çocuk Tiyatrosu, yeni oyununda, Nasreddin Hoca’yı genç nesillere tiyatro aracılığıyla tanıtırken, aynı zamanda onlara geleneksel tiyatromuzdan bir örnek sunmayı amaçlıyor. Mecidiyeköy’deki Profilo Alışveriş Merkezi’nde, her Cumartesi–Pazar günü, saat 11.15’de ücretsiz olarak sunulacak “Nasreddin, İnadın Sonu” oyunu, 28 Mart 2011 tarihine kadar çocuklarla buluşmaya devam edecek. |
08.10.2010 |
110 yıllık Necip Paşa Konağı restore ediliyor |
ÇANAKKALE Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ile Sanat evi olarak kullanılan 110 yıllık tarihi Necip Paşa Konağı, aslına uygun olarak restore ediliyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Şinasi Haznedar, ihale sürecinin tamamlanmasının ardından binadaki restorasyon çalışmalarına başladıklarını söyledi. Tarihî konağın, 1900 yılında yapıldığını ve kentin prestij binası olarak kabul edildiğini hatırlatan Haznedar, yaptıkları bir ziyarette, binanın onarımına ilişkin taleplerini bir dosya halinde, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a sunduklarını belirtti. Bakan Günay’ın durumun ivedilikle çözülmesi için gerekli talimatları verdiğini ifade eden Haznedar, tarihî değeri şehir için büyük olan binanın yaşatılması için ilgili restorasyon çalışmalarının başladığını anlattı. Şinasi Haznedar, şu bilgileri verdi: ‘’Bu bina Çanakkale için çok önemli bir yapı. Tamamlandığında kentin prestij binası olacaktır. Eskiden beri Necip Paşa Konağı olarak bilinen, Paşa’nın vefatından sonra madam Hettie’ye devredilen, onun ölümünden sonrada ‘Kültürel Varlık’ olarak tescil edilen bu bina, zamanın etkilerine ve yıpranmaya daha fazla dayanamadı ve bir takım arızalar gösterdi, ihtiyaçlara vakıf oldu. Çatısında olsun, dış cephesinde olsun çeşitli tadilat istekleri doğdu. Biz de böyle anlamlı bir binanın gözümüzün önünde yok olmasına seyirci kalamazdık. Gerçekten bir toplumsal sorumluluk hisseden, kültürel ve tarihî varlığa önem veren kimse bu binayı böyle görmek istemezdi. Biz de bu binanın onarılmasına karar verdik. 2011 yılının ocak ya da Şubat ayında onarım işlemi bitecek. Restorasyon işlemi bittikten sonra bütün Çanakkalelilerin güçlü bir şekilde hizmetinde olacak.’’ |
08.10.2010 |