05 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Soğuk algınlığına karşı üç silahşör: Ekinezya, Ihlamur ve Adaçayı

Mevsimin sonbahardan kışa doğru ilerlediği şu günlerde hastalıklar her an kapımızı çalabilir. Kış aylarında kişilerin hasta olmamak için kendi savunma silâhlarını, yani bağışıklık sistemini güçlendirmesi, desteklemesi gerekiyor.

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, kış aylarının yaklaştığı bu günlerde bağışıklık sistemini desteklemek için doğru bitkisel ürünlere yönelmemiz gerektiğini, bağışıklık sistemimizin esasında bir “tasarruf hesabı” ya da “kumbara” gibi olduğunu belirtiyor. Ayrıca farklı kaynaklardan sağlanacak farklı özellikteki tabiî ürünlerin akılcı bir şekilde kullanılması ile bağışıklık sistemimize yapacağımız katkıların, hastalıklara karşı direncimizi güçlendirmemize yardımcı olacağını vurguluyor.

IHLAMURUN

ÇİÇEĞİ...

Soğuk algınlığı denince ilk olarak aklımıza gelen bitkilerden bir diğeri de “ıhlamur” çiçekleridir. Prof. Dr. Erdem Yeşilada, birkaç yıl önce yayımladığı bir araştırmanın sonuçlarına göre ıhlamur çiçeklerinin de ekinezya gibi “iltihap giderici” etkisi bulunduğunun deneysel olarak ortaya konulduğunu, yürüttükleri çalışmanın sonucunda ıhlamur içerisindeki bileşenlerden bazılarının (flavonoit) iltihap giderici ve ağrı kesici etki gösterirken, bazı bileşenlerin (müsilaj) de boğazı yumuşatması neticesi boğazda tahrişi önlediğini ve bu suretle soğuk algınlığı şikayetlerinin hafifletilmesinde tedaviye yardımcı olduğunun görüldüğünü belirtiyor.

ÜST SOLUNUM YOLLARI...

Üst solunum yolu hastalıkları denince akla ilk gelen bitkilerden biri “ekinezya”dır. Ekinezyanın sağlık için yararları ve önemi konusunda en dik

kati çeken husus, ekinezyanın etkisi ve kimyası üzerinde sadece 2009 yılından Ekim 2010’a kadar yayımlanmış 233 bilimsel çalışmanın bulunmasıdır. Son yayımlanan bir çalışma ekinezya ürünlerinin soğuk algınlığına yol açan ve uçuk virüsü gibi virüsleri öldürücü etkisi bulunduğunu gösteriyor. Araştırmanın ortaya koyduğu bulgulara göre, ekinezya hem bu virüsleri öldürüyor hem de virüslerin yol açtığı iltihap etkenlerinin (sitokinler) miktarını kontrol ederek boğaz ve akciğerlerdeki iltihabın yol açacağı hasarı engelliyor.

... VE ADAÇAYI

Ağız ve boğaz iltihaplarında etkili olduğu bilinen bir başka bitki ise “adaçayı”dır. Özellikle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla çay şeklinde hazırlanan adaçayı ile hazırlanan gargaranın bu amaçla kullanılması önerilmektedir. Yeni yayımlanan bir klinik çalışmada, adaçayı ile ekinezyanın birlikte uygulandığında dezenfektan gargaradan daha etkili olduğu gösterilmiş. Deneyde paralel olarak bir başka grup hastada yürütülen çalışmada 2 saat ara ile ağıza sıkılan bir dezenfektan çözeltisinden daha yüksek etki bulunmuştur. Sonuç olarak, özellikle soğuk algınlığı riskinin arttığı sonbahar ve kış dönemlerinde doğanın bizlere sunduğu bu etkili ve güvenilir silahlardan yararlanmak en akılcı yaklaşım olacaktır. Hiç şüphesiz, öncelikli hedef “hastalığa yakalanmamak”, bu konuda bağışıklığı destekleyici bu tip ürünler koruyucu olarak yararlı olabilmektedir. Hastalığa yakalanma durumunda ise bu tip ürünlerden uygulanan temel tedavinin yanı sıra şikayetlerin hafifletilmesinde yararlanılabilir.

İstanbul / Recep Bozdağ

05.10.2010


Mevsime bağlı depresyon Eylül’de başlıyor, Nisan’da bitiyor

Amerikan Hastanesi Psikoloji Bölümü Uzman Psikolog Aslı Akkan, Eylül ayı sonu gibi başlayıp Nisan ayında biten Mevsimsel Depresyon (Seasonal Affective Disorder-SAD), erkeklere oranla daha çok kadınlarda görüldüğünü belirterek, ekvatordan uzaklaştıkça semptomlarının arttığı bilinen SAD, 17 – 25 yaş aralığında daha çok görüldüğünü söyledi.

Yapılan araştırmalar ABD’de 10 milyondan fazla kişinin her sene bu rahatsızlıkla karşılaştığını Mevsimsel Depresyon’un farklı kentlerde, farklı iklimlerde yaşayan milyonlarca insanı etkilediğine işaret eden Uz. Psikilog Akkan, “17–25 yaş arası görülme sıklığının daha fazladır. Her ne kadar SAD deneyimleyen hastaların çoğu unipolar (tek uçlu) depresyon tanısında iseler de 20% sinin bipolar (iki uçlu) mizaç bozukluğuna sahip oldukları ve manik/hipomanik ataklarının da bulunduğu gözlemleniyor” dedi. Mevsimsel depresyonun belirtileri arasında; mutsuzluk, ümitsizlik, isteksizlik, değersizlik hissi, uyku düzensizliği, enerjisizlik ve çabuk yorulma, iştah değişikliği (azalması veya artması), gerginlik, karamsarlık ve hatta ölme isteği sayılabileceğinin kaydeden Akkan, ABD’de yapılan bir araştırma SAD tehşisi konulan hastalarının 6% ile – 35% arasının hastane yatışına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Psikolog Akkan, Mevsimsel Depresyon’un her ne kadar tam sebebi bilinmiyorsa da çeşitli hipotezler öne sürüldüğünü kaydederek, bunları şöyle açıkladı:

“Melatonin: Beyindeki epifiz bezi melatonin hormonu üretir. Hormon üretimi karanlık oratamlarda artmaktadır. Melatonin hormonu insanın fiziki hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve bitkin yapan doğal bir sakinleştiricidir. Günlerin kısalması ve güneş ışığının azalması melatonin üretimin arttırarak kişiyi daha az enerjik, yorgun, ve isteksiz yapar. Bu da Mevsimsel Depresyona yol açabilir.

Seratonin: Kış ayları ile birlikte vücuttaki seratonin üretiminin azalmasının mevsimsel depresyona sebep olabileceği öne sürülmektedir.

Genetik Faktörler: Mevsimsel depresyonun genetik köklerinin olabileceği kişinin ebeveynlerinden birinde mevsimsel depresyonun olmasının kişinin de SAD yaşama oranının 7 de 1 kadar arttırdığını gösteren çalışmalar vardır.”

Akkan ayrıca şunları söyledi: “Mevsimsel depresyonunun önüne geçebilmek için özellikle çalışma ortamlarında gerekli ışık ihtiyacının karşılanması, ortamın ısı ayarının kontrol altında tutulması, kişinin gün boyu güneş ışığıyla temasının maksimumda olabileceği aktivitelerde bulunması (sabah saatlerinde yapılacak yürüyüşler gibi), uyku saatlerinin mümkün olduğunca düzenli tutulması vb. Tüm bunlara rağmen semptomların devam etmesi ve/veya artması halinde ise bir uzmandan yardım alınması önerilir.”

İstanbul / Said Temur

05.10.2010


Masaj kremi vücudu rahatlatıyor

Furkan doğal ürünler firmasının ürettiği bitki özlü masaj kremi Blue Ocean ilgi görüyor. Tamamen tabiî bitkilerden üretilen krem, vücutta fark edilir bir rahatlama sağlıyor.

Bilindiği üzere, masajlar vücuda her zaman için fizikî bir destek sağlar. Blue ocean masaj kreminin bitki özlü etkisi vücuda uygulandığı bölgelerde kan dolaşımını hızlandırırken, vücudu sakinleştir. Sinir sistemini dengeleyerek, beden yorgunluklarının azalmasını netice verdirir. Blue Ocean masaj kremini bütün seçkin baharatçılarda bulabilirsiniz Geniş bilgi için; www.furkangida.com adresinden faydalanabilirsiniz.

05.10.2010


Gırtlak kanserini teşhis etmek zor değil

Nişantaşı Kulak Burun Boğaz Grubu’ndan Doç. Dr. Erhun Şerbetçi, gırtlak kanserinde erken tanının diğer kanser türlerine göre daha kolay olduğunu belirterek, bu kanser türünün çoğu kez ses tellerinden başladığını ve ilk belirtisini ses kısıklığı ile gösterdiğini ifade etti.

Şerbetçi “Günümüzde açılı Endoskopik muayeneler sayesinde gırtlak ve ses teli tümörlerinin vücudun diğer tümörlerine kıyasla çok daha erken bir şekilde yakalanabiliyor. Erken teşhis ile tam tedavi şansı da yüksek oluyor” şeklinde konuştu.

Son yıllarda oldukça artış gösteren gırtlak kanseri diğer kanser türlerine nispeten daha iyi seyirli tümörler arasında kabul ediliyor. Uzmanlar bunun en önemli nedenini hastalığın diğer türlere göre erken tanı şansının yüksek olması olarak belirtiyor. Gırtlak kanserinin önemine değinen ve ‘Gırtlak kanserinde erken tanı diğer kanser türlerine göre daha kolay’ ifadesinde bulunan Doç. Dr. Erhun Şerbetçi açılı endoskopik muayeneler sayesinde gırtlak ve ses teli tümörlerinin vücudun diğer tümörlerine kıyasla çok daha erken bir şekilde yakalanabildiğini kaydetti.

Ses kısıklığının bu kanser türü için en önemli belirtisi olduğunu da belirten Şerbetçi, ‘Gırtlak kanserleri çoğu kez ses tellerinden başlar ve ilk belirtisini ses kısıklığı ile gösterir. Bu gibi durumlarda hasta eğer gecikmeden bir doktora başvurursa yapılacak basit bir endoskopik muayene ile teşhis erkenden konulmuş olur. Eğer ailevi eğilim ya da sigara içimi hikâyesi varsa belirli aralıklarla tekrarlanabilecek endoskopide tümörün erken yakalanma olasılığı çok yüksektir’ şeklinde konuştu. Bunun yanı sıra ses telinden başlamayan gırtlak tümörlerinin de var olduğunu da belirten Doç. Dr. Şerbetçi bu gibi durumlarda erken tanı konulabilmesi için rutin Kulak-Burun-Boğaz muayenelerinde gırtlak bölümlerinin daha ayrıntılı olarak görülebileceği açılı endoskoplarla muayene edilmesi gerektiğini söyledi. Şerbetçi, bu tür muayenelerin günümüzde artık çok rahat bir şekilde uygulanmakta olduğunu da sözlerine eklerken, hastaların bir ileri muayeneden geçtiklerini bile çoğu kez fark etmeden gırtlak ve geniz boşluğu gibi bölgelerinin incelenebildiğini belirtti. İstanbul / Sedat Serdar

Kadına şiddete son!

Pendık Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla mahalle muhtarlarıyla bir araya geldi. Kanaat önderlerine yönelik toplantı sonunda kadına yönelik şiddete karşı daha bilinçli hareket edilecek. Dört toplantıdan oluşacak ve ilki Mehmet Akif Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda, psikolojik danışman eşliğinde toplumsal cinsiyet, cinsiyet eşitsizliği ve sonuçları ve ailede kadına yönelik şiddet arasındaki ilişki gibi konular görüşüldü. Toplantıda; 2001 yılından itibaren Başbakanlık bünyesinde devlet kurumlarında çalışanlara yönelik kadına şiddeti önleme konusunda eğitimler verildiği ve bu çalışmaya yerel anlamda destek vermek amacıyla mahallelerdeki kanaat önderleri ile toplantılar yapılacağı belirtti. Toplantıdasöz alan Psikolojik Danışman Zeynep İnalkaç, şiddet ile ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dünyada her 3 kadından 1’inin şiddete maruz kaldığını belirten İnalkaç, bunun Türkiye’de her 5 kadından 2’sinde görüldüğünü söyledi. Başta muhtarlar olmak üzere mahallenin önde gelenleriyle birlikte kadınlara yönelik şiddeti önlenme çalışmalarının daha da bilinçli olacağını vurgulayan Zeynep İnalkaç, muhtarların bu tür sıkıntılar karşısında nasıl davranmaları gerektiği açısından programın önemli olduğunu ifade etti.

05.10.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.