Dünya |
Cami izni çıkmadı, sokakta Cuma namazı kıldılar |
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da, Ayasofya Camii Derneği yöneticileri ve 300 kişilik bir cemaai, yeni cami inşaatı konusunda önlerine konulan engelleri protesto etmek için belediyenin karşısındaki sokağa seccadelerini sererek namaz kıldı. HOLLANDA'NIN başşehri Amsterdam’da, Ayasofya Camii Derneği yöneticileri ve cemaati, yeni cami inşaatı konusunda önlerine konulan engelleri protesto etmek için Cuma namazını sokakta kıldı. Bos en Lommer ilçe belediyesinin karşısındaki sokağa seccadelerini sererek namaz kılan yaklaşık 300 kişi, belediyenin isteklerine duyarsız kaldığından şikâyet etti. Uzun yıllardır inşaat izni alabilmek için mücadele verdiklerini ve belediyenin “güvenlik” gerekçesiyle önlerine engeller koyduğunu belirten Ayasofya Camii Derneği Başkanı Fatih Üçler Dağ, sonuç alana kadar protestolarına devam edeceklerini kaydetti. Dağ, "Belediyenin belirlediği tek bir şirket var. Bu şirket ise bize olumlu yaklaşmıyor. O yüzden bir türlü inşaatı başlatamıyoruz. Bu durum cemaatimizi mağdur ediyor” dedi. |
03.10.2010 |
Doğu Kudüs’te İsrail işgali adım adım ilerliyor |
Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesini Yahudileştirme programı hızla ilerliyor. Filistinli ailelerinin son umut olarak gördüğü İsrail Yüksek Mahkemesinin yerleşimciler ve destekçisi Yahudi örgütler lehine karar vermesi, Filistinli aileleri çaresiz bıraktı. MÜSTAKBEL Filistin devletinin başşehri olarak görülen Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesini Yahudileştirme programı hızla ilerliyor. Mahalledeki evlerinden tahliye tehlikesiyle karşı karşıya bulunan bir kısım Filistinli ailenin son umut olarak gördüğü İsrail Yüksek Mahkemesinin yerleşimciler ve destekçileri Yahudi örgütler lehine karar vermesi, Filistinli aileleri çaresiz bıraktı. Yüksek Mahkeme, geçen hafta Şeyh Cerrah’ta, eski Ürdün sınırını belirleyen Nablus yoluna bitişik 10 dönümlük alanda oturan yaklaşık 30 Filistinli aile adına yapılan başvuruyu değerlendirmişti. Filistinli ailelerin avukatı Salih Ebu Hüseyin, bu arazinin esasında 1892 yılında Muhammed ve İbrahim Mau adlı Filistinliler tarafından satın alındığını ve sahiplerinin daha sonra araziyi 90 yıllığına Yusuf Meyuhas adlı bir Yahudiye kiraladığını öne sürmüştü. Ebu Hüseyin, o dönemde Meyuhas’ın araziyi 60 parçaya bölüp Yahudilere ev yapılması için kiraya verdiğini de ifade etmişti. Bu Yahudilerin 1948 yılına kadar Şeyh Cerrah’ta yaşadığını da belirten Ebu Hüseyin, Ürdün askerleri bölgeye geldiğinde Yahudi sakinlerin İsrail tarafına kaçtığını anlatmıştı. Ancak mahkeme, Filistinlilerin, bu toprakların sahibi oldukları ve bu yerlerin Yahudilere kiralanmış olduğu yolundaki savlarını kabul etmeyerek, bu yerlerin asıl sahiplerinin Yahudiler olduğuna hükmetti. Daha önce Şeyh Cerrah’ta bu alanın tam karşısında bulunan, Şimon Hatzadik olarak adlandırılan bölgedeki Filistinliler de davalarını kaybetmişti. Bu ailelerin üçü evlerinden polis zoruyla çıkarılmış, evleri yerleşimci örgütlerine devredilmiş ve bu evler yerleşimcilerin iskanına açılmıştı. Mahkemenin son kararı henüz infaz edilmese de bir süre sonra onlarca Filistinli aile daha, evlerini boşaltarak Yahudi yerleşimcilere bırakmak zorunda kalacak.
FİLİSTİNLİ AİLELER ÇARESİZ Şeyh Cerrah’ta sokağa atılmayı bekleyenlerden 68 yaşındaki Nazire Siyam, tek katlı evinde, oğlu, gelini ve iki torunuyla yaşıyor. “Hastayım, sinir sahibi oldum” diyen Nazire Siyam, eşini yıllar önce kaybetmiş. Siyam, “Ben burada evlendim. Çocuklarım oldu, onların çocukları, torunlarım oldu. Bütün hayatımız burada geçti. Şimdi 60 sene sonra biri gelip ‘Çıkın’ diyor. Çok zor, çok zor” diye konuşuyor. Nazire Siyam, “Buradan bir yere gidecek durumda değiliz. Zaten paramız da yok. Ne yapabiliriz ki? Yolun öte yanına biz de bir çadır kuracağız” derken, ellerini açıp Allah’a yalvarmaktan bu yana başka çaresinin olmadığını da söylüyor. Bir diğer Filistinli Anamem Vail de “Gidecek hiçbir yerimiz yok. Elbette korkuyoruz. Her an (yerleşimciler) gelip bizi kapının önüne koyabilirler” ifadesini kullanıyor. Vail, evinde karısı, 4 çocuğu ve annesiyle oturuyor. 25 yaşındaki İbrahim Salim de “Önce bizi dışarı atıp, sonra evlerimizi yıkıp kendilerine yeni evler yapacaklar” diyor ve “Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Biz de diğer aileler gibi çadıra geçeriz herhalde. Evde kalamayız. Kalsak da dövüp zorla dışarı koyuyorlar. Yapacak bir şey var mı” diye ekliyor. Şeyh Cerrah, 1950’li yılların ortalarından beri bu evlerde yaşayan Filistinlilerin, 2009 yılı ağustosunda mahkeme kararları uygulamaya sokularak sokağa atılmasıyla bir insanlık dramına sahne oluyor. Daha önceki kararlarla 3 aile evlerinden oldu, 10’dan fazla aileye tahliye kararı tebliğ edildi. Filistinli aileler, onlara destek veren sol örgütler, barış yanlısı İsrailli gençler ve uluslararası eylemciler, mahallenin Yahudileştirilmesine tepkilerini son bir yıldır düzenli cuma gösterileriyle ortaya koyuyor. Ama şimdiye dek ne uluslararası tepkiler ne de protesto gösterileri onlarca Filistinli ailenin dramına çözüm oldu. “AYNI HAK, BATI KUDÜS’TE FİLİSTİNLİLERE DE VERİLMELİ” Kudüs’teki sivil toplum örgütlerinden İr Amim, İsrail’in Şeyh Cerrah’la ilgili tutumunu eleştirerek, “İsrail Yahudilerin Şeyh Cerrah’a dönüşünü haklı görüyorsa, Filistinlilerin Batı Kudüs’teki evleriyle ilgili iddialarını da adil bir şekilde ele almalıdır” açıklamasını yaptı. Örgütün direktörü Yudith Oppenheimer, “Şeyh Cerrah’ın siyasi geleceğinin müzakerelerle kararlaştırılması gerekir. Filistinlilerin Doğu Kudüs’teki mahallelerinde Yahudi yerleşimi çabaları birer provokasyondur ve İsrail’in çıkarlarına da zarar verir. Herkes bilir ki gerçekte Şeyh Cerrah, Yahudi başkentinin bir parçası değildir” ifadesini kullandı. |
03.10.2010 |
Endonezya’da iki ayrı tren faciası |
ENDONEZYA’da yaklaşık 1 saat arayla iki tren kazası meydana geldi. İlk kazada, Cakarta şehrinden gelen trenin duran bir trene çarpması sonucu ilk belirlemelere göre 43 kişi öldü, 50 kişi yaralandı. İkinci kazada ise 1 kişi vefat etti. Görgü tanıklarının TVOne kanalına verdiği bilgilere göre kaza, Orta Java bölgesinin liman şehri Petarukan yakınlarında, yolcular uyuduğu sırada meydana geldi. Ölenler arasında çocukların da olduğu kaydedildi. Hastane yetkilileri, kırık ve yanık dolayısıyla 50 kişinin tedavi altına alındığını, bunlardan bazılarının durumunun ağır olduğunu belirtti. Trenin enkazı altında halen çok sayıda kişi bulunduğu için ölü sayısının artmasından endişe ediliyor. Metro TV ve El Shinta radyosu, ilk tren kazasından yaklaşık bir saat sonra bir başka yolcu treninin Solo’da kaza yaptığını ve en az 1 kişinin öldüğünü duyurdu. Ulaştırma Bakanlığı sözcüsü Bambang Ervan, her iki kazayı doğruladı, ancak ölü ve yaralı konusunda kesin bilgi vermek için erken olduğunu ifade etti. |
03.10.2010 |
Dünya hükümet kuramama rekoru |
IRAK'TAKİ siyasî partiler, yeni bir hükümet kurmanın aldığı zaman bakımından dünya rekoru kırdı. Irak’ta 7 Mart’ta yapılan seçimlerden sonra hala hükümet kurulamazken, uzmanlar partilerin bir anlaşmaya varmasının daha uzun zaman alacağı tahmininde bulunuyorlar. Hollanda’da 1977’de, bir koalisyon hükümeti üzerinde mutabakata varılması 208 gün almıştı. Irak’ta ise seçimlerden bu yana şimdiden 209 gün geçti. Ülkedeki Şiî koalisyon dün, Başbakan Nuri El Maliki’nin yeni hükümet başkanı olması konusunda anlaşmaya varıldığını açıklamıştı. Ancak, Maliki’nin Hukuk Devleti koalisyonuyla radikal Şiî din adamı Mukteda Sadr’ın Irak Millî İttifakı’nın oluşturduğu Millî İttifak’ın, Maliki’nin başbakanlığı konusunda meclisten onay alması için 4 oyu eksik. Seçimi kıl payı kazanan eski başbakan İyad Allavi’nin Irakiye bloğu, Maliki’nin başbakanlığına karşı çıkacağını bildirmişti. |
03.10.2010 |
Mübarek 2011’de yeniden aday |
MISIR Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt, 2011 yılında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hüsnü Mübarek’in yeniden aday olacağından emin olduğunu belirtti. Londra’dan yayın yapan El Hayat Gazetesi’ne açıklama yapan Geyt, ‘’Ben cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mevcut cumhurbaşkanımız Mübarek’in aday olacağı ve seçimi kazanacağına eminim’’ diye konuştu. Seçimler öncesinde ülkede gerginlik olduğuna ilişkin iddiaları da cevaplayan Geyt, ortada bir gerilim bulunmadığını savunarak, Mısır’ın bölgesel rolünden dolayı bazı gelişmelerin farklı yansıtıldığını öne sürdü. |
03.10.2010 |
Pervez Müşerref siyasete dönüyor |
LONDRA’da yaşayan Pakistan’ın eski devlet başkanı Pervez Müşerref, Pakistan’da siyaset sahnesine yeniden çıkıyor. Suikast korkusuyla Pakistan’a dönemeyen Müşerref, Pakistan Müslüman Ligi adındaki partisini Londra’da tanıttı. Bir süre gelişmeleri Londra’dan takip edecek olan Müşerref, daha sonra Pakistan’a dönecek. “Benim dönemimdeki kötü baskılar için ülkemden özür diliyorum” diyen Müşerref, Pakistan halkını birleştireceğini ve ülkedeki yoksulluğa karşı mücadele vereceğini açıkladı. Uzmanlar, Müşerref’in yeni partisi Pakistan Müslüman Ligi’nin, Pakistan’da henüz seçim kazanabilecek bir yapısı olmadığı görüşündeler. |
03.10.2010 |
Madenciler bu ay kurtarılabilir |
ŞİLİ’DE yaklaşık iki aydır yerin 700 metre altında mahsur kalan 33 maden işçisinin, yapılan çalışmalar beklenenden önce sonuçlandırılarak bu ayın ikinci yarısında kurtarılmaları bekleniyor. Şili Madencilik Bakanı Laurence Golborne, madencileri kurtarma çalışmalarının bu ayın ikinci yarısında sonuç verebileceğini bildirdi. Kurtarma ekipleri, sondaj makinelerinden birinin 24 saatte 50 metre kaya deldiğini belirterek, bu ritmle devam edebilirlerse ve sondajda önemli sorunlarla karşılaşmazlarsa, Ekim ortasında mahsur madencileri yüzeye çıkarmaya hazır olabileceklerini açıklamıştı. Daha önce 30 santimetre genişliğinde, 630 metre uzunluğunda bir tünel açan T-130 makinesinin 24 saatte 50 metre ilerleyerek, 300 metreye ulaştığı, bunun da şimdiye kadar kaydedilen en iyi ilerleme olduğu belirtilmişti. Mahsur madencilerin iyimser ihtimalle, Kasım başı veya ortasında kurtarılmaları bekleniyordu. |
03.10.2010 |
Türkiye’nin gücü, Müslümanların gücü |
İNGİLTERE'DE Arapça yayımlanan El Kudüs El Arabi gazetesinde çıkan bir makalede, Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik önemine vurgu yapılarak, “Türkiye’nin bugünkü siyasî ve stratejik gücü, bütün Arap ve Müslümanların ortak gücüdür” ifadeleri kullanıldı. Gazetenin internet sitesinde yer alan makalede, Gazze’ye insanî yardım taşıyan filonun saldırıya uğramasıyla ilgili Türkiye’nin verdiği hukuk mücadelesinin haklılığına değinilirken, saldırıdan sonra “Gazze üzerindeki karanlığın biraz hafiflediği” yorumunda bulunuldu. Hüsam Dücani imzasıyla yayımlanan yazıda, “Türkiye Ortadoğu’da jeopolitik ve jeostratejik öneme sahip, lider niteliğinde bir ülkedir” denildi. Gemi saldırısından sonra İsrail’den Türkiye’ye giden turist sayısında azalma olduğunu belirten Dücani, “Araplar, Türkiye’nin bu turist açığını en kısa zamanda doldurmalılar. Türkiye sadece bir turizm ülkesi değil, aynı zamanda yatırımcıların güvenle yatırımlarını yapmaları için de en ideal ülkelerden biri” ifadesini kullandı. |
03.10.2010 |
Irak’ta şiddet olayları azaldı |
IRAK'tA geçen ay şiddet olaylarında 273 kişi vefat etti. Bu sayının Ocak ayından bu yana verilen en düşük can kaybı olduğu bildirildi. El Arabiye’nin haberinde, Irak Sağlık, İçişleri ve Savunma Bakanlıklarının rakamlarına göre, geçen ay ülkede 185 sivil, 55 polis ve 33 askerin saldırılarda vefat ettiği belirtildi. ABD’nin muharip operasyonlarını sona erdirmesinden sonraki ilk ay olan Eylülde bir önceki aya oranla can kayıpları yüzde 35 azaldı. Ağustos’ta 436 kişi şiddet olaylarında ölmüştü. Şiddet olaylarında geçen ay yaralananların sayısı ise 284’ü sivil, 111’i asker ve 90’ı polis 485 olarak açıklandı. Buna karşılık Eylülde 78 militanın öldürüldüğü, 487’sinin yakalandığı belirtildi. Öte yandan geçen ay 2’si şiddet olaylarında, 7 Amerikan askeri vefat etti. ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003’den bu yana ölen Amerikalı askerlerin sayısı 4424’e yükseldi. |
03.10.2010 |