Güncel |
AB ile araştırmayı sevdik |
Türkıye, Avrupa Araştırma Alanıyla birleşme çabaları ve dahil olduğu çok milletli araştırma programlarının sonucunda, bilimsel araştırma projelerinde ve araştırmacı sayısında belirgin artış kaydetti. Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin (ABGS) 2002-2007 verilerine göre Türkiye, Gayri Safi Yurtiçi Hasıladan araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) ayrılan yüzdenin artışı sıralamasında, 23 AB ülkesini geride bırakarak 5. sıraya yükseldi. Türkiye’de Ar-Ge harcamaları 2003’ten 2008’e 2,5 kat arttı ve 2008 verilerine göre yaklaşık 7 milyar TL bu amaçla harcandı. Ayrıca 2003’te yüzde 24 olan özel sektör Ar-Ge harcamaları payının, 2008’de yüzde 44’lere ulaştığı bildirildi. ABGS uzmanları, özel sektör tarafından kullanılan fonların, yüksek öğretim sektörü tarafından kullanılan fonları ilk defa 2008 yılı itibarıyla geçtiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin bu alandaki AB ortalamalarını yakalamak ve geçmek üzere olduğunu belirtti. Bu gelişmelere paralel olarak, Türkiye’deki araştırmacı sayısının da 2002-2007 yılları arasında yüzde 107 oranında artış gösterdiği ve Avrupa sıralamasında artış hızına göre Türkiye’nin ilk basamağa yerleştiği kaydediliyor. Verilere göre, bu kapsamdaki çalışmalar sonucunda, 2010 yılı için hedeflenen 40 bin “Tam Zaman Eşdeğer” (TZE) araştırmacı sayısına 2006 yılında ulaşıldı. Yeni hedefin ise 2013 yılı için 150 bin TZE Ar-Ge olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, bu hızlı artışta, TÜBİTAK, Millî Eğitim Bakanlığı, DPT Müsteşarlığı, Yüksek Öğretim Kurulu ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen Bilim ve Teknoloji insan kaynağı destek programlarının bütçe ve çeşitlilik açısından artmasının etkisi olduğunu vurguluyor. TÜBİTAK’ın da katkılarıyla 2003 yılında 1527 bilim insanının desteklendiği, 2008’de ise bu sayının 16 bine yükseldiği belirtilirken, Türkiye’nin, uluslar arası araştırmacılar açısından cazibe merkezi haline getirilmesi için kurulan Uluslararası Araştırmacılar Koordinasyon Komitesinin de bu konuda çalışmalar yürüttüğü kaydediliyor.
“TERSİNE BEYİN GÖÇÜ” Türkiye, yetiştirdiği bilim insanlarının, çalışmalarını yurtiçinde yürütmesine imkân sağlamak üzere, “tersine beyin göçü” için de çeşitli adımlar attı. AB Çerçeve Programları kapsamındaki “Marie Curie Uluslararası Yeniden Entegrasyon Hibeleri”yle tersine beyin göçü faaliyetlerine destek sağlanıyor. Bu programla, Avrupa dışındaki gelişmiş ülkelerde ikamet eden, doktora ya da yüksek lisans yapmış kişilerin Avrupa’da çalışmaları amaçlanıyor. Avrupa Komisyonu, bu amaçla, teknoloji alanında gelişmiş, ABD, Japonya gibi ülkelerde yaşamış ve bu vasıflara sahip bilim insanlarının projelerine destek veriyor. Türkiye, 2007-2010 yılları arasında, Avrupa’da bu programdan en fazla yararlanan 2. ülke oldu. Program kapsamında, projesi yürütülecek 96 araştırmacının büyük bölümünün ABD’den dönüş yaptığı ve çalışmalarını çoğunlukla Türkiye’deki vakıf üniversitelerinde yürüttüğü belirtiliyor. AB 7. Çerçeve Programı Marie-Curie faaliyetleri kapsamında 2003 yılından bu yana verilen “Marie Curie Mükemmeliyet Ödülü” de, ilk kez bir Türk araştırmacıya, yurtdışından Sabancı Üniversitesine dönen Doç. Dr. Batu Erman’a verildi.
70 MİLYON AVRO GERİ DÖNÜŞ SAĞLANDI Türkiye, müzakere sürecinin 25. faslı olan “Bilim ve Araştırma” başlığı altında ele alınan AB Araştırma ve Geliştirme için 7. Çerçeve Programının ilk üç yılı için ödediği 60 milyon avroluk katkı payına karşılık, 70 milyon avro geri dönüş sağladı. Türk kuruluşlarının, toplam portföy büyüklüğü 900 milyon avro seviyelerine ulaşan 400 civarında projede yer aldığı belirtiliyor. Türk KOBİ’lerine sağlanan fon miktarı ise 7,5 milyon avroya ulaşmış durumda... Bu projeler arasında, yeni nesil uçakların kompozit gövde tasarımlarının geliştirilmesi, gıda kurutmada alternatif teknolojiler, yenilikçi sınır güvenliği uygulamaları, karbon salımı düşük geleceğin kara araçları gibi çalışmalar yer alıyor. |
13.08.2010 |