İnayete mazhar bir Ramazan

ÜSTAD’IN RAMAZANLARI

Geçen yılki Ramazan’da gazetemizin Ramazan sayfasında yayımlanan “Bediüzzaman’ın Vasıfları ve Sosyal İlişkileri” konulu çalışmamızın bitiminde, gelecek Ramazan için “Üstad’ın Ramazanları” konulu bir dosya tasarlıyordum.

Bu projemin hazırlık safhasında iken takvim yaprakları 5 Eylül’ü gösteriyordu. Ertesi gün gazetemizi elime aldığımda, yani 6 Eylül 2009 tarihinde Kâzım Güleçyüz’ün “Üstad’ın Ramazanları” başlıklı makalesini gördüm.

“Fesübhanallah!” dedim. Bu bir tevafuk olsa gerek diye düşündüm. “İnşâallah!” dedim.

Bu yılki Ramazan sayfası için hazırlayacağım dosyanın konusu ortaya çıkmıştı böylelikle. Bu Ramazan boyunca sizlerle “Üstad’ın Ramazanları”nı birlikte paylaşmayı umut ediyorum. Hz. Üstad’ın Ramazanlarına “özel Ramazanlar” da diyebiliriz. Yazdığı muhteşem eserlerinden, bilhassa lâhikalarla Son Şahitler’in anlattıklarından yola çıkarak, “Üstad Ramazanları nasıl geçirmiş? Yaşadığı Ramazanları nasıl değerlendirmiş?”, “Ramazan’ın hikmet ve ehemmiyetine dair anekdotlar...” gibi hususları kısaca aktarmaya çalışacağım. Bu vesileyle Ramazanınızı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Yüce Mevlâ’dan niyaz ederim.

***

Üstad Bediüzzaman Hazretleri çok özel bir insandır. Bu hususiyetinden dolayıdır ki, yaşadığı Ramazanları da hiç şüphesiz “özel”dir.

Onun yaşadığı Ramazanları taklit etmek ve aynısını yaşamak da mümkün değildir. Yazdığı eserlerin muhtelif yerlerinde ve bu eserler içinde bulunan lâhikalarda, ayrıca Üstad’ın Ramazanlarına şahit olan talebelerinin beyanlarından Hz. Üstad’ın Ramazanlarının oldukça manidar ve sır dolu olduğunu görüp müşahede etmekteyiz.

Meselâ, yaşadığı Ramazanlarda Üstad’ın acip hallerinden birisi, Nur’un satır aralarındaki Kastamonu talebelerinden Emin ve Mehmet Feyzi Ağabeylerin yazdığı mektupta şöyle anlatılır:

“Ramazan-ı Şerifte beş gün savm-ı visâl içinde gıda olarak, ekmeksiz muhallebi üç kaşık ve beş altı kaşık da soğuk yoğurt. Üçüncü gece, yarım kaşık muhallebi ve dördüncü gecesinde iftarda sulu şehriyeden beş kaşık ve beş kaşık sahurda, yine o şehriyeden ve yoğurttan üç dört kaşık su sayılmamak şartıyla şehriyeden beş dirhem, yoğurt süzülse on dirhem, muhallebi susuz altı yedi dirhem, beşinci gecede, tanesiz gibi gayet hafif şehriye beş altı kaşık, sahurda altı yedi kaşık pirinç çorbası, mecmuu otuz dirhem (96 gr.) gıdayla beş gün savm-ı visâli, teravih noksan olarak sair vazifelerin yapılması, Risale-i Nur şakirtlerini ihata eden inayetin harikalarından bir kerametini gördük.”

(Kastamonu Lâhikası, 69)

MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ

11.08.2010