30 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Çocuklar için ekran uyarısı Eylül’de başlayacak

RTÜK Başkanı Davut Dursun, ‘’Eylül ayından itibaren belli bir saatten sonra çocukların artık ekran başında olmamaları gerektiğine dair görüntülü bir uyarı yapılmasını planlıyoruz’’ dedi.

Dursun, RTÜK Konferans Salonunda düzenlenen ‘’Çocuk ve Gençlerin Televizyonla Etkileşimi’’ konulu konferansın açılışında, çocukların kendileri için özel önem taşıdığını, korunması için özen gösterdiklerini söyledi. Yayıncılar için çocukların gelişimini olumsuz etkileme potansiyeli olan yayınların, çocuklar ekran başındayken yayınlanmamasının bir yükümlülük olduğuna işaret eden Dursun, ancak çocukların ne zaman ekran başında olduğu konusunda bazen ikilem yaşanabildiğini dile getirdi. RTÜK olarak, bu konuda bir proje ürettiklerini ifade eden Dursun, ‘’Eylül ayından itibaren belli bir saatten sonra çocukların artık ekran başında olmamaları gerektiğine dair görüntülü bir uyarı yapılmasını planlıyoruz’’ diye konuştu. Projeyi, Televizyon Yayıncıları Derneği ile ortaklaşa yürüttüklerini belirten Dursun, görüntülü uyarı sisteminin, ailelerin çocuklarına artık yatma zamanının geldiğini hatırlatmasına da yardımcı olacağını kaydetti.

30.07.2010


 

Terör millî projelerle çözülür

ANKARA Sivil Toplum Platformu (ASTP) Başkanı Mustafa Kır, “Artık sivil toplum kuruluşları olarak terörün son bulmasını ve kaynağının kurutulmasını istiyoruz. Bir çeyrek asır daha terörle yaşamak istemiyoruz” dedi. Platformu oluşturan 114 sivil toplum kuruluşu adına Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Merkezinde gazetecilere açıklama yapan Platform Başkanı Mustafa Kır, terörü ‘’millî bir felâket’’ olarak nitelendirdi. Terör sorununun çözümüne yönelik platform olarak bildiri hazırladıklarını ifade eden Kır, bildirinin olduğu bir mektubu başta Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Şahin, Başbakan Erdoğan ile muhalefet partisi liderlerine göndereceklerini söyledi. Terörün genellikle birlik ve beraberliğin, devletmillet kaynaşmasının sağlanamadığı, iktidar -muhalefet çatışmalarının olduğu dönemlerde çıktığını savunan Kır, ‘’Akan kanı durdurmayan, acıları dindirmeyen, kısır çekişmeleri tasvip etmiyoruz’’ dedi. Terör ve insan hakları konularının sadece güvenlik güçlerini ve iktidarı ilgilendirmediğini anlatan Kır, şunları söyledi: ‘’Bunlar, iktidarıyla, muhalefetiyle, askeriyle, sivil toplum kuruluşları ile ülkemizde yaşayan herkesin ortak sorunudur. Başta iktidar olmak üzere ana muhalefet ve muhalefet partilerini birbirlerini ve milletimizi incitici söylemlerden kaçınmaya, başta terör olmak üzere ülkemizi ilgilendiren, millî ve manevî menfaatlerimizi koruma ve kollama adına ortak çözüm üretmeye çağırıyoruz. Terör sorunu milli bir felakettir. Millî felaketler ancak milletin bütün temsilcilerinin desteklediği milli projelerle çözülebilir. Demokratik açılımını içinin doldurularak somut adımlarla daha güçlü bir şekilde sürdürülmesinden yanayız. Çeyrek asırdır çözmek için uğraş verdiğimiz terör felâketinin militarist yöntemlerle çözülemediği de herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Ayrıca halk, olağanüstü hal, sıkıyönetim, baskı ve dayatma istememekte, iş, aş, daha fazla huzur, daha fazla insan hakkı, daha fazla eğitim ve özgürlük istemektedir.’’

Terör örgütünü silah bırakmaya da davet eden Kır, ‘’Artık sivil toplum kuruluşları olarak terörün son bulmasını ve kaynağının kurutulmasını istiyoruz. Bir çeyrek asır daha terörle yaşamak istemiyoruz. Başta sayın Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan olmak üzere tüm siyasî partileri, TBMM’nin sayın üyelerini, TSK’yı, olayları tesadüfe bırakmadan psikolojik, sosyal, siyasal ve ekonomik tedbirleri derhal almaya çağırıyoruz’’ diye konuştu.

30.07.2010


 

CHP, 35 için teklif verdi

CHP’nin, TSK İç Hizmet Kanununun 35. maddesinde değişiklik öngören yasa teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu. Teklif 35. maddenin ‘’Silâhlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve anayasaya bağlı olarak korumaktır’’ şeklinde değiştirilmesini öngörüyor.

CHP'NİN, Türk Silâhlı Kuvvetleri (TSK) İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinde değişiklik öngören yasa teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu. Teklif, 35. maddenin ‘’Silâhlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve Anayasaya bağlı olarak korumaktır’’ şeklinde değiştirilmesini öngörüyor. TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin yürürlükteki şekli ‘’Silâhlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır’’ hükmünü içeriyor. CHP Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin imzasını taşıyan teklifin genel gerekçesinde, Türkiye’de, çok partili siyasî hayata geçildikten sonra birçok kez askerî müdahale yaşandığı ve demokrasinin kesintiye uğradığı ifade edildi. Gerekçede, ‘’TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi yorumlandığında, sözkonusu hükmün askerî darbelere dayanak oluşturacak bir hüküm niteliği taşımadığı görülmektedir. Buna karşın, Türkiye’de gerçekleşen askerî müdahalelerde sözkonusu hüküm dayanak gösterilerek darbelere meşrûiyet kazandırılmak istenmiştir’’ denildi. Anayasının hiçbir hükmünün darbeye dayanak oluşturmadığı ifade edilen gerekçede, teklif edilen değişiklik ile 35. maddenin yanlış yorumlanmasının ve darbeleri meşrû kılmaya yönelik değerlendirilmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığı dile getirildi.

30.07.2010


 

Balyoz’da dilekçeler 11. Ağır Ceza’ya gönderildi

"BALYOZ Planı’’ dâvâsı kapsamında haklarında yakalama kararı çıkartılan 102 kişinin, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kararını geri alınması yönündeki başvuruları tamamlandı. Avukatlarının kararın geri alınması yönündeki talepleri reddedildi. Alınan bilgiye göre, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, haklarında yakalama emri çıkarttığı sanıklardan 87’sinin avukatlarının 26 ve 27 Temmuz tarihlerinde yaptıkları, kararın geri alınması, aksi takdirde itiraz olarak değerlendirilmesi için üst mahkemeye gönderilmesi yönündeki taleplerini inceledi. Mahkeme heyeti, verilen yakalama emirlerinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılması yönündeki talepleri reddetti. Bu arada, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan hakkında çıkartılan yakalama emrinin sağlık sorunları dolayısıyla durdurulması yönündeki talebi de reddetti. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü’nün de aralarında bulunduğu 5 kişinin tutuklama kararının kaldırılması yönündeki taleplerini de reddetti. Mahkeme, taleplerin itiraz olarak değerlendirilmesi amacıyla dilekçeleri İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Yargılanan muvazzaf asker, terfi ettirilemez ADALETİ Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Başkan Yardımcısı Emekli Pilot Binbaşı Gürcan Onat, haklarında tutuklama kararı verilen ve terfi sırasında bulunan muvazzaf askerlerin terfi ettirilemeyeceğini, terfi işlemi için dosyaları Yüksek Askerî Şûrâ (YAŞ)’ya getirilemeyeceğini söyledi. Bunun TSK Personel Kanununun 65. Maddesinde yeraldığını ifade eden Onat, “Yargılanmaları neticeleninceye kadar ‘suçlu’ diyemeyeceğimiz bu insanlara yargılanmaları sonuçlanıncaya kadar ‘suçsuz’ da diyemeyiz. YAŞ böyle vahim bir hata yapması halinde millet vicdanında meşruiyetini kaybedecektir.” dedi. Onat, yapıtğı yazılı açıklamada, 1960 darbesinin yaşandığı günlerden bu güne gelinceye kadar adeta bitmek bilmeyen Brezilya dizileri gibi arkası yarın programlarını izlercesine TSK içindeki yapılanmaları izler olduklarını belirtti. 35. madde tartışmalarının yaşandığı bu günlerde milletin artık bu dizileri seyretmekten bıktığını ve bunaldığını dile getiren Onat, gerçekleştirilmiş son darbe olan 28 Şubat post modern darbesinden sonra planlandığı halde bir türlü yürürlüğe sokulamayan ve artık tüm detayları ile deşifre edilen Balyoz darbe planı icracılarının yakayı ele verdiğini ve bağımsız Türk yargıçları tarafından yargılanmak üzere haklarında tutukluluk kararı alındığını ifade etti.

30.07.2010


 

CHP, 27 Nisan e-muhtırasını yargıya taşıyor

CHP, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Başbakan Erdoğan hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na haftabaşında suç duyurusunda bulunacak.

CHP Konya milletvekili Atilla Kart, NTV’ye yaptığı açıklamada 27 Nisan muhtırasının anayasal anlamda suç teşkil ettiğini ve karanlık ilişkilere sebep olduğunu savundu. Kart “Anayasal olarak görevyetki ve sorumluluğun kullanımı konusunda ihlâl var. Anayasal anlamda görevini ihlal eden Genelkurmay Başkanı ile 4 Mayıs’ta anlaşan protokol yaparak suç girişimine ortak olan da bir başbakan var” diye konuştu. Cumuhuriyet savcılarının çoktan harekete geçmesi gerektiğini de kaydeden Atilla Kart “Neden 3 yıl beklediniz sorusuna" olayın belli bir aşamaya gelmesini ve bazı unsurlarının ortaya çıkmasını bekledim” cevabını verdi.

30.07.2010


 

TRT’de propaganda yapılamaz

TRT Genel Müdürlüğü, ‘’programlarında kesinlikle (referandumda) ‘evet’ ya da ‘hayır’ propagandasının yapılamayacağını’’ bildirdi.

Genel Müdürlükten yapılan yazılı açıklamada, bir gazetede yayımlanan ‘’TRT bildiğini okuyor’’ başlıklı yazının ‘’yalan, yanlış ve eksik bilgiler içerdiğini’’ belirtmek için açıklama yapılmasının gereği ifade edildi. Söz konusu yazıda ‘’TRT’nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarına rağmen programlarında ‘referandumda evet’ propagandasını yaptığının iddia edildiği’’ kaydedilen açıklamada, ‘’Yazıyı yazan muhabirin ya yayınları izlemeyip kötü niyetli olarak yanlış bilgiler içeren haberi yazdığı ya da iyi niyetli olup, izlediğini anlayamadığı’’ değerlendirmesinde bulunuldu. TRT’nin 12 televizyon, 15 radyo ve 3 dergisi bulunduğu anımsatılan açıklamada, TRT’nin yayınlarını bütün Türkiye’nin izlediği, ancak söz konusu gazetedeki yorumu yapmadığı belirtilerek, ‘’TRT programlarında kesinlikle ‘evet’ ya da ‘hayır’ yönünde propaganda yapılamaz” denildi.

30.07.2010


 

Van Emniyet Müdürü’ne ihmal suçlaması

Deniz Baykal’ın, 2 Nisan 2010 tarihindeki Van ziyaretinde yaşanan olaylarla ilgili Van Emniyet Müdürlüğü’nün ihmali bulunduğu iddiasıyla hazırlanan iddianame kabul edildi.

2 Nisan’da CHP il kongresine katılmak üzere Van’a gelen eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, kongre salonu önünde toplanan grubun taşlı ve yumurtalı saldırısına uğraması ile ilgili Van Emniyet Müdürlüğü’nün olayda ihmali bulunduğu iddiasıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma, 19 Temmuz’da tamamlandı. Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianame, mahkeme heyeti tarafından kabul edildi. Heyet, duruşma tarihini, bugün belirleyecek.

30.07.2010


 

Grizu patlamasında yüzde 70 firma kusurlu

ZONGULDAK'TA, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında, 17 Mayısta meydana gelen grizu patlamasıyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı inceleme raporunu tamamladı.

Raporda, TTK yüzde 30, işçilerin çalıştığı Yapı-Tek firması yüzde 70 kusurlu bulundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu’nun 36 sayfalık inceleme raporunda, grizu patlamasının eksi 540 kodu hazırlık galerisinde saat 13.27 sıralarında meydana geldiği, alt işveren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ’de çalışan 30 işçinin hayatını kaybettiği belirtildi. Raporda, kayıtların incelendiğinde işçilerin karbonmonoksit maskesi almadan ocağa girdiklerinin tespit edildiği, ocak içerisinde metan gazı yüzde 1.5 geçmesine rağmen enerji kesilmediği ve ocak içerisinde çalışmaların devam ettiği, metan gazının tehlikeli düzeye çıkmasına rağmen gerekli ve yetkili kişilere haber verilmediği, zamanında tahliye edilmediği gibi durumlar belirtildi. Raporun sonuç ve kanat bölümünde, olayda TTK’nın yüzde 30, Yapı-Tek firmasının ise yüzde 70 kusurlu olduğu, ancak kasıtlı olmadıkları kaydedildi.

30.07.2010


 

İnegöl olaylarında 11 kişi tutuklandı

Bursa’nIn İnegöl ilçesinde, 4 gün önce 5 kişinin bıçaklanmasının ardından çıkan olaylara karıştıkları iddiasıyla gözaltına alınan 50 kişiden 11’i tutuklandı.

Alınan bilgiye göre, gözaltında tutuldukları Bursa Emniyet Müdürlüğünden dün sabah saatlerinde İnegöl’e getirilerek adliyeye sevk edilen 13’ü çocuk, 50 zanlının Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadeleri alındı. İfadelerin alınmasının ardından aralarında 13 çocuğun da bulunduğu 37 zanlı, Cumhuriyet Savcısı tarafından serbest bırakırken, diğer 13 zanlı, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Zanlılardan 11’i çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklanırken, 2 kişi de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı

30.07.2010


 

Devlete dövizle borç verenler kazançlı çıktı

Devlete döviz ile borç verenler ‘’ekstra’’ kazançlı çıktı.

Döviz ve dövize endeksli devlet iç borçlanma senetlerinde (DİBS), reel faiz, Haziran sonu borç stoku itibariyle, TL cinsinden reel faizin 6 katına çıktı. Haziran sonunda toplam borç stokunda yüzde 2,61 olan reel faiz, döviz cinsinden DİBS’lerde, yüzde 14,60_19,82 düzeyinde gerçekleşti. Hazine Müsteşarlığı’nın iç borçlanma senetlerinin nominal stoklarına ilişkin yayımladığı geçici verilere göre, geçen yıl sonunda yüzde 2,53 olan iç borç stokunun reel faizi, bu yıl Ocak ve Şubat aylarında yüzde 1,54’e geriledi. Verilere göre, piyasaya satılan döviz ve dövize endeksli DİBS stoğunda reel faiz, bu yılın Ocak_Nisan döneminde eksilerde seyrederken (yatırımcı reel faiz elde edemezken), kamuya satılan döviz ve dövize endeksli DİBS’lerde TL cinsinden kağıtlara göre 2_3 katına varan reel faiz oluştu. Haziran ayında, kamu kuruluşlarının elindeki döviz veya dövize endeksli DİBS’lerin reel faizi, TL cinsinden DİBS’lere göre 6,3 kata çıkarak, yüzde 19,82’ye ulaştı. Haziran sonu itibariyle piyasanın elindeki döviz ve dövize endeksli DİBS’lerin reel faizi de TL cinsinden DİBS’lerin faizinin 6,6 kat üzerinde, yüzde 14,60 oldu. İç borç stokunda reel faiz, 2003’den itibaren sürekli düşerken, Mayıs’tan itibaren yükselme trendine girmesi dikkat çekti.

30.07.2010


 

Yine ‘iş kazası’: 2 işçi öldü

Ankara’nIn Nallıhan ilçesinde sodyum sülfat üretim tesislerinde meydana gelen göçükte 2 işçi hayatını kaybetti. Nallıhan ilçesi Çayırhan beldesinde kurulu Alkim Alkali Kimya AŞ’ye ait sodyum sülfat üretim tesislerinde, galeri açma çalışmaları sırasında göçük meydana geldi.

Önceki gece vardiyasında, 400 metre derinlikte meydana geldiği belirtilen göçükte, jumbo operatörü olarak çalışan Sezgin Güneş ile Ayhan Ulusoy hayatını kaybetti. Savcının incelemesinde sonra 2 işçinin cesedi, otopsi için, Nallıhan Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. İşçiler, memleketleri Bartın’da toprağa verilecek. Sodyum sülfat deterjan, kağıt, cam ve tekstil sanayisinde kullanılan temel ham maddelerden birini oluşturuyor.

30.07.2010


 

BU FİTNE ATEŞİNİ HEP BİRLİKTE SÖNDÜRELİM

Bir taraftan terör saldırıları devam ederken diğer taraftan bu saldırıları ve şehit cenazelerini kullanarak toplumda gerginliği tırmandırma amaçlı provokasyonların hız kazanması ve “etnik çatışma” senaryolarının dillendirilmesi endişeyle karşılanıyor.

GENÇLERİ TUZAKLARDAN KORUYALIM Çatışmalarda özellikle çocuk yaştaki gençlerin öne sürülmesi dikkat çekerken, buna karşı ailelerin, kanaat önderlerinin, eğitimcilerin ve sivil toplum öncülerinin çocukları bu tehlikeli tuzaklardan korumak için harekete geçmesi gerektiği belirtiliyor. PARTİ LİDERLERİ DİKKATLİ KONUŞSUN Oluşan hassas ve gergin ortamda bilhassa parti liderleriyle sözcülerine tahrikkâr tavır ve söylemlerden kaçınmaları çağrısı yapılırken, olaylarda aktif rol oynayan provokatörlere fırsat verilmemesi gereğine vurgu yapılıyor. Bu filmi seyretmiştik TBMM Başkanvekili ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, İnegöl ve Dörtyol’da meydana gelen olayları değerlendirirken, ‘’Türkiye bu filmi seyretti, yeniden filmi geriye sarmanın anlamı yok’’ dedi. Pakdil, yaptığı açıklamada, Türkiye’yi kargaşa ve çatışma ortamına itmek isteyenlerin bulunduğuna dikkati çekti. İnegöl ve Dörtyol’da yaşanan olaylardan üzüntü duyduğunu ifade eden Pakdil, şöyle konuştu: ‘’Türkiye’nin bu tür olaylara müsaade etmemesi gerekiyor. Bizler köklü geleneği olan büyük bir milletin çocuklarıyız, cihan devletleri kurmuş olan medeniyetin çocuklarıyız. Ufak tefek olaylar nedeniyle birbirimizle kavga etmek için sebep aramamalıyız. Bize düşen barışı tesis etmektir. Kim kargaşa çıkararak aksini ispat etmeye çalışıyorsa onlara da hiçbir zaman fırsat vermememiz lazım. Bunun kazananı olmaz. O günlerde yapılan hataları gördük. Hatalara düşmemek için gayret ediyoruz. Bunun kimseye faydası yoktur. Bunun sadece Türkiye’ye, Türk milletine hasım olan insanlara faydası olur. Türkiye’nin dünyada kazandığı başarıyı engellemek isteyen çevrelerin ortaya koymuş olduğu tezgahlardır. Ben bunların provokasyon olduğuna inanıyorum. Güvenlik güçlerimiz faillerini ortaya çıkarmasını ve önleyici tedbir almasını arzu ediyorum.’’

Türkiye’nin bir yükseliş içinde olduğunu ve bütün ülkelerin Türkiye’yi örnek gösterdiğini belirten Pakdil, Türkiye’yi ‘’içine kapatmak isteyenlere’’ fırsat verilmemesi gerektiğini vurguladı. Pakdil, ‘’yakarak ve yıkarak’’ bir yere varılamayacağını belirterek, şunları söyledi: ‘’İnsanların aklıselim hareket etmesi lazım. Hiç kimsenin kendini güvenlik güçlerinin yerine koymasını kabullenemeyiz. Ayrıca beyanatlarımıza dikkat etmeliyiz. Çatışmayı tahrik edici konuşmalar yapmak kimseye fayda getirmez. Herkese sağduyu çağrısı yapıyorum. Birliğimize zarar verecek davranışlardan uzak durmalıyız. Geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerden ders almalıyız. Bir delikten iki kere ısırılmamalıyız. Türkiye bu filmi daha önce seyretti, yeniden filmi geriye sarmanın anlamı yok.’’

30.07.2010


 

Dörtyol’da terör örgütünü protesto

BDP heyetinin geleceğini açıklaması nedeniyle geniş güvenlik önlemi alınan Hatay’ın Dörtyol ilçesinde bir grup vatandaş, terör örgütünü protesto etti.

Güvenlik ekiplerinin uyarılarına rağmen, İnönü Caddesi ve Alparslan Türkeş Parkı ile çevresinde toplanan vatandaşlar, terör örgütü aleyhinde slogan attı. ‘’Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez’’, ‘’Kahrolsun PKK’’ sloganları atan gruptakiler, zaman zaman İstiklal Marşı okudular ve şehitler için dua ettiler. Belediye Başkanı Fadıl Keskin, Hükümet Konağı’nda Hatay Valisi Celalettin Lekesiz başkanlığında yapılan toplantının ardından vatandaşlarla görüşerek, sakin ve sağduyulu olmaya çağırdı. Keskin, ‘’Valiliğin BDP heyetinin ilçeye alınmama kararı var. Güvenlik kuvvetleri her türlü tedbiri almıştır. Görevlerini yapıyorlar, onlara yardımcı olalım’’ dedi. Emniyet Müdürü Mustafa Yavuzyolcu da herkesi sükunete çağırarak, ‘’Bize inanın bize güvenin. Lütfen dağılın’’ diyerek vatandaşı sakinleştirmeye çalıştı. Keskin ve Yavuzyolcu’nun konuşmalarının ardından sloganlar atan guruptakiler alandan ayrıldılar.

30.07.2010


 

5 ayrı bombalama eylemine de katılmışlar

Esenyurt’ta terör örgütü lehine yasa dışı gösteri yaptıkları iddiasıyla yakalanan 34 kişinin ayrıca 5 ayrı bombalama eylemine de katıldıkları belirlendi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Terörle Mücadele, İstihbarat ve Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüklerinin katılımıyla 25 Temmuzda düzenlenen operasyonda, yasa dışı gösterilere katıldıkları iddiasıyla 34 kişi gözaltına alındı. Soruşturma sonucu bu kişilerin ayrıca 29 Haziran ile 15 Temmuz tarihleri arasında Esenyurt’ta 3 market, bir sağlık kuruluşu ve PTT şubesi önüne bomba bıraktıkları ve gözaltına alındıkları yasa dışı eylem sırasında taş, sopa ve patlayıcı madde kullanarak 3 güvenlik görevlisini yaraladıklarının belirlendiği ifade edildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 34 kişi, daha sonra Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine sevk edildi.

30.07.2010


 

Grip aşısına 33 milyon euro ödendi

SağlIk Bakanlığı, domuz gribi aşısıyla ilgili tartışmalara açıklık getirdi.

Bakanlık, domuz gribi virüsüne karşı 6 milyon doz aşı alındığını, bunun 3 milyon dozunun kullanıldığını bildirdi. 3 milyon doz aşının ise virüsteki muhtemel değişimlere karşı stoklandığı aktarılan açıklamada, “Satın alınan toplam 6 milyon doz aşı için yapılan ödeme 33 milyon eurodur. 6 milyon doz aşının 2,5 milyon dozu Glaxo Smith Kline firmasından temin edilmiştir. Glaxo Smith Kline firmasına yapılan ödeme ise yaklaşık 12 milyon eurodur” denildi. Bakanlığın açıklamasında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan bildirime göre, domuz gribi, A (H1N1) tipi grip virüsünden dünyada 214 ülke ve bölgenin etkilendiği ifade edildi. Hastalıktan laboratuar teyitli olarak 23 Temmuz 2010 tarihi itibarıyla en az 18 bin 366 kişinin hayatını kaybettiği Türkiye’de ise 29 Temmuz 2010 tarihi itibarıyla laboratuar teyitli toplam 656 kişinin öldüğü belirtildi.

30.07.2010


 

ABD ile kriz yok

Dışişleri Bakanı Ahmet Davudoğlu, Türkiye ile ABD arasında geçmişte ve şimdi kalıcı bir kriz olmadığını söyledi. Davudoğlu, katıldığı bir TV programda, iki ülkenin stratejik öncelikleri ve yöntemlerinin örtüştüğünü belirterek, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin benimsediği dilin ve önceliklerin, Türkiye’nin yaklaşımı ile denk düştüğünü kaydetti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu: ABD ile kriz yok Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile ABD arasında geçmişte ve şimdi kalıcı bir kriz olmadığını söyledi. Davutoğlu, katıldığı bir tv programda, iki ülkenin stratejik öncelikleri ve yöntemlerinin örtüştüğünü belirterek, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin benimsediği dilin ve önceliklerin, Türkiye’nin yaklaşımı ile denk düştüğünü kaydetti. İran konusuna Türkiye’nin yaklaşımı ve BM Güvenlik Konseyi’nde yaptırımlara ‘’hayır’’ oyu vermesinin ardından Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde herhangi bir sorun yaşanmadığını vurgulayan Davutoğlu, ‘’İran konusunda Obama’nın verdiği mesajların da Türkiye’nin yöntem olarak benimsediği mesajlar olduğunu’’ söyledi. İran ile yapılan Tahran Anlaşması’nın anlamını kaybetmediğini, geçerliliğini koruduğunu da belirten Davutoğlu, sürecin başladığını ve şu anda teknik müzakerelerin yürütüldüğünü bildirdi. ‘’Prensipte, Eylül ayı içerisinde bir toplantı olabileceğine dair uzlaşma sağlandığını ancak tarihin değişebileceğini’’ kaydeden Davutoğlu, ‘’Her koşulda taraflar Türkiye’nin sürecin içinde olmasını istiyor’’ diye konuştu. Terörle mücadelenin, Türkiye için ‘’en hayati mesele’’ olduğunu belirten Davutoğlu, ‘’bu mücadeleyi demokrasiyi daraltmadan, insan haklarıyla ilgili hiçbir kısıtlamaya gitmeden yürütmek gerektiğini, şu anda yapılanın da bu olduğunu’’ söyledi.

30.07.2010


 

ESDER: Bu oyunlar tutmayacaktır

Esnaf ve Sanatkârlar Derneği (ESDER) Genel Başkanı Mahmut Çelikus, “Biz bu topraklarda bin yıldır Türk- Kürt kardeşçe yaşadık.

Sosyal-kültürel ve tarihsel bağlarımız var. Hepsinden önemlisi de din bağımız var. Onun için bu oyunlar tutmayacaktır” dedi. ESDER Başkanı Çelikus, İnegöl’de yaşanan olaylarla ilgili yaptığı açıklamada “Çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Milletçe kenetlenmeli, ayrılıkçı propagandalara izin vermemeliyiz” ifadelerini kullandı. Provokatif olayları şer güçlerin oynadıkları oyunun bir parçası olarak gördüklerini aktaran Çelikus, “Demokratikleşmede ülkemizin ciddi ilerleme gösterdiği dünyada da dikkatle takip edilen bir ülke konumuna yükseldiği ve anayasa değişikliği için yapılacak referandumun görüşüldüğü günlerde bu olayların çıkması oldukça üzücü ve düşündürücüdür” değerlendirmesini yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Türk ve Kürtlerin omuz omuza verdikleri mücadelelerle kurulduğunu hatırlatan Çelikus, Anadolu’nun bir hoşgörü medeniyeti olduğunu da vurgulayarak şunları kaydetti: “Biz bu topraklarda bin yıldır Türk- Kürt kardeşçe yaşadık. Sosyal-kültürel ve tarihsel bağlarımız var. Hepsinden önemlisi de din bağımız var. Onun için bu oyunlar tutmayacaktır. Kardeşliğimizi bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. İnegöl ve Dörtyol’da yaşanan olaylar başka yerlere sıçramamalıdır. Milletimiz provokasyonlara gelmemeli, itidalli davranmalıdır. Aksi halde zararı yine biz göreceğiz. Bu nedenle Esnaf ve Sanatkarlar Derneği olarak halkımızı sükunete davet ediyoruz.”

30.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.