Güncel |
MİLLî İRADE HAKİM OLMALI |
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfının çağrısı ile toplanan STK'lar, bir sonuç bildirisi yayınlayarak, millî irade üzerindeki vesayetin ancak yeni bir anayasa ile sona ereceği açıklaması yaptılar. “21. yüzyılda Sivil Toplum Vizyonu ve STK’ların İmkân ve Kabiliyeti” başlıklı toplantıya 50 STK ve 150 kanaat önderi katıldı. ÇARE DEMOKRATİK BİR ANAYASA
Yayınlanan bildiride "Milletin üzerinden bürokratik, askerî ve yargı vesayeti kaldırılmalı, özgürlükler genişletilmeli, demokratik standartlar yükseltilmeli ve millî iradeyi mecraından çıkartan yapılanmalar ortadan kaldırılmalıdır. Sorun, yeni ve sivil anayasa ile milletin beklentisi istikametinde çözülmelidir" denildi.
Bürokratik vesayet sivil anayasa ile biter
TÜRKİYE Gönüllü Teşekküller Vakfı’nın çağrısı ile İzmit Kartepe’de Kurultay için bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, yayınladıkları sonuç bildirisi ile ülkemizde bir sistem ve rejim sorunu olduğunu ve bu sorunun sivil siyaseti etkinleştirecek yeni, sivil ve demokratik anayasa ile çözüleceğini söylediler. “21.Yüzyıl’da Sivil Toplum Vizyonu ve STK’ların İmkan ve Kabiliyeti” ana başlığı ile yapılan kurultaya 50 STK ve 150 kanaat önderi katıldı. İki gün boyunca sivil toplum kuruluşlarının kurumsal yapılanmaları ile Türkiye ve dünya vizyonlarının gelişiminin hedeflendiği kurultay sonunda bir de “ Kurultay Bildirisi” yayınlandı. Kurultayda Prof. Dr. Hikmet Akgül, Prof. Dr. Burhanettin Can, Doç. Dr. Mustafa Özel, Doç. Dr. Kudret Bülbül, Murat Sayımlar, Ahmet Emin Dağ, Ayhan Ogan ve Ali Kurt tarafından yapılan sunumları sivil toplum kuruluşu temsilcileri müzakere ettiler. AKP Genel Başkan Yardımcısı, Hüseyin Çelik, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç, Kültür Eski Bakanı ve TGTV kurucusu İsmail Kahraman’ın da katılım sağladığı kurultayın sonuç bildirisi hükümete ve sivil topluma çağrılar içeriyor. 21. yy’da soğuk savaş döneminin sona ermesi ile yeni bir dönem arayışı başladığı belirtilen bildiride, devletin, milletin hizmetinde olacak şekilde yeniden yapılandırılacağı, bütün kesimlerin kendilerini eşit, güvende ve huzur içinde hissedeceği bir demokratik ortama ihtiyaç olduğu vurgulandı. Bildiride sivil toplum kuruluşlarının, uluslar arası vizyonları gereği, İslâm dünyası başta olmak üzere, özellikle Orta Asya Cumhuriyetleri, Balkanlar, Kafkaslar ile Türkiye’nin akrabalık ve kültürel ilişkilerinin olduğu bölgelere öncelik veren, bölgesel barış ve istikrarı geliştiren, dünya ile yeni işbirlikleri kurabilen imkân ve kabiliyete sahip olması gerektiği belirtildi, şu ifadelere yer verildi: nBürokratik, askerî ve yargı vesayet milletin üzerinden kaldırılmalı, özgürlükler genişletilmeli, demokratik standartlar yükseltilmeli ve millî iradeyi mecraından çıkartan tüm yapılanmalar ortadan kaldırılmalıdır. nÜlkemizin yaşadığı sistem ve rejim sorunu; sivil siyaseti etkinleştirecek yeni, demokratik ve sivil anayasa ile milletin beklentisi istikametinde çözülmelidir. nTürkiye sivil toplumu, küresel kamuoyunu ve kaynaklarını harekete geçirmekte, uluslar arası bir sivil güç olarak dünyanın dikkatini çekmektedir. Oluşan bu evrensel sivil gücümüz öncelikle bölgemiz ve bütün Müslüman halklar ile dayanışma ve entegrasyon için kullanılmalıdır. nYeni anayasa ile oluşacak toplumsal mutabakatla iç sorunlarımızı çözerek millî birlik ve beraberlik sağlanmalıdır. Bu kapsamda referandum sürecinde olan anayasa değişiklik paketini sivil toplum kuruluşları olarak destekliyoruz. nSivil toplum kuruluşları olarak, milletimizi tüm fertleri ile buluşturacak her türlü demokratikleşme çabasını destekliyoruz. nAvrupa’da İslâma artan bir ilgi ve azalan İslam karşıtlığı vardır. Bu olumlu gelişmeyi Avrupa’daki sivil toplum kuruluşları ile işbirliğine dönüştürmeliyiz. nAvrupa’da radikalleşen İslâm karşıtlarının dünya kamuoyuna pompaladığı İslamofobya ile medya eksenli yapılan sivil mücadele güçlendirilmelidir. nSivil toplum kuruluşlarımız gönüllülüğü yaygınlaştırmalıdır. STK’lara olan ilginin arttırılması için millî eğitim müfredatı ile yüksek öğrenim mevzuatında değişiklikler yapılmalıdır. nHükümet, STK’larımızın imkân ve kabiliyetlerini arttıracak hukukî düzenlemeleri gerçekleştirmelidir. nSivil toplum kuruluşları kurumsal yapılarını, söylem ve özgüvenlerini güçlendirmelidirler. |
10.07.2010 |