Kültür-Sanat |
SEMA, SEMAH VE DEVRAN ‘İLÂHÎ AŞK’TA BULUŞACAK |
YÜZYILLARDIR Anadolu’nun zengin geçmişi içinde yer alan Bektaşi semahı, Mevlevî semaı ve cehri devranı, ‘İlâhî aşk’ ortak paydasıyla ilk kez aynı sahnede buluşacak. Karanlık güçler tarafından, 1980 yılında çıkarılan Alevî-Sünnî olaylarında onlarca insanın öldüğü Çorum’da, diyalog mesajı niteliğinde önemli bir buluşma gerçekleşiyor. Anadolu’nun zenginliklerinden sema, semah ve devran, Türkiye’de bir ilk olan ‘İlâhî Aşk Buluşmaları’ isimli proje kapsamında aynı sahneyi paylaşacak. Projenin mimarı, daha önce Anadolu İlâhileri adlı bir albüm hazırlayan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Musikîsi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ubeydullah Sezikli. Yaklaşık 1 yıldır proje üzerinde çalışan Sezikli ve ekibi, ‘İlâhî Aşk Buluşmaları’nı 8 Temmuz’da Uluslararası Hitit Fuar ve Festivali faaliyetleri kapsamında Çorum Devlet Tiyatro Salonu’nda sahneleyecek. Proje kapsamında sema, semah ve devran ekipleri, özel olarak eğitildi ve bu büyük buluşmaya hazır hale getirildi. Ubeydullah Sezikli, yüzyıllardır Anadolu’da İlâhî aşk için gerçekleştirilen dinî ritüelleri aynı sahnede buluşturacak projenin hayata geçirilmesi için gün saydıklarını söyledi. Ubeydullah Sezikli, projenin bütün Türkiye’ye örnek olacağını ve bu sebeple titiz bir çalışma yürüttüklerini söyledi. İlâhî Aşk Buluşmaları’nın ortaya çıkışı ve amacını anlatan Sezikli, san'at duygusunun en eski uygulanış biçiminin dans olduğunu ve bunun kutsal olarak gerçekleştirilen halinin ise sema ve semah olduğunu ifade etti. Sema, semah ve diğer zikirlerin hepsinin birer musikîsinin bulunduğunu dile getiren Sezikli, “Zikirleri üç grupta ele aldık. Bunlar Bektaşi semahı, Mevlevî seması ve cehri tarikatların birbirine benzer kuudi veya kıyami olarak yaptıkları zikirlerdir. Farklı fikir ve düşünceleri, tek bir Allah’a inanmanın verdiği ortak paydada birleştirmek istiyoruz. Kiminin ellerini semaya açarak, kiminin göğsüne vurarak kiminin ise kalbine bakarak yaptığı zikirlerin temelinde aynı İlâha yapıldığını hatırlatıyoruz.” KARDEŞLİK HİSLERİ Projenin, toplumlar arası birleşme ve diyalog kültürü adına önemli olduğunu dile getiren Ubeydullah Sezikli, Anadolu’da tarih içerisinde hep birlikte yaşayan ve kardeşlik hislerinin en zirvede yaşandığının bilinen bir gerçek olduğunu açıkladı. Hiç ayrım gözetmeksizin bütün tarikat ayinlerinin Hz. Peygamber’e (asm) salat-ü selâm ile başladığına dikkat çekerek, bu ayinlerin ortak amacının Allah’a kavuşma olduğunu hatırlattı. Sema için 4 semazen, semah için 8 can, devran için 8 dervişin yanı sıra solistlerle beraber toplam 28 kişilik bir ekip İlâhî Aşk Buluşmaları’nı gerçekleştirecek. Sema, semah ve devran gösterileri için ortak sazlar kullanılacak. Bunlar ud, tanbur, kanun, ney, bendir, kudum, def ve klâsik kemençe. İlâhî Aşk Buluşmaları, 8 Temmuz’da Uluslararası Hitit Fuar ve Festivali faaliyetleri kapsamında Çorum Devlet Tiyatro Salonu’nda saat 20.30’da sahnelenecek. |
01.07.2010 |
Kültürler arasında köprü kurulacak |
KÜLTÜRLERARASI Köprü Derneği (Intercultural Bridge Association/ICBA), benzer maksatlarla kurulan diğer derneklerle bir araya gelerek ortak çalışmalar yapabilme konusunda görüş alış veşinde bulundu. İstanbul Topkapı’daki “Kültür Park”ta Türk Dünyası Kültür Evlerinde bir araya gelen derneklere ev sahipliği yapan Kültürlerarası Köprü Derneği Başkanı Dr. Hakan Yalman, ICBA’nın hedef ve projeleri hakkında diğer dernek yöneticilerine bilgi verdi. Kültür Park’taki Türk Dünyası Zinnet Restaurant’ta düzenlenen toplantıya katılan diğer dernek başkanları da kısa konuşmalar yaparak görüşlerini dile getirdiler. Konuşmalarda, atılan bu adımın devamının gelmesi ve kültürler arası köprü kurulması istendi. ICBA Başkanı Dr. Hakan Yalman, dernek olarak dünyadaki bütün insanlara iman hakikatlerini ulaştırmak gibi bir hedeflerinin olduğundan bahisle, başlattıkları “Herkese bir Tabiat Risâlesi” projesini tanıttı. İnançsızlığın temelinde “Her şeyi tabiat yarattı” gibi yanlış bir inanış olduğuna dikkat çeken Yalman, “Bu eserle herşeyin Allah (cc) tarafından yaratıldığını insanlara anlatmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Toplantıya katılan dernek başkanları, ICBA ile ortak çalışmalar yapabileceklerini ifade ederek, teşekkür ettiler. |
01.07.2010 |
Gaziantep’te nurlu günler |
BİN YÜZ ON BİR kuvvetindeki dört kişilik ekibimizle bir programımızın ardından Güneydoğu’dan okuma programları için gelen dâvet üzerine İzmir’den Antep’e yola çıktık. Yaz tatilinin vazgeçilmezi okuma programlarından birini bu yıl Antep’teki abla ve kardeşlerimizle yaptık. Ablaların ve üniversiteli kardeşlerin bizleri yıllardır tanıyor ve bekliyor gibi, samimiyetle karşılamaları başlayacak programlar için büyük bir şevk ve gayret verdi. İlk haftaki programımızı üniversiteli ve liseli kardeşlerimizle yaptık. Üstadın “Doğuyu ayağa kaldıracak din hissidir” sözünü bizzat müşahede etmiştik. Antep’in sıcağına rağmen, kardeşlerimizin iştiyaklı bakışları ve sualleri sayesinde saatlerce süren derslerimiz, Üstadımızın bu sözünü teyit ediyordu. Programımızın sonunu, ablalardan birinin bağ evinde “Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir” hakikatince meşrû dairede uhuvvet ve muhabbetle tamamladık. İkinci haftadaki programımızı, hanımlarla ve ortaokul talebeleriyle yaptık. Pek çok fedakârlık yaparak beş gün boyunca programa iştirak eden ablalara sema canibinden iltifat tarzında maddî ve manevî rahmetle Türkiye’nin her yerindeki programlar alkışlandığı gibi, bizler de o rahmet alkışlarından hissemizi aldık. Rahmet mevsimi olan şuhur-u selasenin ilk kandili Regaib Gecesini Antep’te beraber geçirdik. Ortaokul programını 13 talebeyle yaptık. Üstadın “gelen nesil” diye adlandırdığı nur yüzlü çocuklar Risâle-i Nur dersleri, şahsî okumaları, namaz ve tesbihatıyla daha da bir nurlandılar. Cemaat derslerinde, onlara ayrılan vakitte ince mesajlar içeren skeçlerle çocuklar, izleyenleri hem güldürüp hem düşündürdüler, ablalar cemaat namına küçüklere hediyelerini takdim ettiler. Gaziantep’teki hafta sonumuzu ablaları ziyaretle değerlendirip, dualarına “âmin” dedik. Ayrıca Antep kalesi, bakırcılar çarşısı, müzeleri de gezerek tarihî mekânları da görmüş olduk. Gaziantep’teki fedakâr abla ve kardeşlerimizden, samimiyetlerinden ve yardımlarından dolayı Allah razı olsun.
TUBA ACIR / ZEYNEP AKDEMİ |
01.07.2010 |