01 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Darbecilerin derdi başkaydı

AVRUPA Parlamentosu Türkiye Dostları Grubu’nun düzenlediği ‘’Türkiye’deki Demokratik Değişim’’ konulu panelde, Prof. Dr. İlter Turan, ‘’1960’ta darbeye davetiye çıkarıldı’’ değerlendirmesinde bulunurken, buna tepki gösteren Prof. Dr. İhsan Dağı, o dönemde yaşananların darbeyi haklı çıkarmayacağını söyledi.

Panelde konuşan Turan, ‘’Bazı gelişmeler 1960’taki askeri darbeye davetiye çıkardı. Bunlar muhalefet liderinin (İsmet İnönü) hayatının tehdit edilmesi, muhalefetin siyasî faaliyetlerinin yasaklanması, belirsiz nedenlerle muhalefet liderinin TBMM’deki toplantılara katılmaktan (12 oturum süresince) men edilmesi ve son olarak muhalefeti soruşturmak üzere TBMM’de yargı yetkisine sahip bir komisyonun (Tahkikat Komisyonu) kurulmasıdır’’ dedi.

Bunun üzerine söz alan Prof. Dr. Dağı, 1960 öncesinde yaşanan siyasi gelişmelere atıf yaparak o dönemde Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın asılmasıyla sonuçlanan bir darbenin haklı çıkarılamayacağını belirterek şunları söyledi: ‘’Askerî darbeyle devrilen o hükümet 1952’de Türkiye’yi NATO’ya sokmuş,

1959’da Avrupa Ekonomik Topluluğu’na üyelik başvurusu yapmıştı. 1960 darbesinin laikliği korumak için yapıldığı iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu büyük bir safsata. Darbeyle devrilen hükümetin başındaki Menderes, ilk olarak CHP’den milletvekili seçilmiştir. Kemalizm karşıtı, laiklik karşıtı ya da İslâmcı değil, liberal bir siyasetçidir. Ayrıca 1960 darbesine hedef olan Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Mustafa Kemal Atatürk vefat ettiğinde başbakanlık yapmaktaydı. 1960, 1971 ve 1980 darbeleri asla İslamcı tehlikeye karşı laikliği korumak için yapılmamıştır.’’

01.07.2010


 

ZİHİNLERDE SORU İŞARETLERİ OLUŞTU

Hassa ilçesinde konuşlanan askerler tarafından terörist sanılarak iki köylünün öldürülmesi, bir köylünün yaralanmasıyla ilgili adlî ve idarî soruşturmalar sürerken, süreç için alınan “gizlilik kararı” zihinlerde soru işaretleri belirmesine yol açtı. Bu tür kararların, uygulamada çoğunlukla “olayı örtbas etmek” için kullanıldığına dikkat çekilirken, “yanlış ateş”te de böyle bir duruma meydan verilmemesi isteniyor.

SAVCI: GENİŞ KAPSAMLI ARAŞTIRILIYOR

Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, olayın geniş kapsamlı araştırıldığını belirterek, ''Olayla ilgisi bulunan asker, sivil, görgü tanıklarının ifadeleri alınacak. Olay yeri incelemenin de raporları elimizde'' derken, İçişleri Bakanlığınca gönderilen mülkiye başmüfettişi Namık Kemal İlhan ile adı açıklanmayan jandarma albayın olay yerindeki incelemelerine başladıkları bildirildi.

Bu gizlilik niye?

HATAY Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, Hassa ilçesinde konuşlanan askerler tarafından terörist sanılarak 2 köylünün öldürülmesi, 1 köylünün yaralanmasıyla ilgili adlî soruşturmayı ilk günden başlatıklarını, tüm tarafların ifadelerinin alındığını söyledi. Yıldırım, yaptığı açıklamada, olayın nasıl geliştiği, ölen, yaralanan ve olay yerinden kaçan köylülerin kimlik bilgileri, adlî tıp otopsi raporları ve diğer çalışmaların titizlikle ve ivedi olarak gerçekleştirildiğini kaydetti.

Konu hakkında ‘’gizlilik kararı’’ alındığına dikkati çeken Yıldırım, olayın geniş kapsamlı araştırıldığını belirterek, ‘’Olayla ilgisi bulunan asker, sivil, görgü tanıklarının ifadeleri alınacak. Olay yeri incelemenin de raporları elimizde’’ diye konuştu.

Konuyu incelemek üzere İçişleri Bakanlığınca gönderilen mülkiye başmüfettişi Namık Kemal İlhan ile adı açıklanmayan jandarma albayın olayın yaşandığı Hassa ilçesi Dedemli köyü Şekerin Deresi mevkisinde incelemeye başladığı bildirildi.

Hatay’ın Hassa ilçesi Dedemli köyü Şekerin Deresi mevkisinde güvenlik görevlilerinin terörist sanarak yanlışlıkla ateş açtığı köylülerden ikisi ölmüş, biri yaralanmıştı.

Mülkiye başmüfettişi ve jandarma albayı

Hatay’da

HATAY Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, Hassa ilçesinde güvenlik görevlilerinin terörist zannederek ateş açması sonucu 2 kişinin ölmesi, 1 kişinin yaralanmasıyla ilgili inceleme yapmak için İçişleri Bakanlığınca görevlendirilen mülkiye başmüfettişi ve jandarma albayın şehre geldiğini bildirdi. Vali Lekesiz, yaptığı açıklamada, Hassa ilçesi Dedemli köyü Şekerin Deresi mevkiinde kekik toplarken askerlerin ‘’dur’’ ihtarına uymayan köylülerin terörist sanılması ve güvenlik ekipleri tarafından ikisinin öldürülmesi, birinin yaralanmasını incelemek üzere Mülkiye Başmüfettişi Namık Kemal İlhan ve adı açıklanmayan jandarma albayın kente geldiğini söyledi. Lekesiz, müfettişlerin olay yerinde incelemelerde bulunacağını, olayla ilgili herkesle görüşeceğini belirtti. Hatay’ın Hassa ilçesi Dedemli Köyü Şekerin Deresi mevkisinde güvenlik görevlilerinin terörist sanarak yanlışlıkla ateş açtığı köylülerden ikisi ölmüş, biri yaralanmıştı.

01.07.2010


 

SGK önünde zincirli protesto

SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK) önündeki aydınlatma direğine zincirle kendini bağlayan emekli, gözaltına aldı.

Millî Kütüphane önündeki Eskişehir yolu kavşağında toplanan DİSK’e bağlı Emekli-Sen üyesi bir grup, ‘’Nutuk değil, çözüm istiyoruz’’ yazılı pankart açarak, isteklerini dile getiren sloganlar eşliğinde SGK binası önüne kadar yürüdü. Daha sonra kurumun önünde oturma eylemi yapan emeklilerden Emekli-Sen Konak Şube Başkanı İbrahim Yılmaz kendisini zincirle aydınlatma direğine bağladı. Yılmaz, ‘’25 yıl bu devlete SSK primi verdim. Hastanelerden, eczanelerden hizmet alırken para veriyorum. Emekli maaşımla çocuklarıma, torunlarıma nasıl katkı sağlarım? Hükümeti protesto ediyorum’’ sözleriyle tepkisini dile getirdi. Yılmaz, polisin eylemine son vermesini istemeleri üzerine, ‘’Zincirin kilidinin anahtarını İzmir’de bıraktım. Ne yapıyorsanız yapın’’ karşılığını verdi. Bunun üzerine polisler, makasla zinciri keserek, İbrahim Yılmaz’ı gözaltına aldı. Gözaltına alınan emekli, karakolda ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülen de, ülke kaynaklarının sınırlı olması bahane edilerek emeklilerin çağ dışı hayat şartlarına mahkûm edildiğini ileri sürdü.

01.07.2010


 

Halkalı saldırısyla ilgili bir kişi yakalandı

İSTANBUL'UN Halkalı semtinde askerî personel taşıyan servis otobüsüne yönelik bombalı saldırıyla ilgili olarak Kocaeli’de 1 kişi gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında İstanbul ve Kocaeli jandarma ekiplerinin önceki gün ortaklaşa düzenlediği operasyonda, İzmit ilçesindeki otogarda D.A. yakalandı. Kocaeli Üniversitesinde öğrenci olduğu öğrenilen zanlının İstanbul’a götürüldüğü bildirildi. 22 Haziranda, Halkalı askerî lojmanlardan hareket eden servis otobüsüne yönelik düzenlenen bombalı saldırıda jandarma astsubaylar Duran Bayram, Mehmet Boşnak ve Bekir Çelik ile uzman çavuşlar Uğur Ekiz ve Çağlar Bölük şehit olmuş, 17 yaşındaki askerî personel kızı Buse Sarıyağ da ölmüştü.

01.07.2010


 

Yayla evi soruşturması

GÜMÜŞHANE'DE terör örgütü PKK mensuplarının yayla evlerine girerek hayat malzemesi alması olayıyla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Gümüşhane Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, merkez ilçeye bağlı Esenyurt Köyü yaylasında önceki akşam PKK terör örgütü mensubu oldukları belirtilen 4 kişinin, yayla evlerine girerek hayat malzemesi aldığı hatılatıldı. Açıklamada, teröristlerin H.B, Z.K, A.B, İ.B. ve M.B. adlı vatandaşlardan hayat malzemesi aldığı belirtilerek konuyla ilgili savcılığa bilgi verildiği ve soruşturma başlatıldığı kaydedildi.

01.07.2010


 

Acemi askerin teröristle çatışması askerî zafiyet

BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyesi Yavuz Ağıralioğlu, 15 gün eğitim almış askerlerin özel eğitim almış teröristlerle karşı karşıya getirilmesinin bir askeri zafiyet olduğunu söyledi.

Ağıralioğlu, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısından terörü sınırın ötesinde karşılamak gerektiğini savundu. Ağıralioğlu, “Biz şehitlerimizi kendi karakollarımıza baskın yiyerek vereceksek oradan sağlayacağımız güvenliğin bize vereceği hiçbir şey yoktur” dedi. Ağıralioğlu, açılım konusunda hükümetin kafasında olanı hala bilemediklerini söyledi.

01.07.2010


 

PKK kan kaybediyor

TÜRK Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonları aralıksız sürerken, terör örgütünün ağır kayıplar verdiği ve örgütten kaçışların sürdüğü bildirildi.

Güvenlik güçlerinden alınan bilgilere göre, terör örgütü PKK’ya yönelik 2010 yılının ilk 5 ayında yaşanan silâhlı çatışmalarda etkisiz hale getirilen örgüt mensubu sayısının 160’a ulaştığı kaydedildi. Aynı dönemde örgütten kaçarak silahlarıyla birlikte güvenlik güçlerine sığınan örgüt mensubu sayısının da 151 olduğu belirtildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Diyarbakır, Elazığ ve Erzincan kırsalında gerçekleştirdiği operasyonlarda, etkisiz hale getirilen 6 terör örgütü mensubunun kimlikleri tespit edildi. Güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada ölü ele geçirilen teröristlerin ‘’Yılmaz’’ kod adlı Ömer Ataman, ‘’Agit’’ kod adlı Celal Kaçın, ‘’Ruhat’’ kod adlı Mehmet Kadir Melik, ‘’Dilhaz’’ kod adlı Bayram Dün, ‘’Sendoz’’ kod adlı Hamit Ulaş, ‘’Rezan’’ kod adlı Salih Özcan olduğu belirlendi. Öte yandan, terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki örgüt kamplarından kaçmayı başaran 21 yaşındaki M.K ile 19 yaşındaki A.Y adlı kadın teröristin silâhlarıyla birlikte güvenlik güçlerine sığındı. Terör örgütü üyelerinin, örgütte bulundukları süre içerisinde herhangi bir eyleme ve çatışmaya katılmadıklarının belirlenmesi üzerine, ‘’Etkin Pişmanlık’’ hükümlerinden yararlandırılarak serbest kaldıkları bildirildi.

01.07.2010


 

Askerî mahkemelerden subay üyeler çıkarılıyor

ASKERÎ Mahkemeler Kanunu’nda değişiklik öngören, 6000 sayılı ‘’Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kanuna göre, subay üyeler mahkeme heyetinden çıkarıldı. Böylelikle askeri mahkemeler 3 askerî hakimden kurulacak. Askeri mahkeme kurulunda bulunanların en kıdemlisi mahkeme başkanı olacak. Yaş sınırı nedeniyle emekli olmadan Türk Silâhlı Kuvvetlerinden (TSK) ayrılmak zorunda kalan uzman erbaşlar da emekliliğe hak kazandıkları tarihe kadar Millî Savunma Bakanlığı (MSB) ve TSK kadrolarında memur olarak istihdam edilecek. Subay ve astsubayların işlediği suçlara ait dâvâlar ile ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlara ait dâvâlar hariç olmak üzere, üst sınırı 5 yıla kadar (5 yıl dahil) hapis cezasını öngören dâvâlara ve suç konusu olmayan eşyanın müsaderesine tek hakim tarafından bakılacak. Tek hakim tarafından bakılan dâvâlarla ilgili soruşturmalarda, hakim kararı gerektiren her türlü işleme ait kararlar tek hakim tarafından verilecek. Bu kararlara karşı itirazları incelemeye en yakın askeri mahkeme yetkili olacak.

01.07.2010


 

Yargıtay, CHP'ye 10 bin TL'lik tazminatı az buldu

YARGITAY 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin TRT’nin CHP’ye 10 bin TL’lik manevi tazminat ödemesi kararını az bularak, tazminat miktarını 50 bin TL’ye çıkardı.

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP’nin avukatları, TRT’de yayınlanan Büyüteç programına katılan Tuncay Güney’in program boyunca Baykal ve CHP hakkında hakaret ve ithamlarda bulunduğunu öne sürerek, TRT hakkında manevî tazminat davası açmıştı. Dâvâyı görüşen Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi, dâvâyı kısmen kabul ederek, TRT’nin Baykal ve CHP’ye ayrı ayrı 10 bin TL manevî tazminat ödemesine karar vermişti. Yerel mahkemenin kararı davalı TRT ve dâvâcılar Baykal ile CHP tarafından temyiz edilmişti. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını Baykal yönünden onarken, CHP yönünden ise tazminat miktarını 50 bin TL’ye çıkararak onadı.

01.07.2010


 

Profesyonel ordu için kadro yok

Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, profesyonel askerliğe geçiş konusunda, ‘’Genelkurmay inceleme yapıyor, biz de yapıyoruz. Kadro ihdas edilmesi lâzım. Böyle ihdas edilmiş bir kadro henüz mevcut değil. Ayrıca istihdam bugüne kadar düzenlenen kanun içerisinde mi yapılabilir, yoksa yeni bir kanun mu çıkarılması gerekir, bunun üzerindeki çalışmalarımız devam ediyor’’ dedi.

GÖNÜL: Profesyonel ordu İçİn kadro yok

Millî Savunma Bakanı Gönül, çeşitli medya organlarındaki haberlerle ilgili "Profesyonel ordu için ihdas edilmiş bir kadro yok" değerlendirmesini yaptı.

MİllÎ Savunma Bakanı Vecdi Gönül, profesyonel askerliğe geçiş konusunda, ‘’Genelkurmay inceleme yapıyor, biz de yapıyoruz. Bunun ne şekle geleceği, bu teknik çalışmadan sonra ortaya çıkacak’’ dedi.

Gönül, Millî Savunma Bakanlığında Kamerun Cumhuriyeti Savunma Bakanı Edgar Alain Mebe Ngo ile bir araya geldi. Gönül, burada gazetecilerin profesyonel askerliğe geçiş çalışmalarına ilişkin sorularını cevapladı. Bu konuda ‘’paralı asker’’ lâfını hiç kullanmadıklarını vurgulayan Gönül, böyle bir şeyin literatürlerinde olmadığını söyledi.

Profesyonel orduya geçişle ilgili kanun çıkalı yaklaşık 10 yıl olduğunu hatırlatan Gönül, bunun tamamen profesyonel ordu olmadığını, vatan hizmeti yapan gençlerle beraber istihdam edilen profesyonellerden oluşan bir yapının kanunda öngörüldüğünü belirtti.

En son yapılan değişiklikle uzman çavuş olarak nitelendirilen kesime 45 yaşından sonra Millî Savunma Bakanlığında Genel Kurmay Başkanlığında ve bağlı birimlerde emeklilik yaşına kadar çalışma imkânı sağlanarak, bu konudaki problemin giderildiğini anlatan Gönül, şöyle konuştu: ‘’Bu miktarın daha fazla arttırılması için yeni bir statü olur mu? Çünkü bugüne kadar hep uzman çavuş kullanıldı. Halbuki kanunda uzman onbaşılar da var veya başka bir şekilde istihdam edebilir miyiz diye araştırma yapıyoruz. Genelkurmay inceleme yapıyor, biz de yapıyoruz. Bunun ne şekle geleceği, bu teknik çalışmadan sonra ortaya çıkacak. Bugün için ne miktar tesbit edilmiştir.

Çünkü kadro ihdas edilmesi lâzım. Böyle ihdas edilmiş bir kadro henüz mevcut değil, ayrıca istihdam bugüne kadar düzenlenen kanun içerisinde mi yapılabilir? Yoksa yeni bir kanun mu çıkarılması gerekir, bunun üzerindeki çalışmalarımız devam ediyor.’’

01.07.2010


 

Kobra helikopter alımıyla ilgili prosedür işliyor

MİllÎ Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ABD’den kobra helikopter alımıyla ilgili, ‘’Prosedür işliyor.

Biz ‘2010’da verebilir misiniz’ diye zorluyoruz, onlar 2011’e vadetmişlerdi. Olayı takip ediyoruz, en erken tarihte almaya çalışacağız’’ dedi. Gazetecilerin taarruz helikopterleri alımıyla ilgili sorularız üzerine Türkiye’nin, ABD’den kobra helikopterlerden istediğini ifade eden Gönül, ABD’nin ise apache vermeye hazır olduğunu söyledi. Gönül, şöyle konuştu: ‘’Bizim elimizde şu anda 30’un üzerinde, 36-37 kobra var. Altyapımız kobra olduğu için apache tercih etmiyoruz. Yoksa Amerika vermeye hazır. Biz kendilerinin kullandığı kobralardan istemiştik üretimden çıktığı için. Amerikan Savunma Bakanı Sekreteri Gates, geçen sene bana yazdığı mektupta, 2011’de temin edebileceklerini söylemişlerdi. Bize verebilmek için onların hukuk düzeni gereği kongreden karar almaları lâzım. Bu kararın alınması basına yansıdı. Prosedür işliyor. Biz ‘2010’da verebilir misiniz’ diye zorluyoruz, onlar 2011’e vadetmişlerdi. Olayı takip ediyoruz, ne zaman alabilirsek o zaman, en erken tarihte almaya çalışacağız.’’ Helikopter sayısına ilişkin soruya Gönül, ‘’Biz daha fazla talep etmiştik, ama kongreden iki kararını çıkartıkları anlaşılıyor’’ cevabını verdi.

01.07.2010


 

"Redd-i Hakim" talebine red

“İrtica ile Mücadele Eylem Planı’’ iddialarına ilişkin Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek’in de aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı dâvâda mahkeme, ‘’reddi hakim’’ talebini reddetti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ikinci heyeti, tutuklu sanık Serdar Öztürk’ün avukatı Hasan Gürbüz’ün duruşmada üye hakimler Sedat Sami Haşıloğlu, Hasan Hüseyin Özese ve Hüsnü Çalmuk’un reddine ilişkin talebini değerlendirdi. Heyet, oy birliğiyle ‘’reddi hakim’’ istemini reddetti. Duruşmaya bugün devam edilmesi kararlaştırıldı.

01.07.2010


 

İstanbul'da 5 araç kundaklandı

ŞİŞLİ, Gaziosmanpaşa ve Sultanbeyli ilçelerinde gece saatlerinde 5 araç kundaklandı.

Alınan bilgiye göre, Gaziosmanpaşa Karayolları Mahallesi Kemalpaşa Caddesi üzerinde park halinde olan 34 ZP 1911, 34 BS 4056 ve 34 US 0262 plâkalı araçlar, kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce üzerine benzin dökülerek ateşe verildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından kontrol altına alınarak söndürülen yangın sonrası inceleme yapan polis ekipleri, olay yeri yakınında pet şişe içinde bir miktar benzin ve otomobilleri yakmakta kullanıldığı belirtilen sönmüş halde bir meşale buldu. Söz konusu malzemeleri incelemek üzere polis merkezine götüren ekipler, kaçan kişi ya da kişilerin yakalanması için çalışma başlattı. Şişli Nurtepe Mahallesi ile Sultanbeyli Fatih Mahallesi’nde de birer araç molotofkokteyli atılarak ateşe verildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından kontrol altına alınan yangında, söz konusu araçlarda maddî hasar oluştu. Polis, her iki olayda da kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.

01.07.2010


 

Özbek: HSYK’ya karşı oluşturulan art niyet var

Hakİmler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Ekinci’nin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne atanmasıyla ilgili haberleri, “Eleştirilerin kaynağında HSYK’ya karşı oluşturulan art niyet var’’ sözleriyle değerlendirdi.

Özbek, Kurula girişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in tutuklama kararına yapılan itirazı değerlendirecek Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin itirazı görüşmek üzere heyet oluşturamadığını hatırlatarak, bu konuda bir karar alınıp alınmadığını sorması üzerine Özbek, mevzuat ve uygulama gereği özel yetkili ağır ceza mahkemeleri heyetlerinin atamasını HSYK’nın yaptığını hatırlattı. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde söz konusu konuyu görüşmek üzere heyet oluşturulamadığını basından öğrendiğini kaydeden Özbek, mahkemeden Kurula ulaşmış resmî bir başvuru olmadığını, başvuru yapılması halinde konuyu görüşeceklerini söyledi. Kadir Özbek, bir başka soru üzerine, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Ekinci’nin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne atanmasına ilişkin yapılan haberlerin “HSYK’yı yıpratmaya’’ yönelik olduğunu ileri sürdü.

01.07.2010


 

Tarım ve gıda için Brüksel’e gittiler

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Gıda Güvenliği, Bitki ve Hayvan Sağlığı Faslı’nın açılması dolayısıyla düzenlenecek Türkiye-AB Hükümetler Arası Konferansı’na katılmak için Brüksel’e gitti.

Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda soruları cevaplayan Bağış, bugünün Türkiye için tarihî bir gün olduğunu belirterek, bundan 5 yıl önce Türkiye’nin böyle bir günü hayal bile edemeyeceğini söyledi. Bağış, ‘’Gıda Güvenliği, Bitki ve Hayvan Sağlığı Faslının”, AB üyesi ülkelerin bir kısmının direncine rağmen gerçekleşmiş bir başarı olduğunu vurguladı. Tarım ve Köy işleri Bakanı Mehdi Eker de bugünün Türkiye için, Türk tüketicisi için önemli bir gün olduğunu belirterek, Türkiye’nin gıda hijyeniyle ilgili uygulayacağı standartlar konusunda, AB ile uyumlu olacak şekilde bir adımın atılacağını söyledi. Eker, Türkiye’nin, hem insanlarla hem hayvanlarla hem de diğer yenilebilir canlılarla ilgili standartların kalite ölçülerini, bunların denetim mekanizmasını, AB standartlarına taşıyacak olan bir uygulamanın başlangıcı olacağını ifade ederek, bu faslı açacaklarını bildirdi. Bu faslın Türkiye açısından önemli ve tarihi bir gün olduğunu dile getiren Mehdi Eker, ‘’İnşallah bu en kısa zamanda yerine getirilir, böylece tüketici Avrupa Birliği standartlarında gıdaya ulaşma, hijyen ve kalite ölçüsüyle gıda tüketme imkânına kavuşmuş olacak’’ dedi. Bağış ve Eker ile beraberindeki heyet daha sonra THY’ye ait tarifeli uçakla Brüksel’e hareket etti. İ

01.07.2010


 

Mehmet Kutlular NTV’de

Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, Çiğdem Anad’ın sunuculuğunu yaptığı “NTV soruyor” programına katılacak.

Gündeme ilişkin konuların tartışılacağı programın diğer konukları Prof. Dr. Doğu Ergil, gazeteci-yazar Fikret Bila ve Haldun Solmaztürk. Bu akşam yayınlanacak programın başlama saati 23.00.

01.07.2010


 

BM’den uyuşturucu alarmı

BM'nin 2010 Dünya Uyuşturucu Raporunda, özellikle gelişmekte olan ülkelerde uyuşturucu madde kullanımının arttığı, Avrupa ülkelerinde kokain kullanımının son on yılda 2 milyondan 4,1 milyona çıktığı, her 4 Avrupalı yetişkinden en az birinin en az bir defa uyuşturucu kullandığı, 2009'da dünyada 20 milyon bağımlının tedavi alamadığı belirtildi.

Uyuşturucu dünyanın başına belâ

BİRLEŞMİŞ Milletler tarafından yayımlanan 2010 Dünya Uyuşturucu Raporu’nda, özellikle gelişmekte olan ülkelerde uyuşturucu madde kullanımının arttığı belirtildi. Raporda, Avrupa ülkelerinde kokain kullanımının son on yıl içinde 2 milyondan 4,1 milyon kişiye çıktığı, dünya genelinde 2009’da 20 milyon uyuşturucu bağımlısının tedavi alamadığına dikkat çekildi. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin raporunda da 15-39 yaşındaki Avrupalılar arasındaki bütün ölümlerin yüzde 4’ünden uyuşturucu kaynaklı ölümlerin sorumlu bulunduğu ifade edildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nca yapılan araştırmada ise yatarak tedavi gören 2 bin 853 kişinin yüzde 43,6’sının afyon ve türevleri, yüzde 36,3’ünün esrar kullanımı dolayısıyla tedavi gördüğü tesbit edildi ve Türkiye’de uyuşturucu madde kullanımının ve madde kullanımına bağlı ölümlerin yıllar içinde artış gösterdiğine işaret edildi.

Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan 2010 Dünya Uyuşturucu Raporu’na göre, gelişmekte olan ülkelerde amfetamin tipi uyarıcılar ve reçeteli ilâçlar başta olmak üzere uyuşturucu madde kullanımının arttığı belirlendi.

MADDE BAĞIMLILIĞI MERKEZLERİ YAYGINLAŞMALI

Türkiye Psikiyatri Derneği Alkol Madde Kullanım Bozuklukları Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Doç. Dr. Kültegin Ögel, uyuşturucu kullanımının insan sağlığı için ciddî bir tehdit olduğunu, uyuşturucu kullanımının, ölümlerin yanı sıra, yeti yitimlerine, hayatların dramatik bir şekilde kararmasına, bireyin ve toplumun refah düzeyinin düşmesine, madde ile ilintili suç ve kazaların, enfeksiyon hastalıklarının artmasına yol açtığını söyledi. Madde bağımlılığı merkezlerinin bütün yurtta yaygınlaşması gerektiğini belirten Ögel, şu çözüm teklifinde bulundu:

‘’Dünyada uygulanan tüm ilâç ve tedavi yöntemlerinin ülkemizdeki madde kullanıcılarının hizmetine sunulması ve kullanılması sağlanmalı. Madde kullanımını bırakamayan kullanıcılara yönelik zarar azaltma programları devreye sokulmalı. Bilimsel temeli olan önleme faaliyetlerinin sayısı arttırılmalı, bu faaliyetler hazırlanırken bilimsel kuruluşların ve meslek örgütlerinin görüşleri alınmalı. Önleme etkinliklerin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmalıdır. Önleme etkinliklerini yürütecek kuruluşlara destek verilmeli.’’

Derneğin Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi de en önemli sorunlardan birinin uyuşturucu ticareti olduğunu belirterek, ‘’Ticareti yapılan, alınıp satılan sadece uyuşturucu maddeler değil, bireylerin ve toplumların sağlığı, refahı, moral değerleri ve bilinçleridir’’ dedi.

01.07.2010


 

Camileri ziyaret eden turistlerin İslâma karşı önyargıları kırılıyor

HayatlarInda ilk defa camiye giren Avrupalı ve Rus turistlerin İslâm dinine karşı ön yargıları yıkılıyor.

Antalya’nın Manavgat ilçesi Külliye Camii, Side Fatih Sultan Mehmet ve Selimiye Camii’ne ziyarete gelen Avrupalı ve Rus turistlere din görevlileri ve turist rehberleri tarafından Almanca, İngilizce ve Rusça olarak İslâm dini hakkında bilgilendirme yapılıyor. Camiye gelen turistlerin bazılarının vakit namazlarının nasıl kılındığını yerinde görmek için namaz saatlerini beklediklerini belirten Side Selimiye Camii imam hatibi Fatih Atik, “Camimize gelen turistlere dinimizle ilgili ilk elden ve doğru bilgilendirme yapıyoruz. Turistlerle, sohbet ederken hayatında ilk defa camiye Türkiye’de girdim sözü bizi çok mutlu ediyor. Camiye çekinerek giren turistler, bilgilendirme sonrası mutlu ve güler yüzlü ayrılıyor. Hatta çoğu hayatlarında ilk defa camiye Türkiye’de girdiğini belirtiyor. Ön yargılarının ve bakış açılarının değiştiğini ifade ediyor. Bu sözleri duymak bizi mutlu ediyor” diye konuştu.

01.07.2010


 

Hastalar, "Tam Gün Yasası"nı bekliyor

HastalarIn tedavi olmak için muayenehaneye uğramasını önleyecek ‘Tam Gün Yasası’ Anayasa Mahkemesi’nce önümüzdeki günlerde karara bağlanacak.

Doktorlara ‘ya hastane ya muayenehane’ şartı getiren düzenlemenin iptali için CHP’nin açtığı davadan çıkacak karar en çok hastaları ilgilendiriyor. Vatandaşlar tedavinin önündeki ‘muayenehane duvarı’ ve ‘bıçak parası’nın tamamen kalkmasını beklerken, üniversite hastanelerindeki hekimlerin ise ‘özel ameliyat ve özel muayene ücretinin’ devam etmesi amacıyla yasanın iptali için kulis çalışmalarını yoğunlaştırdıkları öğrenildi. Sağlık Bakanlığı’nın hekimlerin öğleye kadar hastanede, öğleden sonra muayenehanede çalışmasını önleyen Tam Gün Kanunu, sağlık hizmetlerini baştan sona değiştiriyor. Doktorlar yasayla hastane ya da muayenehane arasında tercih yapacak. Yasanın hükümleri kamu hastanelerindeki doktorlar için 1 Temmuz’da hayata geçiyor ve hekimlerin yüzde 90’ı muayenehanelerini kapattı. Hastalara sadece görev yaptıkları hastanelerde bakmayı tercih etti. Üniversite hastanelerindeki hekimler için yasanın hükümleri 1 Ocak 2011 yılında başlayacak.

01.07.2010


 

Başörtülü öğrenciyi LYS'den atan görevlilere suç duyurusu

Başörtülü öğrenci Zehra Aldemir, Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) perukla alınmadığı gerekçesiyle Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Aldemir, Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede, LYS sınavına girmek için Osmaniye Fen Lisesi 3. kat 13 numaralı salona gidip psikolojik olarak rahatlamak için yerine oturduğunu, görevlilerden birinin yanına gelerek, ‘’başörtülü sınava giremeyeceğini, bunun yasak olduğunu’’ söylediğini belirtti.

Görevliye, sınava perukla gireceğini ifade ettiğini ve peruğunu takarak sıraya oturduğunu, sınava 10 dakika kala görevlinin yanına gelerek ‘’sınava böyle giremeyeceğini ve başını açmasını’’ söylediğini dile getiren Aldemir, zorla sınav salonundan çıkarıldığını, başının açmaya zorlandığını, lavaboda bekletildiğini, inancının aşağılandığını ve sınava girmesine engel olunduğunu belirtti.

Sınava girmeyeceğini belirtmesine rağmen bir kadın görevlinin kendisini 20 dakikadan fazla lavaboda tuttuğunu ve kolundan tutup çekiştirerek çıkış kapısına kadar getirdiğini belirten Aldemir, ‘’işkence, ayrımcılık, eğitim ve öğretimin engellenmesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kişilerin huzur ve sükununu bozma, hakaret’’ gibi iddialarla Osmaniye Fen Lisesi 3. kat 13 numaralı salonda, soyadını öğrenemediği Necla adlı salon görevlisi ve diğer görevliler hakkında kamu dâvâsı açılması talebiyle Mazlum-Der Gaziantep Şube yetkilileriyle Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

01.07.2010


 

Karekodsuz ilâçların değiştirme süresi bitti

İlÂç Takip Sistemi (İTS) kapsamında Mayıs ayı içinde başlatılan karekod uygulaması gereği, firmalara karekodsuz ilâçları değiştirmeleri için tanınan süre dün sona erdi.

Bugünden itibaren eczaneler, karekodu bulunmayan ilâçları vatandaşlara veremeyecek. Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Sekreteri Özgür Özel, İlaç Takip Sistemi’nin 16 Mayıs’ta uygulamaya konulduğunu, bu tarihten itibaren eczaneler tarafından karekodlu ilâçların satışının sisteme bildirilmesinin zorunlu hale geldiğini hatırlattı. Sağlık Bakanlığı’nın, ambalajında karekod bulunmayan ürünlerin ise ‘’G2D’’ adı verilen geçici karekodların yapıştırılması yöntemiyle satılabilir hale geleceğini belirttiğini anlatan Özel, ilâç firmalarının sorumluluğunda olan bu uygulamaya, firmaların yeterince önem vermediğini söyledi. Özel, yönetmelik gereği, bugünden itibaren, karekodsuz ilâçların satışına izin verilmeyeceğini vurguladı.

01.07.2010


 

Eylül’deki KPSS’ye başvuru için yarın son gün

Ortaöğretİm ve önlisans mezunları ile bu öğrenim düzeylerinden mezun olabilecekler için düzenlenecek KPSS’ye başvurular, yarın sona erecek.

Başvurma işlemleri, ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticiliklerinin ve belirli ortaöğretim kurumlarının açtıkları başvuru merkezlerince yürütülüyor. Başvuru merkezleri ÖSYM’nin ‘’http://www.-osym.gov.tr’’ internet adresinde yayınlanıyor. Adaylar, kılavuz ile aday bilgi formuna, başvurma süresi için de ÖSYM’nin ‘’http://www.osym.gov.tr’’ internet adresinden ulaşabilecek. ‘’2010-KPSS Ortaöğretim/Önlisans Kılavuzu’’nda başvurma, sınav, değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer alıyor. Sınav, 26 Eylül 2010 tarihinde yapılacak.

01.07.2010


 

Madendeki cesetlere 105 gün sonra ulaşılabilecek

ZONGULDAK'TA, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağındaki grizu patlamasının ardından ulaşılamayan 2 işçinin düştüğü tahmin edilen kuyunun, Çinliler tarafından 105 günde onarılmasının ardından cesetlerin çıkarılabileceği tahmin ediliyor.

TTK Genel Müdürü Burhan İnan, 17 Mayıstaki grizu patlamasından sonra madenden çıkarılamayan Engin Düzcük ve Dursun Kartal’ın, kaldırılan göçük alanında cesetlerine rastlanılmadığını söyledi. Düzcük ve Kartal’ın büyük ihtimalle kuyuya düştüğünü anlatan İnan, şunları kaydetti: “Kuyu tamir edildikten sonra cesetler alınabilecek. Bu konuda süreci işletiyoruz, tesbitlerimizi yaptık. Kuyu, Çinliler tarafından monte edilmişti. Aynı firmayla, tamir ve bakıma yönelik de anlaşmamız var. Kuyuyu tekrar ele alıp, çalışabilir vaziyete getirmelerini istedik. Onlar da tesbitlerini yaptılar. Geçen hafta da gelerek atölyelerimizi gezdiler, kuyuyu gördüler. Bugün yarın çalışmalara başlayacaklar. Bize 105 günde çalışmaları bitireceklerini söylediler. Çinli firma yetkililerinden işi hızlandırmalarını istedik.’’

01.07.2010


 

Hayme Ana’nın öğütleri bugün de geçerli

Oğuzlar’in Bozok kolunun Kayı Boyu’na mensup bir Türkmen kızı olan Hayme Ana, 1200’lü yıllarda Gündüz Alp ile evlenerek sadece bir ailenin değil, 6 asır hüküm sürecek bir devletin temellerini attı.

Hayme Ana, eşi Gündüz Alp’in göç sırasında Fırat Nehri’ni geçerken boğularak ölmesi üzerine 1250’li yıllarda aşiret reisliğini ele alıp, dağılma noktasına gelen Kayı Boyu’nu toparladı. Kayı Boyu’nu Aşağı Sakarya Vadisi’ne, Ankara’nın batısındaki Karacadağ bölgesine yerleştirdi. Ankara’nın Haymana ilçesinin bu dönemdeki yerleşmeden kaynaklandığı biliniyor.

Kayı Boyu’nu daha sonra Kütahya’nın Domaniç ilçesindeki Çarşamba Köyüne getiren Hayme Ana, oğlu Ertuğrul Gazi ile torunu Osman Gazi’yi yetiştirerek Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna vesile oldu ve bundan dolayı ‘’Devlet Ana’’ olarak anılmaya başladı.

Hayme Ana ve Gündüz Alp’in, Sungur Tekin, Gündoğdu, Ertuğrul ve Dündar adlarında 4 oğlu vardı. 13’üncü yüzyıl ortalarına doğru delikanlılık çağına gelen Ertuğrul Gazi, annesinden aşiret reisliğini devraldı ve bundan sonra aşiret daha da güçlendi. Selçuklular ile birlikte öncü kuvvet olarak savaşlara katıldılar. Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubad’ın İznik İmparatorluğu üzerine 1270’te yaptığı sefere katılan Ertuğrul Gazi’ye, Söğüt ve Domaniç bölgesi yurtluk olarak verildi. Bundan sonra aşiret, Domaniç’i yazlak, Söğüt’ü kışlak olarak kullandı. Hayme Ana’nın, 1280’li yıllarda Eylül ayının ilk günlerinde kışlağa dönüş sırasında öldüğüne, Ertuğrul Gazi’nin ise annesini Çarşamba Köyünde her yıl çadır kurduğu bir tepenin üzerinde defnettirdiğine inanılıyor.

2. ABDÜLHAMİD, KABRİNİ

BULDURUP TÜRBE YAPTIRDI

Osmanlı padişahlarından 2. Abdülhamid devrinde, Çarşambalı bir köylü evinde sakladığı dedesinden kalma deri üzerine yazılmış bir vesikayı köye gelen birine okutur, vesikanın Hayme Ana’ya ait olduğu ortaya çıkar. Görevli İstanbul’a giderek Yıldız Sarayı’na ulaşır ve vesikayı Padişah’a iletir. 2. Abdülhamid vesikayı inceletip bir heyeti Çarşamba’ya gönderir. Büyük ninesi Hayme Ana’nın kabrini buldurarak üzerine bir türbe ve külliye yaptırır, buraya halı, avize ve sümbüllü kandil gönderir. Türbenin üzerine 1886’da yerleştirilen mermer kitabede, Sultan Abdülhamid’in atası Ertuğrul Gazi’nin annesi Hayme Ana’nın kabrini buldurup bu türbeyi yaptırdığı ifade ediliyor.

728 YILDIR GÖÇ ŞÖLENLERİYLE ANILIYOR

Osmanlılar döneminde Hayme Ana türbesi yakınında her yıl Eylül ayının ilk günlerinde civar köylerden toplanan Yörükler, cirit oynayıp kurban keserek Yörük göçünü canlandırıyor, kabri başında mevlit okutup törene katılanlara etli pilav ve ayran ikram ediyordu. 1281 yılında başladığı tahmin edilen bu törenler, 2. Abdülhamid döneminde devlet töreni olarak gerçekleştirilmeye başladı. Devlet töreni olduktan sonra Osmanlı sarayından gönderilen yağ, bulgur ve kurbanlık hayvanlardan yemekler pişirilip gelenlere ikram ediliyordu.

Savaş yıllarındaki kısa kesintiler dışında bu anma merasimleri günümüze kadar yaşatıldı. 1985’ten sonra her yıl Eylül ayının ilk Pazar günü, geleneksel olarak ‘’Hayme Ana’yı Anma ve Göç Şöleni’’ adıyla gerçekleştiriliyor. Bu yıl Eylül ayının ilk haftasında 729’uncusu düzenlenerek hem Hayme Ana hem de Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi ile onun ataları ve diğer beyler anılacak.

AŞİRETİ EMANET ETTİĞİ OĞLUNA ÖĞÜDÜ

Hayme Ana, Kayı Boyu ile birlikte hayatını sürdürürken evlât ve torunlarının fazilet ve dirayet sahibi olması için onları ‘’Devlet Ana’’ anlayışıyla yetiştirdi. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Ertuğrul Gazi, annesi Hayme Ana’dan 13’üncü yüzyılın ortalarında bir beyliği değil, aynı zamanda asırlara hükmedecek devlet anlayışını da teslim aldı. Hayme Ana’nın, oğluna nitelikli devlet adamı olma ve milletini hakkaniyetle yönetmenin ip uçlarını verdiği şu öğüdü, asırlardır unutulmuyor:

‘’Oğul... Anayurttan ayrılalı yıllar geçti. Deli rüzgârlar önünde oradan oraya savrulduk. Beylik otağını kurduğumuz şu yaylalar, artık son durağımız, son konağımız olsun. Oğuz’un yurtlarına diktiğimiz ağaçların kökleri kara yerin derinliklerine, dalları gökyüzünün yüceliklerine uzansın. Ak-boz atlara binip yağı üstüne yel gibi vardıkta Kadir Tanrı gözü pek yiğitlerimizi korusun. Göğsü kaba yerli kara dağlar gibi duran erlerimiz ile kır çiçekleri gibi saf ve temiz, ak yüzlü, ala gözlü kızlarımız kutlu Kayı Boyumuza gürbüz evlâtlar versinler. Altın başlı otağlarımız Çarşamba yaylasını bürüsün. Kayı’nın ve diğer bütün boyların oğullarını Ertuğrul’umla bir tutarım. Onların hepsini soyumuz için Hakk’ın kutsal birer emaneti bilirim.

Oğul... Boyundan, soyundan olsun olmasın insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki, insanların birlik ve dirlik kazansın. Yurdunda, obanda herkes gezsin. Ululuk isteyen töreden ayrılmasın. Bu dünya bir oturma yeri değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle insanların hizmetinde bulunursan güzel övünçler senin olur. Yüreğinden inancı, ağzından duayı, davranışından erdemi hiç eksik etme. Bir de sabırlı ol oğul, ekşi koruk sabırla tatlı üzüm olur. Oğul... Beylik dermekle, ağalık vermek iledir. Sofranı ve keseni yoksullara açık tut.’’

TORUNU OSMAN GAZİ’YE BEŞİK

KURDUĞU AĞAÇ KORUNUYOR

Hayme Ana’nın, günümüzde Domaniç ilçe merkezine 2 kilometre uzaklıktaki Domur Köyünde bulunan ve 1200 yaşında olduğu sanılan ‘’Mızık Çamı’’na kurduğu beşikte, torunu Osman Gazi’yi salladığına inanılıyor. Osmanlı’nın doğuşuna şahitlik eden bu ağaç, bölge halkı tarafından kutsal sayılıyor. 11 metrelik boyu ve ahtapotu andıran yaygın kollarıyla haşmetli görüntüsünün yanı sıra ilginç kıvrımları ve tabiat harikası estetik görüntülerle bezendiği şekliyle görenlerin ilgisini çekiyor.

01.07.2010


 

iPhone4’ün maliyeti sadece 188 dolar

PİYASAYA sürüldüğü günden itibaren büyük satış rakamlarına ulaşan ve yurt dışında bin dolardan alıcı bulan yeni nesil iPhone 4’ün maliyetinin sadece 187 dolar 51 cent olduğu belirlendi.

iSuppli’nin raporuna göre, Apple’ın CEO’su Steve Jobs tarafından ilk sunumu yapılan ve küresel düzeyde dağıtımına başlandığı 3 gün içinde 2 milyon adete yakın satılan iPhone’nun 4. versiyonu, şirket hissedarlarının yüzünü güldürecek.

01.07.2010


 

İstanbul, yabancılar için en pahalı 44. şehir

Uluslararasi yönetim danışmanlığı firması Mercer, 2010 Yaşam Maliyet Araştırması kapsamında yabancılar için en pahalı şehirleri sıraladı.

Angola’nın başşehri Luanda’nın birinci sıraya yerleştiği listede İstanbul 44. oldu. En ucuz yer ise Pakistan’ın Karaçi şehri olarak belirlendi. Endekste ikinci sırayı alan Tokyo’yu (Japonya), Camina (Çad), Moskova (Rusya), Cenevre (İsviçre), Osaka (Japonya), Librevil (Gabon), Zürih (İsviçre), Hong Kong ve Kopenhag (Danimarka) takip etti.

01.07.2010


 

Akdeniz’in örümcek haritası çıkarıldı

NİĞDE Üniversitesinde TÜBİTAK desteğiyle yürütülen proje kapsamında Akdeniz Bölgesi’ndeki örümcek faunasının envanteri çıkarıldı.

Proje kapsamında Türkiye’den dünya literatürüne ilk kez 3 yeni örümcek türü kazandırılırken, 82 yeni türün de varlığı tesbit edildi. Niğde Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Topçu, Akdeniz Bölgesi’nde mevcut örümcek faunasını belirleyerek, Türkiye’nin sahip olduğu biyoçeşitliliğin ortaya çıkarılmasına katkı sunmayı hedeflediklerini söyledi. Topçu, çok sayıda değişik faktörler sebebiyle yok olmaya yüz tutan canlı türleri ile bunların habitatlarının belirlenmesinin, bu canlı türlerinin korunabilmesi için çözüm teklifi geliştirilmesinde önemli olduğunu söyledi.

01.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.