Dünya |
İslâm âlimleri de Gazze’ye gidecek |
İstanbul’da bir araya gelen 41 farklı ülkeden 500’ün üzerinde İslâm âlimi, Türkiye’den gönderilecek yeni bir filoyla Gazze’ye gitme kararı aldı. Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Katarlı İslâm âlimi Yusul El Karadavî, Gazze’ye gidecek filoya katılmanın yanı sıra âlimlerin Gazze’ye karadan da gireceklerini söyledi ve Mısır’dan Refah kapısını açık tutmasını istedi. Müslüman âlimler de filoyla Gazze’ye gidecek
UluslararasI Müslüman Âlimler Birliği (UMAB) Başkanı Katarlı İslâm âlimi Yusuf El Karadavi, Gazze’ye gidecek filoya katılmanın yanı sıra âlimlerin Gazze’ye karadan da gireceklerini söyledi ve Mısır’dan Refah kapısını açık tutmasını istedi. Karadavi, UMAB tarafından daha önce yapılan çağrıyı da yineleyerek, Müslüman ve Arap dünyasını Amerikan ve Avrupa malları yerine Türk mallarını almaya, Türkiye’ye yatırım yapmaya çağırdı. Mısır, İran, Katar, Irak, Endonezya gibi ülkelerin yanı sıra İngiltere, Almanya, Hollanda, İspanya, Rusya, Çin ve Kanada gibi ülkelerden gelen İslâm âlimleri, İsrail saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisi ve Gazze konusunda Türkiye’ye destek verdi. Alimler, Türkiye’nin Gazze konusundaki duyarlılığı ve Mavi Marmara sürecinde ortaya koyduğu tavra destek için ve İsrail’in Türk mallarına uyguladığı boykota karşı Müslüman ve Arap halkları, Türk ürünlerini satın almaya çağırdı. UMAB Üçüncü Genel Kurul toplantısı, İstanbul Grand Cevahir Kongre Merkezi’nde düzenlenen bir açılış programıyla başladı. İHH İnsanî Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım’ın da katıldığı programda bir konuşma yapan UMEB Başkanı Yusuf El Karadavi, Gazze’ye gitmek üzere yeni bir filonun hazırlandığını ve İslâm âlimleri olarak kendilerinin de bu gemide yer alacağını söyledi. Gazze’ye karadan da gireceklerini belirten Karadavi, Mısır’dan Refah kapısını açık tutmasını istedi. Karadavi, âlimlerden de Gazze’ye gemileri emin bir şekilde yanaştırmalarını ve korkmamalarını istedi.
MÜSLÜMAN VE ARAP DÜNYASINI TÜRK MALLARINI ALMAYA ÇAĞIRDI Konuşmasında Türk mallarının alınmasına yönelik çağrıya da değinen Katarlı âlim, Türkiye’ye sadece turizm alanında destek verilmesini istemediklerini vurguladı. Müslümanlardan Türk mallarını tercih etmelerini istediklerini ifade eden Karadavi, “Amerikan ve Avrupa mallarına karşı Türk mallarını alın dedik. Yatırımlarda ve projelerde Türkiye’ye öncelik vermelerini istedik” diyerek çağrısını yineledi. Türkiye’nin Gazze konusundaki duyarlılığı ve Mavi Marmara sürecinde ve sonrasında ortaya koyduğu tavra destek çıkan Yusuf El Karadavi, daha önce yaptığı bir açıklamada da “Arap Yönetimlerin Filistin konusundaki duyarsızlığına karşı Arap ülkerinin de birkaç tane Tayyip Erdoğan’a ihtiyacı olduğunu” söylemişti. Karadavi, konuşmasında ayrıca İstanbul’a aşık birisi olduğunu belirterek, İstanbul’un Allah’ın cemil ve cemal isimlerinin tecellilerinin olduğunu ifade etti. “Burası bir zamanlar evrenin başkentiydi. Yeryüzündeki en güçlü ordu karargâh olarak burayı seçmişti.” diyen Karadavi, ikinci ve üçüncü UMAB Genel Kurul toplantısı gibi dördüncü toplantının da İstanbul’da düzenleneceği bilgisini verdi. Katılımcıların bolca tekbir getirdiği programda konuşan Bülent Yıldırım da Mavi Marmara gezisine düzenlenen saldırıyı anlattı. İslâm dünyasının özgürlüğe kavuşmasının vaktinin geldiğini söyleyen İHH Başkanı, “Filistin’in kutuluşuna çok az kaldı.” dedi. Açılış programına ayrıca İslâm âlimlerinden İranlı Muhammed Ali Tashkiri, Sh. Ahmed El Khalili, Mısırlı Dr. Muhammed Salim Alawwa, Dr. Ali Karah Daghi, Abdullah Ben Bayya, Kuveytli Dr. Abdallah Maatuk ile İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin (İDSB) Genel Sekreteri Dr. Necmi Sadıkoğlu katıldı.
GAZZE, IRAK, AFGANİSTAN VE FAİZ, KRİZE SEBEP OLUYOR Açılış konuşmasını yapmak üzere ilk olarak kürsüye UMAB Fıkhi Meseleler Bakanı Ali Karah Daghi geldi. Bir gün bütün dünya Müslümanlarının bir araya geleceğini söyleyen UMAB Bakanı, saldırıya uğrayan Gazze filosuna da selam gönderdi. Ali Karah Daghi ayrıca dünyanın bir takım krizler içerisinde olduğunu, bunun sebepleri arasında Gazze’deki ablukanın, Irak ve Afganistan’daki işgalin yanı sıra faiz gibi haramların çok işlenmesinden kaynaklanan sorunlar olduğunu kaydetti. İDSB Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu ise, Kur’ân-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz’in (asm) âlimlere saygıyı ve âlimlerin yolundan gidilmesini emrettiğini hatırlatarak, alimlere saygı gösterilmesine ilişkin şu hadisleri örnek verdi: “Âlimler, yeryüzünün kandilleri, Peygamberlerin halifeleri, benim ve diğer Peygamberlerin vârisleridir”, “Kıyamette şefaat edecek olanların ilki, Peygamberler, sonra âlimler, sonra da şehitlerdir” ve “Âlimlere tabi olun! Çünkü onlar, dünya ve ahiretin ışıklarıdır.” İstanbul’da en önemli İslâm âlimlerini ağırladıklarını söyleyen Sadıkoğlu, “Onlara problemlerimizi, sıkıntılarımızı, isteklerimizi arz edeceğiz. Onlardan İslâm dünyasının önünü açacak fikirler geliştirmelerini, tavsiyeler ve nasihatler vermelerini isteyeceğiz. Gayet iyi biliyoruz ki ümmetin kandilleri ayağa kalkmazsa ümmet ayağa kalkamaz. Ümmetin âlimleri ittifak etmezse ümmet birleşemez” dedi. Günümüzde her coğrafyada İslâm medeniyetinin doğuş sancıları yaşanmakta olduğunu kaydeden Dr. Necmi Sadıkoğlu, “Kutlu bir doğumun gerçekleşmesi, ancak bizim ittifakla, basiretle ve ferasetle hareket etmemize bağlıdır. Afganistan, Irak, Filistin, Keşmir, Doğu Türkistan bizim tam bir dayanışma ile bir araya gelmemizi beklemektedir” diye konuştu. Konuşmasında 2010 yılının, Kur’ân’ın nazil olmaya başlamasının milâdî olarak 1400. yılı olduğunu ve bu münasebetle İslâm Konferansı Teşkilâtı’nın 2010 ve 2011’i bütün İslâm ülkelerinde Kur’ân yılı olarak değerlendirilmesini kabul ettiğini hatırlatan Dr. Sadıkoğlu, İslâm âlimlerinden bu konuda kendilerine yol göstermelerini, Allah’ın kelâmının doğru anlaşılması için çalışmalar yapmalarını istirham ettiklerini aktardı. |
FARUK ÇAKIR - İSMAİL TEZER 01.07.2010 |
Clinton, Erivan’da Türkiye’yi konuşacak |
ABD’nİn Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Erivan ziyaretinde Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkilerin gündeme geleceğini söyledi. Clinton’un, Azerbaycan ve Ermenistan’ı da kapsayan beş günlük Doğu Avrupa ve Kafkasya turu hakkında Dışişleri Bakanlığında brifing verildi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Gordon, Clinton’un Erivan temaslarında Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin gündeminde olup olmadığına ilişkin soru üzerine, bu konunun görüşüleceğinden emin olduğunu söyledi. İki ülke arasındaki protokollerin henüz onaylanmadığını hatırlatan Gordon, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın protokolleri askıya aldığını ve “Türkiye ilerlemeye hazır olduğunda kendilerinin de süreci başlatacağına” yönelik sözlerini hatırlattı. Clinton’un temaslarında da Sarkisyan ve Ermeni halkının bu konuya nasıl baktıklarını konuşma fırsatı bulacağını anlatan Gordon, protokollerin onaylanması ve uygulanması ile sınırın açılmasının iki ülkenin yararına olduğunu ifade etti. |
01.07.2010 |
Bulgaristan’da, pasaportlarda başörtülü fotoğraf tartışması |
Bulgaristan’da Smolyan Bölge Müftüsü’nün, çıkarılan yeni biyometrik pasaportlarda başörtülü fotoğrafların da kabul edilmesi talebine, üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS/HÖH) tepki gösterdi. HÖH milletvekili Çetin Kazak, BTV televizyonuna açıklamasında, pasaport ve kimliklerde başörtülü fotoğraf kullanılmasının Bulgaristan yasalarına aykırı olduğunu belirterek “Ancak din adamlarının temsil ettikleri cemeatın taleplerini devlete iletme hakları vardır. Geçmişte Ortodoks din adamları da çeşitli konularda çeşitli taleplerde bulunmuştur” dedi. Bulgaristan’da yeni pasaport ve kimlik belgeleri yasasına göre fotoğraflarda yüz, kulaklar ve saçın en az bir santimetrelik bir bölümünü görünmesi gerekiyor. Fotoğraflar, kimlik başvurularının yapıldığı polis karakollarında polis görevlileri tarafından çekildiği için bu kuralın dışına çıkılmasına izin verilmiyor. Smolyan Bölge Müftüsü Necmi Dıbov, bölge emniyet müdürlüğüne yolladığı dilekçede, kadınların saçlarının görünmesinin İslâmiyete aykırı olduğunu belirterek yeni biyometrik pasaportlarda başörtüsü ile çekilmiş fotoğraflara izin verilmesini talep etmişti. |
01.07.2010 |
Meksika, domuz gribi alarmını kaldırdı |
Domuz gribinin geçen yıl ilk olarak patlak verdiği Meksika’da hükümet, domuz gribi alarmını 14 ay sonra kaldırdı. Hindustan Times’ın haberine göre Meksika Sağlık Bakanı Jose Angel Cordova Villalobos, ilk can kaybının geçen Mayısta verildiği salgını gözleyen Genel Sağlık Konseyinin oy birliğiyle aldığı kararla alarm durumu kaldırdıklarını açıkladı. Villalobos, domuz gribi alarmının, Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Sağlık Örgütünün de görüşü alınarak kaldırıldığını belirtti. Bakan, geçen ekimde hastalık yüzünden hastanelerde hala 216 kişi bulunduğunu, bu sayının 25 Haziranda 22’ye gerilediğini de söyledi. Villalobos, H1N1/A virüsünün tamamen yok olmadığını, ancak çok az vaka bulunduğunu, alarm durumu kaldırılmasına rağmen tedbiri elden bırakmayacaklarını ve ellerinde hala 875 bin doz aşı olduğunu kaydetti. 2009 mayısında Meksika’da ortaya çıkan domuz gribi geçen yıl 11 Haziran’da pandemik olarak ilan edilmişti. Hastalık, Meksika’da 1289 kişinin ölümüne yol açmış, 72 bin kişi de virüs kapmıştı. |
01.07.2010 |
Rusya: Ajan skandalı ilişkileri bozmamalı |
Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin 11 kişiyi Rusya’ya ajanlık yaptığı iddiasıyla gözaltına almasıyla patlak veren skandalın iki ülke ilişkisine zarar vermemesini umduğunu açıkladı. Dışişleri Bakanlığının açıklamasında, Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs’ın 11 kişinin ajanlıkla suçlanmasının Rusya ilişkileri etkilemeyeceği yönündeki sözlerinin de Moskova tarafından paylaşıldığı kaydedildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, gözaltına alınanların Rus vatandaşı olduğu, ancak bu kişilerin ABD’nin çıkarlarına zarar verecek bir şey yapmadığı belirtilerek, ABD’den iki ülke arasındaki mevcut olumlu ilişkileri göz önünde bulundurup “uygun bir anlayış” göstermesinin beklendiği kaydedildi. Açıklamada, gözaltına alınanların değişik dönemlerde ABD’ye giden Rus vatandaşları olduğu ve Moskova’nın gözaltındaki vatandaşlarına “iyi muamele edilmesini” beklediği ifade edildi. |
01.07.2010 |
Referandum, Kırgızistan’a istikrar kazandıracak |
KIrgIzİstan’da anayasa değişikliğini öngören 27 Hazirandaki referandumun kabul edilmesinin ardından, uluslar arası kamuoyundan tepkiler gelmeye devam ediyor. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı (AGİT) Kırgızistan’daki Gözlemci Heyeti Başkanı Büyükelçi Boris Frclec, anayasa referandumunu istikrar yolunda atılan olumlu bir adım olarak değerlendirdi. AGİT’in dönem başkanı Kazakistan’ın Dışişleri Bakanı Kanat Saydabayev de, bu referandumu ülkede istikrarın sağlanması ve yönetimin yasallaşması açısından önemli gördüklerini ifade etti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley de, referandumun huzur içinde yapılması için gösterdiği yoğun çabadan dolayı geçici hükümeti tebrik etti. ABD’nin, Kırgızistan halkına ve hükümetine destek vermeyi sürdüreceği ifade edildi. Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ise, demokratik sürecin işlemesinde ve anayasal düzenin sağlanmasında referandumun oynadığı role dikkati çekti. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun, yeni anayasanın kabulü sürecinin sakin geçmesinin önemli olduğunu, halkın desteğinden memnun olduğunu bildirdi. |
01.07.2010 |
ABD, petrol sızıntısı için dış yardımları kabul edecek |
ABD, Meksika Körfezi’nde BP’nin petrol platformundaki sızıntıyı önleme ve petrolü temizleme çalışmalarında, diğer ülkelerin ve uluslar arası kuruluşların yardımını kabul edeceğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ‘’ABD’nin, 12 ülke ile uluslar arası kuruluşlardan gelen, 22 yardım teklifini kabul edeceği’’ bildirildi. Şimdiye kadar ABD’ye 27 ülkenin yardım teklifinde bulunduğu bildiriliyor. BP’nin işlettiği ‘’Deepwater Horizon’’ adlı platformda, 20 Nisanda 11 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlama meydana gelmiş, iki gün sonra da bu platforma bağlı, denizin 1500 metre altındaki kuyudan, suya günde en az 60 bin varil ham petrol karışmaya başlamıştı. Şirket, denediği çeşitli yöntemlere karşın felaketi önlemede başarısız oldu. |
01.07.2010 |
Sellerin vurduğu Romanya AB’den yardım talep etti |
Romanya, ülkenin kuzeydoğusunu bir hafta boyunca vuran, 20 kişinin ölümüne yol açan sel felâketi dolayısıyla AB’nin Dayanışma Fonundan yardım istiyor. Ağır hasar gören yollar ve evlerin onarımı ile sular altında kalan tarım ürünleri için yardım bekleyen Romanya’nın İçişleri Bakanı Vasile Blaga, sel tehlikesinin sürmesi dolayısıyla tam bir hasar tespiti yapılamadığını, ancak gayri safi yurtiçi hasıladaki kaybın yüzde 0,6’yı geçebileceğini bildirdi. Blaga ayrıca, Galati ve Brayla kentleri çevresinde Tuna Nehri’nin 2006’daki rekor seviyesini de aştığı uyarısında bulundu. Romanya’da şiddetli yağışların yol açtığı seller yüzünden Pazartesiden bu yana binlerce kişi tahliye edildi. |
01.07.2010 |
Yahudilere, ‘siyah karşıtı olma’ suçlaması |
ABD’dekİ İslam Cemaati lideri Louis Farrakhan, Yahudileri siyah karşıtı tutum içinde olmakla ve siyahlara zarar vermekle suçladı. ABD’deki ondan fazla Yahudi kuruluşuna yazdığı mektupta Farrakhan, ‘’Yahudilerin siyah karşıtı tutumlarının inkâr edilemez kayıtlarının’’ bulunduğunu belirtti ve bu iddiaları desteklemek için bir araştırma ekibinin Yahudi alimlerin araştırmalarını derlediğini kaydetti. Farrakhan, 25 Haziran tarihli mektupta, Yahudi kuruluşlarından diyalog kapısını açmalarını ve Yahudilerin ‘’milletine verdikleri bu zararın” onarılmasında yardım etmelerini istedi. |
01.07.2010 |
Hırvatistan’da toplu mezar |
HIrvatİstan’da İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma toplu mezar bulundu. Hindustan Times’ın Hırvat gazetesi Vecernyi List’e dayanarak verdiği haberde, mezarda 17 kalıntı bulunduğu, kalıntıların, Yugoslav komünistlerinin savaşın sonlarında, 1945’te öldürdüğü Hırvat ve Alman askerlerine ait olduğunun sanıldığı belirtildi. Adli tıp uzmanlarının, başkent Zagreb’in 50 kilometre kuzeybatısındaki toplu mezar bölgesinde çalışmalara başladığı kaydedildi. Hırvat yetkilileri, inşaat çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan mezarın, Partizanların kazdığı toplu mezarlardan sadece biri olduğunu ifade etti. Hırvatistan İçişleri Bakanı Tomislav Karamarko, geçen yıl yaptığı bir açıklamada, eski Yugoslavya döneminden kalma toplu mezar sayısının muhtemelen binden fazla olduğunu söylemişti. |
01.07.2010 |
Fiji ve Meksika’da deprem |
Büyük Okyanus’taki Fiji adalarında 6,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Amerikan Jeofizik Kurumu, depremin Fiji adalarının başkenti Suva’nın 565 km güneyinde ve 536 km derinde meydana geldiğini duyurdu. Bölgede sık sık deprem ve yanardağ faaliyetlerine rastlanıyor. Öte yandan Meksika’da da 6.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiği bildirildi. Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi, Meksika’nın başşehri Meksiko yakınlarında meydana gelen depremin başşehirdeki binaları salladığını duyurdu. Depremin ardından Meksiko’da bazı kişilerin evlerini terk ettiği belirtiliyor. |
01.07.2010 |