Esnaf, ekonominin can damarı |
Türkıye’dekı esnaf ve sanatkarların toplam işletmeler içinde yüzde 98, istihdamda yüzde 60, üretimde yüzde 37, yatırımda da yüzde 26 paya sahip olduğu bildirildi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Teknoloji Araştırma Merkezi (TEKAM) Müdürü Prof. Dr. Muammer Kaya, toplumsal yapının dinamiğini oluşturan, sosyal dengenin güvencesi esnaf ve sanatkarların sorunlarına ilgisizliğin önce ekonomik zafiyetlere, ardından sosyal sorunlara ve toplumsal yapının deformasyonuna yol açacağını kaydetti. Gümrüksüz ithalatın, küresel şirketlerle rekabet edebilme şansları bulunmayan küçük üreticileri olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Kaya, şöyle konuştu: ‘’Alışveriş merkezlerinin (AVM) albenisine kapılan tüketicilerin alışveriş tercihlerinin öncelikle AVM’ler olması da olumsuz bir etken olarak karşılarına çıkmaktadır. Hiper ve grosmarketlerin piyasa paylarındaki artışı, sadece bakkalları değil, kasap, manav, kuru yemişçi, şarküterici, ayakkabıcı, kırtasiyeci ve benzeri 80’e yakın meslek grubunda faaliyet gösteren esnafı da olumsuz yönde etkilemektedir. Esnaf ve sanatkâr gelir dağılımından olumsuz etkilenmektedir. Ülkemizde çalışan kesimin çoğunlukla asgari ücret düzeyinde veya düşük ücretle hayat sürdürüyor olması da esnaf ve sanatkarların satışlarını olumsuz etkilemektedirler. Bu durum birçok esnafın (veresiyecilerden başka müşterimiz kalmadı) şeklinde sızlanmasına yol açmış ve veresiye defterlerinin alacak hanesinde tahsili güç rakamlarda artış sağlamıştır.’’ Kâr marjı düşük esnafın komisyon ödeyerek kredi kartlarıyla satış yapmaktan kaçınmasının doğal karşılanması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Kaya, ‘’Kredi kartıyla satış anlaşmasında bankaların büyük mağazalarla küçük esnafa karşı ayrımcı tutumu ise esnaf ve sanatkarlar için handikap oluşturmaktadır. Rekabet Kurumunun bu gibi haksız rekabet ortamları oluşturulmasına da önleyici tedbirler alması beklenmektedir’’ dedi. Prof. Dr. Kaya, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu’nun (TESK) Esnaf ve Sanatkâr Raporuna göre, Ekim 2008 itibariyle Türkiye de 491 meslek kolunda TESK’e kayıtlı 1.9 milyon (Türkiye genelinde tahmini 5 milyon) esnaf ve sanatkarın toplumun her kesimine hizmet vermesine rağmen ihtiyaç hissettikleri hizmetleri almakta sıkıntı yaşadığını bildirdi. TESK’in araştırmasına göre, Türkiye’deki esnaf ve sanatkarların toplam işletmeler içinde yüzde 98, istihdamda yüzde 60, üretimde yüzde 37, yatırımda da yüzde 26 paya sahip olduğu ifade eden Prof. Dr. Kaya, ekonomik ve sosyal dengelerle tüketicilerin korunması, trafik ve çevre sorunlarının önlenmesi bakımından büyük mağazaların faaliyetlerinin bir kurala bağlanması gerektiğini bildirdi.
ÇİN’DEN FİYAT, AVRUPA’DAN KALİTE BASKISI
Prof. Dr. Kaya, esnaf ve sanatkarlık kavramının ekonomik olmaktan ziyade sosyal bir anlam içerdiğini belirterek, ekonomideki mikro kaynakları değerlendiren söz konusu meslek gruplarının kaynak israfını da önlediğini kaydetti. Finansal yetersizlik sıkıntısı çeken esnaf ve sanatkarın planlama ve pazarlama stratejilerinden de yoksun olduğunu anlatan Prof. Dr. Kaya, şöyle konuştu: ‘’Bilgi ve teknolojideki değişime paralel olarak küreselleşmeyle gelen artan çeşitlilik baskısı, Çin’den gelen maliyet yönlü fiyat baskısı ve Avrupa Birliği uyum süreciyle gündeme gelen standardizasyon ve kalite baskısı da esnaf ve sanatkarları güç durumda bırakmaktadır. Esnaf ve sanatkarların keyfiyeti tüketici üzerinde en olumsuz etken olarak durmaktadır. Marifet, lütuf ve kanaatkarlıktan uzak zihniyetlere sahip bazı esnaf ve sanatkarların varlığının zararları, diğerlerine de sirayet edebilmektedir. İnsanlar alışveriş yaptıkları esnaftan sırf somurtmaları nedeniyle uzaklaşıp, pazarlama tekniklerini kullanan güler yüzlü personel çalıştıran büyük mağazaları tercih etmekte, tadilat ya da ustalık işi yaptıracak kişiler, benzer nedenlerle kurumsal garantili hizmet veren işletmeleri tercih edebilmektedirler. Esnaf ve sanatkarlar kendilerini geliştirmeli, kontrol edebilmeli ve kendi içlerinde bir oto kontrol müessesesi oluşturmalıdır.’’ |
26.06.2010 |