Röportaj |
UMUT YAVUZ |
İsrail işgali sona ermeli |
İsrail’i sürekli sert bir şekilde eleştiren ünlü Yahudi akademisyen Prof. Dr. Norman Finkelstein, gazetemize verdiği röportajda, İsrail devletinin muhakkak surette 1967’de işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini ve yerlerinden ettiği mültecilere geri dönüş ve tazminat haklarını vermesinin şart olduğunu söyledi. İsrail işgali sona ermeli
İSRAİL'İ her defasında sert bir şekilde eleştiren ünlü Yahudi akademisyen Prof. Dr. Norman Finkelstein Yeni Asya’ya konuştu. Finkelstein, gazetemize verdiği röportajda İsrail’in yapmış olduğu kanlı eylemlerle Arap ve Müslüman dünyasına gövde gösterisinde bulunmayı amaçladığını ifade etti. Finkelstein, Filistin meselesinin çözümü için de, İsrail devletinin muhakkak surette 1967’den işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini ve yerlerinden ettiği mültecilere geri dönüş ve tazminat haklarını vermesinin şart olduğunu söyledi. Ayrıca Finkelstein, Orta Doğu’nun çok yakın bir gelecekte felâkete doğru sürüklendiğini ve kitle imha silâhlarının kullanılması ihtimalinin olduğunu öne sürdü.
İsrail’in Filistin topraklarında işgalci bir devlet olduğu tezine katılıyor musunuz?
Bir çok devlet gibi, özellikle buna Amerika Birleşik Devletleri’ni de dahil etmek istiyorum, İsrail de bir yerleri fetih veya işgal etmek suretiyle ve de o topraklarda yaşayan yerel halkı yerlerinden sürmek ve ellerinden almak vasıtasıyla kurulmuş bir devlettir.
Siyonistler’in Holokost’u bu denli istismar etmesinin altında yatan sebepler neler?
Ne yazık ki, İsrail Devleti, Yahudilerin 2. Dünya Savaşı sırasında yaşadığı büyük acıları ve elemleri, kendi bugünkü katliâm ve savaşlarını mazur göstermek ve haklı çıkarmak maksadıyla istismar etmektedir.
“Vaadedilmiş Topraklar” diye tarif edilen mit hakkında ne düşünüyorsunuz? Yahudiler yahut İsrail Devleti diyelim böyle bir vaadin peşinde mi?
Bir çok devlet ve ulus, buna yine ABD’yi dahil edebilirim, tarih boyunca kendi kuruluşlarının ve yapılanışlarının Tanrı’nın bir buyruğu ve isteği doğrultusunda gerçekleştiği şeklinde bir mit üreterek hareket etmişlerdir.
Bir yanda da Filistinlilerin büyük trajedisi var... İnsanlık buna nasıl “dur” diyecek? Bölgedeki kökleşmiş meseleler nasıl çözümlenecek?
Bütün kökleşmiş sorunların ve ihtilâfların çözümü için uygun olan yegane zemin uluslar arası hukuk kurallarıdır. Bu kurallar da İsrail’in 1967 yılında işgal ettiği topraklardan çekilmesini öngörüyor. Yani İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmeden bu iş olmaz. Bunun yanı sıra, halihazırda yaşanmakta olan büyük mülteci sorununa “geri dönüş hakkı” ve “tazminat” da içeren bir çözüm bulunması şarttır.
Gazze’de yaşanan katliamın izleri hâlâ silinebilmiş değil. İsrail’in bir devlet olarak böylesi bir katliâma imza atmasını nasıl karşılıyorsunuz?
Goldstone Raporu da açık bir şekilde gösterdi ki, İsrail Gazze’de onlarca savaş suçu işlemiş ve “insanlığa karşı suç” olarak nitelenebilecek eylemlerde bulunmuştur. İsrail, Hamas ile aralarında yaşanan ihtilâfa barışçıl bir çözüm bulunmasının önünü bu hareketiyle kapatmıştır. Bunu yapmakta ki amacı ise Arap ve Müslüman dünyasına hala güçlü bir askerî donanıma sahip olduğunu göstermek ve gövde gösterisi yaparak istediği zaman toplu kıyım yapabilecek kapasitede olduğunu ispat etmektir.
Peki son olarak Türkiye’den bir insanî yardım kuruluşunun başını çektiği filolara yaptığı baskın ve katliâm konusunda görüşünüz nedir? Bu çılgınca bir davranış değil mi?
Elbette çılgıncadır.. Hadi diyelim ki bir an için İsrail’in Türkiye’den gelen bu gemileri durdurma hakkı olsun, ancak bunu yaparken pek tabiî ki şiddete ve öldürmeye başvurmadan da gerçekleştirebilirdi. Meselâ gemilerin pervanelerini ve motorlarını durdurmak da bir çözüm olabilirdi. Ancak bunu yapmayarak, en şiddetli yolu seçtiler. Çünkü demin de dediğim gibi Arap ve Müslüman dünyasına, hâlâ Entebbe’de yapmış oldukları operasyonlar gibi operasyonları yapabilecek güçte olduklarını göstermek istiyorlardı.
Hamas’ın Filistin dâvâsında yeri nedir?
Hamas en başından beridir tekrar tekrar 1967 Haziran’ından önceki sınırlar konusundaki kararlılığını belirtmekte ve ısrarını sürdürmektedir. İsrail ise 1967 Haziran’ında işgal ettiği bölgelerden çekilmeyi red etmektedir. İşte Hamas’la yaşanan problemin kökeni burada yatmaktadır.
Son olarak Orta Doğu’nun gittikçe ısındığı tezine katılır mısınız? Sizce Orta Doğu ülkeleri nereye doğru gitmektedir?
Bölgede tehlikeler kesinlikle günbegün artmakta ve adeta bir felâkete sürüklenmektedir. Bana göre, çok yakında Orta Doğu’nun kitle imha silâhlarının serbestçe kullanıldığı bir “free zone” olması gibi bir tehlike ne yazık ki sözkonusudur.
Norman Finkelstein kimdir?
8 ARALIK 1953’de ABD’de dünyaya gelen Prof. Dr. Norman Gary Finkelstein, Holokost, İsrail-Filistin problemi ve Orta Doğu konularında araştırma yapan bir siyaset bilimcidir. Binghamton Üniversitesi’nin bitiren Finkelstein, doktorasını ise dünyanın en saygın üniversitelerinden Princeton’da tamamladı. Bir süre çeşitli üniversitelerde akademisyenlik görevini sürdüren Finkelstein, uzmanlık alanı olan konularda bir çok kitap yazmış, seminerler vermiştir. Yahudi asıllı olan Finkelstein, özellikle İsrail devletinin yapageldiği zulümlere tepki vermesi ve eleştirmesiyle gündeme oturmuştur.
YAHUDİ ÖĞRENCİYE DERS VERMİŞTİ
YAHUDİ kökenli Amerikalı Prof. Dr. Norman Finkelstein, daha önce Waterloo Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşma esnasında, Yahudi soykırımını bahane ederek timsah gözyaşları döken Yahudi öğrenciye unutulmaz bir ders vermişti. Kız öğrenci, İsrail karşıtı açıklamalar yapan Prof. Dr. Finkelstein’a karşı, “Konuşmanız boyunca Musevilerle Nazileri karşılaştırdınız. Bu, Almanlar için ve aynı zamanda Nazilerden zulüm görmüş Museviler için de incitici” diyerek itiraza başlamıştı ki, Yahudi profesör öğrencinin sözlerini kesti. Artık bu timsah gözyaşlarına saygı duymadığını ifade eden Prof. Dr. Norman Finkelstein, “Yabancı dinleyicilerle soykırım kartı oynamayı sevmiyorum. Ama şu an kendimi buna mecbur hissediyorum. Benim anne ve babam da toplama kamplarındaydı. Her iki taraftan da ailemin üyeleri katledildi” dedi. Anne ve babasının ona ve kardeşlerine öğrettikleri doğrultusunda, İsrail’in Filistin’e karşı işlediği savaş suçlarına sessiz kalmayacağını dile getiren Prof. Dr. Finkelstein, “Onların zulmünden ve işkencelerinden daha kötüsünü düşünemiyorum. İsrail’in yaptığı kıyım ve vahşilik, Filistinlilerin hayat alanını tahrip etmek, ve bütün bu suçlarını haklı çıkarmaya çalışmasından daha aşağılık bir şey düşünemiyorum. Bu yüzden artık gözyaşlarıyla caydırılmayı reddediyorum. Eğer sende gerçekten bir kalp olsaydı. Bütün Filistinliler için ağlayabilirdin” ifadeleriyle Yahudi öğrenciye unutamayacağı bir ders verdi. Yahudi kökenli Amerikalı Prof. Dr. Norman Finkelstein, daha önce kalabalık içinde hiç böyle bir durumla karşılaşmadığını dile getirdi. |
UMUT YAVUZ / ANKARA 16.06.2010 |