Dünya |
Yalnızlaşıyorlar |
İngiliz Economist dergisi, “İsrail’in kolayca şiddete başvurduğu” izleniminin dünyada İsrail’i yalnızlaşmaya doğru ittiğini kaydetti. Zulmederek yalnızlaşıyorlar
BU haftaki sayısında İsrail’in Gazze yardım gemisine yaptığı saldırıyı ele alan İngiliz The Economist dergisi, olayların İsrail’i uluslar arası alanda yalnızlaştırdığına dikkat çekti. Saldırının uluslar arası alanda büyük öfke topladığını vurgulayan The Economisy, saldırıdan sonra dünya kamuoyunda İsrail’in çok kolay saldırıya geçtiği izlenimi oluşturduğunu bu tavrın da ülkeyi uluslar arası alanda yalnız bıraktığı yorumunu yaptı. “Filistinlileri bir alana hapseden bu politika, kendisini kuşatmaya başladı” ifadesini kullanan dergi, “Bu acımasız abluka başarısız oldu. Büyük acı çeken Gazzeliler boyun eğmedi. Ne İsrail askeri Gilad Şalit serbest kaldı ne de Hamas’ı bitirme planları başarılı olmadı. Hamas’a silâh yardımı yine bir şekilde devam ediyor” ifadelerini kullandı. Ortadoğu’daki dengelerin değiştiğine işaret eden The Economist, ABD’nin İsrail’e olan desteğinin artık eskisi gibi şartsız olmadığına dikkat çekti. İsrail’in Hamas’tan daha kötü bir imaja sahip olmaya başladığı belirtilen haberde, Gazze’ye uygulanan ablukanın sadece Müslüman ülkelerde değil, Avrupa’da da İsrail’e karşı bir öfkeye sebep olduğuna dikkat çekti. The Economist, her ne kadar ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik politikasında değişme olsa da, önümüzdeki aylarda yapılacak ara seçimler dolayısıyla Obama’nın İsrail ile karşı karşıya gelmek istemediğini yazdı. |
05.06.2010 |
YAKINDA TEKRAR GİDERİZ |
Gazze'ye yardım götüren konvoyda bulunan ve ülkelerine dönen 7 İsveçli'den biri olan ressam ve müzisyen Dror Feiler, en yakın zamanda daha kalabalık olarak tekrar Gazze'ye gideceklerini açıkladı. UMARIZ İNSANLIK KAZANIR
Prof. Yazar Mattias Gardell ise, “Umarım, Gazze'ye uygulanan abluka kaldırılır. Ayrıca, Filistinliler de diğer özgür uluslar gibi insanca yaşama hakkına kavuşur'' diye konuştu..
Gönüllü ordusu büyüyor
TUTUKLU bulundukları İsrail’den serbest bırakılan 7 İsveçli ülkelerine döndü. İsveçlileri, İsveç’te yaşayan Filistinliler, çiçek, Filistin bayrakları ve alkışlarla karşıladı. ‘’Çok Yaşa Filistin’’ sloganları arasında karşılanan İsveçli yardım gönüllüleri arasında bulunan İsveç Uppsala Üniversitesi’nde din tarihi öğretim görevlisi Prof. Yazar Mattias Gardell, gemide bulunanların silâhsız olduğunu, uluslar arası sularda seyrederek Gazze’ye insanî yardım götürmeye çalıştıklarını tekrarladı. Mattias Gardell, gemidekilerin İsrail askerlerine karşılık verdiği şeklindeki yorumlara da ‘’Ben senin evine girsem sana, ailene saldırsam sen de kendini savunursun. Gemide yapılanlar da aynısıydı. Dünyanın en güçlü askerî gücüne karşı insanlar kendini savundu’’ diye karşılık verdi. İsveçli gazetecilerin ‘’Bu eylemden sonra Filistin Devletinin kuruluşunu yakında görüyor musunuz?’’ şeklindeki sorusuna da Mattias Gardell, ‘’Umarım saldırılar sırasında ölenler boşuna ölmüş olmazlar. Umarım, Gazze’ye uygulanan abluka kaldırılır. Filistinliler de diğer özgür uluslar gibi insanca yaşama hakkına kavuşur’’ diye cevap verdi.
BÜTÜN DEVLETLER TEPKİ GÖSTERMELİ
AYNI grup içinde İsveç’e dönen İsrail uyruklu ressam, müzisyen Dror Feiler de İsrail askerleri tarafından gemilerden alındıktan sonra tutuldukları yerlerde avukat istemelerine, aileleri ile görüşmek istemelerine rağmen bunlara izin verilmediğini, ülkelerinin büyükelçileri ile görüştürülmediklerini kaydetti. Gemilerde bulunan çok sayıda insanın İsrail askerlerinin kullandığı aşırı güce şahitlik ettiklerini kaydeden Feiler, ‘’Yakın zamanda daha kalabalık olarak yeniden gideceğiz’’ diye konuştu. Dünyada başta Birleşmiş Milletler olmak üzere çok sayıda devletin Gazze’ye uygulanan ablukanın yanlış olduğunu söylediğini, ancak bu konuda değişen birşey olmadığını belirten Feiler, ‘’İsrail’e karşı bütün devletler çok sert tepki göstermeli. İsrail devleti başka şeyden anlamıyor’’ dedi. |
05.06.2010 |
Obama İsrail’i kınayamadı |
ABD Başkanı Barack Obama, İsrail’in Gazze’ye giden yardım gemilerine saldırısını “trajik” olarak niteledi, bu olayın Orta Doğu barış çabalarının ilerletilmesi için bir fırsat da sunabileceğini söyledi. Trajedi, ama Ortadoğu’da barış için fırsat olabilir
CNN televizyonunda Larry King’in sorularını cevaplayan Obama, İsrail’in, Hamas’ın yönetimi altındaki Gazze Şeridi’ne dair “meşrû güvenlik kaygıları” olduğunu belirtti. Obama, İsrail’in Gazze’ye yönelik ablukasının, “insanların ekonomik fırsatlar peşinde koşmalarını önlediğini” ifade etti. Gemi filosuna baskını “trajik bir durum” olarak niteleyen Obama, “Bu olayı, Orta Doğu barış sürecini ilerletmek için bir fırsat olarak kullanmaya ihtiyacımız var” dedi. ABD Başkanı Barack Obama, şunları söyledi: “Bu süreçte Türkiye’nin de olumlu bir sesi olabileceğini düşünüyorum. Bu trajedi üzerinde çalıştığımızda ve herkesi bir araya getirdiğimizde, İsrailliler ve Filistinlilerin barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayabilecekleri iki devletli çözüme nasıl ulaşabileceğimizi de çözebiliriz.” Başkan Obama, “gemi filosuna baskın konusunda İsrail’i kınamanın erken olup olmadığına” dair bir soru üzerine, “Bütün gerçekleri bilmeye ihtiyacımız var” dedi. |
05.06.2010 |
Guantanamo’dan farksız gibiydi |
Gazze’ye yardım götüren gemilerde bulunan Hollandalı Anne de Jong, yaşadıklarının bir kâbusu andırdığını belirterek, “Saldırıyı hiç beklemiyorduk. Hapiste yaşadıklarımız bize Guantanamo’yu hatırlattı” dedi. İsrail hapishaneleri Guantanamo gibi
İSRAİL'İN saldırısına maruz kalan Gazze’ye yardım götüren gemilerde bulunan Hollandalı Anne de Jong, yaşadıklarının bir kâbusu andırdığını söyledi. “Saldırıyı hiç beklemiyorduk. Hapiste yaşadıklarımız bize Guantanamo’yu hatırlattı” diyen De Jong, hapiste kötü muamele gördüklerini kaydetti. Hollanda televizyonu NOS’e konuşan De Jong, İsrailli yetkililerin, muhtemelen sonradan aleyhlerinde kullanmak için kendilerine zorla bazı belgeler imzalatmak istediklerini, ama buna direndiklerini de söyledi. “Gemide bulunan yardım gönüllülerinin İsrail askerlerine saldırdıkları ve onları provoke ettikleri” yönündeki iddiaların tamamen yalandan ibaret olduğunu belirten Hollandalı aktivist, Marmara Gemisi’ne yapılan saldırıya bizzat şahitlik ettiğini söyledi. Komandoların açtıkları ateşi hem duyduklarını hem de gördüklerini ifade eden De Jong, “Ateşle birlikte insanların yere düştüklerine şahit olduk. Gemidekilerin askerlere saldırdıkları ya da onları provoke ettikleri koca bir yalan” dedi. Marmara’ya saldırı olduktan sonra kendi gemilerinde bulunan arkadaşlarıyla bir araya gelip askerlere, “İsrail sularına girmeyeceğiz, Gazze’ye gideceğiz” dediklerini, ama bunun fayda etmediğini anlatan De Jong, daha sonra şiddet uygulanarak gözaltına alındıklarını açıkladı. “Hapishanede avukatlarımızla görüşmemiz neredeyse imkânsızdı” diyen De Jong, 90 kişinin sadece on dakika avukatla konuşabildiklerine dikkat çekti. |
05.06.2010 |
“NATO, bir jesti bile esirgedi” |
ESKİ İngiliz Büyükelçi Craig Murray, Gazze’ye insani yardım götüren gemilere saldıran İsrail’e karşı gereken tepkiyi vermediği gerekçesiyle NATO’yu eleştirdi. İngiltere Dışişleri Bakanlığında uluslar arası deniz hukukunu ilgilendiren önemli görevler üstlenen Murray, internette kişisel günlüğünde yayımladığı makalede, NATO’nun uluslar arası sularda üye ülkelerin gemilerine saldırıda karşılık vermekle yükümlü olduğunu vurguladı. Kimsenin NATO’nun İsrail’e karşı askeri eyleme geçmesini beklemediğini, ama en azından teorik açıdan bunun masada olması gerektiğini belirten Murray, “NATO, Türkiye’yi savunmak için güçlü bir şey yapmakla yükümlüdür. Üyelerin birbirine ortaklaşa askeri destek vermesi NATO’nun mevcudiyet sebebidir” ifadesini kullandı. Türkiye’nin bu sebeple İsrail saldırısının hemen ardından NATO Konseyini olağanüstü toplantıya çağırdığını kaydeden emekli büyükelçi Murray, “Üye ülkeler, büyük maliyetle ve birçok kişinin canı pahasına ABD’yi (Afganistan’da) desteklemek için uzun vadeli taahhüt altına girerken, NATO üyesi olmayan bir ülkenin saldırdığı Türkiye’yi desteklemeye yönelik bir jest bile yapamıyorlarsa NATO ne tür bir ortak destek örgütüdür” diye sordu. Murray, NATO’nun gerçek bir ortak savunma örgütü mü yoksa ABD dış politikasının araçlarından biri mi olduğunu açıklığa kavuşturmasını talep etti. Türkiye’nin çağrısı üzerine 1 Haziranda toplanan NATO üyesi ülkelerin büyükelçileri ortak bir karar alamayınca Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen’i açıklama yapmakla görevlendirmişti. Rasmussen, yazılı açıklamasında, İsrail’i doğrudan kınamak yerine, “bu trajediye yol açan eylemleri” kınamayı tercih etmişti. |
05.06.2010 |
ABD hâlâ suç peşinde! |
İSRAİL'İN Gazze’ye yardım götüren gemilere baskınında Amerikan vatandaşlığı da bulunan bir kişinin vefat etmesi, ABD’nin İsrail’e yönelik tutumunun değişip değişmeyeceği yönünde yeni sorulara sebep oldu. Bir Amerikan vatandaşının denizaşırı bölgede hayatını kaybettiği durumlarda, ABD yönetiminin konuyla ilgili kendi soruşturmasını açma opsiyonu bulunuyor. Amerikan basınında; İsrail’in saldırısında ölenlerden birinin Türk ve ABD vatandaşı Furkan Doğan’ın olmasının ABD yönetiminin tarafsız kalma çabalarını karmaşıklaştırabileceği ve soruşturma konusuna yeni bir öge kattığı yönünde yorumlara rastlanıyor. ABD yönetimi yetkilileri, konuyla ilgili basın mensuplarının ısrarlı sorularıyla karşılaştı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, soruşturmaya bir Amerikalı yetkilinin de dahil edilmesi ihtimalinin sorulması üzerine, bu konuda henüz herhangi bir karar vermediklerini söyledi.
FBI MÜDAHİL OLMUYOR
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley de “Eğer bir suç işlendiğine kanaat getirirsek, ev sahibi hükümetle birlikte çalışarak, kendi soruşturmamızı yürütme opsiyonuna sahibiz” dedi. FBI’ın duruma müdahil olup olmadığına yönelik soru üzerine Crowley, “Bu aşamada hayır” cevabını verdi. New York doğumlu Doğan’ın açılan ateş sonucu öldüğünü belirten, ancak başından birden çok sayıda vurulduğuna yönelik haberleri doğrulamayan Crowley, ABD konsolosluk yetkililerinin Doğan’ın cesedini İsrail’den ayrılmadan önce morgda gördüklerini, ancak bu sırada çifte vatandaş olduğunu bilmediklerini ifade etti. |
05.06.2010 |