Eski tarihli sayılar
|
Kültür-Sanat |
Alanya (Alaiyye) |
|
Selçuklunun inanılmaz hediyesi;
Alanya... Dünyada; Yalancı cennet denebilecek belki de tek yer. Kuzeyindeki Toros Dağları. Güneyindeki Bahr-ı Sefid… Yani; bildiğimiz Akdeniz Alanya’yı/Alaiyye’yi memleketlerin sultanı yapıyor. Bu; muhteşem mesire yeri, Sultanlar kışlağı, vakti zamanında yüce Selçuklumuzun Başşehri Konya ilini çok kıskandırmış…. Alanya... İnanılması güç bir güzellik hazinesi! Dünyada; yalancı cennet denebilecek belki de tek yer. Kuzeyindeki Toros Dağları. Güneyindeki Akdeniz; Alanya/Alaiyye’yi memleketlerin sultanı yapıyor. Çok eskilerde: Side, Aspendos, Perge gibi şehirler burada varlığını devam ettirmiş olsa da; Alanya’nın en huzurlu kimliği Selçuklu dönemidir. Piri Reis, Seyyah İbn-i Batuta ve Evliya Çelebi buraları anlata anlata bitiremezler. 13 asırda; Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alâeddin Keykubat buraları fetheyleyerek bizlere miras bırakmış. Sultan; ilk seferini askerî ve ticarî bakımdan çok önemli ve başşehir Konya’ya liman olabilecek Alanya üzerine yapar. Şehrin ismi hükümdarın ismine uygun alarak “Alaiyye” olarak değiştirilir. Başşehir Konya’nın yanı sıra ikinci bir başşehir olmuş Alaiyye ve Sultan’ın, kışlağı/kışlık merkezi haline gelmiş. Alanya; birçok âlim ve san'atçı yetiştirmiş ve kısa bir zamanda Selçuklu kültür ve ticaret merkezi haline almış. Derler ki; kendi saltanatı ve başşehirliği sarsıldı diye çok kıskanmış o vakitler Konya, Alaiyye’yi! Zaten; I. Alâeddin tahta geçtikten sonra bütün Anadolu’da imar faaliyetlerinde bulunmuş; Konya, Sivas, Kayseri ve Antalya gibi şehirlerde medreseler, hanlar, av köşkleri, saraylar ve kaleler yaptırmış. Hele; Alanya kalesini, bir bahar vakti, akşam üzeri gezerseniz; ömrünüze bereketler katıldığını hisseder Sultan Alâeddin’in neden burayı kışlık başşehir olarak tercih ettiğini yerli yerince anlarsınız. Alanya Koyu… O; inanılmaz körfez…. Damlataş Mağarası! Apayrı bir güzelliğe sahip: Nar bahçeleri! Alanya iç ve dış kaleleri; sanki Sultan Alâeddin ile evlendikten sonra Müslüman olan Huand Hatun’un; sonradan “Mah-Peri Sultan” ismini almıştır. Alanya için söylediklerini hatırlatır yeniden: “Alaiyye; mah/ay yüzlüdür, ben değil!” Sarnıçlar şehridir ayrıca Alaiyye… Çok huzur verici bir iklimi vardır: Alanya’da üç mevsim bahar, bir mevsim yaz imiş meğer! Kale içinde yer alan camide ağaç oymacılığının ve bu san'atın en muhteşem örneklerine rastlıyoruz. Paha biçilemeyen mihrab, kürsü ve mahfiller ile minberlere rastlıyoruz Alanya’da… Atılan taşın hava akımı ve yer çekimi dolayısıyla denize düşürülmesinin çok zor olduğu bir yer var Alanya Kalesi burçlarında “Adam Atacağı” diyorlar buraya. Ama siz bu taş atma faslı yerine Tabiat Risâlesi okumalısınız ya da Âyet-ül Kübra Risâlesini bu kalenin burçlarından Akdeniz’i tefekkür ederek… Sitti Zeynep Türbesi’ni ziyaret eyleyerek yörük gözlemesi tatmalısınız. Çünkü; yörükler bambaşka bir mertliğe sahipler. Akdeniz insanı temelde çok yiğit ve mert. Bırakınız yabancı turistleri doğrusu biz bile hayretler içinde kaldık, bunca farklı insanın akın ettiği Alanya’da hâlâ insanımızın bu kadar bozulmadan kimliklerini muhafaza etmelerine! Yabancılar bu vesileyle çok daha hayran Alanya’ya. Kızılkule’ye hayran kaldım ve onu seyreyleyerek Selahattin Özyürek kardeşimin ikramlarını tattım. Kuleye adını koyu kırmızı renkli taşlar veriyor. 1226 yılında Alaaddin Keykubat döneminde yaptırılmış. Kaç sene ediyor? 2010 senesinden 1226 çıkınca: 884 sene. 9 asırdan beridir, yani nerede ise bin yıldır bu topraklara; hanlar, hamamlar, kervansaraylar; saraylar, iç ve kaleler, surlar, sebiller, darüşşifalar inşa ediyoruz. Rabbimiz daha nice binyıllar bizi gördüğümüzden ve bu topraklara göstereceğimiz güzel hizmetlerden geri komasın.
Yazı ve Fotoğraflar: Mehmet KAPLAN |
|
03.06.2010 |
|
|
